CHP'Lİ TÜM HÜKÜMETE SORDU :'ÜST AKIL KiMDİR?'

TBMM'de düzenlediği basın toplantısı ile, hükumetin, politikalarını eleştiren CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm:"Hükumet her defasında sorumluluğu başkalarına atarak bu işin arkasında bir üst akıl var demektedir. Ancak bu üst akıl kimdir , bununla ilgili tek kelime etmemektedir."dedi.

GÜNDEM 06.01.2017, 12:19 06.01.2017, 12:19
CHP'Lİ TÜM HÜKÜMETE SORDU :'ÜST AKIL KiMDİR?'

Tüm,şimdi buradan hükumete çağrı da bulunuyorum ,Bu üst akıl kimdir? Biran önce  açıklayın, Halkımız bunu sizden beklemektedir. Hükumet, içine düştüğü çaresizliği, bir üst akıla havale ederek halkı aldatmaktan bir an önce vazgeçmelidir. Hükümetin görevi çözüm üretmek ve bu akan kanı durdurmaktır." diyerek sözlerine devam etti.Mehmet Tüm ,ağırlıklı olarak, teröre  ayırdığı konuşmasını şu görüşlere yer vererek sürdürdü.

 

“2016 yılı hepinizin yakından bildiği gibi, acılarla dolu, göz yaşlarının dinmediği, ocakların söndüğü hepimiz için mutsuz bir yıl oldu. 2017 yılı da ne yazık ki, büyük bir acıyla başladı. 39 insanımızı kaybettik. Bu insanların bir kısmı bizim yurttaşımız, bir kısmı ise ülkemizde  misafir olan diğer ülkelerin vatandaşlarıdır. Ülkeyi kaplayan terör bu sarmalına  baktığımız da, katil yabancı bir ülkeden geliyor ve ülkemizi kana buluyor. Yani sınırlarımızdan her isteyen terör örgütleri, istediği gibi çok rahat girip çıkmaktadırlar.Tüm bu olan bitenleri 15 temmuzu  bahane ederek, sadece FETÖ’ye bağlayarak açıklayamayız.Çünkü, bu ülkede ister yurttaş olsun , ister yabancı konuk olsun her insanın yaşamını  güvence altına alacak devletin kendisidir .Devleti yöneten,  hükumetin birinci görevi herkesin yaşam  hakkını korumaktır. Ama ne yazık ki, AKP , vatandaşın can ve mal güvenliğini korumamaktadır.Yaşanan her terör olayından sonra,  yapılan açıklamalar, yapılan yüksek düzeyli güvenlik toplantıları, bu güne kadar teröre çare olmamıştır. Terör her gün artarak devam etmektedir. Aylardır, bulunduğumuz her ortamda, hükûmete çağrıda bulunuyoruz.  Bu izlenen yanlış politikalara  dikkat çekiyoruz. Bu yanlıştan bir an önce  dönün diyoruz. Devlet öfkeyle, kin ile  yönetilmez, devlet akıl ve sağ duyu ile yönetilir .Ancak ne yazık ki İktidar , söylenen her öneriyi her düşünceyi elinin tersiyle itmektedir. Öfkesine yenik düşmüş, gözünü hırs bürümüş ille de Padişahlık  diyen bir AKP iktidarı ile  karşı karşıyayız.Bakınız , Rusya ile son dönemde barış adına  bir gelişme oldu, CHP olarak bu olumlu gelişmeyi  destekledik. Şimdi aynı barışçıl yaklaşımları  tüm komşularımızla  da beklemekteyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün Yurtta barış dünyada barış ilkesine acilen dönmek zorundayız.

