CHP'li Gökan ZEYBEK: “Düyun-ı umumiye görevi karayolları genel müdürlüğüne verilmiş”

CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Gökan ZEYBEK, TBMM Genel Kurulu’nda hükümetin KÖİ ve Yap-İşlet-Devret Projeleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Vekil Haberleri 12.03.2021, 10:29
CHP'li Gökan ZEYBEK: “Düyun-ı umumiye görevi karayolları genel müdürlüğüne verilmiş”

“ÖZEL SEKTÖRÜN KULLANDIĞI KREDİLERE HAZİNE GARANTİSİ VEREN AKP, 83 MİLYONUN OMUZLARINDAKİ YÜKÜ TAŞINAMAZ HALE GETİRMEKTE”

Karayolları’nın, özel bütçeli kurumlar ile bunların piyasada iş yaptırdıkları müteahhitlerin yeteri kadar borçlanamaması sebebiyle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının artık 15 Mart 2020 tarihinden sonra ihalesi yapılmış, sözleşmesi imzalanmamış işlerle ilgili garantör olmasının yolunun açıldığını söyleyen ZEYBEK sözlerine şöyle devam etti;

“Devletin kamusal mal ve hizmetler üretecek altyapı tesislerini yapması ve finanse etmesinde temelde iki model var. Bunlardan birincisi, tesislerin hazine tarafından doğrudan finanse edilerek ilgili kurum ya da kuruluşlar tarafından yapılması. İkincisi ise, AKP döneminde çok yaygın biçimiyle yapılan yap-işlet-devret ya da kamu-özel iş birliği yöntemleriyle yapılmış olması. Yap-işlet-devret modeliyle yapılan kamu hizmeti yatırımlarına istinaden kamuoyunda ciddi tepki ve protesto oluşmuştur. Bu tepki neden oluştu? Bunu nedeni KÖİ şeklinde hayata geçirilen kamu hizmeti nitelikli projelerin AKP döneminin özellikle son 3 yılında garantili geçiş ücretlerinin hazinenin üzerine büyük yükler getirmesidir.” dedi.

Özel sektörün kullandığı kredilere hazine garantileri verildiğini, söz konusu hizmetlerin bedellerinin, üstelik yabancı para cinsinden verildiğini aktaran ZEYBEK; dövizdeki artışla birlikte hazinenin yani 83 milyonun üzerindeki yükün daha da arttığını belirtti.

Zeybek sözlerini şöyle sürdürdü; “Projelere verilen garantiler gelecekte kamuya olağanüstü yükler getirecektir ve bu yükler gelecekte bütçe üzerindeki baskıyı daha da artıracaktır. Elinde yeterli kaynak olmasa da kamunun bu projeleri borçlanarak gerçekleştirmesi mümkünken, iktidar tarafından KÖİ projeleri ve yap-işlet-devret projeleriyle bu yükler hazinenin ve maliyenin üzerine yüklenmektedir. Burada siz devletin borçlarını gizlemenin bir yolu olarak bu projeleri uyguluyorsunuz ama gerçekte mızrak çuvala sığmamaktadır.” dedi.

“DÜYUN-I UMUMİYE GÖREVİ KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE VERİLMİŞ.”

Fiyatların döviz cinsinden sözleşmeye bağlanmasının esas nedenini, bu projelerin hayata geçirilmesi için gereken kaynağın yurt dışından döviz cinsinden kredi olarak getirilmiş olmasına bağlayan ZEYBEK; “Yüklenici şirket bu projeleri hayata geçirirken öz kaynakları yoktur ve öz kaynağı olmayan bu şirketler yurt dışından borçlanma usulüyle bunları getirmektedir. Şimdi, Türkiye'nin en önemli kurumlarından bir tanesi olan Karayolları Genel Müdürlüğü bu durumda resmen Osmanlı'nın son dönemindeki Düyun-ı Umumiye vazifesini işlevlendirmiş bulunmaktadır. Dolar cinsinden alınan kredilerin dolar cinsinden ödenecek yükümlülükleri karşısında Düyun-ı Umumiye görevi Karayolları Genel Müdürlüğüne verilmiştir.” dedi.

“22 MİLYAR 367 MİLYON DOLARLIK YATIRIM BÜTÇESİ OLAN PROJELER İÇİN KAMUNUN ÖDEYECEĞİ BEDEL 29 MİLYAR 227 MİLYON DOLAR.”

