Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay'dan kritik açıklamalar!

Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Gündem'e verdiği röportajda samimi açıklamalarda bulundu. Tugay, yeni belediyecilik anlayışı, Karşıyaka stadı ve Kurultay sürecine dair net mesajlar verdi.

YEREL 02.10.2019, 10:35 02.10.2019, 12:05
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay'dan kritik açıklamalar!

Belediye Başkanlığında ilk dönemini yaşayan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, icraatlerini, hedeflerini ve belediyecilik anlayışını İzmir Gündem'den Melis Çivici'ye anlattı.

Uzun dönemdir Karşıyakalıların heyecanla beklediği stat hakkında da  açıklamalarda bulunan Tugay, görev süresinde stadın yapılıp bitirilmesini hayal ettiğini söyledi.

“KARŞIYAKA BELEDİYESİ ESKİSİNDEN DAHA FARKLI ÇALIŞIYOR”

Seçimden sonra ilk 100 gün icraatlerinizi kamuoyuyla paylaştınız. 31 Mart’tan bugüne kadar ki süreç sizin için nasıl geçti?

Seçimden bugüne kadarki zaman, belediyede etkili müdahaleleri yaptığımız bir zaman dilimi oldu. Belediyenin mali disiplinini sağlamak, idari organizasyonunu sağlamak, aksaklıkları ya da belediyeyi sıkıntıya sokacak sorunları gidermek için epey bir önlem aldığımız ve düzenleme sağladığımız bir dönem oldu. Belediyede belli bir anlayışı yerleştirmeye çalışıyorum. Biraz daha halka yakın, halkın şikayetlerine duyarlı bir anlayış yerleştirmeye çalışıyorum. Tarzımızı değiştirmiş olabiliriz, yani Karşıyaka Belediyesi eskisinden daha farklı çalışıyor. Kurum içinde dayanışma ve kuruma sahip çıkma kültürünü geliştirdiğimizi düşünüyorum. Kuruma dışardan transfer ettiğimiz yeni arkadaşlarımız var, onların da kurumu bilgi, birikim açısından güçlendirdiğini düşünüyorum.

En önem verdiğiniz konulardan birinin mali disiplinin sağlanması olduğun ve bunu gerçekleştirmek için belediyenin tasarruf yapması gerektiğini dile getirmiştiniz. Bu durum yapacağınız hizmetleri ne ölçüde etkiler?

Yeni yatırımları yaparken biraz sabırlı davranıyoruz. Öncelikle elzem gözüken konulara eğiliyoruz. Ama asıl odaklandığımız nokta belediyenin temel hizmetlerini düzgün bir şekilde yapmak. Temizlik, park bahçe bakımı, yol tamiri, zabıta hizmetleri gibi temel hizmetlerde herhangi bir tasarrufa gitmiyoruz. Daha çok sosyal, kültürel faaliyetlerde, açılış, tanıtım gibi organizasyonlarda ileri derece tasarruf uyguluyoruz. Elektrik, su harcamamıza kadar her şeyi gözden geçiriyoruz. Yani nereden, ne kadar tasarruf edebilirsek o kadarını yapmaya çalışıyoruz açıkçası.

“BU, KAYBETMEYE MAHKUM OLDUKLARINA İNANDIĞIM BİR DAVA”

Mavişehir’in Çiğli Belediyesi’ne katılımı üzerine Çiğli Belediyesi’nin bir takım çalışmalar içerisinde olduğunu görüyoruz. Bu konu hakkındaki görüşleriniz nedir, bu katılımın gerçekleşmesi olası mı?

Çiğli biliyorsunuz Karşıyaka’dan ayrılarak kurulan bir ilçe. Eskiden Bayraklı, Karşıyaka ve Çiğli bir bütündü. Önce Çiğli ayrıldı, daha sonra da Bayraklı. Çiğli’nin ayrılması aşamasında, 1995 yılından sonra sınırla ilgili bir anlaşmazlık olmuş. O zamanki Çiğli Belediye Başkanı sınırla ilgili bir iddiada bulunmuş ve dava açmışlar. Ayrı ayrı zamanlarda birkaç tane ayrı dava açılmış. Bunların en sonuncusu 2011 yılında, yani şu anki Çiğli Belediye Başkanının da benim de başkan olmadığımız dönemde açılmış bir davaymış. Ben göreve başladıktan sonra arkadaşlarım bana bu konuda bilgi verdiler. Ben de inceledim, çok da üzerinde durmaya değer bir şey olarak görmedim. Her şeyden önce bu davaya konu olan alan kesinlikle Mavişehir değil, Yalı Mahallesinin küçük bir bölümüyle ilgili. Burayı hassas hale getiren şey, burada yeni yapılmakta olan bir alışveriş merkezinin falan olması. Onun dışında oradaki vatandaşlarımız Karşıyakalı olmayı tercih ediyorlar. Aklı başında herkes o bölgenin Karşıyaka sınırlarında olduğunu rahatlıkla görebilir. Mahkeme de daha önce bu yönde karar vermiş, ikinci defa dava açarken usülle ilgili açmışlar. Yani “Mahkemenin kararı bu ama kararın kesinleşmesi üçlü imza gerekiyor, bu yapılmadığı için şu anda bu karar geçerli değildir” diyerek dava açmışlar. Bu, kaybetmeye mahkum olduklarına inandığım bir dava.  Sadece Çiğli Belediye Başkanımız bir basın toplantısında, “Mavişehir’i Çiğli’ye katacağım” gibi bir cümle kurmuş, onu ilettiler bana. Onun üzerine ben de biraz esprili bir cevap verdim, ondan sonra da gündem oldu. Yani önemli bir gündem değil bizim için.

