Kahramanmaraş'ta meydana gelen büyük depremlerin ardından en fazla hasar gören illerden biri olan Hatay'ın restorasyonu için özel bir komisyon kurulması gerektiğini vurgulayan tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, bölgenin tarihî ve kültürel mirasının korunması adına önemli açıklamalarda bulundu. Ortaylı, Hatay'ın tarihî yapıları hakkında geniş bilgi vererek, mevcut durumun çağdaş bir yaklaşımla ele alınmasının önemine dikkat çekti.
Hatay'ın Tarihî Yapıları ve Üzerinde Yapılan Müdahaleler
Hatay'ın tarihî dokusunun ne denli önemli olduğunu belirten Prof. Dr. İlber Ortaylı, "1963 yılından itibaren Hatay'ı tanıyorum. O dönemki yolda çok fazla viraj ve Fransız döneminden kalma asfalt vardı. Hatay'ın doğal güzellikleri ve benzersiz yapıları her zaman etkileyici olmuştur" diyerek sözlerine başladı. Özellikle Antakya'daki Habib-i Neccar Camii'nin yıkılması karşısında hayal kırıklığı yaşadığını ifade eden Ortaylı, caminin yapısındaki ilaveler nedeniyle bu tür durumların yaşandığını belirtti. Eski yapıların güçlendirilmesi ve korunması gerektiğini vurgulayan tarihçi, çeşitli dinlere ve kültürlere ev sahipliği yapan bu bölgenin, bu mirası yaşatmak için uzman denetimi altında restore edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Antakya'nın Yeniden İnşası İçin Gereken Adımlar
Prof. Ortaylı, "Eski Antakya'nın kalıntıları gün yüzüne çıktığında, bu bölge tarih boyunca medeniyetlere ev sahipliği yapmış önemli bir yer olarak yeniden değerlendirilecektir" dedi. Yıkıntıları kaldırdıktan sonra, bölgedeki antik kalıntıların ortaya çıkacağını belirten Ortaylı, mevcut yapıları koruyarak geleceğe taşınmasının önemini vurguladı. Yapılacak restorasyon işlemlerinin, en iyi mühendislik ve mimari yöntemlerle gerçekleştirilmesi gerektiğini söyleyen Ortaylı, bu süreçte üniversitelerin ve uzmanların iş birliği yapmasının kritik olduğunun altını çizdi.
Restorasyon Sürecinde Bilimsel ve Sanatsal Yaklaşımlar
Antakya'nın korunması için gereken bütçenin sağlanması konusunda ise, "Türkiye gibi zengin bir devlet için bu bütçenin oluşturulmasında zorluk yaşanacağını düşünmüyorum" diyen Ortaylı, eski eserlerin korunması konusunda farklı kuruluşların ve bireylerin bu sürece katkıda bulunacaklarını ifade etti. Bunun yanında, "İşin niteliğini artırmak için ehil kişilerin iş başında olması ve dışarıdan uzman yardımı alınarak sürecin yürütülmesi gerekecektir" açıklamalarında bulundu. Ortaylı, Hatay’ın mirasının sadece Türk halkının değil, tüm insanlığın ortak kültürel mirası olduğunu belirtti.
Depremin Etkileri ve Yapıların Dayanıklılığı
Hatay ve Antakya'da meydana gelen depremlerin yapılar üzerinde yarattığı tahribatı değerlendiren Ortaylı, "Burada bazı binaların ayakta kalması, inşaat süreçlerinin doğru planlandığını göstermektedir. Ancak, yaşanan depremlerle eski yapılar arasında da büyük farklılıklar bulunmaktadır" dedi. Depremin ardından zarar gören binaların yanı sıra yapının kalıntılarında dahi dikkatli bir inceleme gerektirdiğini belirtti. Eski eserlerde yapılan yanlış müdahale ve ilavelerin bazı yapıları zayıflattığını ifade eden Ortaylı, bu kasvetli durumdan ders alınarak gelecekte benzer hataların yapılmaması gerektiğini vurguladı.
İleriye Yönelik Hedefler ve UNESCO İş Birliği
Prof. Dr. Ortaylı, Hatay'ın yeniden inşası için yapılacak tüm faaliyetlerin, UNESCO standartlarına uygun olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. "UNESCO, eski eserlerin korunması için önemli bir kaynak olabilir, ancak bununla birlikte kendi bütçemizi oluşturmak ve uzmanlık alanındaki kişileri belirlemek de son derece önemlidir" diyen Ortaylı, restorasyon sürecinin dikkatle sürdürülmesini önerdi. Ayrıca, bu süreçte, mevcut yapıların korunması gerektiğini, kullanılabilir malzemelerin yeniden değerlendirileceğini ve eski taşların eski mirasa saygı gösterilerek kullanılmasının önemini vurguladı.
Sonuç Olarak Antakya'nın Geleceği
Ortaylı, Antakya'nın parçalarının birleştirilmesi ve yeniden inşası konusunda umutlu olduğunu ifade ederek, "Bu şehri sevenler, tarihi dokusuna ve kültürel değerlerine sahip çıkanlar olarak el birliğiyle bu çalışmalara destek olmalıyız" diye ekledi. Hatay'ın, Türk tarihinin önemli bir parçası olduğunu ve bölgenin geleceği için atılacak her adımın büyük bir tarihî yük taşıdığını belirten Ortaylı, bu amaçla yapılan her çalışmanın çok değerli olduğunu sözlerine ekledi.