Oya Ersoy: "Gaziantep'teki patlamanın sebepleri araştırılsın!"

Gaziantep Sanko Üniversite Hastanesi COVID-19 yoğun bakım ünitesinde oksijen tüpü kaynaklı meydana gelen patlamada 12 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Ersoy;  COVID-19 salgınının başından itibaren yoğun bakım kapasiteleri ve doluluk oranına ilişkin ciddi sorunlar yaşandığını, salgının yarattığı sorunların yanısıra Gaziantep’te yaşanan patlama tedavi sürecinde hastaların sağlığının ve yaşamının tehlikeye atılması etkin bir sağlık politikasının olmadığı ve halk sağlığının güvence altında olmadığını dile getirdi.
Ersoy; COVID-19 nedeniyle oksijen ihtiyacı artan hastalara hastanelerde düzenli olarak oksijen verildiğini ve Sağlık Bakanlığı tarafından hastanelere gönderilen cihazların yüksek akım nedeniyle sık sık yangına sebebiyet verdiğini dile getirdi.
Ersoy; yüksek oksijen akımına, hasta yataklarının başındaki merkezi oksijen sistemleri yeterli gelmeyince yoğun bakım odalarına bu kez büyük oksijen tüpleri getirilmeye başlandığı ve küçük bir kıvılcım ya da elektrik kontağına maruz kalması halinde patlama riski taşıyan bu tüplerin hastaların başucunda tutulmasının bir felakete yol açabileceği ve korkulan felaket ne yazık ki Gaziantep’te yaşandığını ifade etmiştir.
Uzmanların söylediğine göre merkezi oksijen jakına takılması gereken cihazın direkt tüpe bağlanması nedeniyle patlama yaşanmış ve bu durumun sağlık çalışanlarının konuya ilişkin eğitimden geçirilmemesinden kaynaklandığı ifade edilmiştir.

Salgın döneminde kalitesiz cihazlar satın alınmış

Söz konusu cihazlara ilişkin diğer bir iddia ise salgın sürecinde ihalelerle çok sayıda düşük kaliteli cihaz alındığı yönünde olduğunu belirten Ersoy; üretim hatası nedeniyle cihazların içinde oksijen birikip ısındığı, yangına neden olabileceği ve bu cihazların bir an önce toplatılması gerektiğinin uzmanlarca belirtildiğini ifade etmiştir.

Bakanlıktan Gaziantep’teki patlamadan sadece bir gün önce önlem alınması için yazı gönderildi!

Temmuz ayında İstanbul'da özel bir hastanede ve Eylül ayında Ordu Ünye’de bir devlet hastanesinde bu nedenle yangınlar yaşanmış, hatta Ünye’de bir sağlık çalışanı bu sebeple yaralanmıştır.
Ersoy; Temmuz ve Eylül ayında bu cihazlardan kaynaklanan yangınlar yaşanmış olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı’nın Gaziantep’te yaşanan patlamadan yalnızca bir gün önce tüm hastanelere gönderdiği yazıda; bahsedilen bu cihazların yangına sebep olduğu ve yangının önlenmesi için sağlık çalışanlarının eğitimine ağırlık verilmesi gerektiğini ifade ettiğini belirtti.

Salgın yönetiminin başarısızlığınının bedelini sağlık çalışanları ve yurttaşlar ödüyor

Ersoy önergede şu ifadeleri kullandı:

“Salgının başından itibaren salgın yönetiminin başarısızlığının sonuçlarını sağlık çalışanları ve yurttaşlar yaşamıştır. Salgın yönetiminde özel hastanelere verilen teşviklerin ötesine geçilememiş hastanelerde denetim ve güvenliği sağlama konusunda ciddi eksiklikler yaşanmıştır. Gaziantep’te de görüldüğü üzere sağlık çalışanları ve hastalıkla boğuşan yurttaşlar hem salgın hem de bu tip felaketlerle göz göre göre yüzyüze bırakılmıştır. Gaziantep’te yaşanan felaket hastanelere yönelik denetimlerin, sağlık çalışanlarının eğitim süreçlerinin düzgün ilerletilmediğini ortaya koymaktadır. Tüm bu yaşananlardan yola çıkarak Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuya ilişkin sorumluluk almalıdır. Hastanelere gönderilen ve COVID-19 tedavisinde kullanılan cihazların güvenliği, kalitesi, kalitesiz cihazların toplatılması ve ilgili sağlık çalışanlarının eğitim süreçlerinin düzgün ilerletilip ilerletilmediği araştırılmalı ve buna ilişkin önlem planı çıkarılmalıdır. Önlem planının çıkarılmaması sağlık çalışanlarının ve yurttaşların hayatını tehlikeye atmaya devam edecektir. Sağlık çalışanlarının ve yurttaşlarının sağlığı ve güvenliği özellikle küresel pandeminin yaşandığı bu günlerde TBMM’nin görev ve sorumluluğundadır.”