İYİ Partili Sezgin: Cumhurbaşkanı'nın "işgal edildi" dediği adalarımız hangileri?
İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, Dışişleri Bakanlığı bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmeleri sırasında İYİ Parti adına söz alarak, iktidarın dış politikasına yönelik partisinin eleştirilerini paylaştı.
Dışişleri Bakanlığı bütçesinin yaklaşık 900 milyon dolar olduğunu ve enflasyon nedeniyle bütçenin gerçek değerinin çok aşınacağını belirten Sezgin, "Harcamalarının çok önemli kısmını döviz cinsinden yapan bir Bakanlık için çok zor bir durum. Keşke bütçeyi alıp dövize yatırmak mümkün olsaydı, keşke Dışişleri Bakanlığı bütçesi biraz daha artırılabilseydi." ifadelerini kullandı.
"Türkiye uluslararası alanda güvenilirliğini kaybetti"
Türkiye'nin dış politikası kalmadığını belirten Sezgin, bu nedenle "Türkiye'nin dış alemle ilişkileri" veya "uluslararası ilişkileri" ifadelerini kullanmayı tercih ettiğini belirterek, iktidarın bazı ülkelerle anlamsız yere bozulan ilişkilerimizi normalleştirmeye çabalarını İYİ Parti olarak desteklediklerini, ancak toparlanmanın bir türlü gerçekleşmediğini, normalleşme girişimlerinin tutmadığını veya eksik kaldığını ifade etti. Sezgin, bunun sebebinin, iktidarın uluslararası alanda güvenilirliğini yitirmesi olduğunun altını çizdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na hitaben "Yönettiğiniz Bakanlık çoğu zaman itfaiyeci vazifesi görüyor, dikkatle kullanılması gereken enerji boşa harcanıyor, lüzumsuz maliyetler doğuyor, bu maliyeti tüm ülke ve vatandaşlar ödüyor." ifadelerini kullanan İYİ Partili Sezgin, iktidarın yanlış uygulamaları neticesinde uluslararası ilişkilerimizin sürekli sarsıntı hâlinde olduğunu vurguladı.
"Keyfi büyükelçi atamalarının sayısı kaça ulaştı?"
Aydın Milletvekili Sezgin, son Büyükelçiler Kararnamesiyle Dışişleri Bakanlığı'nda dışarıdan atama eğiliminin devam ettiğini belirterek, keyfî atamaların toplam sayısının kaça ulaştığını sordu. Sezgin ayrıca dış politikada Cumhurbaşkanlığının mutlak ağırlığının yanında Millî Savunma Bakanlığı'nın da payının hiçbir zaman olmadığı kadar arttığını, Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı'nın da öne çıkmakta olduğunu belirtti.
"Türkiye, Libya'da yapıcı rol oynama fırsatını kaybediyor"
Doğu Akdeniz ve Libya'daki gelişmelere de dikkat çeken Sezgin, Arap Ligi'nin geçtiğimiz aylarda Türkiye'ye Libya'daki müdahalelerine son verme çağrısında bulunduğunu hatırlatarak, "Arap Ligi'nin Türkiye'nin Arap ülkelerinin iç işlerine karışmasını izlemekle görevli Bakanlar Komitesi kurmuş olması başlı başına üzüntü vericidir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Libya'da uzlaştırıcı, yapıcı bir rol oynama ve bu ülkenin geleceğinde etkili şekilde söz sahibi olma fırsatını iyi kullanmıyor izlenimi verdiğini belirten Sezgin, Libya ile imzalanan muhtıraların Libya siyaset sistemi içinde kimin tarafından nasıl onaylanacağına ve tam olarak nasıl yürürlüğe gireceğine dair belirsizliklerin de sürdüğünü hatırlattı. Sezgin ayrıca, geçtiğimiz eylül ayında Türkiye ile Libya arasında hidrokarbon ve askerî işbirliği konularını da içeren 4 yeni mutabakat muhtırası imzalandığını belirterek, bunların onay için TBMM'ye ne zaman geleceğinin açıklanmasını talep etti.
"Cumhurbaşkanı'nın 'işgal edildi' dediği adalarımız hangileri?"
