banner773

İzmir Kent Konseyi’nde ilginç detay: ‘Cumhur İttifakı’ Birlikteliği

Son günlerde tartışmalarla gündeme oturan İzmir Kent Konseyi’nde haftasonu yapılacak seçimli Genel Kurul öncesi tartışmalara konu olan ilginç detaylar gün yüzüne çıkmaya başladı. Konseyde delegelikleri iptal edilen birçok üyenin CHP üyesi olmasının nedeni iç yapılanmadaki ‘Cumhur İttifakı’ birlikteliği olarak yorumlanıyor.

YEREL 25.02.2020, 09:35
İzmir Kent Konseyi’nde ilginç detay: ‘Cumhur İttifakı’ Birlikteliği

29 Şubat’ta gerçekleşecek İzmir Kent Konseyi seçimleri öncesi sular durulmuyor. Konseyde geçtiğimiz hafta içinde oy kullanacak birçok üyenin delegelikleri düşürüldü. Delegelikleri düşürülen konsey üyeleri duruma isyan ederken, bu durumun katılımcı demokrasi anlayışına bir darbe olduğunu dile getirdiler. Genel kurulda oy kullanma hakkına sahip olamayacak olan 100’e yakın üyenin derneklerinin federasyonlara bağlı olmaları, mahalle ve spor kulübü dernekleri olmaları gerekçe gösterilerek düşürüldüler. Karara tepki gösteren bazı üyeler alınan kararın İzmir Kent Konseyi’nin iç yönergesine ve bakanlık yönetmeliğine aykırı olduğunu dile getirerek hukuki işlem başlatacaklarını ifade ettiler.

CHP’LİLERE OPERASYON
Bunun yanı sıra delegelikleri düşürülen üyeler hakkında çarpıcı bir detay göze çarpıyor. Çeşitli gerekçelerle delegelikleri düşürülen üyelerin birçoğunun Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olduğu ve bazılarının parti içinde çeşitli görevlerde bulundukları ortaya çıktı. Yine düşürülen delegelerin bir bölümü ise çeşitli sivil toplum kuruluşlarında CHP’ye yakınlığıyla tanınan aktivistlerden oluşuyor.

KONSEYDE CUMHUR İTTİFAKI
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan İzmir Kent Konseyi’nde düşürülen delegelerin CHP üyesi olması veya partiye yakın kişilerin delegeliklerinin düşürülmesinin perde arkası ise bürokrasi ve konsey yürütme kurulu içindeki ‘Cumhur İttifakı’ birlikteliği olarak yorumlanıyor. Konseyin yürütme kurulunda yer alan bazı isimlerin Ak Parti ve MHP’ye yakın olduğu ve bu nedenle CHP’li birçok tanınan ismi tasfiye ettikleri kulislerde konuşuluyor. Üstelik bu kişiler arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokrasisinde yer alan isimlerin de olduğu iddia ediliyor.

Daha önce hiçbir gerekçe gösterilmeksizin yürütme kurulundan CHP’li iki üyenin düşürüldüğü ve seçimler öncesi CHP’lilere yönelik operasyonun ilk halkası olduğu iddia ediliyor. Delegelikleri düşürülen 100’e yakın sivil toplum kuruluşunun temsilcisinin birçoğunun CHP üyesi olduğu ortaya çıktı. Bu üyelerin içinde sadece üye olan CHP’lilerin yanı sıra bir ilçe başkanı, belediye meclis üyeleri, il-ilçe yönetim kurulu üyeleri de bulunuyor.

AK PARTİLİ KOCABIYIK HAMLESİ
Konseyde delege olmak için başvuran üyelerin düşürülmesinde daha önce Ak Parti Grup Başkanvekilliği yapmış olan Türkiye Belediye Meclis Üyeleri Birliği Başkanı Yalçın Kocabıyık’ın rol aldığı söyleniyor. Kocabıyık konseyde yürütme kurulu üyesi olarak görev yapıyor ve konsey başkanlığına aday olmaya hazırlanıyor. Ayrıca günlerdir CHP’lileri yerden yere vuran Ak Parti’ye yakın bir medya organına demeç veren Kocabıyık, bu medya kuruluşuna övgüler dizerken medya kuruluşunun ‘yanındayız’ mesajı verdi.

CUMHURBAŞKANIYLA GÖRÜŞÜYOR
Alınan karara imza atan Ak Parti’ye yakın bir diğer isim ise yürütme kurulu üyesi Mahmut Açıkkar. Açıkkar, TRT’de tanınan ünlü haber spikeri Işıl Açıkkar’ın babası. Açıkkar ailesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yakın ilişkiler içinde olduğu ve baba Mahmut Açıkkar’ın kızının TRT’de çalışması için Ak Partili bazı kurmayları devreye soktuğu öğrenildi. Açıkkar, yılın spikeri seçilerek yakın zamanda ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.