“KARŞIYAKA STADI ÇOK ÖNEMLİ BİR İHTİYAÇ”

Uzun zamandır çözülememiş bir problem olarak görülen Karşıyaka Stadı’ndaki son durum nedir, Karşıyaka halkı stadına sizin başkanlığınız döneminde kavuşacak diyebilir miyiz?

Ben Karşıyaka Stadı’nın yapılmasını çok önemli görüyorum, çok önemli bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Şu anda projelendirilmiş alanda yapılması için hükümet ya da TOKİ tarafından bir ihale açılması gerekiyor. Onun dışında Karşıyaka Belediyesinin ya da Büyükşehir Belediyesinin engel olduğu, zorluk çıkardığı herhangi bir konu yok. Bir tane dava var orasıyla ilgili, o da çevrede oturan vatandaşların açmış olduğu bir dava. O davayla ilgili de bilirkişi raporu stadın yapılması yönünde çıktı. Dolayısıyla mahkeme kararı da çok büyük ihtimalle stadın yapılması yönünde çıkacak. O nedenle bugün isterlerse Gençlik ve Spor Bakanlığı ve TOKİ ihale açabilir ve inşaata başlayabilir ve stat yapılabilir. Maddi olarak hükümetin sıkıntıları nedeniyle bu ihalenin şu anda açılmasının pek mümkün olmadığına dair duyumlar alıyoruz. Kulübün, Karşıyakalıların siyasi olarak bu konuda muhatap alınan kişilerle görüşmeleri oluyor. Zaman zaman biz de birilerine söylüyoruz. O sürecin belirli olmasını bekliyoruz. Eğer bu konuda bir ihale de yapılmayacaksa ya da yapılmama gibi bir karar olursa bunun da açıklanmasını ve daha önce belediyenin ve kulübün Gençlik ve Spor Bakanlığına devretmiş olduğu arazinin geri verilmesini talep ediyoruz. O durumda biz stadın yapılması için çalışmalar yapabiliriz. Benim hayalim, benim belediye başkanlığı sürem içerisinde o stadın yapılması ve bitirilmesi.

Karşıyaka’da yaşayan vatandaşın kültür sanat aktiviteleriyle ilgili büyük beklentileri var. Sizin bu beklentileri karşılamak adına projeleriniz var mı? Karşıyaka bir kültür sanat ilçesi haline gelebilir mi?

Karşıyaka halkıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla çok aktif bir yer. Burada insanlar kendileri zaten bu çalışmaları yapıyorlar. Biz olabildiğince onlara destek olup altyapı hizmetlerini sağlamaya çalışıyoruz, mekan sağlıyoruz, araç-gereç, ulaşım gibi ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz. Karşıyaka’nın o zengin ve kültürel dokusu çoğu zaman dışardan çok fazla bir şey yapmaya gerek duymayacak kadar materyal çıkartıyor ortaya. Dolayısıyla insanlar kültür, sanat, spor faaliyetleriyle iç içe yaşıyorlar. Belediyenin üzerine düşen görev belki bunların daha üst düzeyde yapılmasını, şehir dışından insanların buraya gelip katkıda bulunmasını sağlamak, uluslararası faaliyetler düzenlemek gibi şeyler olabilir. Bunlarla ilgili çalışıyoruz, özellikle festivaller düzenlemeyi çok istiyoruz. Küçük, irili ufaklı ama sık sık düzenlenen festivallerin olduğu bir kent olacak Karşıyaka. Bu festivallerin her birisi çok medyatik, çok iyi bilinen festivaller olmak zorunda değil. Ama yapılan bölgedeki halkı mutlu edecek, oradaki insanların katılımını sağlayacak, ortada bir ticari hareketlilik de sağlayacak organizasyonlar olacak. Bu tür faaliyetler düzenleyeceğiz.

