Aylin Nazlıaka:Ankara Garı'na sahip çıkmak Cumhuriyetimizi kuranlara karşı da borcumuzdur

Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Ankara Garı'nın devredilmesi tepki göstererek konu ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

İşte Nazlıaka'nın o basın açıklaması:

Ankara Garı Mimar Şekip Akalın’ın bir projesidir. Garın inşaatı 4 Mart 1935 tarihinde başlamış ve 30 Ekim 1937 tarihine dek sürmüştür. Burası Türkiye Cumhuriyeti Başkenti'nin erken yıllarına ait en görkemli yapıtlardan birisidir. 

Ne yazık ki Cumhuriyete, Cumhuriyet değerlerine ve Cumhuriyet yapılarına yönelik artan saldırılardan Ankara Garı da nasibini almıştır. Aldığımız bilgiye göre; 49 bin 267 metrekarelik TCDD arazisinin üzerindeki taşınmazlar önce hazineye sonra da yeni kurulan Hacı Bayram Veli Üniversitesi’ne devredilecektir. TOKİ ile inşaat anlaşması yapıldığı söylenen bu emsalsiz yerleşke parçalanacaktır. Tıpkı Atatürk Orman Çiftliği, EGO Hangarları, İller Bankası gibi bu tarihi ve kültürel mirasımız da yok edilecektir. Aslında miras ifadesini kullanmamak lazım; çünkü ben her “miras” dediğimde onlar kendilerine miras kalan ve bölüp paylaşılacak olan bir hazine gibi algılıyorlar. Bu tarihi yerler bize emanet edilmiştir, emanete de hıyanet olmaz. Bu yapılara sahip çıkmak Cumhuriyetimizi kuranlara olduğu kadar gelecek nesillere karşı da borcumuzdur.

Ankara Tüm Ülkenin Ortak Değeridir

Dünyanın neresinde olursa olsun tarihi kentleri incelediğimizde 500-600 yıllık binaların ayakta durduğu görülmektedir. Bu binalar tarihi ve kültürel mirasa ışık tuttuğu kadar kentlere önemli bir turizm geliri de sağlamaktadır. Bugün İngiltere’nin başkenti Londra, yılda yaklaşık 20 milyon turist ağırlamakta, 20 milyar doların üzerinde gelir elde etmektedirler. Fransa’nın başkenti Paris, yılda 16 milyonun üzerinde ziyaretçi ağırlamakta ve 17 milyon üzerinde gelir elde etmektedirler. Ne yazık ki bir Başkent olan Ankara için bu rakamlar söz konusu ülkelerin yüzde 4’ü oranında kalmaktadır.

Bunun en büyük nedenlerinden biri de Ankara’nın tarihi binalarının, kentin geçmişine ışık tutan eserlerin birer birer yok edilmesidir. Unutulmaması gereken şudur: Ankara 81 milyonun ve coğrafyamızda bulunan bütün ülkelerin ortak değeridir.

Gökçek döneminde genç Cumhuriyet dönemine ışık tutan yapıların büyük bir hınçla yok edildiğine yıllarca tanıklık ettik. Bu yıkım Mustafa Tuna döneminde de devam ediyor. Umuyorum ki Başkentliler 24 Haziran’da bu rant ve talan üzerine kurulu düzeni sandığa gömecektir!