AKP 'Hayır'ı gördü baskıyla 'Evet' arıyor

‘Devletin tüm imkânlarını kullanıyorlar, mağduruz diyorlar’ diyen Kılıçdaroğlu, AKP’nin yaratmak istediği kavga ortamına fırsat vermeyeceklerini söyledi.

GÜNDEM 17.03.2017, 09:00 17.03.2017, 09:00
AKP 'Hayır'ı gördü baskıyla 'Evet' arıyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan için son 1 aylık sürece girilirken “AKP kaybedeceğini, ‘hayır’ çıkacağını gördü. Bunun için kavga istiyor. Baskıyla ‘evet’ çıkarmak istiyor. Ancak halk baskıya papuç bırakmayacak” değerlendirmesi yaptı.

Cumhuriyet'ten Erdem Gül'ün haberine göre, Kılıçdaroğlu, referandum çalışması için Ankara’dan Denizli’ye giderken gazetemize gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Çocuklar için: Referandumda ‘hayır’ çıkması Türkiye’nin demokrasiye sahip çıkması anlamına gelecek. Çocuklarımızın geleceği demokratik güvenceye alınmış olacak. O yüzden biz ‘hayır’ı tek başına bir partinin kampanyası olarak görmüyoruz. Parti kimliklerinden bağımsız, hepimizin geleceği için ortak bir kampanya yürütüyoruz. Bu anayasa değişikliğinin ülke için doğuracağı tehlike ve riskleri anlatmaya çalışıyoruz. Onlar bizi kavganın içine çekmek ve anayasa değişikliğini partilere mal etmek istiyorlar. Buna izin vermiyoruz. Bu hesapları tutmuyor.

Devletin uçağı, arabası, forsu: İktidar bugüne kadar sürekli gerilim ve kavgadan beslendi. Bu nedenle yine gerilim istiyor. Mağduriyet yaratmak istiyorlar. Buna izin vermiyoruz. Devletin parasını, uçağını, arabasını, forsunu kullanıyorlar. Kullanmadıkları hiçbir şey yok. Sınırsız imkânlara sahipler ama sonra dönüp yine ‘mağduruz’ diyorlar. Namus ve haysiyetimizi sorgulamaya çalışıyorlar. Burada bile kavga ortamı yaratmıyoruz. Onları Allah’a havale ediyoruz.

Hayır’ı gördüler: ‘Hayır’ çıktığını gördükleri için baskıyla ‘evet’ çıkması için uğraşıyorlar ama bizim vatandaşımızın güzel bir hasleti var: ‘Baskıya papuç bırakmaz’. Referandumda da öyle olacak. Halkımız ‘sadece tek bir adam konuşsun, o ne düşünürse haklıdır’ anlayışını kabul etmeyecek.

Erdoğan’a teşekkür ederim: (Erdoğan’ın mitinglerinde Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını yayımlaması ile ilgili olarak) Kendisine teşekkür ediyorum; reklamımı yaptığı için. Keşke bütün açıklamalarımızı yayımlasalar. Binali Bey’in de hakkını yemeyelim. O da mitinglerinde bizim doğruları söylediğimizi anlatıyor.

Krizin mağduru gurbetçiler: Başbakan, Hollanda Başbakanı ile 8 kere görüşmüş. Hollanda’daki seçimlere kadar bu ülkeye gitmeme konusunda mutabakata da varmışlar. Bu koşullarda bu krizi yaratıyorsanız, bu kriz Hollanda Başbakanı’nın işine yarıyor. Mağdur olan oradaki Türk vatandaşlarıdır. En büyük zararı Hollanda’daki vatandaşlar gördü. Mağdur olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve oradaki vatandaşlardır.

Mülteciler koz değildir: (AB ile mülteci anlaşmasının iptal edilebileceği açıklamaları için) Mültecileri, insanları koz olarak kullanmak doğru değildir.

