banner773

Oya Ersoy: " Tüm kadınlara sesleniyorum, yalnız değiliz, birlikte güçlüyüz!"

İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, TBMM'de kadınların, yıllardır uğramış oldukları taciz, cinsel şiddet ve tecavüzleri sosyal medyadan “ifşa" ederek #UykularınızKaçsın kampanyasına ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

Vekil Haberleri 17.12.2020, 11:52
Oya Ersoy: " Tüm kadınlara sesleniyorum, yalnız değiliz, birlikte güçlüyüz!"

Oya Ersoy'un basın metni :

"Erkek şiddeti sonucu her gün bir bir katledilen kız kardeşlerimi buradan anmak istiyorum.
Hiçbir kadının saçının tek bir telinin zarar görmediği, kirpiğinin yere düşmediği özgür, eşit ve adil bir ülke hayalinden vazgeçmediğimizi, bunun için mücadele edeceğimizi söylemek istiyorum.
Bugün kadın hareketi bir kez daha şunu gösterdi. Kokmuş erkek düzenini biz kadınlar değiştireceğiz!
Biz kadınlar, belki de birbirini hiç tanımayan, ancak erkek egemen düzenin; bu düzenden güç alan tek tek erkeklerin şiddeti ile her gün karşılaşan ve ortak acılarımız ve hayallerimiz etrafında birbirimizi sarmalayan kadınlar, uğradığımız şiddete, tacize ve tecavüzlere karşı susmayacağımızı, birbirimizden güç alarak mücadele edeceğimizi gördük ve gösterdik.
Evet Uykularınız Kaçsın! Tacizi meşru görüp, tecavüzlerden aklanarak çıkan, arkasına sığındığı erkek devlet düzeninden, erkek yargıdan, erkek dayanışmasından güç alarak “bana bir şey olmaz diyen”, cezasızlıkla ödüllendirilenler, sıra bir gün size de gelecek. Evet bugün uykusu kaçanlar olduğu gibi devam eden kadın dayanışması sonrası uykusu kaçacak olanlar da elbette olacaktır.
Artık ün, para, mevki, konum şiddetinizi örtemeyecek. İktidardan medyaya, “kadını” suçlu göstererek yaşadığı tacizi ve şiddeti hatta öldürülmeyi hak ettiğini iddia edenlerin karşısına, kadın dayanışmasının gücüyle çıkacağız.
“Meyilli olmasa olmazdı” , “bunları giymeseydi”, “ o saatte orada ne işi vardı” gibi cümlelerle suçlulaştırılmaya çalışılan, şiddet uygulayan kocasını şikayet ettiğinde kocasıyla karakolda barıştırılmaya çalışılan, kendisine şiddet uygulayan erkeklerin ellerini kollarını sallayarak hayatlarını devam ettirdiğine tanık edilen, uzaklaştırma kararı aldırdığı erkekler tarafından evinin önünde öldürülen, güç ve mevki sahibi erkekler tarafından üretkenlikleri, yetenekleri, varlıkları yok sayılan kadınlar susmayacak.
Eğer bu ülkede kadınların adalete güveni olsa, taciz ve tecavüz suçluları taciz suç olarak kabul edilip suçlular cezalandırılsa Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından tacize uğradıktan sonra intihar eden İpek Er,
18 yaşında öğretmeni tarafından tecavüze uğradığı için intihar eden Cansel Buse Kınalı,
22 yaşında, abisinin tecavüzüne uğradığı için intihar eden Aysu Altay, 9 yaşından 17 yaşına kadar bir akrabasının cinsel istismarına uğrayan ve intihar edene kadar sesini duyuramayan Ahmet Emre Yıldır hayatta olacaklardı.
Soruyorum bugün yargı önünde kaç tane taciz davası ya da soruşturması var?
Suçlanmaktan, hedef alınmaktan, failin cezasız kalmasından çekindiği için yaşadıklarını yargı önüne getiremeyen kaç kadın var?
Bugün yargıya intikal eden kadın ve çocuklara yönelik istismar, taciz ve tecavüz davalarında “erkek” olduğu için iyi hal indiriminden yararlanmayarak ceza alan kişi var?
Bugün verili hukuk normları içinde dahi kadının ve çocuğun yaşadığı istismar, taciz ve tecavüz vakalarını kadının, çocuğun yanında, onları güçlendirerek değerlendiren ve müdahale eden tek bir işleyiş var mı?
18 yıldır iktidarda olan AKP’nin, kadın düşmanı politikalarıyla kürtajın yasaklanmasından evlilik yoluyla tecavüzlerin af edilmesine, nafaka hakkının gaspından İstanbul sözleşmesini ortadan kaldırma girişimlerine kadar kadınları savunmasız, yalnız, çaresiz bırakmaya çalışan, erkek egemenliğini pekiştiren tüm söylem ve uygulamalara karşı asla sessiz kalmayacağız.
Evet kadınlar bugün, yaşıyor oldukları ya da geçmişte yaşadıkları tacize, tecavüze, istismara karşı başka hiçbir kadın bunları yaşamasın diye başlattılar “ifşa “hareketini… ifşa edilen tek tek erkekler değil aynı zamanda bir sistemdir. Buradan bir kez daha söylüyoruz “kadın beyanının” esas alındığı, taciz ve tecavüz amasız, fakatsız bir biçimde suç olarak kabul edildiği, faillerin korunmadığı bir ülke yaratmak için mücadele edeceğiz.
Kadınların sözünü, kadın mücadelesinin taleplerini buradan bir kez daha dile getiriyorum:
Taciz ve tecavüz durumunda kadının beyanı esastır, ispat yükümlülüğü erkeğindir.
Tüm taciz ve şiddet mağduru kadınlara hukuki, psikolojik destek sunulmalı, cinsel şiddet kriz merkezleri açılmalıdır!
İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasına ilişkin tek bir söze dahi tahammülümüz yok, kağıt üzerinde kalamaz, uygulanmalıdır. Uygulatacağız.
Sesini sosyal medyada duyuran ve duyuramayan tüm kadınlara sesleniyorum, yalnız değiliz, birlikte güçlüyüz!"

Yorumlar (0)