Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından verilen 10 günlük ekran karartma cezası, medya ve ifade özgürlüğü alanında çalışan birçok basın meslek örgütü tarafından protesto konusu oldu. İlgili dernekler, Sözcü TV’ye destek olmak amacıyla kanalın önünde bir araya gelerek ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Bu durum, medya dünyasında ciddi yankılar uyandırdı.
Protestoya katılan basın meslek örgütleri, Sözcü TV'ye çıkarılan ekran kapatma cezasının önlenemez bir sansür biçimi olduğu ifade ediliyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, RTÜK'ün bu tutumunun demokratik değerlere aykırı bir gerçeklik olduğunu belirterek, "Bugünkü karar, halkın haber alma hakkını karartmaya yönelik bir adımdır" dedi. Güneş, RTÜK tarafından verilen cezaların büyük çoğunluğunun iktidarı eleştiren basın kuruluşlarına yöneltildiğini vurguladı ve oluşan durumun birçok gazetecinin emeklerini tehlikeye attığını belirtti.
Türkiye Yazarlar Sendikası İkinci Başkanı Mustafa Köz, ekran karartma kararını ülkenin geleceğine yönelik karartma olarak değerlendirdi. Köz, yasalarla birlikte gelen bu karanlığın düşünce ve basın özgürlüğünü hedef aldığını belirtti ve "Bu durum sadece bugün değil, ülkemizin geleceği için de endişe vericidir" ifadelerini kullandı. Bu bağlamda, Sözcü TV'nin yayın yaşamına devam etme kararlılığını sürdüreceğini vurguladı. Köz, baskıların geçici, özgürlüğün ise kalıcı olduğunu dile getirdi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Banu Tuna, RTÜK'ün mevcut yapısının ifade özgürlüğüne tehlike oluşturduğuna dikkat çekti. Tuna, habercilerin sürekli olarak çeşitli baskılarla karşı karşıya kaldığını ve RTÜK'ün adeta iktidarın bir aracı haline geldiğini ifade etti. Dayanışma çağrısında bulunan Tuna, birlikte hareket etmenin önemine vurgu yaptı. Ona göre, mevcut karanlıktan çıkmak için yan yana gelmek ve örgütlenmek büyük önem taşıyor.
DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu Üyesi Gökay Başcan, RTÜK'un cezasının yalnızca Sözcü TV'ye değil, aynı zamanda toplumun haber alma hakkına da bir darbe vurduğunu belirtti. Başcan, 19 Mart'tan bu yana yaşanan siyasi atmosferde, halkın bilgi edinme hakkının engellenmeye çalışıldığını ifade etti. Bu nedenle topluluk olarak, bu sürecin üstesinden birlikte gelme kararlılığında oldukları mesajını verdi.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Genel Koordinatörü Batıkan Erkoç, RTÜK'ün politik kararlar aldığını ve bu kararların çoğunun iktidarı eleştiren yayınlara yönelik olduğunu belirtti. RTÜK'ün artık denetleme işlevini kaybettiğine ve sansüre dönüştüğüne işaret eden Erkoç, Sözcü TV’ye yönelik cezanın hukuksal bir dayanaktan yoksun olduğunu ifade etti.
Türkiye Yayıncılar Birliği temsilcisi Erkan Akpınar, haber alma hakkının sadece medya çalışanlarının değil, aynı zamanda tüm toplumun hakkı olduğunu vurguladı. Akpınar, bu tür engellemelerin demokratik sosyal yapıda ciddi yaralar açabileceğini belirtti. Yayıncılar olarak ifade özgürlüğü üzerindeki her türlü kısıtlamanın sona ermesini talep ettiklerinin altını çizerek, Sözcü TV ile dayanışma içinde olduklarını ifade etti.