MHP’Lİ DAİRE BAŞKANI DA VAR
CHP’lilere yönelik delege operasyonunun baş figürleri bununla da sınırlı kalmıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapan ve MHP’ye yakınlığıyla bilinen bazı bürokratların bu kararda etkili olduğu söyleniyor. Büyükşehir Belediyesi’nde memur olmadan önce MHP’de siyaset yapan ve şu anda Daire Başkanı Serpil Ötücü’nün de CHP’lilerin tasfiyesi için karara imza attığı öğrenildi. Ötücü’nün eşi de kendisi gibi MHP’li olan ve büyükşehirde Koruma Güvenlik Şube Müdürü olarak görev yapan Işın Ötücü. Ötücü ailesinin yakın çevresine aslen MHP’li olduklarını söyledikleri biliniyor.

İTTİFAKIN BAŞROLÜ BÜROKRAT KARCI
Ayrıca bu süreci yakından takip ederek konsey yürütme kurulu ve idari yapılanmasındaki operasyonları yürüten bir diğer isim ise yine eşi CHP üyesi olmasına rağmen MHP’ye yakınlığıyla bilinen Genel Sekreter Yardımcısı Barış Karcı. Karcı, konseyin iç yapılanmasında Ak Parti-MHP birlikteliğini yaratmak için 2015 yılındaki İzmir Kent Konseyi seçimlerinde yoğun çaba harcamış ve o dönem seçilerek İzmir Kent Konseyi başkanı olan Çağrı Gruşçu’nun, Aziz Kocaoğlu’nun talimatıyla seçimi kazanmaması için yoğun mesai harcamıştı.

Yine yürütme kurulu içinde yer alan bazı isimlerin de geçmiş dönemlerde Ak Parti ve MHP’ye üye oldukları iddia edildi. Bu kişiler aracılığıyla konseydeki seçim krizi Ak Parti’ye yakın olarak bilinen medya organlarına CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer karşıtlığı olarak servis edilirken içerdeki Cumhur İttifakı yapılanması ve Ak Parti-MHP işbirliğinin üstü örtülmeye çalışılıyor.

KAYYUM İÇİN ZEMİN HAZIRLANIYOR
Haftasonu yapılacak seçimlerle başkan ve yürütme kurulunu belirleyecek olan İzmir Kent Konseyi’nde CHP üyesi olan bazı isimlerin başkanlığa aday olmaya hazırlandıkları, ancak bu kişilerin büyükşehirdeki bazı bürokratlar tarafından adaylıklarının engellenmesi için hazırlık yapıldığı öğrenildi. Konsey seçiminin sonucunda CHP üyesi bir STK temsilcisinin seçimi kazanması halinde Ak Parti-MHP işbirliği yine devreye girecek ve konseye kayyum atanması için girişimlerde bulunacakları kulislerde konuşulmaya başlandı. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kent Stratejileri Merkezi Sözcüsü Ali Rıza Avcan’dan İzmir Kent Konseyi için kritik bir uyarı geldi. Avcan, İzmir Kent Konseyi Yönergesi’nin İçişleri Bakanlığı’nın yönetmeliğine aykırı olduğunu, gerçekleşecek seçimin iptal edilebileceğini, ilerleyen süreçte Kent Konseyi’ne kayyum atanabileceğini savundu. 

Avcan yaptığı açıklamada “Şu an seçime gidilen yönerge mevzuata, hukuka aykırı antidemokratik bir yönergedir. Bu yönergeye göre İzmir Kent Konseyi’nin gerçekleştireceği genel kurul için mahkeme yolu açıktır. Genel kurul sonrası bir kişi mahkemeye başvurursa, İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı Kent Konseyi Yönetmeliği’ne aykırı davranıldığı için mahkeme heyeti seçimi iptal edebilir. Hatta, bu mahkeme kararı sonrasında Urla’da yaşanan kayyum meselesi İzmir Kent Konseyi için de gündeme getirilebilir. Çünkü Kent Konseyi’nde İzmir Valiliği de yer alıyor. Daha önce Çanakkale, Kadıköy gibi mahkeme kararıyla genel kurulları iptal edilmiş kent konseyi seçimleri var. Biliyoruz ki, genel kurulları ve seçimleri mahkeme kararıyla iptal edilen kent konseyleri yeniden var olmak, çalışmak için çok zorlu süreçler geçirdiler, bulundukları kentlerin demokratik ortamındaki eksiklikleri fazlasıyla hissedildi. O nedenle, İzmir Kent Konseyi Genel Kurulu öncesinde bu kötü, olumsuz örneklerin de dikkate alınması gerekir” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in ise konsey ve bürokrasi kanadındaki bu işbirliğine nasıl tepki vereceği ise merakla bekleniyor.

Yorumlar (0)