Çocuklar için hazırladığınız bir Zero Carbon Point Projeniz var. Bu projenizden bahseder misiniz, içeriği nedir?

Zero Carbon Point aslında sadece çocuklar için değil, üniversite öğrencilerini de kapsayan daha yüksek düzeyde yapılmış bir proje. Uluslararası paydaşları da olan bir proje aynı zamanda. Burada amaç sadece sıfır karbon salınımını sağlayacak, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla ilgili bilinç oluşturma, eğitim verme, farkındalık yaratma amacıyla yapılan bir proje. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi vesaire bütün bunlarla ilgili modelleri sunan, interaktif uygulamaları olan, aynı zamanda toplantı odalarında da eğitimler verilen bir kompleks olacak. Zero Carbon Point binası, orada eğitim alan çocuklar ve gençlerde bir farkındalık yaratacak. Bu çocuk ve gençler de ileride yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanma konusunda bilinçli olacaklar. Orta ve uzun vadede Türkiye’ye çok faydası olacak bir proje.

“ÇOCUKLARA GÜVENİLMESİ VE İNİSİYATİF VERİLMESİ GEREKİYOR”

Karşıyaka Çocuk Belediyesi kuruyorsunuz. Bu projenin ortaya çıkış süreci nasıl oldu, bununla beraber amaçladığınız şey nedir?

Çocuk Belediyesi geçen dönem Seferihisar’da Tunç Soyer tarafından uygulanmış bir proje. Onlar da belki çok aktif hale getiremeden Tunç Bey’in oradaki belediye başkanlığı bitti ve büyükşehire geçti. Çocukları kentin sorunları konusunda bilinçli ve çalışır hale getirmek için iyi bir fikir olduğuna inanıyorum. Çocuklar ve gençler hem geleceğe hazırlanmak için hem de kente ait sorunlarla mücadele için işin içine mutlaka katılması gereken paydaşlardır. Çocuklara belli sorumlulukları verip onlardan belli şeyleri yapmasını beklediğinizde bunları yapabilecek güçteler ve biz bunu ispat edeceğiz. Aklınıza gelebilecek her türlü sorun, çevre, temizlik, kent düzeni, sorunlu noktaların saptanması, eğitim, kültür-sanat, spor faaliyetleri, bunların hepsinde çocuklar rol alabilir, kendi bakış açılarıyla bunlara zenginlik de katabilir. Bunun için çocuklara güvenilmesi ve inisiyatif verilmesi gerekiyor. Çocuk Belediyesi yapısının amacı budur. Orada göstermelik bir çocuk faaliyeti yapılmayacak, gerçekten komisyonları olan, birimleri olan, belli yetkiler verdiğimiz bir yapı oluşacak. Çocuk Belediye’sinin başkanı, başkan yardımcıları seçildi, kendileri seçtiler. İki aşamalı bir seçim yaptık, önce internet üzerinden oylamayla en çok oy alan dört çocuğu belirledik. Daha sonra dört çocuk için yine bir oylamayla başkan ve başkan yardımcılarını belirledik. Onların liderliğinde yürüyecek bu iş. Altta 12 tane komisyon yapılanması var, bunların da içinde imar, çevre gibi pek çok komisyon var. Bunlar çalışmaya başlayacak ve düzenli olarak toplantı yapacaklar. Çocukların toplanması için bir ortam ve oradaki görevli sekretaryayı yürütecek bir personel olacak. Bu toplantılardan sonra aldıkları kararlar doğrultusunda bizden talep ettikleri bir şey varsa, onu yerine getirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.

“EKOLOJİK KENTSEL DÖNÜŞÜM İSTİYORUZ”

Karşıyaka’da sahil şeridinden uzaklaşıldıkça göze çarpan bir imar sorunu var. Özellikle merkeze uzak mahallelerdeki çarpık yapılaşmanın çözülmesi adına bir projeniz var mı?

