CHP'li Karaca, adalet istatistiklerini değerlendirdi: Dava sayısı 36 bin 339'dan 168 bin 509'a çıktı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı adalet istatistiklerini değerlendirdi. Biçer Karaca, “Anayasa Mahkemesi’nde bireysel başvuru dava sayısı 2015 yılında 36 bin 339 iken 2022 yılına gelindiğinde bu sayı 168 bin 509 olmuş. Bu, hak ihlallerinin yanı sıra aynı zamanda vatandaşımızın hak arama bilincinin de arttığının, adaletsizliklere boyun eğmediğinin bir göstergesi değil de nedir?” açıklamasını yaptı.

GÜNDEM 30.03.2023, 14:51
CHP'li Karaca, adalet istatistiklerini değerlendirdi: Dava sayısı 36 bin 339'dan 168 bin 509'a çıktı

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca; Adalet Bakanlığı’nın geçtiğimiz yıl eylül ayında, bu yıl ise dün, mart ayında yayınlanan adalet istediklerini değerlendirdi. Biçer Karaca’nın yazılı açıklaması şöyle:

“Adil yargılanma hakkı ve bu hakkın alt unsurlarından biri olan makul sürede yargılanma hakkı en önemli haklarımız arasında. Bir davanın makul sürede görülmesi toplumun yargı organlarına olan güveninin sağlanmasında da önemli bir yere sahip. Adalet istatistiklerinde bu hakkın ihlal edildiğini şöyle anlıyoruz: Ceza yargılamasının aşamalarında Ceza Mahkemeleri’nde bir dosyanın ortalama görülme süresi 254 gün, Bölge Adliye Mahkemeleri’nde 215, Yargıtay’da görülme süresi 538 gün. Bir ceza yargılanmasının tamamlanması için aradan geçen süre 1007 gün yani yaklaşık olarak 3 yıla denk geliyor. Buna soruşturma aşamasını da dahil ettiğimizde savcılıklarca yürütülen soruşturma aşaması ortalama 383 gün sürmekte. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru dava sayısı 2015 yılında 36 bin 339 iken 2022 yılına gelindiğinde bu sayı 168 bin 509 olmuş. Bu, hak ihlallerinin yanı sıra aynı zamanda vatandaşımızın hak arama bilincinin de arttığının, adaletsizliklere boyun eğmediğinin bir göstergesi değil de nedir?

 “AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NE GİDEN BAŞVURULARA BAKTIĞIMIZDA DA 2021 YILINDA DEĞERLENDİRİLMEYİ BEKLEYEN DOSYALARIN YÜZDE 22’Sİ TÜRKİYE’DEN”

Türkiye’de istihdam gruplarının adalete olan güven oranlarında da Konda’nın raporuna göre özellikle öğrencilerin sadece yüzde 20’si ‘adalete güveniyorum’ demiş ve gençlerimizin adalete güvenleri yok. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne giden başvurulara baktığımızda da 2021 yılında değerlendirilmeyi bekleyen dosyaların yüzde 22’si Türkiye’den.  

“AKP HÜKÜMETİNİN TEK ADAM REJİMİNE EVRİLMESİYLE ADALETİN A’SINDAN DAHİ SÖZ EDEMEZ HALE GELDİK”

Türkiye’de adalete erişim ve hukukun üstünlüğü yıldan yıla geriledi ve AKP hükümetinin tek adam rejimine evrilmesiyle adaletin a’sından dahi söz edemez hale geldik. Güvensizliğin derinleştiğini ama tüm dikta uygulamalarına, baskı ve zorlamalara rağmen adalete ilişkin hak arayışının da toplumsal talep olarak eskisine oranla arttığını gözlemliyoruz.

“VATANDAŞIMIZ ADALETLİ BİR ÜLKEDE YAŞAMAK İÇİN MAYIS AYININ 15’İNİ BEKLİYOR”

Vatandaşımız başına gelen hukuksuzluklara ve adaletsizliklere sessiz kalmayarak direniyor ve adaletli bir ülkede yaşamak için Mayıs ayının 15’ini bekliyor. Millet İttifakı olarak Memlekete de Adalete de baharı getirmeye söz verdik. Bunun için yargı bağımsızlığının tesisinin sağlanmasında anayasal ve yasal düzenlemelerle beraber yapısal bir dönüşüm gerçekleştireceğiz. Özel yargılama usullerine ve özel yetkili mahkeme uygulamasına son verecek, Sulh Ceza Hakimliklerini kaldırarak bunların yerine Sulh Ceza Mahkemelerini kuracak; görev, yetki ve işleyişlerini hukuk devletinin gereklerine göre düzenleyeceğiz. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının diğer mahkemelerce dikkate alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların ivedilikle uygulanmasını sağlayacak tedbirler alacağız. Hakimlerin terfilerinde, kararlarını verirken özenli davranmalarını sağlamak amacıyla, verdikleri kararların Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla uyumunu temel ölçütlerden biri olarak kabul edeceğiz. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunun kapsamını ekonomik ve sosyal hakları da kapsayacak şekilde genişleteceğiz. Bireysel başvuruya konu hak ihlalinin bir kanundan, kanun hükmünde kararnameden veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinden kaynaklanması halinde Anayasa Mahkemesi’ne, ilgili normu iptal edebilme yetkisi vereceğiz.”

Yorumlar (0)