Kabukcuoğlu: “34 milyonun hakkı yendi kimsenin kılı bile kıpırdamadı”
İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan KABUKCUOĞLU, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 7’nci ve 9’uncu maddeleri üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldı.
OHAL tedbirleriyle ilgili düzenlemelerde içeren yasa teklifini eleştiren KABUKCUOĞLU, çapıcı açıklamalarda bulundu,
FETÖ'cülükten tutuklanan ÖSYM Başkanıyla ilgili Millî Eğitim Bakanlığına soru önergesi verdiğini ifade eden KABUKCUOĞLU, ”2011'den 2015'e kadar ÖSYM kapsamında kaç kişi sınava girdi?" diye sordum. 34 milyon 999 bin 570 kişi bu şahsın kontrolü altındaki kurumda sınava girdiğini, sınavların tekrarının mümkün olmadığını bildirdiler. Burada olayın kusurlusu devletin bakanıdır, Başbakanıdır, Cumhurbaşkanıdır. Siz bir sınavı düzgün yapamıyorsunuz. Gençlerin, yalnız gençlerin değil, ailelerinin de hayallerini yıkıyorsunuz, istikballerini karartıyorsunuz. Maktulü kusurlu, faili kusursuz gösteriyorsunuz. Sizin beceriksizliğinizin cezasını zerre kadar kusurlu olmayanlara çektiriyorsunuz. Böyle bir dünya, böyle bir adalet, böyle bir görev sorumluluğu olabilir mi?” dedi.
Bunun apaçık bir kul hakkı olduğunu söyleyen KABUKCUOĞLU, “bu denli büyük haksızlık ancak savaş ortamında yaşanabilir. Makul bir devlette, kuralları çalışan bir devlette bu denli büyük bir yolsuzluk düşünülemez."Bu çocukların hiç olmazsa sınav harçlarını iade edin." dediğim vakit, bunu da kabul etmediler. Devlet, haksız yere sınavı kaybeden çocukların harçları üzerine oturmuştur.” dedi.
KABUKCUOĞLU konuşmasının devamında, 14.100 çocuğun askerî okullardan, kurslardan atıldığının altını çizerek “Eğer çocuklar istismar edildiyse, FETÖ'nün çarpık ideolojisinin malzemesi olduysa buna engel olması gereken yetkililer nerede? FETÖ'nün istismarını engellemek zorunda olan, sorumluluklarını yerine getirmeyen Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Genelkurmay Başkanı ve alt kademe subaylar nerede? diye sordu? KABUKCUOĞLU “Devlet kademesinde pek çok sorumlu sorumluluğunu yerine getirmemiş, sorumluluk gariban çocuklara yüklenmiştir. Böylece siz devleti failin yanına yerleştirdiniz. Bir mağdur için bundan daha kahredici bir durum yoktur. Aileler perişan, çocuklar perişan.” değerlendirmesinde bulundu.
