Avrupa Birliği’nin Türk vatandaşlarına yönelik çok girişli Schengen vizesi uygulamasını kolaylaştıran kararını ANKA Haber Ajansı için değerlendiren Prof. Dr. Çiğdem Nas, gelişmeyi Türkiye-AB ilişkilerinde “yapıcı ama sınırlı bir gelişme” olarak değerlendirdi. Türkiye’nin, AB’ye aday statüsünde vize serbestisi olmayan tek ülke olduğunun altını çizen Nas, yeni adımın Schengen sistemindeki tıkanıklıkları aşmak için atılmış teknik bir adım niteliğinde olduğunu söyledi.
Avrupa Komisyonu’nun 15 Temmuz 2025’te kabul ettiği düzenleme, Schengen bölgesine daha önce usulüne uygun giriş-çıkış yapmış Türk vatandaşlarına, seyahat geçmişlerine göre kademeli olarak 6 ay ile 5 yıl arasında geçerliliği olan çok girişli vize verilmesini öngörüyor. Yeni sistem, ilk kez başvuranları kapsam dışında bırakırken, başvuru yükünü azaltmayı ve konsolosluk süreçlerini sadeleştirmeyi hedefliyor.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Prof. Dr. Çiğdem Nas, ANKA’ya yaptığı değerlendirmede, yeni kararın vize serbestisi sürecinden bağımsız olduğunu söyledi. Prof. Nas’a göre, 2013’te başlatılan vize serbestisi sürecinde Türkiye 72 kriterden 66’sını tamamlamış olsa da tartışmalı bazı konularda ilerleme sağlanamaması nedeniyle süreç uzun süredir donmuş durumda.
Nas, “Karar, Türkiye-AB ilişkileri açısından olumlu ama sınırlı bir gelişme. Schengen sistemindeki yoğunluğu hafifletmek ve mevcut ‘cascade’ adı verilen kademeli vize sistemini daha net ve şeffaf hale getirmek amacıyla alınmış bir karar. Usulüne uygun vize kullanımı gösteren başvuru sahipleri artık daha uzun süreli ve çok girişli vizeler alabilecek” dedi.
’’Kalan 6 kriterin sağlanması için atılması gereken hassas adımlar var’’
Kararın Avrupa Komisyonu’nun 2022 tarihli Türkiye raporunda yer alan vize kolaylaştırma önerisinin bir yansıması olduğunu ifade eden Nas, kolaylatırmanın teknik bir ilerleme olduğunu ancak yine de sürecin siyasi iradeyle yeniden canlandırılabileceğini vurguladı.
Nas, böyle bir ilerleme için ’’Özellikle terörle mücadele yasasının revize edilmesi, terör tanımının çok geniş olmaması, ifade özgürlüğü ile ilişkili konuların bu kapsamdan çıkarılması, yolsuzlukla mücadele stratejisi oluşturulması, AB üye devletlerle adli konularda işbirliği yapılması gibi hususlarda ilerleme kaydedilmesi gerektiğini’’ belirtti.
Kriterler yerine getirilse bile Güney Kıbrıs gibi siyasi engeller de mevcut
Nas, aynı zamanda vize serbestisi kriterlerine uyum çerçevesinde terörle mücadele yasasında yapılması gereken düzenlemelerde kamuoyunda bu konudaki hassasiyet nedeniyle zorluklarla karşılaşıldığını ifade etti. Nas’a göre bu yüzden kalan kriterlerin yerine getirilmesi için siyasi irade ve toplumsal destek de önemli. Öte yandan Nas, kriterler yerine getirilse bile Güney Kıbrıs gibi siyasi engellerin de mevcut olduğunu ifade etti. Nas’a göre ayrıca Türkiye’nin askıya aldığı -Avrupa'ya yasa dışı yollarla geçmiş olan ve Türkiye üzerinden gitmiş oldukları tespit edilen kişilerin Türkiye'ye geri gönderilmesini öngören- Geri Kabul Anlaşması gibi konular da sürecin önünde engel oluşturuyor. AB’nin güvenlik odaklı yaklaşımı da süreci zorlaştırıyor.
Prof. Nas, Türkiye’nin hâlâ vize serbestisine sahip olmayan tek AB’ye aday ülke olduğuna işaret ederek, reform adımlarının atılmasının süreci canlandırmak için kritik olduğunun altını çizdi.