Kentsel dönüşüm projesi yapılabilecek alanlarda ya da imar planlarının yenilenmesi ihtiyacı olan alanlarda bununla ilgili çalışmalar yapmak istiyoruz ve bunu çok önemsiyoruz. Ama bunun yapılamayacağı alanlar da var. Bazı mahallelerde çok sıkışık, yüksek katlı yerleşim yerleri var. Buralarda ada bazlı yeni bir yapılanma mümkün değil. Böyle yerlerde de olabildiğince ekolojik kentsel dönüşüm istiyoruz, yani daha fazla yeşil alan yaratmak istiyoruz. Ayrıca kaldırım düzenlemeleri ve yolla ilgili yeni organizasyonlar yaparak insanların yaşamlarını rahatlatacak bazı şeyler yapmak istiyoruz ama çok zor konular bunlar. Yani şehir planlamasının başında yapılmadığı sürece sonradan bunları düzeltmek çok zor. Ama Cumhuriyet Mahallesi, İnönü Mahallesi, Örnekköy gibi bazı yerler yeniden organize edilebilir.

“PARTİ ÖRGÜTÜNÜ BİRLEŞTİRECEK İL VE İLÇE YÖNETİMİ  İÇİN BİR ŞEYLER YAPMAMIZ GEREK”

CHP’de yaklaşan bir olağan kurultay süreci var. Örgütün içinden gelen biri olarak yerelde ve genelde nasıl bir süreç öngörüyorsunuz ve Karşıyaka örgütünün içinde bir dönem önce ortaya çıkmış ve süregelen sıkıntılar için değerlendirmeniz nedir, bir müdahaleniz olacak mı?

Şunu bütün Cumhuriyet Halk Partililerin algılaması gerekir; biz son yerel seçimden sonra artık Türkiye’de iktidar olma şansı var olan, bu yönde güçlü bir aday olan bir partiye dönüştük. Cumhuriyet Halk Partisi her dönemde güçlü bir partiydi, devlet düzeni ve siyasetin şekillenmesiyle ilgili aktif roller üstlenen bir partiydi, ancak iktidar olmaya uzak görünüyordu. Çünkü aldığı oy oranı hep beklentinin altında kalıyordu. Ama son yerel seçimle, İstanbul,  Ankara, Adana, Mersin gibi büyükşehirlerin kazanılmasından sonra, Doğu’da da, Karadeniz’de ve Ege’de de uzun zamandır kazanılmayan bölgelerin kazanılmasıyla hepimizde bir umut doğdu. Yani bizler artık önümüzdeki seçimlerde iktidar olma şansına sahip olduğumuza inanıyoruz. Bunun için bize düşen şey, tabi her şeyden önce belediye başkanlığımızı yani kendi görevimizi en doğru şekilde yerine getirmek. Bunun ötesinde çaba göstermeli miyiz? Bence evet. Çünkü partimizin her bir birimi, bu süreçte değerli olacak. Yani her birimin yaptığı çalışma, toplumda yarattığı algı, etki önemli olacak. Ben kendi ilçe örgütümüz çerçevesinde ve İzmir’in geneline baktığımızda da il örgütü seviyesinde bir parti üyesi olarak, yaşanan süreçlerde sadece izleyici olarak kalacağımı söyleyemem. Asla böyle bir düşüncem yok. Hele bu dönemde böyle bir tavır, görevden kaçmak olur. Bizim ilçede partiyi temsil eden en önemli iki makamdan birisi ilçe başkanlığıysa, diğeri de kabul edersiniz ki belediye başkanlığıdır. Böyle bir konumdayken bu sorumluluktan kaçmak, partiye ve ülkeye karşı görevimizi yerine getirmemek anlamına gelir. Ben Cumhuriyet Halk Partisinin bir üyesi olarak, Cumhuriyet Halk Partisinin kongre sürecinde kendi parti üyesi kimliğimle, asla belediyenin kamu gücünü kullanmadan, kendi görüşümü ortaya koyacak şekilde bir çalışma yaparım. Bunda da yanlış bir şey görmüyorum. Belediyenin kamu gücünü asla kullanmam, o çok ayrı bir yapı. Belediye bir kere sadece Cumhuriyet Halk Partisine ait bir yapı değil, bütün Karşıyaka’ya ait bir yapı ve herkese eşit hizmet edeceğiz. Burada adaletsiz bir şey olmasına izin vermem ve yapmam. Ama ben Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyim, önümüzdeki dönemde partimizin iktidar olmasını istiyorum, bu çerçevede şu altını çizeceğim şey çok önemli. Bütün parti örgütünü birleştirecek, herkeste bir birlik ve beraberlik duygusu yaratacak, o sinerjiyi, o gücü yaratacak bir ilçe yönetimi ve ardından il yönetimi oluşması için bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Kişilerle ilgili bir sorunum yok, ama eğer Karşıyaka örgütünde yaşananları dikkatli takip eden biri varsa şunu çok rahat görebilir, Karşıyaka örgütünde bir birlik, beraberlik havası yok. Bu durum da muhtemelen değişecek diye düşünüyorum.  

CEMİL TUGAY KİMDİR?

Yorumlar (0)