reklam
Gazete Kritik Gündem İmamoğlu'nun duruşması ertelendi, CHP hukukun bağımsızlığı için endişe edildi!

İmamoğlu'nun duruşması ertelendi, CHP hukukun bağımsızlığı için endişe edildi!

Ekrem İmamoğlu'nun duruşması, savcının mütalaasını sunmaması nedeniyle 24 Ekim'e ertelendi. CHP yetkilileri, davanın siyasi nedenlere dayandığını vurgulayarak, hukukun etkinliğine dair endişelerini dile getirdi. Bu süreç, yargı bağımsızlığı ve demokratik süreçler açısından kritik bir dönemeç oluşturuyor.

19 Mart tarihinde gerçekleşen tutuklama sonrasında, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde açılan davanın duruşması, Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşti. Daha önceki duruşmalarda olduğu gibi, bu sefer de savcı mütalaasını sunmadı ve duruşma 24 Ekim tarihine ertelendi. CHP Grup Başkanvekili, adliye önünde yaptığı açıklamada, bu sürecin arka planına dikkat çekerek, mütalasını sunmalarını bekleyen hakimlerin artık başka yerlere atanarak sürüldüğünü ve adaletin bu şekilde yürütülmeye çalışıldığını belirtti.

Duruşmanın yapıldığı gün, Ekrem İmamoğlu hala Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı sırasında bir ihaleyle ilgili yargılandığı bu davada, duruşma yeni bir hakimle sürdürüldü. İmamoğlu'nun avukatları Kemal Polat ve Nusret Yılmaz, savcının mütalaasını açıklamasını talep ederek, müvekkilleri hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğini savundular. Mahkeme, dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda olduğunu belirterek, savcıya mütalaasını hazırlaması için süre tanıdı ve duruşmayı 24 Ekim'e erteledi.

Mahkeme çıkışında, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın bir basın toplantısı düzenledi. Günaydın, adliye önüne adalet aramak amacıyla geldiklerini bildirerek, bu davanın aslında bir hukuk rezaleti haline dönüştüğünü ifade etti. Ekrem İmamoğlu'nun yargılanmasının arka planına dikkat çekerek, ihaleyle ilgili suçlamaların esasen siyasi nedenlere dayandığını belirtti. İstanbul'un seçilmiş belediye başkanının tutuklanmasının siyasi bir hedef olduğunu vurguladı. “Bu dava, hukuk alanında nasıl adaletin sağlanamayacağını göstermektedir” dedi.

Toplantıda, Genel Başkanvekili Günaydın, savcının mütalaasını sunmaması üzerine eleştirilerde bulundu. 10'uncu duruşmanın ardından, önceki duruşmada iki bilirkişi raporu sunulduğunu ve bu raporlarda kamu zararı olmadığına dair bilimsel verilerin bulunduğunu belirtti. Ancak buna rağmen savcının sürekli süre talep ettiğini ve dosyayı ertelediğini söyledi. İmamoğlu’nun hakkında açılan davanın geçtiğimiz yıllarda başlatıldığına dikkat çeken Günaydın, adaletin böyle bir zaman diliminde bekletilmesini eleştirdi ve savcının mütalaasını sunmaktan kaçmasının adalet sistemine zarar verdiğini belirtti.

Günaydın, adalet arayışlarının önünü kesen pek çok engelin bulunduğunu ifade etti. Duruşmaların ertelenmesi ve hakim değişiklikleri ile birlikte, davanın nereye gideceği konusunda kaygılarını dile getirdi. "Savcı sürekli olarak mütalaasını sunmak için süre istemekte, bu durum adaletin tecelli etmesini engellemektedir" dedi. Ayrıca, savcılığın dosyayı neden başka bir yere göndermesi gerektiğini sorguladı. İmamoğlu’nun masumiyetini подчеркнула, bu süreçte herkesin adaleti beklemesi gerektiğini vurguladı.

Günaydın, adliye önündeki kalabalığın ve duruşmaya gelen destekçilerin slogan atarak adalet talep etmelerini de dile getirdi. "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" şeklindeki sloganlar, sosyal medyada da gündem oldu. Günaydın, Ekrem İmamoğlu'nun, hukuka ve demokrasiye inanan bir lider olduğunu ve bu davaların seçimlerdeki etkisinin olduğunu belirtti. "Siyaset adliye koridorlarından dizayn edilmez" diyerek, siyasetin yargı süreci üzerindeki etkilerine dikkat çekti.

Ekrem İmamoğlu'nun davaları, Türk siyasi hayatında önemli bir dönemeç oluşturuyor. Mahkeme sürecinin nasıl bir yön alacağı, hem yargı bağımsızlığı hem de siyasi rekabet açısından kritik bir öneme sahip. CHP, İmamoğlu’na desteğini sürdürürken, adaletin sağlanması için yürütülen bu sürecin, yargı bağımsızlığını ve demokratik süreçleri ne ölçüde etkileyip etkilemeyeceği merak konusu olmaya devam ediyor. Açıklanan mütalaanın eksikliğinin sonuçları, ilerleyen dönemde daha da belirginleşecektir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *