Erdoğan’dan Hafter’e: Önce evet dedi sonra kaçtı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında konuştu. Moskova'da dün yapılan Libya görüşmesine değinen Erdoğan, masadan kalkan Hafter'e tepki gösterdi, "Önce evet dedi, sonra kaçtı" ifadelerini kullandı. Erdoğan, ayrıca eski CHP genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Lideri Bahçeli'ye Libya konusundaki tavrı nedeniyle teşekkür etti.

GÜNDEM 14.01.2020, 14:14
Erdoğan’dan Hafter’e: Önce evet dedi sonra kaçtı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

*Türkiye'ye diz çöktürmek, milletimizin zihnine ve bedenine pranga vurmak için her şeyi denediler, ama hamdolsun başaramadılar.

*Başka bir ülkenin başına gelse asla altından kalkamayacağı nice badireyi, milletimizle birlikte göğüsledik ve etkisiz hale getirdik.

*Bölgemizde, Türkiye'yi dışarıda bırakmaya, hakkımızı ve hukukumuzu gasp etmeye yönelik her oyunu, çok daha büyük hamlelerle boşa çıkarmayı sürdürüyoruz.

*Suriye'den Libya'ya kadar, sınırlarımız dışında attığımız adımlar da, kendi güvenliğimiz ve çıkarlarımızı korumaya, dostlarımızın ve kardeşlerimizin mağduriyetini engellemeye yöneliktir.

*Tarihinin hiçbir döneminde sömürge, katliam, zulüm, mazlumu ezme, güçlüye teslim olma lekesi bulunmayan bir millet olarak, bize yakışan tavır ne ise, onu ortaya koyuyor, onu sergiliyoruz.

BAYKAL LİBYA İÇİN DESTEK VERMİŞTİ

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin Libya'ya asker gönderme kararını değerlendirmiş, 'Dış politika hamasetle ve husumetle olmaz. Libya'nın daha önceden yanında olmalıydık. Nasıl hata yapılıyor diye bakmamız lazımdı. Libya'yla yapılan askeri anlaşmamız çok önemli, emeği geçen herkesi kutluyorum. Libya'nın daha önceden yanında olmalıydık” demişti.

BAHÇELİ VE BAYKAL’A TEŞEKKÜR

*Bu vesileyle, Cumhur İttifakındaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye, izlediğimiz politikaya verdiği güçlü destek için şahsım, milletin adına şükranlarımı sunuyorum.

*CHP eski Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'a da, Libya konusunda gösterdiği devlet adamı tavrı için ayrıca teşekkür ediyorum.

*Doğu Akdeniz’de herkes var Türkiye yok diyen birilerini bugün buna karşı çıkıyorsa da işte böyle vicdanlı siyasetçiler yapılan işin hakkının maalesef ancak teslim edebiliyor.

*Tarih bu kritik dönemde imin nerede durduğunu, kimin zalimlerin safında yer aldığını kaydediyor. Evlatlarımıza bırakacağımız en şerefli mesaj verdiğimiz bu destansı mücadeledir.

*Amerika’dan Rusya’ya herkesin içinde olduğu Suriye sahasında en küçük bir kazanım için bile büyük mücadeleler vermek gerekiyor.

*Terör örgütlerini sınırlarımızdan uzaklaştırmakla sorunlarımzı tamamen çözmediğimizin farkındayız. Ama ilk aşamayı tamamladık.

*Şimdi terör örgütünü tamamen ortadan kaldırmak için uğraşıyoruz.

*Türkiye olarak imzaladığımız mutabakat metinlerinde bize verilen sözlerin tam manasıyla yerine getirilmesi şartıyla biz ahdimize bağlıyız: Bize verilen sözler ile sahadaki durum arasında yer yer oldukça ciddi düzeylere varan farklılıklar bulunuyor.

*Muhataplarımıza ülkemize yönelik tehditlerin sürmesi halinde harekâtlarımıza kaldığımız yerden devam edeceğimizi söylüyoruz.

*Rejimi kan dökmekten vazgeçirmek herkesin sorumluluğudur. Gerekirse bunu bizzat engellemekte kararlıyız.

*Libya’da yaşananlara kayıtsız kalamayız. Libya’yı kana ve ateşe bulayanlar ülkemize karşı kinlerini de sergiliyor.

*Ateşkesi yazılı hale getirmek amacıyla dün Moskova’da yapılan görüşmelerde Trablus hükümeti uzlaşmacı tavır sergiledi. Bu tutuma rağmen darbeci Hafter ateşkesi imzalamaya yanaşmadı.

*Önce evet dedi, sonra ne yazık ki Moskova’yı terk etti, Moskova’dan kaçtı ve imzalamadı. Ama heyetimiz oradaki dürüst duruşunu sergileyerek imzasını arkadaşlarımız attı ve şu anda belge evrak her şey bizim elimizde.

*Biz görevimizi yaptık, bundan sonrası sayın Putin ve onun ekibine ait. Biz hiçbir zaman söylediğimiz sözü inkar etmeyiz.

*Hafter’in ortaya koyduğu şartlar gerçek yüzünü gösteriyor. Daha önceki anlaşmalarda sicilinin hiç de iyi olmadığını gayet iyi biliyoruz.

*Bugün ateşkesi reddetmesi bizi hiç de şaşırtmadı. Ancak bu defa geçmişten farklı olarak işin içinde Türkiye var.

*Dün Moskova’da yürütülen görüşmelerin, darbeci Hafter’in gerçek yüzünü göstermesi bakımından olumlu buluyoruz.

‘KANAL İSTANBUL’ TARTIŞMASI

*Sözlerimin başında dünyadaki mücadelenin artık iç politika, dış politika ayrımını ortadan kaldırıldığını söylemiştim. Kanal İstanbul tartışmlası, ülkemizde icraat yapanlarla tek misyonu yapılanları engellemek olanlar arasındaki farkı bir kez daha göstermiştir.

*15 Temmuz Şehitler Köprüsü inşa edilirken, Kanal İstanbul’a verdikleri tepkinin kelimesi kelimesine aynısını söylemişlerdir.

Emin olun Kanal İstanbul’a karşı çıkanların bu konu hakkında en küçük fikirleri de bulunmuyor.

*Bu işin ne olduğunu biz de arkadaşlarımız da defaatle anlattık. Şimdi Kanal İstanbul’un ne olduğunu bir kez daha anlatayım ki sonra haberimiz yoktu demesinler.

*İstanbul Boğazı, yılda ortalama 45 bin geminin geçtiği günde 500 bin kişinin taşındığı üzerimizdeki yük ve insan trafiği baskısının her geçen yıl arttığı bir yer haline gelmiştir.

*Montrö’ye göre boğazdan geçen gemiyi engelleme hakkımız bulunmuyor. Kazaları önlemede yetersiz kalıyor. Şehrin iki yakası arasındaki deniz trafiğini engellemek de ekonomik ve sosyal olarak mümkün değil.

Yorumlar (0)