Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, son günlerde yaşanan belediye başkanlarının gözaltına alınması süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Programa katıldığı Halk TV'de, adil yargılanma talebinde bulunarak, "Hesabını veremeyeceğimiz hiçbir şeyimizin olmadığını ifade ediyoruz. Ancak belediye başkanlarımızın adil bir şekilde yargılanmasını talep ediyoruz," dedi.
Hüseyin Can Güner, Halk TV’deki programda Adana, Antalya ve Adıyaman belediye başkanlarının gözaltına alınması ile ilgili değerlendirmlerini paylaştı. Bu süreçte Güner, etkinliklerde diğer belediye başkanlarıyla vakit geçirdiğini ve özellikle Zeydan Karalar ile olan buluşmasını hatırlattı. "Bu tür uygulamaların sona ermesini ve adaletin tecelli etmesini diliyorum. Bizler kamu görevi icra eden kişilerez ve hesap vermekten mutluluk duyuyoruz," şeklinde konuştu. Programda, belediyelerin işleyişinin ve finansmanın önemi de vurgulandı.
Gençlere ve Emeklilere Yönelik Projeler
Başkan Güner, Çankaya Belediyesi olarak son bir yılda gerçekleştirdikleri sosyal projeleri aktardı. Ekonomik krizin etkileri nedeniyle halkın sosyal alanlardan uzaklaştırıldığını belirten Güner, bunun üstesinden gelmek adına çeşitli projeler geliştirdiklerini ifade etti. Açtıkları dört Çankafe ile hem emekliler hem de gençlerin uygun fiyatlarla kaliteli ürünlere ulaşmalarını hedeflediklerini belirtti. Gençlik Merkezi projeleri de Güner’in gündemindeydi. "Amacımız, gençlerimizi geleceğe hazırlamak," diyen Güner, bu merkezde sunulan imkânlar ve atölyelerle gençlerin sosyal ve kültürel gelişimlerine katkıda bulunmayı hedeflediklerini vurguladı.
Yeni maden yasası ile ilgili de düşüncelerini paylaşan Güner, kendi memleketindeki maden girişimlerine karşı çıktığını ve bu tür girişimlerin tarım alanlarına zarar verebileceğini vurguladı. “Zeytinin yeşili ile kayısının sarısının değerini bilmeliyiz,” ifadelerini kullanan belediye başkanı, yerel üretim ve doğal alanların korunması gerektiğine dair toplumsal bilinç oluşturmanın önemine değindi. Tarımın geleceği üzerinde durarak bu alanların korunmasının ülke açısından hayati olduğunu dile getirdi.
Güner, Halk TV’ye uygulanan yayın durdurma kararını da eleştirerek, bunun halkın sesini kısmaya yönelik bir adım olduğunu belirtti. "Ekranların karartılması, bireylerin tutuklanmasıyla eşdeğerdir," diyen Güner, kamuoyuna önemli mesajlar veren medyaya yönelik baskıların olmaması gerektiğini vurguladı. "Halkın gündemini konuşmak yerine örtbas etmeye çalışmak yalnızca topluma zarar verir," ifadelerini kullandı. Bu bağlamda, sosyal yardım projeleri ve yerel hizmetlerin önemine dikkat çekerek, halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması noktasında yerel yönetimlerin sürekli çaba içinde olması gerektiğini vurguladı.
Pençe-Kilit bölgesinde meydana gelen korkunç bir olay sonucunda, metan gazı sızıntısı nedeniyle 12 asker şehit oldu. Bu olay Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyon gerçekleştirdiği bir alanda yaşandı ve meydana gelen felaket, geniş bir üzüntü dalgası yarattı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu acı olayla ilgili yaptığı açıklamada, "Şehit sayımızın 12'ye yükselmesi bizleri çok derin bir acıya sevk etmiştir" ifadelerini kullandı. Olayın ardından hem askeri hem de sivil yöneticilerden gelen tepkiler, olayın ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Yardım için bölgeye giden ekipler, metan gazı sızıntısının neden olduğu patlama ile karşı karşıya kaldı. Şehit olan askerlerin tümü, bölgede yürütülen operasyon kapsamında görev yapıyordu. Olayın ardından gerçekleştirilen ilk incelemler, gaz sızıntısının kurulu düzene bağlı yaşandığını ortaya koydu. Uzmanlar, bu tür gaz sızıntılarının, özellikle kapalı alanlarda yüksek risk oluşturabileceğini belirtiyor. Gazın yoğunluğu nedeniyle yaşanan olayın nasıl meydana geldiği ise araştırmalar ile netleştirilmeye çalışılıyor. Bölgedeki güvenlik güçlerinin, olay anında gerekli tedbirleri almadığına dair iddialar gündeme geldi.
Mansur Yavaş, olayın ardından yaptığı açıklamada, "Milletçe büyük bir acı yaşıyoruz" diyerek, tüm ulusun duyduğu derin üzüntüyü ifade etti. Yavaş, şehit askerlerin ailelerine başsağlığı dileyerek, Türkiye’nin bu tür kayıplar karşısındaki dayanışma ruhunu hatırlattı. Olayın ulusal gündemde yaratmış olduğu etki, sosyal medya üzerinden de kendini gösterdi. Vatandaşlar, olayla ilgili düşüncelerini paylaşırken, devlet yetkililerine de bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına sert tedbirler alma çağrısında bulundular. Açıklamalar kadar, sosyal medyadaki paylaşımlar da kayıpların ulus üzerindeki etkisini yansıttı.
Bu trajik olay, gelecekteki güvenlik tedbirlerinin gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, askeri operasyonların yapıldığı bölgelerde, gaz sızıntıları gibi tehlikelere karşı hassas önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor. Bunun yanı sıra, askeri personelin eğitimi ve bu tür tehlikelerle başa çıkabilme yeteneklerinin artırılması üzerinde durulması gerektiği ifade edildi. Bu trajik olayın ardından, Türkiye'nin farklı bölgelerinde benzer durumları önlemek için yeni güvenlik protokollerinin geliştirilmesi bekleniyor. Devlet ve askeri yetkililer, bu konuyu gündemlerine alacaklarını vurguluyor.
