KAMUYU ZARARA UĞRATAN TÜREL ZİHNİYETİ

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel döneminde, Antalya’nın kıyılarının, doğal varlıklarının, kamusal kaynaklarının nasıl yağmalandığı, adrese teslim ihalelerle kamunun nasıl zarara uğratıldığı, vatandaşlarımızın nasıl bir borç yükü altına sokulduğunu kamuoyuyla paylaşmaya devam ediyoruz.

YEREL 24.01.2019, 15:24 24.01.2019, 15:24
KAMUYU ZARARA UĞRATAN TÜREL ZİHNİYETİ

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel döneminde, Antalya’nın kıyılarının, doğal varlıklarının, kamusal kaynaklarının nasıl yağmalandığı, adrese teslim ihalelerle kamunun nasıl zarara uğratıldığı, vatandaşlarımızın nasıl bir borç yükü altına sokulduğunu kamuoyuyla paylaşmaya devam ediyoruz.

Konyaaltı Sahil Projesi ile devam edelim…

Konyaaltı Sahil Projesi ile ilgili yapılan yap-işlet-devret modelli ihalelere kimse katılmayınca, Büyükşehir Belediyesi, belediye şirketi ANTEPE A.Ş aracılığıyla 130 milyon lira harcayarak, sahil düzenlemesini, ticari üniteleri ve büfeleri yaptı.

Konyaaltı Sahil Projesi kapsamında inşa edilen 30 büfe, 26 şezlong-şemsiye alanı, 40 işyeri, 2 kafe, 1 çay bahçesi ve 12 tuvalet kiraya verilmek üzere adrese teslim bir ihale ile, ''Bu ülkede kimse baskı altında değil, bilakis herkes fazla özgür" ifadeleriyle gündeme gelen ünlü sanatçı Hülya Koçyiğit'in damadına ait olan ve AKP’ye yakınlığı ile bilinen Alkoçlar Turizm ve Senantalya Turizm şirketi ortaklığına verildi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin web sitesinde yer alan bilgilere göre ihaleye, Alkoçlar Turizm - Senatalya Turizm iş ortaklığı tek firma olarak katıldı ve 8 milyon 500 TL + KDV teklif verdi. Rekabet şartlarını ortadan kaldıran bir ihale şartnamesi ile ihaleyi kazanan yandaş firma, Konyaaltı Sahil Projesi kapsamında yapılan ticari ünite ve tesisleri 8 yıl süreyle işletecek.

İhaleyi alan firmaların yıllık yaklaşık 20 milyon lira gelir elde edeceğini düşünürsek; kamunun nasıl zarara uğratıldığı, eğer ticari ünite ve büfeleri, Lara ve Sarısu’da olduğu gibi belediye şirketleri işletseydi, bu yatırım için harcanan masrafın nasıl kısa sürede geri alınabileceği görülecektir.

Yıllık yaklaşık 20 milyon lira gelir elde etme potansiyeli olan bir yer, yıllık sadece 8 milyon 500 TL + KDV kira bedeli ile ihale edildi.

Konyaaltı Sahil Projesi ile ilgili daha önceki ihalelerde 'beş yıldızlı otel veyahut 1.sınıf tatil köyü işletmeciliği' maddesi yoktu. İhale şartnamesine eklenen şu madde, ihalenin bu alanda faaliyet yürüten Alkoçlar Turizm - Senatalya Turizm iş ortaklığı üzerinden nasıl adrese teslim yapıldığını göstermektedir:

“İhaleye, son on yıl içinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan belgeli, toplamda en az 1500 yataklı, beş yıldızlı otel veyahut 1. sınıf tatil köyü işletmeciliği ve bunun yanı sıra yine son on yıl içinde 1618 sayılı yasa kapsamında A Grubu Seyahat Acentası işletmeciliği yapmış olanlar teklif verebilirler.(…)”

Kıyılarımızı ranta açan AKP zihniyetinin Konyaaltı ile ilgili bir diğer projesi de, MiniCity, Akdeniz Kent Parkı’nın bulunduğu alanın Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz yıl yap-işlet-devret modeli ile 30 yıllığına ihale edilmesidir.

Antalya’nın üçüncü büyük yeşil alanı olan Akdeniz Kent Parkı, Antalyalıların “MiniCity” “Migros” ya da “akvaryum” diye adlandırdığı,  arkeolojik özellikleriyle, bitki ve arazi yapısıyla,  korunması gereken su kaynaklarıyla çok değerli bir vadidir. Bu alan “Doğal Sit Alanı” ve “Arkeolojik Sit Alanı” olarak ayrı ayrı sınırları belirlenerek korunmasına karar verilmiş, kent planına işlenmiş, vadi içindeki kalıntılar ise “Kültür Varlığı” olarak tescil edilmiştir bir yerdir.

Halkın malı olan bir alan, Büyükşehir Belediyesi tarafından rant uğruna özel şirketlere verildi. Proje kapsamında Minicity'nin yıkılıp AVM, Migros AVM yerine havuz ve restoranlar, parkın geri kalanına da paralı aktivite alanları yapılmak isteniyor. Bu proje için tam 7 kez kent planında değişiklik yaptılar. Alan içerisinde yer alan TRT ye ait bölüm ticaret ve turizm alanına, hastane alanı da otoparka dönüştürüldü. Yönetmeliklere aykırı bir şekilde emsallerle oynandı, inşaat yoğunlukları ihale alanında arttırıldı ve böylece 50.000 m2 lik yeni tesislerin yapımına olanak sağlandı.

Belediye, projenin büyük kazanç getireceğini, zaten buranın atıl durumda olduğunu, böylelikle canlanacağını ifade ediyor. Tıpkı Beach Park’ta yaptığını yapıyor. Yani önce alanı sahipsizleştirip, atıl duruma getiriyor. Ardından da “canlandırmak” için “kira” adı altında özelleştiriyor.

Birkaç yıl önce 5 milyon TL’ye ihale edilip bitirilen ve kente 10 hektarlık çok değerli bir yeşil alan kazanımına yol açan Akdeniz Kent Parkı, önce terkediliyor ve ardından da ticarileştirilerek yeniden ihale ediliyor. Hepimizin cebinden çıkan vergilerle sadece birkaç sene önce yapılan bu parkın şu an yıkılması kamunun zarara uğratılmasıdır.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Boğaçayı Projesi için yapılan çevre düzenlemesi, nitelikli bir şekilde yapılmadığı için sağanak yağış ve fırtınalarda, hem denizden gelen dalgalar hem de dere yatağında oluşacak taşkınlardan dolayı, sahilde yer alan işletmelerin ve rekreasyon çalışmalarının büyük zarar görebileceğini belirtmiştik. Maalesef, Antalya’yı etkisi altına alan sağanak yağış ve fırtına sonrasında, Boğaçayı Projesi kapsamında yapılan çevre düzenlemeleri sular altında kaldı, sahilde yer alan işletmeler büyük zarar gördü. Şimdiye kadar hiçbir uyarımızı dikkate almayan Türel’in inadının, nelere mal olduğu ortadadır.

Kentimizin parsel parsel yağmalanmasına, kamunun zarara uğratılmasına yol açan Türel yönetiminin yaptıklarını anlatmaya, kamuoyunu bilinçlendirmeye devam edeceğiz.

Ahmet KUMBUL

CHP ANTALYA İL BAŞKANI

Yorumlar (0)