TAŞCIER'DEN DİZİLERİN ŞİDDET KARNESİ RAPORU

Televizyon kanallarında ve internet ortamında yayınlanan diziler, toplumda ciddi anlamda etkiler bırakıyor. Hepinizin bildiği üzere, ülkemizde neredeyse tüm dizilerde, şiddet, silah, ölüm, kadını aşağılayan ifadeler ve bağrış çağırışlar bulunuyor.

Vekil Haberleri 13.06.2019, 13:06
TAŞCIER'DEN DİZİLERİN ŞİDDET KARNESİ RAPORU

Ne yazık ki, sanki bunlar olmadan dizi yapılamayacakmış gibi bir anlayış var.

Dizilerdeki şiddet gündeme geldiği zaman, hemen ileri sürülen sav, “halkımız bunu istiyor” oluyor. Halbuki biliyoruz ki durum tam tersidir.

RTÜK Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan 2018 Vatandaş Bildirimleri Yıllık Raporu, bu anlamda çarpıcı veriler içeriyor. Henüz Üst Kurul’da görüşülmeden sızdırılan rapora göre, 2018’de RTÜK’e vatandaşlarca 124 bin 234 şikâyet ulaşırken, bu şikâyetlerin 48 bininin dizilerle ilgili olması çok dikkat çekicidir.

Raporda şikâyetlerin ekseriyetinin "şiddet içerikli ve yasadışı eylemlerin yansıtıldığı sahnelerin, özellikle çocuklara ve gençlere olumsuz örnek olduğu, benzer eylemlere teşvik ettiği, bu durumun da toplumun hukuka güvenini sarsılabileceği” şeklinde değerlendirilmesi de önemlidir.

Demek ki halkımız dizilerde sürekli patlayan silahlar veya kadına şiddet görmek istemiyor.

Biliyorsunuz bu rapor ile birlikte, hepimizi derinden yaralayan bir bilgiyi daha öğrenmiş olduk. RTÜK’ü arayan bir çocuğumuz, babasının dizide eşini döven bir karaktere çok benzediğini, annesiyle birlikte babasından kaçtıklarını, dizi yüzünden sürekli şiddet gördüklerini söyleyip, lütfen diziyi kaldırın diye yalvarmış.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2018 yılında 440 kadın erkekler tarafından öldürülmüş ve 317 kadına cinsel şiddet uygulanmışken, televizyon dizilerinin bunda rolü olduğu bu örnekle de apaçık ortadadır.

Bizim de bu rapor ortaya çıkmadan önce başladığımız bir çalışmamız vardı. Bugün sizlerle bu çalışmamızın sonuçlarını paylaşacağım.

Dizilerde Şiddet Karnesi adını verdiğimiz bu araştırmada, en çok reyting alan ve Prime Time’da yayınlananlar arasından, rastgele olarak, ad çekme yöntemiyle 8 dizi belirledik. Bu dizilerin hangileri olduğunu ve hangi bölümlerinin izlendiğini dağıtacağımız raporda göreceksiniz.

Bu dizileri, Kadına Şiddet, Genel Şiddet, Silah, Bağırma, Kadın Ağlaması-Yalvarması, Şiddet Söylemi, Psikolojik Şiddet, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğini Destekleyen Söz ve Ölüm, başlıkları altında inceledik.

Birazdan açıklayacağım verilerin, fazla olmadığının, hatta eksiği olduğunun altını çizmek zorundayım. Çalışma çok ciddi bir titizlikle yapılsa da, sahnelerin sürekliliği, arka planda görünenler ve çatışma sahnelerinin takibinin zorluğu gibi nedenlerle, bir başka araştırma grubu aynı dizileri izlerse, azına değil, ancak çoğuna ulaşabilecektir. Bu nedenle vereceğim sayıları, en az olarak algılamanızı rica ediyorum.

 Araştırmanın sonucuna göre, 8 dizide toplam 23 sahnedekadına yönelik şiddet uygulanmıştır. Bu sahnelerden 4’ü babanın kızına uyguladığı şiddet iken, çok sayıda sahnede erkeğin eşine yönelik şiddeti söz konusu olup, birçok sahnede de işkence ve eziyete uğrayan, tecavüz edilmeye çalışılan, sandalyelere bağlanılan ve kafasına silah dayanan kadınların bulunduğu sahneler vardır.

30 sahnedegenel şiddet bulunmaktadır. Bu sahneler içerisinde boğma, tokat atma, sopalarla dayak atma, dövme, fare zehri ile zehirleme, etrafın yumruklanması, silahla vurulma, işkenceler yer almaktadır.

İzlenen 8 dizide, en az 219 kezsilah gözükmüş veya ateşlenmiştir. Söz konusu sahnelerde her türden silah vardır. Tabanca, uzun namlulu silahlar, bombalar, mayınlar, tüfekler, bıçaklar yüzlerce sahnede bulunmaktadır. Dizilerde silah kullanımı öyle bir hal almıştır ki, sanki silah, hayatın olağan akışı içerisinde normal olan ve herkesin elinin altında bulunan bir şey olarak gösterilir hale gelmiştir. İzlenen sekiz dizide de silah sahnesinin bulunması dikkat çekicidir. Televizyonlarda silahsız bir dizi, adeta ender rastlanılan bir durum haline gelmiştir.

Televizyonlarımızda yayınlanan dizilerde en büyük problemlerden biri de, neredeyse her yayında bağrışmanın, ses yükseltmenin eksik olmamasıdır. Araştırma sonucunda 71 sahnedebağrışma ve ses yükseltme tespit edilmiştir. Bunlardan 55’i erkeklerin bağırdığı sahnelerdir.

Dizilerde kadınların ağladığı ve yalvardığı sahnelere özellikle başlık olarak bakılmıştır. Kadınların hapsedilmeye çalışıldığı toplumsal kodlar, neredeyse her dizide karşımıza çıkmaktadır. 35 sahnede, kadını güçsüz gösteren, sürekli ağlayan ve yalvaran varlıklara indirgeyen şekilde ağlama-yalvarma bölümü bulunmaktadır. Defalarca sahnede kızlar ebeveynlerinden, kadın çalışanlar da işverenlerinden ağlayarak özür dilemektedir.

Diziler çok sayıda fiziksel şiddet içermekle kalmamakta, aynı zamanda şiddet söylemleri de geniş bir yer tutmaktadır. 52 sahnedeşiddet söylemi bulunurken, bunlardan 32’si ölümle tehdittir. Ölümle tehditlerin toplumda yarattığı olumsuz durum ve özellikle çocuklar üzerindeki etkileri de üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken bir olgudur.

İçlerinde öyle bir dizi var ki, gerçekleşen şiddet akıllara durgunluk verici boyuttadır. Bir sahnede gösterilen şiddetin, bir kanalda nasıl yayınlanabildiğini anlayabilmek mümkün değildir. Ki bu dizinin, o çocuğun RTÜK’e şikayet ettiği, iktidar yanlısı kanalda yayınlanan vebir kez dahi ceza almayan dizi olduğunu da söylemeliyim. Söz konusu sahnede, baba, bulduğu demiri şömine közü üzerinde ısıtıp kızının eline vermekte ve kızgın demiri annesinin eline basarak cezalandırmasını istemektedir. Kızı ağlayarak reddedince, adam bunu kendisi yaparsa iki eline birden yapacağını, bu yüzden kızın yapması gerektiğini, eğer yaparsa tek eline basacağını, bunun da annesine iyilik olduğunu söylemektedir. Ardından kız, kızgın demiri annesinin eline basmak zorunda kalmaktadır. Bu şoke edici sahnenin anlatılması bile kan dondurucu iken, Prime Time’da yayınlanan bir dizide bu sahnenin gösteriliyor olması akıl alır gibi değildir.

İzlenen dizilerde 5 sahnede, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini destekleyici ifadelere rastlanmıştır. Bir dizide erkek, evde “karı-koca” arasında bir patron, bir de işçi olduğunu, patronun erkek, kadının da işçi olduğunu ifade etmiştir. Bir başka dizide çalıştırılmak üzere kadın işçi bulunması emri verilirken, tam gün çalışacak olmasına rağmen, yarım yevmiye verilmesi söylenmektedir. Bir başka dizide de “istenmeye” gidilen kız hakkında, sanki alınıp verilebilecek bir malmış gibi bahsedilmektedir.

Ölümler de dizilerin neredeyse vazgeçilmezlerindendir. İzlenen 8 dizide tespit edilebildiği kadarıyla, farklı sahnelerde yaşanan çatışmalar ve infazlarda en az 41 kişi ölmüştür. Dizilerin sadece bir haftadaki bir bölümünün izlendiği de altı çizilmesi gereken bir husustur.

Bu korkunç tablonun, sadece bir haftada yayınlanan diziler olduğunu ve sadece bir bölümlerinin izlendiğinin altını çiziyorum.

Ülkemiz öfkeli bir toplum haline geliyorsa, sokaklarda tahammülsüzlük, evlerde şiddet, okullarda kavgalar artıyorsa, dizilerin ne yazık ki etkisi vardır. Asla sansürden yana olmadık. Ancak bu raporla, yayınlanan dizilerin nasıl bir şiddet sahnesi oluşturduğunu göstermek istedik.

Umarım bu şiddet sarmalının son bulmasında bu rapor bir adım olur.

Yorumlar (0)