 

Yaşadığımız bu olumsuz süreci hatırlayacak olursak; Temmuz 2015 te başlayan ilk patlama ile birlik te, bu güne kadar  terör olaylarında ve  darbe girişiminde  Bin  insanımız, yaşamını kaybetti. Binlerce insanımız yaralandı ve sakat kaldı. Ülkemizde hayatın her alanında bir korku ve karamsar bir  hava yaratıldı, Ülkede hiçbir yurttaşımızın can ve mal güvenliği kalmamıştır. Hiç birimizin akşam eve sağ dönme garantisi yoktur. Bu durum ülkemiz   açısından, çok düşündürücü ve umut kırıcı bir durumdur. Tüm bunlar yaşanırken, ülkede sorumluluk makamında bulunan kişiler üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemektedir. Yaşanan her terör eyleminden sonra, içişleri bakanı, sağlık bakanını yanına alarak, açıklama yapıyor, teröristlere meydan okuyor. Sonrasında, Cumhurbaşkanının başkanlığında Yüksek Güvenlik toplantısı yapılıyor. Kamu oyuna birlik mesajları veriliyor. Bizler terör karşısında, verilen her birlik mesajını önemsiyoruz. Bunun da gerekli olduğuna inanıyoruz. Ancak yapılan bu güvenlik toplantılarının  sonucunda , birlik mesajı dışında çözüme dönük  somut  bir durum ortaya çıkmamaktadır. Bu toplantıların amacı  devletin aksayan tarafını ve sorumlu kişileri ortaya çıkarmak olmalıdır. Bugüne kadar böyle bir yaklaşım asla göremedik. Hiçbir sorumlu bugüne kadar görevinden alınmadı. Hükumet her defasında sorumluluğu başkalarına atarak bu işin  arkasında bir üst akıl var demektedir. Ancak bu üst akıl kimdir , bununla ilgili tek kelime etmemektedir. Şimdi buradan hükûmete çağrı da bulunuyorum ,Bu üst akıl kimdir? Biran önce  açıklayın, Halkımız bunu sizden beklemektedir. Hükumet, içine düştüğü çaresizliği, bir üst akıla havale ederek halkı aldatmaktan bir an önce vazgeçmelidir. Hükümetin görevi çözüm üretmek ve bu akan kanı durdurmaktır. Ülkede bu kadar gerginlik yaşanırken,  dayanışmaya ihtiyacımız olduğu bir dönemde,  iktidar sözcüleri ve yandaş medya, toplumu bölmek ve ayrıştırmakla meşguldürler. Bir iktidar, milletvekili, ana muhalefet partisini terörle yan yana gösterme gafletine düşe biliyor, Her gün  devletin kontrolündeki medya organlarında, hatta bizzat devlet televizyonunda  mezhepçilik , ayrımcılık , alabildiğine körükleniyor. Bu ülkemiz adına çok acı ve endişe verici bir gelişmedir. İktidar ,   bu yanlışlara bir an önce dur demelidir. Cumhurbaşkanı aleyhine medya ve  sosyal medyada tek kelime,  edildiğinde hemen soruşturma açılmakta , ilgili kişilerin tutuklandığını  biliyoruz. ülkede her gün ,Televizyonlar aracılığı ile  inançlara ,  değerlere hakaret edilmektedir. nefret suçu işlenmektedir. Tüm bunları , Yol Tv ‘yi kapatan RTÜK görmüyor. Bu nefret suçlarını ne yazık ki savcılar  görmüyor, ve duymuyorlar. Bunlar hakkında dava açılacak yerde her gün, Ülkede birliği bütünlüğü, laikliği ve  cumhuriyetin değerlerini savunanlara dava açılıyor, tutuklanıyorlar. Değerli Arkadaşlar, Laikliği savunmak hepimizin anayasal görevidir. Laikliği,  savundular diye Halkevleri üyeleri, tutuklandı. Türkiye’de artık yaşam tarzları birileri tarafından sorgulanıyor. Oysa hükûmetin görevi, Anayasada yazılı olan, laik demokratik sosyal hukuk devleti ilkelerini  korumak ve yaşama geçirmektir .Uzun bir zaman dır, AKP yetkililerinden, laik demokratik , sosyal hukuk devleti kavramlarına ait bir tek kelime duymadık. Çünkü Cumhuriyetimizin bu temel ilkeleri öncelikle iktidar tarafından, Yok edilmek isteniyor Yanlış olan işte,  iktidarın bu sakat   anlayışıdır. Bu aynı zamanda anayasal bir suçtur.

