CHP'Lİ ARSLAN: 'ESAD VE SADDAM ANAYASASINA HAYIR'
CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan anayasanın 'rejim değişikliği' olduğunu belirterek açıklamalarda bulundu.
CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan'nın açıklamaları:
Bu anayasa değişikliği tam anlamıyla bir rejim değişikliğidir ve Laik Cumhuriyetin, Atatürkçülüğün kaldırılması girişimidir, demokrasimizin askıya alınma çalışmasıdır. Yasama, yürütme ve yargıyı tek adamın yetkisine bağlayan ,daha basit bir ifadeyle Meclisi, hükümeti ve mahkemeleri eline geçiren bir sistemdir. Bu değişiklik ile partinin genel başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı görevini birlikte yürütülecektir. Bu iki görevi birlikte yaparken tarafsız davranabilir mi? Ayrı dünya görüşüne sahip olan farklı kesimleri ve bütün halkı kucaklayabilir mi?
Bir Cumhurbaşkanı düşünün; Kenan Evren’in, Saddam’ın, Esad’ın bile elde etmediği yetkiyi elinde tutacak, devleti ve milleti uçurumun eşiğine getirecek, ailesini ve yandaşlarını tepeye çıkaracaktır.
Ülkemizin terör, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, ekonomik kriz, iç ve dış borç sarmalı, bozulan komşuluk ilişkileri gibi çok önemli sorunu varken, bütün bu sorunlar bir kenara bırakılarak Başkanlık derdinin peşine düşenler, kendilerine Esad Anayasasını örnek aldı, değişiklikleri bu çerçevede yapmanın peşinde.
Anayasa değişikliği yaparak, halkımızı daha da ayrıştırmaya, kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Bu değişiklikleri yaparak, Laik Cumhuriyetimizi ve Atatürkçülüğü sonlandırmak istiyorlar. Bütün yetkileri tek adamda toplayarak rejimi değiştirip Saddam-Kaddafi ve Esad düzeni getirmek istiyorlar. Buna asla geçit vermeyeceğiz! Halkımız da buna "HAYIR" diyecektir.
Bir anayasa değişikliği düşünün; yüzde 10 barajını koruyacak, liderin atayacağı vekillerle seçmen iradesini dışlayacak ama aynı lider hiç sorgusuz sualsiz Meclis’i istediği anda ve hiçbir gerekçe göstermeden feshedebilecek. Bunun darbeden ne farkı var?
MECLİS DİKEN ÜSTÜNDE OLACAK
Bu anayasa değişikliği geçerse, artık Meclis’teki her kanun görüşmesinde iktidar milletvekilleri diken üstünde olacaktır. Kanunun özü artık hiç tartışılmayacak, Saray’dan gelecek işarete göre el kaldırılıp indirilecek, vatandaş çıkarına ve muhalefetin uyarılarına değil, Saray’ın hışmına göre hareket edilecektir. Meclis irade yeri değil, günü idare etme yeri olacaktır.
Bu anayasa değişikliği hani o çok eleştirdiği Esad’ın anayasasını model almıştır. Cumhurbaşkanı artık öyle bir yetkiyle donatılıyor ki, beğenmediğin Meclis seçimini,kendi istediği sonuç çıkana dek tekrarla; partin muhalefete düşerse, beğenmediğin kanunu çıkaracak bir Meclisi sürekli seçime götür, seçim sonuçlarına ve kanun değişikliklerine itiraz edileceği vakit o yargı üyelerini sen belirle, milletvekillerini sen yaz, kaymakamı ve valiyi sen ata. İstediğin yerde bir bölge yönetimi kur, aklına estiğinde özerklik ver, illeri böl ve yönet. Hakkında yargılama yapılsın dendiği zaman Yüce Divan için toplanacak imza sayısını arttır, üstelik hangi suçu işlersen işle Cumhurbaşkanlığın, atamayla oturduğun Cumhurbaşkanı Yardımcılığın, Bakanlığın bittikten sonra da o koruma kalkanından yararlan.
Meclis seni Yüce Divana göndermesi için 400 imza toplayacak ama sen Meclis’i kapatmak için tek imza atacaksın. Seni yüzde 51 seçip getirecek ama sen yüzde 100’e yakın iradeyle Meclis’e gelen vekilleri tek imzayla kapının önüne koyacaksın.
Referandumda “hayır deyin” diye şarkı yapanı, afiş asanı, bildiri dağıtanı gözaltına aldır. Kafasını kaldıran şirketi, gazeteyi, kanalı KHK ve kayyumla sustur. Talimat verdiğin tutuklamalara tepki artınca da “yargı bağımsızdır, sözüne sığın.
Beğenmediğin kanun çıkmasın diye Meclis’in önüne geç, yeni anayasayla Cumhurbaşkanlığı kararnamesi adı altında padişah fermanı çıkart, kanunları gölgede bırak.
Tüm bunlar olacak iş mi? Elbette değil.23 Nisan 1920’de Saray’dan alınıp millete verilen egemenlik yetkisi, 97 yıl sonra Meclis’ten alınıp Saray’a verilir mi? Türk Milleti bağımsızlığına,Cumhuriyetine ve demokrasisine tutkuludur, Esad ve Saddam düzenini hiç bir zaman kabul etmez ve böyle bir anayasaya değişikliğinide asla geçit vermez.