AKP döneminde yapılmış olan hazinenin borç üstlenmesine tabi kimi projeleri aktaran ZEYBEK sözlerini şöyle sürdürdü; “Avrasya Tüneli, Kuzey Marmara Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu'nun Akyazı kesimi, Kuzey Marmara Otoyolu'nun Kınalı kesimi, Osmangazi Köprüsü, İstanbul-İzmir Otoyolu, Çanakkale-Malkara Otoyolu, Çanakkale Köprüsü, Ankara-Niğde Otoyolu. Bakın, 22 milyar 367 milyon dolarlık yatırım bütçesi olan bu projeler için kamunun ödeyeceği bedel 29 milyar 227 milyon dolardır. Bunun için de, Ankara-Niğde Otoyolu için hazinenin, devletin ödeyeceği rakam bizim tarafımızdan da, milletvekilleri tarafından da, türlü uğraşlara rağmen maalesef öğrenilememiştir. KÖİ projeleri ve yap-işlet-devret projelerini değerlendirecek olursak bunlar "garantinin garantisinin garantisinin garantili sözleşmeleri" gibi tanımlanabilir. Yani bir projeyi yapacak olan yüklenici firmaya ki siz başlangıçtan beri bunları "Bütçeye olanaklarımız el vermediği için, yeterli kaynağımız olmadığı için biz, şirketlerin öz sermayeleri ya da bulacakları krediye güvenerek bunları yapacağız." diyorsunuz ama gelinen noktada şu gözüküyor ki: Karayolları Genel Müdürlüğünün ihaleye çıktığı bir projede bile uluslararası finans çevreleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en önemli ve en güçlü kurumlarından biri olan Karayollarının kefaletini yeterli görmemektedir.” Dedi.

“2018’DE 2 MİLYAR 379 MİLYON TL’LİK İHALEYİ BÜTÇE OLANAĞI YOK DİYE FESHETTİLER, 2020’DE MALUM 5 ŞİRKETTEN BİRİNE 9 MİLYAR 449 MİLYON TL’YE VERDİLER.”

ZEYBEK; Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli Yüksek Standartlı Demir Yolu Hattı inşaatının ihale sürecine ve rakamlarına ilişkin bilgileri de kamuoyu ile paylaştı. ZEYBEK; “Şimdi, bakın, bu ihale 2018 yılında yapıldı. 2018 yılında yapılan ihaleye 15 firma katıldı; en düşük değer 2 milyar 379 milyon TL. Tekrar söylüyorum: 3 Nisan 2018'de yapılan bu ihaleye en düşük teklif 2 milyar 379 milyon TL, Bakanlık ve hazine bütçe olanakları el vermediği için bu ihaleyi feshetti. Aradan 2 yıl geçti, 21/8/2020 tarihinde, meşhur 5'li şirketten birine 21/b usulüyle aynı iş 9 milyar 449 milyon liraya verildi. E, madem ki bu şirketler yurt dışından para bulup getiremiyorlar, madem ki hazine her türlü riski üstüne alarak garanti verecek, o zaman açık ihaleyle yaptığınız işleri neden iptal ederek siz 21/b'yle şahsa, firmaya özel işler veriyorsunuz* bu 1. Yetti mi? Hayır, yetmedi.

“12 MİLYAR TL'YE YAPILACAK DEMİR YOLU İHALESİNİ HERKESİN ÇOK YAKINDAN TANIDIĞI BİR AKP MİLLETVEKİLİNİN YAKININA 2 MİLYAR 162 MİLYON 600 BİN AVROYA 21/B'YLE VERDİ. YANİ 17 -18 MİLYAR TL’YE.”

Başka bir iş daha var: Ankara-İzmir yüksek hızlı tren hattı. Keşif bedeli 16 milyar 403 milyon TL. 16 milyar 403 milyon TL'lik bir iş açık ihaleye çıktığında % 25'in altında olmayan bir iskontoyla kesinlikle ihale edilir, yani 12 milyar civarında bir bedel üzerinden ihale edilir. Açık ihaleye keşifleri hazırlanmış, yayınlanmış olan bu iş. Peki ne yaptı bu Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı? 12 milyar TL'ye yapılacak olan bu demir yolu ihalesini gene herkesin çok yakından tanıdığı bir AKP milletvekilinin yakınına 2 milyar 162 milyon 600 bin avroya 21/b'yle verdi. Yani 17 -18 Milyar TL’ye. Şimdi, madem ki bizim devletimizin kaynakları bu kadar fazla, madem ki özel sektörün yüklenicilerinin bütün teminatlarının ve kredilerinin altına garantinin garantisinin garantisini verecek kadar yasa getiriyorsunuz, madem ki 15 Mart 2020 günü ihalesi yapılmış özel bütçeli kurumlar için getiriyorsunuz ki bu ihale de Nakkaş-Başakşehir ihalesinden başkası değildir. 8 milyar 239 milyonluk ihalenin teminatını Ulaştırma Bakanlığının üzerine yıkıyorsunuz... Niye? Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisinin neredeyse her 5 işinden 1 tanesini yapan firmanın uluslararası kredi kuruluşlarından yeterli finansmanı sağlayamadığı gerçeği ortaya çıkıyor.

Bu ülkede 100 yıldır bir ihale geleneği olduğunu belirten ZEYBEK; sözlerini şöyle tamamladı;

“Değiştire, değiştire, değiştire İhale Yasası'nı iğdiş ettiler. Her türlü değişikliği yaptıkları hâlde yine de yapacakları işlerin sürecini yönetemiyorlar. Bu yönetememe sonucunda da kamunun üzerine, devletin kurumlarının üzerine, hazinenin üzerine, 83 milyonun üzerine ciddi yükler gelmektedir.”

Yorumlar (0)