"YSK'NIN GEREKÇESİ FOS ÇIKTI!"

Yüksek Seçim Kurulu 6 Mayıs 2019 tarihinde açıkladığı kısa kararın gerekçesini 22 Mayıs günü kamuoyu ile paylaştı

Vekil Haberleri 24.05.2019, 10:36
"YSK'NIN GEREKÇESİ FOS ÇIKTI!"

Yüksek Seçim Kurulu 6 Mayıs 2019 tarihinde açıkladığı kısa kararın gerekçesini 22 Mayıs günü kamuoyu ile paylaştı.Bir hukukçu olarak söylemeliyim ki, YSK İstanbul seçiminin iptaliyle ilgili hukuken geçerli somut bir gerekçe ortaya koyamadı.Anlaşılan YSK’nın iptal kararı veren 7 üyesi 18 günden beri iptale “haklı” bir gerekçe aramış ama bulamamış ve gerekçeli kararı iki temelsiz gerekçeye dayandırmışlardır. Birinci gerekçe 754 sandıkta yasaya rağmen kamu görevlisi olmayan sandık kurul başkanlarının görevlendirilmesi, ikinci gerekçe ise 108 sandıkta sayım döküm cetvelinde imza bulunmamasıdır.

250 sayfalık kararın 12 sayfası AKP'nin başvurusu, 86 sayfası ilçe secim kurullarına giden, 102 sayfası ilçe seçim kurullarından gelen yazılardan oluşuyor. Bu karar her ne kadar 250 sayfalık bir karar olarak görünse de iptalden yana karar veren YSK’nın 7 üyesi sadece 12 sayfalık bir gerekçe yazmıştır.Bu 12 sayfalık iptal gerekçesi özü itibariyle AKP’nin itiraz dilekçesinin özetidir. Buna karşılık YSK’nın kararının Seçim Kanunu ve YSK kararlarına aykırı olduğunu belirten 4 üyenin 38 sayfa muhalefet şerhi vardır.İptal gerekçesinde oy çalmaya ilişkin hiçbir gerekçe olmadığı gibi kısa kararın dışında gerekçeler üretilmeye çalışılmıştır. Kısaca yaklaşık 189 sayfada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle ilgili iddialara cevap yoktur. AKP’nin iddia ettiği gibi oyların çalındığı ya da bunun organize bir iş olduğu yönünde tek bir cümle yoktur.250 sayfa denilen gerekçeli kararın içi tabiri yerindeyse “fos” çıkmıştır. AKP sözcülerinin beyanlarının kopyasından ibaret hukuki dayanaktan yoksundur.

Ayrıca, YSK bu kararla kendi oturmuş içtihatlarını ve seçim mevzuatlarını hiçe saymıştır. Şöyle ki, seçim hukukumuzda sandık kurullarının oluşumu, olağan üstü itiraz konusu olmamaktadır. Eğer itiraz konusu kabul ediliyorsa yani iddia edildiği gibi usule aykırı sandık kurulu oluşumu var ise o zaman zaten burada itiraza bakılmaksınız ilçe belediye başkanlığı ve meclis üyeliği seçimleri de geçersiz sayılmalıdır. Ancak YSK burada tüm hukuku çiğneyip sandık kurulunu tek bir seçimden sorumlu tutmuştur. Sandık kurulu başkanının kamu görevli olmaması hususu, seçmene atfedilebilecek bir konu değilken ve seçim takvimine göre 2 Mart’ta yani seçim öncesi kesinleşmiş bir konu iken alınan bu kararla 16 milyonluk İstanbul’un iradesini yok saymıştır.Bunun yanı sıra YSK Başkanı Sadi Güven de, "Kamu çalışanı olmadığı halde sandık başkanı olarak görev yapan 754 kişinin görev yaptığı sandıkların 750 tanesinde AKP'li üye görev yapmış ve bu sandıklarda AKP 1.104 üye ile temsil edilmiştir" notuyla seçimde hile olmadığını belirterek iptal kararına şerh düşmüştür.

Başka bir nokta 108 sandıktaki sayım döküm cetvelindeki itirazla ilgilidir. Her ne kadar YSK Başkanı iptal gerekçesi olarak ele alınmadığını belirtilmiş olsa da, adeta gerekçe üretme çabasındaki YSK üyeleri tarafından karara yazılmıştır. Bu 108 sandığın hepsinde siyasi partilerin önerdiği sandık kurulu üyeleri olmakla birlikte, bu üyelerin hiçbir sandık tutanaklarına itiraz etmemişlerdir ve ıslak imzalı tutanaklar YSK’nın sistemine girilmiştir. Kaldı ki, sadece 90 sandıktaki sayım döküm cetvelindeki imza eksikliği oyları şaibeli hale getirmeyecektir. Bunun yanında sayım döküm cetvellerinde imza aranmamaktadır. Kanunda ve YSK içtihadında seçim iptal sebebi olmayan bu durum karara eklenerek yalnızca kamuoyu yanıltılmak, zihinler karıştırılmak istenmiştir.Bu sandıklarda AKP adayının önde olduğu iddiaları da gerçek dışıdır.

AKP’nin sorunlu dediği 19 bin 774 seçmen sayısı gerçekte 706’dır ve bu sayı arada binlerce oy farkı bulunan İstanbul seçiminin yanında devede kulaktır. Yani AKP’nin binlerce usulsüz oy kullanıldığı yönündeki iddiaları da boş çıkmıştır.

Üzülerek belirtmek isterim ki YSK’nın 7 üyesi yazdıkları 12 sayfalık gerekçede var olan seçim hukuku ve YSK içtihat ve genelgelerini birkenara koyarak kendi kendilerini inkar etmişlerdir.Bu 7 üye seçim hukukunu katletmişlerdir.AKP temsilcilerinin ortaya attıkları iddiaları kararlarında toplayarak YSK’nın daha önceki seçimlerde ve 31 Mart seçimlerindeki bazı ilçelerde yapılan itirazlara karşı verdiği kararları adeta yalanlamışlardır.YSK’nın varlık sebeplerini inkar etmişlerdir.Hukuka ve delile dayanmayan, gerekçesi olmayan kararla seçmenin iradesi yok sayılmıştır.Kararda AKP’lilerin iddiası olan çalınan oy iddiası kanıtlanmamış ama İstanbul Büyükşehir Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun mazbatası çalınmıştır.İnanıyoruz ki, 23 Haziranda İstanbul’da seçmen emaneti Ekrem İmamoğlu’na geri verecektir.23 Haziran’da her şey çok güzel olacak ve demokrasi mutlaka kazanacaktır.

Yorumlar (0)