Yüksek enflasyona karşılık, ticari ve bireysel kredi faizlerinin %60-70 aralığına ulaşması sanayiciler ve vatandaşlar üzerinde büyük bir finansal baskı yaratmış durumda. Bu durum, sanayi üretimini olumsuz etkilerken çoğu şirketin nakit akışını zorlaştırmakta. İhracatçılar ve kredi kartı kullanıcısı milyonlarca birey, maddi zorluklarla karşılaşırken, bankaların yüksek faiz gelirleri kaydediliyor. Üstelik, bankalarda sağlanan faiz gelirleri sadece bireyleri değil, aynı zamanda sanayicileri de olumsuz etkiliyor. Yüksek faiz uygulamaları sonucunda sanayi şirketlerinin finansal durumları giderek kötüleşiyor, bu durum da önceki yıllara göre çok daha fazla şirketin zarar açıklamasına neden olmaktadır.
İkinci 500 Şirket Üzerindeki Etkiler
İkinci 500 sanayi şirketinin raporunda, yüksek faiz oranları ve sıkı para politikalarının özellikle orta ölçekli sanayicileri derinden etkilediği gözlemleniyor. İSO’nun Türkiye'nin en büyük 1000 sanayi firmasını kapsayan iki raporunda, son üç yılın en düşük performansı kaydedildi. Büyüme oranları da eksi seviyelere düşmüş durumda. 2020 yılında 57 olan zarar açıklayan şirket sayısının, 2024 itibarıyla 159’a yükselmesi dikkat çekici bir durum olarak değerlendiriliyor. Aynı zamanda, 2023’te 152’ye kadar çıkan büyük sanayi şirketinin zarar veren sayısı, sanayinin ne derece zor bir süreçten geçtiğini gösteriyor.
2024 yılında, her iki raporda da yüksek finansman giderleri dikkat çekiyor. İSO 500 ve İkinci 500’deki şirketlerin finansman giderleri, toplam faaliyet kârlarının önemli bir kısmını alıyor. İkinci 500 raporunda bu giderlerin %80,9’a yükseldiği kaydedilirken, şirketlerin faaliyet kârı %18,9 oranında azaldı. Bu durum, birçok sanayicinin karının %81’inin faiz ödemelerine gitmesine sebep oluyor. Dolayısıyla, yüksek faiz yükü altında kalan sanayi şirketleri, 2024 yılında da zarar beyan etmeye devam edecek gibi görünüyor. Ekonomik kriz daha derinleşirken, sanayicilerin karşılaştığı finansal zorlukların yanı sıra ekonomik yönetimdeki beklentilersin de gerçeklerle örtüşmediği söylenebilir.
Bankaların kârlarının katlanarak artması, birçok sanayicinin ve bireysel tüketicinin maruz kaldığı yüksek faiz yükü ile doğrudan ilişkilidir. Bankalar, 2024 yılının ilk beş ayında 3,1 trilyon liranın üzerinde faiz geliri elde ederken, bu kârlar çoğunlukla yüksek faiz uygulamalarına dayanmaktadır. Mayıs 2023 itibarıyla, kredi kartı ve bireysel kredi borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 333 bin kişiye yükseldi. Bu durum, birçok vatandaşı borç taksitlerini ödeyememe noktasına getirmiştir. Bankaların hukuk süreçlerine başvurarak kanuni takip başlatması, vatandaşlar için ek bir mali yük getirmiş durumda. TBB Risk Merkezi’nin verilerine göre, kanuni takibe alınan bireysel kredi ve kredi kartı borçlu sayısındaki artış, toplumda yaşanan ekonomik baskının bir göstergesi olarak değerlendirilmekte.
Tahsil edilemeyen borçlarla birlikte, bankaların kanuni takibe alarak sağladığı ek faiz geliri, bireylerin mali durumlarını daha kötü bir hale getiriyor. Ödemekte zorluk çeken bireyler, zaten kısıtlı olan bütçeleri dahilinde artan borç yükü ile başa çıkmaya çalışıyor. Bu durum, TBB Risk Merkezi verilerine de yansıyor; bankaların yasal takibe aldığı borçların toplamı çok ciddi bir artış göstermiş durumda. Ekonomik yönetim, yüksek faiz oranlarının sanayi şirketleri ve bireyler üzerindeki olumsuz etkilerini göz ardı ederek programlarının başarılı olduğunu savunsa da, gerçekler bunun aksini gösteriyor. Sonuç olarak, yüksek faiz uygulamaları, sanayiciler ve bireysel tüketiciler açısından büyük bir tehdit oluşturmakta.