ABD Başkanı Donald Trump, Güney Kore'de Çin Devlet Başkanı Xi Jingping ile yaptığı görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Çin’den yapılan ithalata uygulanan gümrük tarifelerini yüzde 47’ye indirmeyi kabul ettiğini söyledi. Trump, bunun karşılığında Pekin’in, ABD’den soya fasulyesi alımını yeniden başlatmayı, nadir toprak elementleri ihracatını sürdürmeyi ve yasa dışı fentanil ticaretine karşı önlem almayı taahhüt ettiğini belirtti. ABD Başkanı ayrıca, Çin'in ihracatına kısıtlamalar getirdiği ''Nadir toprak elementleriyle ilgili her şeyin çözüldüğünü'' söyledi.
ABD Başkanı Trump’ın Busan’da Çin Devlet Başkanı Xi ile görüşmesi, Güney Kore, Japonya ve Güneydoğu Asya ülkeleriyle ticaret anlaşmaları üzerine temaslarda bulunduğu bu haftaki Asya turunun son aşaması oldu. Trump, Xi ile görüşmesinin ardından Air Force One isimli Başkanlık uçağına binerek Washington’a dönüşe geçti. Görüntülerde ABD Başkanı’nın uçağa binerken yumruğunu kaldırıp kalabalığa el sallayarak “Teşekkür ederim” dediği görülüyor.
Uçakta gazetecilere açıklama yapan ABD Başkanı, Xi Jingping’le yaptığı görüşmeyi “harika” olarak nitelendirdi ve birçok karar alındığını belirtti. Trump, “Bu toplantı 10 üzerinden 12 puandı” dedi. ABD Başkanı, Çin’den yapılan ithalata uygulanan gümrük tarifelerini yüzde 47’ye indirmeyi kabul ettiğini söyledi. Trump, bunun karşılığında Pekin’in, ABD’den soya fasulyesi alımını yeniden başlatmayı, nadir toprak elementleri ihracatını sürdürmeyi ve yasadışı fentanil ticaretine karşı önlem almayı taahhüt ettiğini belirtti.
Trump ayrıca, Xi ile Ukrayna konusunda da iş birliği yapacaklarını söyledi, ancak buna ilişkin ayrıntı vermedi.
Trump, Çin’in dünya genelinde nadir toprak elementleri ihracatını sürdürmeyi bir yıllık anlaşma kapsamında kabul ettiğini ve bu anlaşmanın uzatılmasını beklediğini söyledi. ABD Başkanı, “Nadir toprak elementleriyle ilgili her şey çözüldü... Bu sadece ABD’yi değil, tüm dünyayı ilgilendiren küresel bir durumdu, öyle de söyleyebilirsiniz" dedi.
Otomobillerde, uçaklarda ve silahlarda küçük ama hayati işlevler üstlenen 17 elementten oluşan nadir elementler, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşında Pekin’in en güçlü kozlarından biri hâline geldi. Çin’in nisan ayında yürürlüğe koyduğu ihracat kısıtlamaları, özellikle mıknatıs üretiminde kullanılan ham maddelerde küresel çapta arz sıkıntısına yol açmıştı. Bu durum, bazı otomobil üreticilerini üretimi geçici olarak durdurmasına da neden olmuş ancak Pekin’in Washington ve Avrupa Birliği ile yaptığı anlaşmalar sonrasında ihracat yeniden canlanmıştı. Ekim ayında Çin, bu kontrolleri bir kez daha genişleterek kısıtlanan elementlerin sayısını 12’ye çıkarmış, bunların işlenmesinde kullanılan ekipmanların büyük bir kısmını da ihracat kısıtlamalarına dahil etmişti.
Görüşme öncesinde Trump: ‘Zaten birçok konuda anlaşmış durumdayız’
ABD Başkanı, Xi ile görüşmesinin basına açık olan başlangıç kısmında “Teşekkür ederim. Uzun süredir dostum olan Çin Devlet Başkanı ile bir arada olmak büyük bir onur. Çok saygıdeğer bir liderle bir araya geldik ve çeşitli konuları görüşeceğiz. Zaten birçok konuda anlaşmış durumdayız ve şimdi birkaç konuda daha uzlaşacağımızı düşünüyorum. Başkan Xi, büyük bir ülkenin büyük lideridir. Uzun vadeli mükemmel bir ilişki kuracağımıza inanıyorum” dedi.
