Halkevcilerin tutukluluğuna itiraz: IŞİD halk mı, laikliği savunmak suç mu?

Laikliği savunduğu için tutuklanan iki Halkevi üyesinin tutukluluğuna itiraz edildi. Reina Katliamı’nın yaşandığı gün Okmeydanı’nda bir kahvehanede konuşma yapan Halkevi üyeleri halkı IŞİD’e karşı mücadeleye ve laiklik bayrağını yükseltmeye çağırdı. Konuşmanın ardından bizzat İçişleri Bakanlığı tarafından hedef gösterilen ve gözaltına alınan iki Halkevi üyesi “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

“IŞİD çeteleri halkın bir kesimi mi?”

Av. Yeşinil Yeşilyurt tutukluluğa itiraz dilekçesi verdi. “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçunun oluşabilmesi için sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölgede bulunan bireyleri hedef göstermesi gerektiği belirtilen itiraz dilekçesinde, IŞİD ve cihatçı, gerici çetelerin halkın bir kesimi olarak kabul edilip edilmediği soruldu.

Dilekçede konuşmanın laiklik ile ilgili kısmına dair “Açıklamalar ışığında, halkın bir kısmını kin ve düşmanlığa tahrik etme kastına sahip olmadığı; tam tersine çağrıda da dillendirildiği üzere ‘kardeşliğin ön koşulu olan’ laikliğe vurgu yapan bir açıklamada bulunduğu açıktır” denildi.

Tutuklamanın hukuksuz olduğu ve konuşmanın anayasal güvenceye sahip “düşünce ve ifade özgürlüğü”, “eleştiri hakkı” çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilen dilekçede delilleri yok etme, gizleme veya kaçma ihtimali olmadığı için gerekli tutuklama koşullarının var olmadığına da dikkat çekildi.

Av. Yeşinil Yeşilyurt Sendika.Org’a şöyle konuştu:

Maksimum ceza sınırı 3 yıl olan bir suçtan tutulama zaten çok anormal. Hiçbir kaçma veya delil karatma şüphesi bulunmayan müvekkillerim sabah operasyonuyla yataklarından gözaltına alınıp tutuklandı. Ama bir IŞİD militanı bugün ikametgahı var diye serbest bırakıldı. Bu durum tutuklamanın siyasal olduğunun göstergesi. İtiraz dilekçemizi verdik ancak hukukun hiçe sayıldığı bir ülkede yaşadığımız için sonucu şimdiden kestiremiyoruz.