reklam
Gazete Kritik Gündem Bolu'daki yangın davasında ailelerin acılı adalet arayışı sürüyor

Bolu'daki yangın davasında ailelerin acılı adalet arayışı sürüyor

Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de gerçekleşen yangın davasında, 78 ölü ve 133 yaralı bulunuyor. Aileler, adalet arayışıyla yaşadıkları acıları paylaşarak, sorumluların cezalandırılmasını talep ediyor. Yangın, ihmallerin sonucu olarak nitelendiriliyor ve toplumsal bir sorumluluk gereği gündeme geliyor.

Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de meydana gelen korkunç yangınla ilgili davanın altıncı gününde, olayda yakınlarını kaybeden ailelerin duygusal ifadeleri adalet arayışlarını gözler önüne serdi. Yangında 78 kişinin hayatını kaybettiği belirtilirken, 133 kişi de yaralanmış durumda. Olay yerine giden aileler, adalet beklentilerini dile getirirken, yaşadıkları acıyı kamuoyuyla paylaşıyor.

Olayın tanıklarından Uğur Doğan, yangında oğlu, gelini ve torunlarını kaybetmiş bir baba olarak, "Eğer kapıyı çalsaydınız, belki benim çocuklarım hayatta olacaktı." dedi. Yaşadığı acının yanı sıra, yangından kurtulanların durumu üzerine de eleştirilerde bulunarak, kurtulanların mağdur olmadığını, insanların tesadüf eseri kurtulduklarını ifade etti. Bakanlıkların yetkililerinin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep eden Doğan, "Gümüş değerinde hayatlarımızı kaybettik." diyerek adalet arayışlarının devam edeceğini vurguladı.

Mahkemede Duygusal Anlar

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden duruşmalarda, şimdiye kadar 19'u tutuklu olan 32 sanığın bulunması dikkat çekiyor. Duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda yürütülmekte. Yangında dökülen kanlar ve kaybolan hayatlar üzerinde durulurken, Ankara 11. İdare Mahkemesi Hakimi Serpil Gençbay, oğlu Yiğit’i kaybetmenin travmasını anlatıyor. Gençbay, "Burada yaşananlar bir kargaşa ve bunun sona ermesini istiyoruz." diyerek topluma bir şeyler kazandırmak için mücadele ettiklerinin altını çizdi.

Yangın Anı ve Sonrası

Duruşma sırasında, bir annenin yaşadığı acının yanı sıra, doktor oğlu Yiğit'in cesur davranışlarıyla ilgili hikayeler de ortaya konuldu. Gençbay, "Oğlum ve arkadaşı Alp, odaları dolaşarak insanları uyandırmaya çalıştılar." diyerek yaşananları gözler önüne serdi. Yangında birçok insanın canını kurtarmaya çalışırken, otel içindeki durumu anlamanın hayal kırıklığı olduğunu belirtti.

Yangında hayatını kaybeden Alp Mercan’ın babası Eray Mercan, "Bu bir kaza değil katliam." diyerek sorumluların cezalandırılmasını istedi. Yaşananların yalnızca bir yangın değil, aynı zamanda bir ihmalin sonucu olduğunu ifade eden Mercan, adaletin sağlanamaması halinde toplumun büyük bir kayba uğrayacağını belirtti. Yangında kaybolanların ailelerinin acılarının bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğinin altını çizdi.

Ceyhan Mercan, oğlu Alp’in son yolculuğuna uğurlanması hakkında duygusal bir konuşma yaptı. Acısını herkesle paylaşan Mercan, "Sizin yüzünüzden oğlumu bir kez olsun öpemeden göndermek zorunda kaldım." dedi. Yangın sonrası yaşananların bir organize suç olduğunu ve devlete bağlı olanlar tarafından gerekli denetimlerin sağlanmadığını vurguladı. Ailelerin talepleri, yalnızca bireysel bir adalet arayışından öte, toplumsal bir sorumluluğu da içerdiğini gösteriyor.

Yangında hayatını kaybedenlerin aileleri, kayıplarının yalnızca bir bireyi değil, tam anlamıyla bir aileyi etkilediğini ifade ediyor. Sıdıka Doğan, otelin kurtulmamış insanları hedef alacak şekilde kurgulandığını belirtirken, bunun yalnızca bir yangın davası olmadığını, yılların biriken ihmalleriyle de alakalı olduğunu belirtti. Adaletin bir daha böyle bir olayın yaşanmaması için gerekli olan her türlü önlemi alması gerektiğine vurgu yapıldı. Ailelerin isyanı, sadece kişisel kayıpları değil, gelecekte yaşanabilecek benzer trajedilerin engellenmesi adına bir toplum hareketini de tetiklemeye hedefliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *