YILDIRIM KAYA'DAN KAPADOKYA ALANI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

Kapadokya bölgesinin en büyük özelliği, doğa harikası peribacaları ve kendine has taş mimarisinin olmasıdır. Kapadokya aynı zamanda, “UNESCO dünya mirası listesinde yer almaktadır. Yani Kapadokya; sadece Nevşehirlilerin değil, Türkiye’nin değil, dünyanın bir değeridir.

Vekil Haberleri 15.05.2019, 11:18

Kapadokya bölgesinin en büyük özelliği, doğa harikası peribacaları ve kendine has taş mimarisinin olmasıdır.  Kapadokya aynı zamanda, “UNESCO dünya mirası listesinde yer almaktadır. Yani Kapadokya; sadece Nevşehirlilerin değil, Türkiye’nin değil, dünyanın bir değeridir.

Dünyanın göz bebeği olan Kapadokya’ya bizim de gözümüz gibi bakmamız gerekirken hak ettiği değer maalesef verilmemiştir.

Kapadokya’ya özellikle de son yıllarda doğallığı ve çevre ile uyumu bozan tesisler kurulmuştur. Bu tesisler turizme katkı sağlamak yerine görsel çirkinliklere yol açmıştır.

Getirilen kanun teklifiyle, Kapadokya bölgesinde bir alan oluşturuluyor, alanı yönetmek için İDARE ve KOMİSYON kuruluyor. Ancak idarenin ve komisyonun kimlerden, nasıl oluşacağı belirtilmiyor.

İdarenin kamu kurumu mu, özel bir şirket mi olacağı, yapısının nasıl şekilleneceği ve kimlerden oluşacağı belirsizdir.

Kurulan komisyona belediyelerden, sivil toplum kuruluşlarından, odalardan, yerel bölgesel faaliyet yürüten ve duyarlılık gösteren kurumlardan katılımın olup olmayacağını bilmiyoruz.

Komisyonda kimlerin yer alacağının “Cumhurbaşkanına” bırakıldığı anlaşılıyor. Yasama, kurulan idarenin ve komisyonun kuruluşuna ilişkin yetkisini kullanamıyor.

Anayasa’nın “Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması” başlıklı 63 üncü maddesinde, ”Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.” hükmü yer almaktadır.

Bu kanun teklifi Anayasaya aykırıdır. Anayasamızda yer alan kültürel mirasın korunması sürecini devre dışı bırakmaktadır.

Kanun Teklifi ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, 5393 Sayılı Belediye Kanunu devre dışı bırakılıyor. Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ve Granada Sözleşmesine aykırı düzenlenmelere yer veriliyor. UNESCO dünya miras listesinde yer verilen alana getirilen düzenlemeler de UNESCO çalışma kurallarına aykırılıklar içeriyor.

Kanun teklifinin 9. maddesinde, Cumhurbaşkanına Kapadokya alanının sınırlarını değiştirme yetkisi tanınmaktadır. Bu yetkinin Cumhurbaşkanına verilmesi doğru değildir. Kapadokya alanı ile ilgili her türlü düzenleme kanun ile yapılmalıdır.

Kapadokya’nın geleceği; kurumlar arası işbirliğinden ve denetimden uzak bir şekilde ele alınıyor. Alan ile ilgili kurumların, özellikle de T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Belediyelerin yetkileri devre dışı bırakılıyor.

Köklü Bakanlıklarımızdan, TC Kültür ve Turizm Bakanlığımızın devre dışı bırakılarak yetkilerinin Cumhurbaşkanına devredilmesi kabul edilemez.

Kanun Teklifi ile Kamu idare sistemindeki birbirini denetleyen mekanizmalar ortadan kaldırılıyor. Tabiat Varlıkları ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulları da yetkisizleştiriliyor. Kurulların yetkileri tek bir idareye ve komisyona havale ediliyor. Getirilen denetimsiz tek elden yönetimle, Kapadokya’da otelleşme ve rant odaklı işlerin hızlanacağını gösteriyor.

Arkeolojik ve doğal SİT olan Kapadokya bölgesinin denetimden uzak, tek elden yönetilmesi kabul edilemez.  Kanun Teklifi yasalaşırsa uygulamada kaos ve karmaşa doğacaktır.

Kanun teklifiyle kamu idare sistemi reddedilmekte, tek kişi tarafından yönetilen, bir yapıya dönüştürülmektedir. UNESCO’nun dünya mirası listesinde yer alan Kapadokya'nın talan edilmesinin önü açılmaktadır.

Her kurumun kendi uzmanlık alanıyla ilgili görev ve sorumlulukları yürütmesi gerekir. Tüm yetkinin, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’da toplanması, Türkiye’yi felakete götüren sürecin bir parçasıdır. Geleceğimizi tek kişinin avuçlarına bırakma gayretidir. Bu gayret sizi de, bizi de, sizin çocuklarınızı da, bizim çocuklarımızı da, herkesi de yakar.

Kapadokya da tüm diğer milli değerlerimiz gibi devlet koruması altındadır. Hiçbir kişi ve kurum keyfi uygulamalarla paha biçilemez, tarihi, kültürel ve tabiat varlıklarımıza zarar veremez.

ÇANAKKALE SAVAŞLARI GELİBOLU TARİHİ ALANI KANUNU

Kültürel ve doğal miraslarımızı korumak için kanunlar çıkartılmıştır. Bunlardan biri de 6546 Sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı Hakkında Bazı Düzenlemeler Yapılmasına Dair Kanununu’dur. 

Bu kanunun Amaç ve Kapsam başlıklı 1 inci maddesinde “Bu Kanunun amacı; Çanakkale deniz ve kara savaşlarının meydana geldiği Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanının tarihi, kültürel ve manevi değerleri ile doğal dokusunun korunması, yaşatılması, geliştirilmesi, tanıtılması, gelecek kuşaklara aktarılmasına ilişkin hususları düzenlemektir.” denilmektedir.

Yine aynı kanunun 3 üncü maddesinde,  “Tarihi Alandaki 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda belirtilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına yönelik yapılacak plan, proje, uygulama, iş ve işlemler, doğal sitlerin yeniden değerlendirilmesi hariç, Bakanlıkça kurulacak “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu” kararları uyarınca ve bu kararlar doğrultusunda hazırlanacak tarihi alan planları esaslarına göre yürütülür. Tarihi alan planları yürürlüğe konulana kadar uyulacak esaslar Bakanlıkça belirlenir” hükmü yer almaktadır.

Burada, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu” kurulurken,  Kapadokya’da neden denetimden uzak tek kişinin denetiminde olacağı anlaşılan, bir İDARE ve KOMİSYON kuruluyor.

AKP’nin her şeyi haraç mezat satıp, yapılanın özelleştirme olmadığını söylediğine hepimiz tanık oluyoruz. AKP’nin Kapadokya’yı da Japonlara satacağı konuşuluyor. Böyle bir şey söz konusu mu? Kapadokya’yı Japonlara satacak mısınız? Ya da başka bir yabancı şirkete satacak mısınız?

Bütün yetkileri elinde toplayanlar, yarın Kapadokya’yı da satıyorum dediğinde bu parlamento ne diyecek? Ne yapacak? Soruyorum sizlere…!

ZEUGMA ANTİK KENTİ / BELKIS – GAZİANTEP

Gaziantep'in Nizip ilçesine bağlı Belkıs Köyü sınırları içerisinde, Fırat Nehri yanında bulunan Zeugma Antik Kenti sular altında kaldı.

Biz tarihi mirasımıza sahip çıkamıyoruz. Zeugma antik kenti M.Ö. 300 yıllarında kurulmuş bir kent. Dünya mirası olabilecek Zeugma Antik Kenti, Birecik Baraj Gölü'nün suları altında kaldı.  

Tarihi kentteki mozaiklerin bir kısmı, 30 bin metrekarelik alan üzerine kurulan Gaziantep Müzesine taşındı. 

Tarihi eserlerimizin müzelerde korunması, sergilenmesi önemlidir, ancak Zeugma Antik Kentinin sular altına gömülmesi, oradan alınan birkaç parça mozaik parçasının müzede sergilenmesi içimizi acıtan bir sonuçtur.

NEVŞEHİR'İN AKP'Lİ BELEDİYE BAŞKANI KAPADOKYA’YI SANATÇILARA DEĞİL TALANCI MÜTEAHHİTLERE KAPATSIN

Geçen gün Nevşehir'in AKP'li Belediye Başkanı Rasim Arı, Ekrem İmamoğlu’na destek veren sanatçılara organizasyonlarında yer vermeyeceği açıkladı. Buradan Nevşehir Belediye Başkanına sesleniyorum,  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek vermek için ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen sanatçıları tehdit etmeyi bırak görevini yap!

O tehdit ettiğin sanatçılar Kapadokya’yı dünyaya tanıtacak kişilerdir. Kapadokya’yı bazı kişilere kapatacaksan, talancı müteahhitlere kapat. Kapadokya’yı talan eden müteahhitlere açmayacağım de! o zaman hepimiz seni ayakta alkışlayalım.

Belediye Başkanı, sanatçıları tehdit etmeyi bırakıp asıl işini yapmalıdır. Çirkin yapılaşmaya son verilmelidir. Bakın, Kapadokya’nın güzellikleri bozulmuş. Dış sıva ve boya yerine bölgenin kendi dokusuna uygun dış yüzey görüntüsü oluşturulmalıdır. Bölgenin doğal yapısını bozan beton yığını evlere ruhsat verilmemelidir. Belediye başkanları ranta, talana izin vermemelidir. 

Yıldırım KAYA

CHP Genel Başkan Yardımcısı

Ankara Milletvekili

14 Mayıs 2019


 

Yorumlar (0)