 

Hükûmet bir an önce bağlı olduğu anayasaya sahip çıkmak zorundadır. Anayasayı korumakla görevli olanlar, Anayasayı ihlal etmeye başlarsa, artık sözün bittiği yer  demektir. İnanıyorum ki bu gidişata halkımız izin vermeyecektir. Çünkü sözün bittiği yerde hukukta biter, demokraside laiklikte. Daha da kötüsü devlet biter. Türkiye’de  Hükûmetin başı kimdir,  İktidar bunun farkında bile değildir. Cumhurbaşkanı bir kurtuluş savaşı edebiyatı ortaya attı, hükumette kendini savaş hükümeti sanıyor. Neyin savaşı veriliyor, başbakan bunu bilmiyor, Teröre karşı , Kurtuluş savaşı verilmez.  etkin mücadele edilir, Kurtuluş savaşı söylemi ile aslında amaçladıkları  yeni bir rejim kurmanın alt yapısını oluşturmaktır. Uyguladıkları OHAL  hukuksuzluklarını topluma istiklal savaşı diye anlatıyorlar. Böyle bir hukuksuzluk ve aldatmaca asla kabul edilemez. Tüm bunlar yaşanırken , çok üzücüdür ki , Sayın Yıldırım ;   Başbakan olduğunun farkında bile değildir. 2017 yılının bu ilk günlerinde , halkımızdan aldığım yetkiyle, hükumeti uyarmayı, bir görev sayıyorum.

 

Ve hükûmete  şu konularda uyarmak istiyorum

 

•             Toplumsal ayrışmamıza neden olacak, Demokrasimizi ortadan kaldıracak,   diktatörlük anayasasına yol açacak bu çalışmalardan bir an önce vazgeçin. Bu teklifi derhal geri çekiniz.

 

•             Halkımızın arasına kin  ve nefret tohumları ekecek, eylem ve söylemlere asla izin vermeyiniz.

 

•             Nefret suçlarına karşı duyarlı olunuz.

 

•             Toplumu ayrıştırmayın. Mezhepçilik yapmaktan vaz geçiniz. 79 Milyonu kucaklayınız.

 

•             Güvenlik ve istihbarat örgütlerimizi bir an önce gözden geçiriniz.

 

•             Her memur  bizden olsun anlayışını  bırakın,  tarikata , cemaate  değil ,   liyakate önem veriniz.

 

•             Ülkeyi dayatmalarla değil,  ortak akılla yönetin. Yaptığınız her yanlışı ölümüne savunmaktan  vazgeçiniz.

 

•             Laiklik bu ülkenin en temel birleştirici unsurudur. Laikliği  tam anlamıyla uygulayınız. •  Laiklik karşıtı, eylem ve söylemlere izin vermeyiniz.

 

•             Laikliği savunanları cezalandırmak  anayasal suçtur,  bu suçu işlemeyiniz.

 

•             Tutukladığınız, laikliği savunan gençleri derhal serbest bırakınız.

 

Çünkü laiklik,  farklı inanç ve değerlere sahip tüm yurttaşları bir arada tutacak en temel ilkemizdir.

 

Tüm Özgürlüklerimizin  güvencesidir.

 

Umuyor,  ve diliyorum ki, Hükumet, bizlerin bu yapıcı eleştirilerine kulak verir ve dikkate alır. Bizler,  daha çağdaş ve yaşanılabilir  bir ülkeyi hep birlikte nasıl kurarız, bunun çabası içerisindeyiz. Bu düşüncelerle, demokrasi ve özgürlüklerin yaşamın her alanında var olduğu , Parlamenter demokrasimizin  daha da güçlendiği. İnsan haklarının , ihlal edilmediği, Barış ve kardeşliğin  yaşama geçtiği  çağdaş bir ülkeyi  Hep birlikte kurmak dileği ile ,tekrar  yeni yılınızı kutluyorum. Tüm halkımıza  ve  Balıkesirli hemşerilerime selam ve saygılar sunuyorum.”

 

Yorumlar (0)