ABD'nin Yunanistan'da kurduğu askeri üsleri hatırlatan Sezgin, Çavuşoğlu'na "Girit'ten Dedeağaç'a kadar kurulan veya tahkim edilen üslerin, tesislerin varlık sebebi nedir?" sorusunu yöneltti. İYİ Partili Sezgin ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 3 Eylül 2022 tarihli konuşmasında Yunanistan'ın bazı adaları işgal ettiğine yönelik sözlerini hatırlatarak "Bu adalar hangileridir, ne zaman işgal edilmiştir?" ifadelerini kullandı.
Karabağ sorununa da değinen Aydın Sezgin, "Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan savaş sonrasında kardeş Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını ve Yukarı Karabağ'ın bir kısmını kurtarmıştır." ifadelerini kullanarak, "Yukarı Karabağ'ın hâlihazırda Ermeni işgali altındaki kısmına ne olacaktır? Bu bölgeye geçtiğimiz hafta Rusya'da şöhret olmuş Ermeni asıllı bankacı bir Rus vatandaşının yönetici olarak atandığını da hatırlatmak istiyorum." ifadelerini kullandı.
Sezgin ayrıca Çavuşoğlu'na, Zengezur ve Laçin koridorlarıyla ilgili sorunların nasıl çözümleneceğini ve kurtarılmış bölgelerde ve Karabağ'da Azerbaycan devleti tarafından yapılan yaklaşık 3 milyar dolarlık yatırımlarda hangi Türk şirketlerinin yer aldığını sordu.
"Suriye'deki risk ve tehditlerin çoğunun müsebbibi AK Parti'dir"
Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmelere de değinen Sezgin, HTŞ'nin İdlib'ten TSK'nın harekât alanına geçip Afrin'i kontrol altına aldığını, Azez şehrine kadar yaklaştığını hatırlatarak, "Suriye Millî Ordusu'ndan karşı saflara, HTŞ'ye geçişler olduğuna dair duyumlar mevcuttur. BM'nin terör örgütü listesinde bulunan HTŞ'yle birlikte İdlib'de ortak hareket ettiğimiz ve ABD'nin İdlib'de HTŞ'ye olumlu baktığı, Rusya'nın ise düşman olarak gördüğü biliniyor. Nitekim, Şam kuvvetleri iki gün önce İdlib'e bir saldırı daha gerçekleştirmişlerdir. Bu konuyu Millî Savunma Bakanlığı bütçesi sırasında da gündeme getireceğim ama sizin görüşlerinizi de merak ediyorum Sayın Bakan." şeklinde konuştu. Sezgin, Suriye'deki risk ve tehditlerin çoğunun müsebbibinin AK Parti iktidarı olduğunu vurguladı.
"BM'de Somali dışında Uygur Türklerini destekleyen hiçbir İslam ülkesi yok"
Çin rejimi tarafından Doğu Türkistan'da Uygur Türklerine uygulanan zulmü gündeme getiren İYİ Partili Sezgin, "İktidarınız, maalesef, uzun yıllar Doğu Türkistan'daki ağır ve kitlesel insan hakları ihlallerine, insanlığa karşı suç kategorisindeki uygulamalara ses çıkaramamıştır. Bugün yavaş yavaş ve tereddüt içinde milletimizin duygu ve düşüncelerini yansıtmaya başladınız. Bu adımlardan memnuniyet duyuyoruz ancak bunlar yetersizdir." şeklinde konuştu.
Sezgin, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin 6 Ekim 2022 tarihinde gerçekleştirilen oturumunda, Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerinin değerlendirilmesi için özel oturum yapılması talebinin 17 kabul oyuna karşı, 19 oyla reddedildiğini hatırlatarak, "Somali dışında, BM İnsan Hakları Konseyi'ne üye olan hiçbir İslam ülkesi olumlu oy vermemiştir. Bu sonuçta, Türkiye'nin gerekli adımları atmakta gecikmesinin de payı büyüktür. Bizim bu meseleyi gündeme taşıdığımız 2017'den beri gereken tutum ve faaliyet içine girilmiş olsaydı bugün daha iyi bir noktada olurduk." ifadelerini kullandı.
Sezgin İran'da yaşanan insan hakları temelli vahim olayları da gündeme getirerek, "iktidar maalesef tam bir suskunluk içindedir. İnsani dış politikayla bunu bağdaştıramıyorum." şeklinde konuştu.