Günlerdir milyonlarca işçi, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanmasını ve 2025 yılı için açıklanacak ücreti bekliyordu. Ancak ne komisyon toplandı ne de işçilerle gerçek bir müzakere yapıldı. Çalışma Bakanı, işverenlerle birlikte belirlenen 22.104 TL’lik asgari ücreti açıkladı. Bu karar, işçi sınıfı için tam bir hayal kırıklığı ve şok etkisi yarattı.
Bu açıklama, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasada belirtilen sosyal devlet ilkesinden uzaklaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. AKP hükümeti eliyle, devletin bir avuç işverene hizmet eden bir yapıya dönüştüğünü üzülerek görüyoruz. İşçiler, açlığa, sefalete ve çaresizliğe mahkûm ediliyor.
Sendikalar güçsüz, işçiler sahipsiz.
Bugünkü tablo, emek örgütlerinin ve sendikaların mücadele gücünü büyük ölçüde kaybettiğini gösteriyor. Özellikle Türk-İş, yıllardır hükümetin politikalarına karşı direnç göstermediği için işçiler nezdinde güvenini yitirmiş durumda. Komisyon toplantıları bile yapılmadan açıklanan bu ücret, sendikaların sınıf mücadelesindeki etkisizliğini ortaya koyuyor. Sendikasız milyonlarca emekçinin durumu ise daha da vahim.
Grev ve toplu sözleşme yapma hakkı, fiilen işçilerin elinden alınmış durumda. Grev yapmak isteyen işçiler, kolluk kuvvetlerinin müdahalesiyle karşılaşıyor. Hükümet, “devletin güvenliği” gibi gerekçelerle bu hakları baskı altına alırken, aynı devletin kaynaklarını dar bir zümreye peşkeş çekmekten çekinmiyor.
Açlık ücretine Mahkumiyet devam ediyor.
Açıklanan 22.104 TL’lik asgari ücret, işçiler için bir açlık ücretidir. AKP hükümeti, ekonomik gerçeklikten tamamen kopmuş bir şekilde, saray politikalarının gölgesinde kararlar alıyor. Bugünkü ekonomik krizin ve halkın çektiği sıkıntıların en büyük sorumlusu AKP hükümetidir.
Resmi enflasyon rakamlarının gerçekliği yansıtmadığı ortadadır. Açıklanan zam oranlarının, 2025 Ocak ayında yapılacak fiyat artışlarıyla hızla eriyeceğini hepimiz biliyoruz. Bu düzenin sorumlusu, emeği sömüren ve zengin sınıfı besleyen politikalardır. Bedelini işçiler değil, bu düzeni yaratanlar ödemelidir.
Birlikte mücadele zorunlu hale gelmiştir.
Toplumsal muhalefetin artık etkili bir şekilde örgütlenmesi ve tüm emekçi kesimlerle birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Hakkını meydanlarda arayan, güçlü bir muhalefet süreci inşa edilmelidir. AKP hükümetinin 22 yıllık rahatlığına, “ne yapsak ses çıkmıyor” anlayışına son verilmelidir.
17. yüzyılın ozanı Karacaoğlan’ın dizeleri bugün hâlâ kulaklarımızda çınlıyor:
Nice sultanları tahttan indirdi,
Nicesinin gül benzini soldurdu,
Nicelerin gelmez yola gönderdi,
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.
Yoksulluk, yalnızca bireylerin değil, toplumların kaderini belirler. Sultanları tahtından eden halk gücü, yoksulluğu da tarihe gömmeye muktedirdir. Tüm emekçiler birleşerek bu düzene son verebilir. Yeter ki umut ve mücadele bir an olsun eksik olmasın.
El ele, omuz omuza, birleşe birleşe…
Hüseyin Saygılı
34. Dönem CHP PM üyesi