CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu Çocuk İstismarı konusunda Diyanet İşleri Başkanlığına Bağlı Müfettişlerin incelemesinde ortaya çıkan olay ile ilgili TBMM'ne bir soru önergesi gönderdi.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun Başbakan Binali Yıldırım'ın cevaplaması istemiyle gönderdiği yazılı soru önergesi şöyle;
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Binali YILDIRIM tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Dr. M. Sezgin TANRIKULU
İstanbul Milletvekili
Konya’nın bir ilçesinde yatılı “Kuran Kursu”nda kalan 11-12 yaşlarındaki öğrencilerin cinsel istismara maruz kaldığı haberleri basına yansımıştır.
İsimsiz ihbar mektubuyla harekete geçen Diyanet İşleri Başkanlığının olayı incelemesi için müfettiş görevlendirdiği, kursta öğrencilerle tek tek ve yüz yüze görüşen müfettişlerin, yazılı olarak anlatımlarını da aldığı, müfettişlerin inceleme sonunda elde ettikleri tüm delilleri dosya halinde getirerek Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğu, iddialar ve müfettişlerin tespitleri üzerine “2016/23617” sayılı soruşturma dosyası üzerinden iddianame hazırlayan Savcılığın, istismar uyguladığı iddia edilen kişiler hakkında da dava açtığı, mağdur çocuklardan H.S.K.’nın çocuk izleme merkezinde alınan ifadesinde yaşadığı o kötü günleri, “2014 yılı yaz aylarında hafızlık eğitimi için Kuran kursuna başladım. Kursta yatılı olarak bulunduğum süre içinde belletmen olan ağabeylerimiz bana kötülük yaptılar. Kimseye bir şey anlatmadım. Şikayetçi de olmadım.” ifadeleri, tacize uğrayan çocuklardan Y.G.’nin de iddiaları doğruladığı ve “10 yaşımdan 12 yaşıma kadar bu yurtta yatılı olarak eğitim aldım. 2015’te yurttan ayrıldım. Ben yaşadığım bu olaylar nedeniyle şikayetçi olmadım” dediği, iddianamede Y.G.’nin adli görüşmeciyle işbirliği içinde olduğu belirtilerek, “Y.G. ön görüşmede kendisinin hiçbir cinsel tacize maruz kalmadığını söylemesine rağmen, adli görüşmede maruz kaldığı cinsel istismar olayını anlatmıştır. Öte yandan Y.G.’nin görüşme sürecinde çekingen ve ürkek olduğu yaşamış olduğu cinsel istismarı ailesinden korktuğu için anlatmaktan çekindiği gözlenmiştir” denildiği, öğrencilerden Ş.K.’nın “Yaklaşık 1 yıl bu kursta yatılı olarak kaldım ve hafızlık çalıştım. Yurtta bize belletmenlik yapan E.A ve S.A. bana sapıklık yaptı. Bir süre sonra S.A.’nın trafik kazasında öldüğünü duydum. Kimseden şikayetçi olmadım” dediği, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede “Şüphelilerin üzerlerine atılı suçları işledikleri hususunda kamu davası açılmasını gerektirecek yeterli delilin bulunduğu” belirtildiği, cinsel istismarla suçlanan ve 3 yıldan 15 yıla kadar hapisleri istenen 4 sanığın, yargılandıkları 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 23 Haziran’da 3’üncü kez Hakim karşısına çıkacağı ve şüpheli 1 belletmenin trafik kazasında öldüğünün öğrenildiği yine basına yansıyan haberler arasındadır.
Bu bağlamda;
1. Yargılandıkları 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 23 Haziran’da 3’üncü kez Hakim karşısına çıkacak olan ve 3 yıldan 15 yıla kadar hapisleri istenen 4 sanık, halen, belletmen olarak bahse konu “Kuran Kursu”nda görev yapmakta mıdır?
2. Cinsel istismar mağduru çocuklar için herhangi bir koruma uygulanmakta mıdır?
3. Türkiye genelinde illere göre 19 Nisan 2017 tarihi itibariyle halen kaç yatılı Kuran Kursu bulunmaktadır ve kaç çocuk-genç kalmaktadır?
4. Kuran Kurslarında yeniden bir inceleme yapılmakta mıdır?
5. Yatılı Kuran Kursları ve öğrenci yurtları gibi kurumlarda görev yapan memurlar, sözleşmeli çalışanlar, işçiler ve taşeron işçiler hakkında halen “cinsel taciz”, “tecavüz”, “çocuklara yönelik şiddet”, “görevi kötüye kullanma” gibi iddialarla açılan davaların dökümü nedir?
6. Söz konusu davalarda yargılanan memurlar, sözleşmeli çalışanlar, işçiler ve taşeron işçilerin kaçı tutuklu yargılanmaktadır? Tutuksuz yargılananların kaçı halen bu tür kurumlarda görev yapmaktadır?
7. 2017 yılından geçmişe doğru yıllar bazında Türkiye genelinde illere göre Cami, Kuran Kursu ve İmam Hatip Okullarının sayısı nedir?
