Dr. Ali Haydar Fırat yazdı:CHP'ye yönelik operasyonlar ve iki mesele

Gazeteci, Yazar Ali Haydar Fırat, siyasi iktidarın CHP'ye yönelik operasyonunu kaleme aldı.

GÜNDEM 11.12.2017, 12:53 11.12.2017, 12:53
Dr. Ali Haydar Fırat yazdı:CHP'ye yönelik operasyonlar ve iki mesele

 

 

İşte Gazeteci, Yazar Ali Haydar Fırat'ın o yazısı:

 

 

Herkesin aklında giderek daha belirgin bir hal almaya başlayan iki temel mesele var:


1- AKP seçime gider mi?


2- AKP seçimi kaybettiğinde iktidarı devreder mi?

7 Haziran’da ortaya çıkan koalisyon tablosunu, Devlet Bahçeli desteği ile yeni bir seçim sürecine götürerek iktidara nasıl bağımlı bir parti olduğunu gösteren AKP’yi bu çerçevede iyi analiz etmek gerekmektedir. Evet, AKP iktidara bağımlı bir partidir. İktidar olmadan ayakta kalması mümkün olmayan bir partidir. Artık ideolojik politik hattan çıkmış devlet gücü ve operasyonlarla ayakta kalmaya çalışan bir partidir. MHP’yi Devlet Bahçeli’nin desteğiyle kendisine rakip olmaktan çıkaran AKP; HDP yöneticilerini, belediye başkanlarını ve milletvekillerini yaptığı ve yapmakta olduğu operasyonlarla cezaevlerine doldurmaktadır.

Bugün artık tek hedef CHP’dir. Hem en büyük muhalefet partisi olarak hem de Cumhuriyetin kurucu partisi olarak iki düzlemde de CHP hedeftedir. Başta CHP olmak üzere herkesin bilmesi gereken temel bir husus vardır. Normal bir zamanda yaşamıyoruz. Mesele sadece rejimin olağanüstü bir hal alması değildir. Mesele kurum, süreç ve politikaların artık ters yüz olduğu bir süreçten geçmekte olmamızdır. Yukarıdaki iki soru bunun için sorulmaktadır. İktidara bu denli bağımlı bir parti, iktidarda kalmak uğruna her türlü operasyonu yapabilir, yapmaktadır. Dolayısıyla hareket tarzlarını normal bir zamandaki hareket tarzları ile karıştırmamak gerekmektedir. Artık normal siyasi, hukuki süreçlerin işlemediğini görmek ve buna göre bir siyaset inşa etmek zorunludur.

CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin görevden uzaklaştırılması; AKP’nin kendi belediye başkanlarını görevden alırken söylediğimiz “Bu CHP’ye yönelik bir operasyonun zeminini hazırlamaktadır ve CHP’nin erken bir seçimi zorunlu kılmaktan başka bir seçeneği bulunmamaktadır” tespitini kısa süre içinde doğrulamıştır. Artık AKP ve CHP arasındaki mücadele normal demokratik bir mücadeleyi, parlamenter sistemdeki iktidar-muhalefet karşıtlığını aşmıştır. AKP tek siyasi aktör/parti olmak istemektedir ve bu nedenle CHP’yi kriminalize ederek ona siyasal alandan çekilmeyi dayatmaktadır.

Diğer taraftan Türkiye devlet olarak giderek kurumsal niteliğini kaybetmekte; tümüyle bir partinin aygıtına dönüştürülmektedir. Bu durum devlet olgusunu çökertecek bir mahiyet kazanmakta ve yurttaşlar giderek devleti bir partiyle özdeşleştirmekte ve o oranda da kopmaktadır. Bu elbette ki “toplumsal sözleşmeyi”, kurumsal akdi bozucu bir nitelik taşımaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında CHP’ye ve AKP dışındaki bütün kesimlere yeni bir görev düşmektedir. Bu ülkenin her alanda yeniden inşası bugün en temel vaat, en temel gerçeklik, en temel hareket noktasıdır. Bunun için CHP her zamankinden güçlü, her zamankinden büyük, kitlesel bir hareketi örmek zorundadır. CHP şunun farkında olmalıdır; AKP artık siyasi meşruiyet tartışmalarıyla seçime götürülemez. AKP ancak ve ancak hukuki zorunluluklarla seçime gidebilir. Bunun için de sine-i millet en temel zorunluluk olarak CHP’nin karşısında durmaktadır. CHP’nin bütün gücü, imkanları ile AKP’yi seçime götürmekten başka bir çıkışı kalmamıştır. Belediye başkanları operasyonunun devam etmesi, CHP’yi seçime kolunu kanadını kırarak götürme stratejisidir. Baştaki sorulara geri dönersek AKP seçime gidebilir; ama bunun tek şartı kendisini zorlayacak hiçbir siyasi aktörün olmadığı bir ortamda mümkündür. Dolayısıyla bugün artık AKP devlet gücünü alarak, devletleşerek CHP’yi siyaseten yok etme çabasındadır. CHP’nin kurtuluşu ise halkı ve bütün toplum kesimlerini arkasına alarak her şeyi yeniden başlatmaktan geçmektedir.

İkinci sorunun cevabı ise eğer CHP kurucu bir iktidar formülasyonu geliştirip geniş kesimlere bunu kabul ettirebilirse ortaya çıkacak seçim sonucunu AKP kabul etmek durumunda kalacaktır. Dolayısıyla mesele CHP’nin güçlü bir aktör olarak süreçleri belirleyecek bir pozisyona geçmesidir.

Yorumlar (0)