banner773

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal:Maraş, organize bir katliamdır

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Maraş Katliamının üzerinden 44 yıl geçtiğini ve katliamın sorumlularından hesap sorulmadığını belirtti. Maraş Katliamının organize bir eylem olduğunu ifade eden Sarıbal, resmi rakamlara göre 120, resmi olmayan rakamlara göre en az 150 insanın katledildiğini aktararak, 12 Eylül faşist darbesine giden yolun taşlarının Maraş, Çorum, Sivas, Malatya gibi katliamlarla döşendiğini ifade etti.

GÜNDEM 22.12.2022, 10:57
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal:Maraş, organize bir katliamdır

Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Maraş Katliamı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan CHP’li Sarıbal, Maraş Katliamına giden süreci anlattı. Katliam öncesi CİA ve NATO bağlantılı kontrgerilla örgütü Gladio aracılığıyla ülke içinde çatışmaların organize edildiğini kaydeden Sarıbal, Maraş Katliamının öncesinde 17 Nisan 1978 tarihinde Malatya’da Alevi ve solcu 8 insanın, 3 Eylül 1978 tarihinde ise Sivas 11 kişinin katledildiğini hatırlatarak, “Aslında Maraş’a giden süreç bu katliamlarla çok net olarak görülüyordu. Ama tedbir alınmadı. Özellikle MİT gereken istihbaratı sağlamadı” diye konuştu.

CİA ve organize katliam

Katliam sonrası çıkan belge ve tanıklıkların Maraş’ta yaşananların organize bir katliam olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Sarıbal, “Katliamı öncesi ilde yaşamayan çok sayıda şüpheli kişinin şehre geldiği sonrada ortaya çıktı. PTT görevlisi olarak, başka kurumlardan insanlar olduğu söylenen insanlar Maraş’a gelmişti. Onlardan biri de daha sonra ortaya çıkan, ABD Büyükelçiliğinde ikinci katip olarak görev yapan Alexander Peck. Peck’in Maraş Katliamından sonra Çorum, Toka ve Amasya’daki olaylarda görüldüğü iddia edildi ve sonra izi kayboldu” dedi.

Katliam sonrası uğradığı suikast ile hayatını kaybeden Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’ye demeç veren Paul Hanze’nin, katliamın kontrgerilla adlı CİA bağlantılı NATO kuruluşu tarafından örgütlendiğini, katliamı bir CİA ajanının karıştığını anlattığını hatırlatan Sarıbal, “Aslında hedef çok belliydi. 12 Eylül 1980 faşist darbesinin altyapısını hazırlamaktı. NATO, CİA, Gladio-kontrgerilla üzerine düşeni yapıyordu. Bugün yaşadığımız olumsuzlukların özü de bu. 12 Eylül faşist darbesini hazırlamak ve 12 Eylül faşist darbesiyle ülkede başka bir ekonomik model, başka bir yaşam, başka bir toplum, başka bir kültürü dayatmak. Bugün bu ülkenin geldiği nokta, hani ‘cehenneme giden yollar iyilik taşlarıyla döşenir’ denir ya 12 Eylül cehenneme giden yolların iyilik taşları olarak anlattı topluma kendini” diye konuştu.

Katliam sırasında resmi rakamlara göre 120, tanıkların ifadesine göre ise en az 150 kişinin katledildiğini, kadınların tecavüze uğradığını, insanların işkence gördüğünü ve binlerce insanın evini terk ettiğini hatırlatan Sarıbal, katliam sonrası açılan davaların da sonuçsuz kaldığını, hiçbir sanığın ceza almadığını ve “cezasızlık” ile ödüllendirildiğini vurguladı.

“44 yıl geçmesine rağmen her şey sıcaklığıyla duruyor ve o yüzden acılar kapanmıyor. Yaşananlar ‘devlet sırrı’ olarak kaldığı sürece bu acılar dinmeyecek, bu acılar azalmayacak” diyen Sarıbal, şöyle devam etti:

Unutun diyorlar, unutmayacağız

“Her ne kadar resmi ideoloji ‘geçmişi kurcalamayalım, geçmişi sorgulamayalım, önümüze bakalım. Biz ne dersek o doğrudur, gerisini incelemeyin. Zaten biz de gereğini yapıyoruz. Saklıyoruz, yasak getiriyoruz, böylece zaman aşımına uğratıyoruz. Boş verin’ anlayışını dayatsalar da biz geçmişi unutmayacağız. Geçmişi sürekli hatırlatacağız ki yaşanan olumsuzluklar ve kötülükler gelecekte yaşanmasın. Bu ülkenin çocukları, gençleri, gelecek kuşakları kötülüğü görmesin, dostluk içerisinde, kardeşlik içerisinde insanca yaşasınlar.

Peki ne istiyoruz?

Bir, Maraş Katliamı ile ilgili tüm belgeler devlet sırrı olmaktan çıkarılmalı, açığa çıkarılmalı.

İki, toplu mezarların yerleri gösterilmeli. Testler yapılarak aileleri kaybettiklerine kavuşmalı.

Üç, anmalar kamu görevlileriyle beraber, bütün halkla beraber yapılmalı. Bir daha insanlık suçları işlenmemeli. Herkesin bu işin içinde vicdanen durabileceği, gelecek kuşakların bu tür acı olayların farkında olacağı bir ortak mutabakat içerisinde resmi ve toplumsal anmaların gerçekleşmesi sağlanmalı.

Son olarak, cezasızlık hali kaldırılmalı. Kurum, kişi kim varsa net bir şekilde hesaplaşılmalı. Ortaya çıkarılmalı. Ancak böyle acılar bitmez ama hafifler.

Unutmuyoruz, unutmayacağız. Katliamda yitirdiklerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.”

Yorumlar (0)