Xi ise ABD Başkanı'na yanıt olarak “Ülkelerimizin farklı koşulları nedeniyle her zaman aynı fikirde olmamamız normal. Dünyanın iki büyük ekonomisi arasında zaman zaman sürtüşmeler olması doğaldır” dedi.
ABD ve Çinli heyetler arasında bir süredir ticari anlaşmazlıklar üzerine görüşmeler sürüyordu. Sonuncusu Kuala Lumpur’da gerçekleşen görüşmeler hakkında Trump, ABD’li müzakerecilerin Çin’le gümrük tarifelerini düzenleyen ve Çin üzerindeki nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamalarını erteleyecek bir çerçeve üzerinde anlaştığını açıklamıştı. Trump bu gelişmelerin ardından Xi ile bir uzlaşmaya varma olasılığını da dile getirmişti.
Heyetlerde kimler vardı?
Görüşmede Xi’nin heyetinde Dışişleri Bakanı Wang Yi, Politbüro Daimî Komitesi üyesi Cai Qi, Çin’in devlet planlama ajansı başkanı Zheng Shanjie ve Ticaret Bakanı Wang Wentao yer aldı. Trump’ın yanında ise ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Hazine Bakanı Scott Bessent, Çin Büyükelçisi David Perdue ve Beyaz Saray Genel Sekreteri Susan Wiles hazır bulundu.
“Xi ile görüşmede Tayvan konusu gündeme gelmedi”
Dönüş uçağında ABD Başkanı’na, Çin Devlet Başkanı ile Tayvan konusunu görüşüp görüşmediği sorulması üzerine, “Hayır, gündeme gelmedi” dedi. Çin, Tayvan’ı bağımsız bir devlet olarak kabul etmezken; ABD’li yetkililer Tayvan’ın bağımzlığı konusunda Pekin’e karşı baskıcı bir tutum içerisinde.
ABD, resmi diplomatik bağları olmamasına rağmen Tayvan’ın savunmasını desteklemeyi yasal olarak taahhüt etmiş durumda. Çin de buna karşılık bölgede askeri tatbikatların sayısını artırdı. Hafta sonunda Çin’e ait H-6K bombardıman uçakları Tayvan yakınlarında “karşılaşma tatbikatları” yapmıştı.
“Kim Jong Un’la görüşmek için geri dönerim”
Trump, Güney Kore’de bulunduğu sırada Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’la bir görüşme ayarlamaya zaman bulamadığını söyledi. ABD Başkanı “Görüşemedik, çünkü çok yoğundum ve asıl amacımız bu (Xi ile) toplantıydı. Böyle bir zamanda Kim’le konuşmak bu görüşmenin önemine saygısızlık olurdu” dedi. Trump, “Kim Jong Un’la ilgili olarak geri dönerim” ifadelerini kullandı.
Trump, bu gezi sırasında Kim’le görüşmek istediğini birçok kez dile getirmiş, ancak zamanlamanın uygun olmadığını belirtmişti. İlk başkanlık döneminde Kim ile üç zirve yapan Trump’ın Kuzey Kore Devlet Başkanı ile aralarında “güzel mektuplar” olarak nitelediği yazışmalar da olmuştu, ancak diplomatik süreç nükleer silahsızlanma gündemi nedeniyle tıkanmıştı.
Görüşme öncesinde nükleer test emri: “Rusya ile nükleer silahsızlanmayı konuşuyoruz”
Trump, ABD’nin nükleer silah testlerine yeniden başlayacağını açıklamasının nükleer tehditlerin artmasının işareti olup olmadığı sorusuna yanıt vermedi ancak sosyal medya platformu Truth Social’da yaptığı bir açıklamada “Eğer diğer ülkeler test yapıyorsa, bizim de yapmamız gerekir” ifadelerini kullanmıştı. ABD Savunma Bakanlığı’na nükleer silah testlerini derhal başlatma talimatı veren ABD Başkanı, bununla beraber nükleer silahsızlanmadan yana olduğunu “Gerginliği azaltmak -onlar buna silahsızlanma diyor- muazzam bir şey olurdu. Aslında bu konuda Rusya’yla konuşuyoruz. Eğer bir şey yaparsak, Çin de buna dahil olacak” sözleriyle ifade etti.
Rusya, 21 Ekim’de yeni Burevestnik seyir füzesini test etmiş, 22 Ekim’de de nükleer tatbikatlar gerçekleştirmişti. ABD ise en son 1992 yılında nükleer silah denemesi yapmıştı.