Geçen hafta genel sorunlar ve çözüm yöntemi üzerine değindiğimiz İstanbul taksi sorunu için bu haftada mevcut yasalar üzerinden bir değerlendirme yaparak İBB tarafından yapılmak istenen işletme modelinin avantaj ve dezavantajlarına bakalım.
Konunun bu kısmını daha net bir şekilde anlayabilmek için İstanbuldamevcut taksi sisteminin hangi düzenleme, yasa veya yönerge ile düzenlendiğine ve çalıştığına bakmak gerekir. Bu konuda en net bilgiyi “İstanbul Ticari Taksi ve Taksi Dolmuş Yönergesi” bize vermektedir. Taksilerin çalışma usül ve esasları ile Belediyenin görev, yetki ve sorumluluklarını tanımlayan bu yönergede, bir taksinin ne şekilde çalışabileceği açıkça tanımlanmış ve yayımlanmıştır. Bu yönergeye göre; Taksiler için her yıl İBB tarafından çalışma ruhsatı düzenlenmekte, takip sistemi kullanımı zorunlu kılınmakta, korsan taşımacılığa karşı yaptırımlar belirtilmekte, şoförlerin eğitim koşulları ve buna bağlı olarak şoför kartı ile çalışma zorunlulukları tanımlanmıştır. Aynı yönergede tanımı yapılan tüm bu konular için uyulmaması halinde araç bağlamadan, para cezasına ve hatta ruhsat iptaline gidebilecek yaptırımlar da açıkça belirtilmiştir. İstanbul’da taksi çalışma sistemi ile ilgili genel kabul görmüş ve tüm tarafların altına imza atmış olduğu bir yönerge var iken öncelik, ulaşım yönetimince elindeki yetkiyi kullanmak, görev ve sorumluluklarını yerine getirerek denetimleri ve yaptırımları uygulamak olmalıdır. Bunun ardı sıra İstanbul’un ihtiyaç duyduğu yeni taksi talebini gündeme getirerek sorunu uzlaşı ile çözüme kavuşturabilir.
Konuya ilişkin bir başka tespit ise taksilerin veriliş ve işletme düzeni üzerinedir. İBB Ulaşım yönetimi tarafından kamuoyuna sunulan bilgide talep edilen yeni taksilerin işletmesinin belediye tarafından yapılacağı belirtilmektedir. Ancak belediyenin taksi işletmesi yapmasında da bazı sıkıntılar yaşanabilir. Ticari taksiler ülkemizde 10553 sayılı “Ticari Plakların Verilmesinde Uyulacak Usül ve Esaslar Hakkında Karar” ismi ile anılan Bakanlar kurulu kararına göre tesis edilmektedir. Büyükşehir yasası ile çakışan noktaları olsa da ilgili karar hala yürürlükte ve pek çok ticari plakanın da temel hakkını oluşturmaktadır. İBB “İstanbul Ticari Taksi ve Taksi Dolmuş Yönergesi” Madde 5, l bendinde Ticari Araç Tahsis Belgesi’ni tanımlarken 10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına atıf yaparak bu karara uygun bir yönerge ile çalışıldığını kabul etmektedir. 10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı amaç olarak; “….vatandaşın ulaşım ihtiyacını karşılamak üzere toplu taşımacılığın geliştirilmesi ve disiplin altına alınması, korsan taşımacılığın önlenmesi ve fiilen çalışmakta olan şoför esnafının haklarının korunması maksadıyla taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına verilecek ticari plakaların sayısı, verilme usul ve esaslarını tespit etmektir.”
İfadesini ortaya koymaktadır. Yine aynı bakanlar kurulu kararında madde 3’de ticari plaka verilebilmesi için “Taksi, dolmuş ve minibüslerde; şoförlük mesleğini geçim kaynağı olarak seçmiş olduğunu ve sürekli olarak icra ettiğini beyan etmiş ve ilgili meslek odasına, ilgili meslek odasının bulunmadığı yerlerde ise şoförler odasına üye olmak” şartı konulmuştur. Bu gözden bakıldığında İBB ticari taksi yönergesinde de atıf yapılan Bakanlar Kurulu kararına göre ticari taksi plakasının İBB tarafından işletilmesi olası görünmüyor. Bu da taksi konusunda yapılacak girişimlerden önce çözülmesi gereken bir sorun olarak ortada durmaktadır.
Tüm bu tespitlerden sonra, bu konularda kamu, özel sektör ve akademik alanda çalışan biri olarak öncelikle İstanbul’da Korsan Taksi ile mücadele planını UKOME’ye getirmeyi, galeri kiralamalarına karşı yasal hakları kullanmayı ve D2 belgeli araçların asli işlerini huzur ve güven içinde yapmalarını sağlayacak yetkileri kullanmayı tercih ederdim. Yerel yönetimin ilgili kanun ve yönergelerinden almış olduğu yetkiyi doğru şekilde kullanması, öncelikle sorunlu alanları çözmek ve idarenin ulaşım yönetimine görev olarak verilen sorumlulukları yerine getirmek, sektörün ve diğer tüm ulaşım paydaşlarının daha nitelikli ve kurallara uyan bir yapı içerisine girmelerini sağlayacaktır. Bu konudaki uygulamalar ve kararlılık sahada görüldükten sonra eminim ki İstanbul UKOME kurulu,İBB tarafındanyapılan çalışmalar ile İstanbul’un ihtiyacı olduğu gündeme getirilen 5000 yeni taksi için; etap etap kapıyı açacak, ilgili odaların da desteğini alarak olur verecektir. İlk hamlenin İBB ulaşım yönetimi tarafından atılması, yetki ve sorumluluklarının gereğini yaptığını gösterebilmesi İstanbul taksi sorununun uzlaşı ile gerçekten çözülebilmesi için yeterli olacaktır.