Kavga etmedikleri ülke kalmadı: Dış politikayı da kavga üzerine kurdular. Suriye’yle, Irak’la, İran’la, Rusya’yla kavga ettiler. Hepsinde zararı vatandaşlarımız gördü. Şimdi Almanya ve Hollanda ile kavga ediyorlar. Yine zararı ülkemiz ve insanalarımız görüyor. Yazık değil mi? Dünyada kavga etmedikleri ülke kalmadı. 16 Nisan’daki ‘hayır’ dış politikadaki bu kavgalı hale de son verecek ve Türkiye’nin önünü açacaktır.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan için son 1 aylık sürece girilirken “AKP kaybedeceğini, ‘hayır’ çıkacağını gördü. Bunun için kavga istiyor. Baskıyla ‘evet’ çıkarmak istiyor. Ancak halk baskıya papuç bırakmayacak” değerlendirmesi yaptı.

Kılıçdaroğlu, referandum çalışması için Ankara’dan Denizli’ye giderken gazetemize gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Çocuklar için: Referandumda ‘hayır’ çıkması Türkiye’nin demokrasiye sahip çıkması anlamına gelecek. Çocuklarımızın geleceği demokratik güvenceye alınmış olacak. O yüzden biz ‘hayır’ı tek başına bir partinin kampanyası olarak görmüyoruz. Parti kimliklerinden bağımsız, hepimizin geleceği için ortak bir kampanya yürütüyoruz. Bu anayasa değişikliğinin ülke için doğuracağı tehlike ve riskleri anlatmaya çalışıyoruz. Onlar bizi kavganın içine çekmek ve anayasa değişikliğini partilere mal etmek istiyorlar. Buna izin vermiyoruz. Bu hesapları tutmuyor.

Devletin uçağı, arabası, forsu: İktidar bugüne kadar sürekli gerilim ve kavgadan beslendi. Bu nedenle yine gerilim istiyor. Mağduriyet yaratmak istiyorlar. Buna izin vermiyoruz. Devletin parasını, uçağını, arabasını, forsunu kullanıyorlar. Kullanmadıkları hiçbir şey yok. Sınırsız imkânlara sahipler ama sonra dönüp yine ‘mağduruz’ diyorlar. Namus ve haysiyetimizi sorgulamaya çalışıyorlar. Burada bile kavga ortamı yaratmıyoruz. Onları Allah’a havale ediyoruz.

Hayır’ı gördüler: ‘Hayır’ çıktığını gördükleri için baskıyla ‘evet’ çıkması için uğraşıyorlar ama bizim vatandaşımızın güzel bir hasleti var: ‘Baskıya papuç bırakmaz’. Referandumda da öyle olacak. Halkımız ‘sadece tek bir adam konuşsun, o ne düşünürse haklıdır’ anlayışını kabul etmeyecek.

Erdoğan’a teşekkür ederim: (Erdoğan’ın mitinglerinde Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını yayımlaması ile ilgili olarak) Kendisine teşekkür ediyorum; reklamımı yaptığı için. Keşke bütün açıklamalarımızı yayımlasalar. Binali Bey’in de hakkını yemeyelim. O da mitinglerinde bizim doğruları söylediğimizi anlatıyor.

Krizin mağduru gurbetçiler: Başbakan, Hollanda Başbakanı ile 8 kere görüşmüş. Hollanda’daki seçimlere kadar bu ülkeye gitmeme konusunda mutabakata da varmışlar. Bu koşullarda bu krizi yaratıyorsanız, bu kriz Hollanda Başbakanı’nın işine yarıyor. Mağdur olan oradaki Türk vatandaşlarıdır. En büyük zararı Hollanda’daki vatandaşlar gördü. Mağdur olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve oradaki vatandaşlardır.

Mülteciler koz değildir: (AB ile mülteci anlaşmasının iptal edilebileceği açıklamaları için) Mültecileri, insanları koz olarak kullanmak doğru değildir.

Kavga etmedikleri ülke kalmadı: Dış politikayı da kavga üzerine kurdular. Suriye’yle, Irak’la, İran’la, Rusya’yla kavga ettiler. Hepsinde zararı vatandaşlarımız gördü. Şimdi Almanya ve Hollanda ile kavga ediyorlar. Yine zararı ülkemiz ve insanalarımız görüyor. Yazık değil mi? Dünyada kavga etmedikleri ülke kalmadı. 16 Nisan’daki ‘hayır’ dış politikadaki bu kavgalı hale de son verecek ve Türkiye’nin önünü açacaktır.

Yorumlar (0)