'İtfaiyecilerin Sorunları Meclis Gündeminde'

CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, partili milletvekili arkadaşlarıyla birlikte Meclis Başkanlığı’na verdiği araştırma önergesinde, Türkiye’de itfaiyecilerin hala meslek sınıfları arasında sayılmadığı, farklı işlerde çalıştırıldıkları ve fiili hizmet süresi zammının, itfaiyecilere hukukun ‘eşitlik ilkesi’ne aykırı şekilde uygulandığına dikkat çekerek, sorunların araştırılarak çözüm önerilerinin belirlenmesini istedi.

Vekil Haberleri 07.01.2019, 12:12 07.01.2019, 12:12
'İtfaiyecilerin Sorunları Meclis Gündeminde'

CHP’li Emre ve arkadaşlarının verdiği araştırma önergesinin gerekçesinde şöyle denildi:

 

Acil durumlarda aklımıza ilk gelen, gözlerimizin ilk aradığı görevliler

Kentlerin sürekli büyüyerek genişlemesine paralel nüfusun artması ve yapılaşmanın yoğunlaşması, belediyelerin görevleri arasında yer alan itfaiye hizmetinin önemi daha da artırmış durumdadır. Yangınlara müdahale ile özdeşleşmiş itfaiyeciler, kentlerdeki bu değişimle birlikte her türlü arama-kurtarma faaliyetine acil müdahale teşkilatı konumuna gelmiştir. Sıkışmalı trafik kazaları, deprem-göçük ve patlama sonucu oluşan tahribatlar, su baskınları, suda boğulmalar, intihar teşebbüsleri, metan gazı dolu kuyulardaki boğulma ve zehirlenmeler, mahsur kalan ya da sıkışan insan ve hayvanların kurtarılmasında da akıllara ilk gelen, gözlerin ilk aradığı görevliler, itfaiyecilerdir.

 

6 bin kişiye 1 itfaiyeci düşüyor!

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 52’nci maddesine dayanılarak Resmi Gazete’nin 21 Ekim 2006 tarihli sayısında İçişleri Bakanlığı’nca yayınlanan Belediye İtfaiye Yönetmeliği kapsamında iş ve işlemleri tanımlanan itfaiyecilerin Türkiye genelindeki sayısı, Türkiye Belediyeler Birliği’nin rakamlarına göre, 32 bin 7 kişidir. Gelişmiş ülkelerde nüfusa oranla 1.000-1.500 kişiye 1 itfaiye personel düşerken, Ülkemizde 5.000-6.000 kişiye 1 itfaiye personelinin düştüğü belirtilmektedir. İtfaiye müdürü, daire başkanı, itfaiye şube müdürü, itfaiye amiri, itfaiye çavuşu ve itfaiye eri kadrolarında istihdam edilen itfaiye personelinin bir kısmının, itfaiye daire başkanlığında değil de belediyelerin başka birimlerinde görevlendirildiği, ne yazık ki bilinen bir gerçektir. Personel sayısının azlığından kaynaklı bir itfaiyecinin müdahale ettiği olay sayısındaki artış, zaten riskli olan işlerindeki risk oranı da kaçınılmaz olarak daha da artırmaktadır. İtfaiyeciler, duman zehirlenmesi, yüksek ısıya bağlı yanıklar, kimyasal maddeye maruz kalma gibi sağlık risklerinin yanı sıra düşme, göçük altında kalma, travma ve trafik kazalarıyla da yüz yüzedir.

 

Meslek bile sayılmıyor!

Son derece tehlikeli bir iş kolunda görev yapan, yaptıkları görevi canla başla ifa eden itfaiyeciler, maalesef birçok haktan mahrumdur. Ülkemizde kanunlarda itfaiyecilik ayrı bir meslek sınıfı şeklinde tanımlanmamaktadır. İtfaiyecilik, 2016 yılında Ulusal Meslek Standartları düzenlemesi kapsamında belli kriterlere bağlanmasına karşın 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda öğretmen, sağlıkçı, asker ya da polisler gibi ayrı bir meslek değildir. İtfaiyeciler, söz konusu kanunun ‘Genel İdare Hizmetleri Sınıfı’nda gösterilmektedir. Bu durum itfaiyecilerin kademe ilerlemesinin 3’üncü derecede kalmasına, ek ödemeler ile tazminatlarının düşmesine neden olmaktadır. İtfaiye teşkilatı bünyesinde görev yapan ve kadroları 2009 yılında ‘itfaiye şoförlüğü’nden, ‘itfaiye personeli’ne dönüştürülen kişiler, söz konusu sorunu katmerli yaşamaktadır. Bu konumdaki itfaiyecilerin kademe ilerlemesi 5’inci derecede kalmakta, özlük hakları daha da eksilmekte. İtfaiyecilerin, ayrı bir meslek olarak tanımlanma talepleri, eğitim alanındaki uygulamalar dikkate alındığında daha da haklılık kazanmaktadır. Bazı Anadolu meslek liselerinde ‘İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği Bölümü’ ile birçok meslek yüksekokulu bünyesinde ‘Sivil Savunma ve İtfaiyecilik’ bölümü bulunmakta; diğer bir ifadeyle mesleki eğitim altyapısı söz konusuyken, mevzuatta meslek sayılmamakta.

 

Fiili hizmet süresi zammından adaletli şekilde yararlanamıyorlar

İtfaiyecilerin bir başka önemli sorunu, ‘fiili hizmet süresi zammı’yla ilgilidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde ‘Fiili Hizmet Süresi Zammı’ başlığı altında düzenlenen ve madde kapsamında belirlenen işlerde çalışanlara, her yıl 60 ile 180 gün üzerinden verilen ek hizmet süresinden itfaiyeciler, alt sınır olan, 60 gün yararlanmaktadır. Bu sürenin hesaplanması ise ayrı bir sorundur. Bir itfaiyecinin 60 günlük ‘fiili hizmet süresi zammı’ndan yararlanması, yangında geçirdiği saatler esas alınarak hesaplanmaktadır. Devlet sanatçıları, balerinler, polisler ve askerler, böyle bir kritere tabi olmaksızın her yıl 90 günlük ‘fiili hizmet süresi zammı’ndan yararlanırken, itfaiyecilerin karşılaştığı muamele hukukun eşitlik ilkesine aykırıdır.

 

Meclis araştırsın

Yangın ya da acil müdahale gerektiren herhangi bir durumda, canları tehlikeye girme pahasına işlerini yapan itfaiyecilerimizin çalışma koşulları ve özlük haklarındaki sorunlar, evrensel uygulamalar ile sosyal devlet anlayışıyla çelişki taşımaktadır. İtfaiyecilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, özlük haklarının gelişmiş ülkelerin standartlarına kavuşturulması bir Meclis Araştırması açılması yerinde olacaktır.”

Yorumlar (0)