Gazete Kritik Gündem Avukat Gökhan Tekşen: "Fatih Altaylı ceza kararındaki infazı zaten yattı, derhal özgür kalmalıydı"

Avukat Gökhan Tekşen: "Fatih Altaylı ceza kararındaki infazı zaten yattı, derhal özgür kalmalıydı"

Gazeteciler Cemiyeti'nin de avukatlığını yürüten Avukat Gökhan Tekşen, bugün YouTube kanalındaki yayını gerekçesiyle Gazeteci Fatih Altaylı aleyhine verilen ceza ve tutuklu kalmasına devam kararını değerlendirdi.

YILDIZ YAZICIOĞLU / ÖZEL HABER- İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Altaylı hakkında "Cumhurbaşkanı'nı fiziki tehdit" gerekçesiyle 4 yıl 2 ay hapis cezasına hükmetti. Mahkeme, ayrıca"adli kontrol hükümlerinin yeterli olmayacağı" gerekçesiyle Altaylı'nın Silivri Cezaevi'ndeki tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Altaylı'nın beş aydır Silivri'de mahkum edildiğini anımsatan Tekşen, tutuklu kaldığı süre itibariyle Altaylı'nın bugün çarptırıldığı cezanın zaten infaz edilmiş olduğunu ve hemen serbest bırakılması gerektiği açıkladı. Tekşen, "Tutuksuz yargılama olmalı idi. Ceza hiç olmamalı idi. Anayasa ve hukuki ilkelere aykırı bir cezalandırma yapılıyor" dedi.

YouTuber kimliğiyle yargılanan Gazeteci Fatih Altaylı hakkında dört yıl iki ay hapis cezası verildi. Kendisi beş aydır Silivri Cezaevi'nde tutuklu. Gazeteciler Cemiyeti avukatı ve basın hukuku uzmanı Gökhan Tekşen Gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu'nun sorularını yanıtladı.


YILDIZ YAZICIOĞLU: 5 aydır tutuklu bulunan Fatih Altaylı’nın infaz düzenlemesine göre bu kadar süre tutuklu kalması gerekiyor muydu?

AVUKAT GÖKHAN TEKŞEN: Hayır, gerekmiyordu. Fatih Bey’in tutuklu yargılanmasına ihtiyaç yoktu. Suçun niteliği ve ağırlığı dikkate alındığında tutuksuz yargılama mümkündü. Burada tutuklamanın bir cezaya dönüştüğünü açıkça görüyoruz. Bugünkü celsede ortaya çıkan temel sorun şu: Tutukluluk süresi 5 ayı aşmış bir kişinin, ceza infaz edilse bile yatacağı süreyi zaten fiilen doldurmuş olması. Dolayısıyla bugün tahliye edilmesi gerekirken tutukluluğunun devamına karar verilmesi hukuka aykırıdır. Bu, açık bir “peşin cezalandırma”dır.

YILDIZ YAZICIOĞLU: Bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek?

AVUKAT GÖKHAN TEKŞEN: Tahliye için gerekli itirazların yapılacağını öngörüyorum. Burada çok net bir ifade özgürlüğü sorunu vardır. Ayrıca ilk defa bir gazetecinin Cumhurbaşkanı’na yönelik “fiili saldırı” suçlamasıyla bu kadar ağır cezalandırıldığını görüyoruz. Bu yönüyle de karar hukuka aykırıdır.

YILDIZ YAZICIOĞLU: AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan döneminde gazetecilere en sık yöneltilen suçlamalardan biri Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi, yani Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıydı. Fakat bu dosyada “Cumhurbaşkanı’na tehdit ve fiili saldırı” suçlaması var. Bu ne anlama geliyor? Gerçekten bir gazeteci Cumhurbaşkanı’na fiilen saldırmış olabilir mi?

AVUKAT GÖKHAN TEKŞEN:  Cumhurbaşkanı’na “fiili saldırı” demek, neredeyse bir suikast teşebbüsünden söz etmek demektir. Yani tamamen yorumla bu derece ağır bir suç çıkarılması hukuken izah edilebilir değildir. Suçun unsurları oluşmamışken böyle bir karara varılması son derece sorunludur. Hem tutukluluk süreci hem de yargılamanın kendisi ciddi hukuka aykırılıklar barındırmaktadır.

YILDIZ YAZICIOĞLU: Fatih Altaylı’nın özellikle “YouTuber” kimliği vurgulanıyor. İktidarın YouTuber’lara bir mesaj verme amacı mı var?

AVUKAT GÖKHAN TEKŞEN: Alt mesajın bu olduğu anlaşılıyor. Fatih Bey etkili bir YouTube yayıncısıydı ve videoları çok yüksek izlenme oranlarına ulaşıyordu. Bu nedenle kararın, YouTube’da özgür yayıncılık yapanlara yönelik bir gözdağı niteliği taşıdığı kanaatindeyim.

YILDIZ YAZICIOĞLU: Mecliste, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği erişim engeli düzenlemesi AK Parti tarafından yeniden getiriliyor. Bu ne anlama geliyor?

AVUKAT GÖKHAN TEKŞEN: Bu oldukça üzücü bir gelişme. Anayasa Mahkemesi’nin erişim engellemelerine ilişkin kapsamlı ve iyi gerekçelendirilmiş bir kararı vardı. Fakat yeni düzenlemede AYM'nin hiçbir kriteri dikkate alınmamış. Bu durum, “Anayasa Mahkemesi’ni yok sayma” anlayışının bir parçasıdır ve hukuki güvencesizliği artırdığı için son derece tehlikelidir. AYM’nin belirlediği demokratik kriterlere dönülmesi gerekiyor.

YILDIZ YAZICIOĞLU: Türkiye Anayasa Mahkemesi kararlarına uyacak mı? Hukuk devleti niteliğini koruyacak mı?

AVUKAT GÖKHAN TEKŞEN: Asıl soru budur. Gazetecilik susturulamaz. Bir cep telefonumuz olduğu sürece, onu tutup haber yapmaya devam edeceğiz. Dayanışma gösteren meslektaşlarımız ve bilgi veren kaynaklarımız oldukça gazetecilik de sürecektir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *