GÜRER'DEN BOMBA AÇIKLAMALAR: AKP'YE YAKIN MARKETÇİLER VE ARACILAR PARTİYE ZARAR MI VERMEK İSTİYOR?

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, tarımda ülkemizin geldiği vahim tabloyu resmi verilerle gözler önüne serdi.

Vekil Haberleri 13.02.2019, 15:06 13.02.2019, 15:06
GÜRER'DEN BOMBA AÇIKLAMALAR: AKP'YE YAKIN MARKETÇİLER VE ARACILAR PARTİYE ZARAR MI VERMEK İSTİYOR?

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, tarımda ülkemizin geldiği vahim tabloyu resmi verilerle gözler önüne serdi.

 

Tarım alanlarının daralması, hastalıklar nedeniyle karantinaya alınan üretim alanlarındaki artış, bitki zararlılarına karşı mücadelede yetersiz kalınması, üretici sayısındaki azalma gibi olumsuzluklara dikkat çeken Gürer, ithalat, teşvik ve desteklemelerdeki yanlış politika, üreticinin yaşadığı sorunlar ve bu sorunların çözümüne yönelik alınması gereken tedbirleri sıraladı.

 

Yerel seçimlere kadar sürecek tanzim satış noktalarında uygulamayı da eleştiren CHP Milletvekili Gürer, üreticinin girdi maliyetleri düşürülmeden; mazot, gübre, tohum elektrik maliyetleri aşağı çekilmeden sorunun çözülemeyeceğini anlattı.

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Meclis’te basın toplantısı düzenleyerek, ülkemizin tarımda geldiği son noktayı, ilgili bakanlıklara yönelttiği soru önergelerine verilen yanıtlarla ortaya koydu.

 

ÇİFTÇİ SAYISI AZALIYOR

 

Basın Toplantısına, Yazılı soru önergelerine bakanlıklar tarafından verilen yanıtlardan örnekler vererek başlayan Gürer, 2002 yılında 2 milyon 588 666 çiftçinin ÇKS’ye kayıtlı olduğunu, bu rakamın günümüzde 2 milyon 120 bine düştüğünü vurguladı.

 

TARIM ALANLARI DARALIYOR

 

2002 yılında 164 milyon dekar olan tarım alanının bugün 148 milyon 792 bin dekara düştüğünü kaydeden Gürer, son 15 yıldı 29 milyon dönüm arazinin ekim alanından çıkarıldığını ifade etti.

 

ÜRETİCİ EKİMDEN UZAKLAŞTIRILIYOR

 

Tarım alanlarının düşmesinde, AKP iktidarının yanlış tarım politikasının etken olduğuna işaret eden CHP Milletvekili Gürer, bunda ithalatın önemli bir rolünün olduğuna dikkat çekerek, “Üretici ekimden uzaklaştırılıyor. Verilen destekler yeterli değil ve doğru adrese gitmiyor” dedi.

 

25 İLDE PATATES KARANTİNASI

2001 yılında sadece Ordu ilinde görülen patates siğili hastalığının bugün 25 ile yayıldığının Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen yanıtta net bir şekilde görüldüğünü belirten Gürer, karantina nedeniyle 25 ilde 141 bin 650 dekar alanda patates ekiminin yasaklandığını, karantina etmeni olan ise Patates Siğili Hastalığı, Patates ve Domateste Bakteriyel Solgunluk, Patates Kahverengi Çürüklüğü, Patates Halka Çürüklüğü ve Patates Kist Nematodlan nedeniyle dikim yasağı uygulandığını ifade etti.

 

İTHAL GÜBRE, İLAÇ HASTALIK ÜRETİYOR

 

Gürer, “Tarım alanlarının yanlış kullanımının yansıması, verilerle ortaya çıkıyor. Gübre, ilaç, tohum hastalık üretiyor. Geçmiş dönemlerde yapılan çalışmalara rağmen yalnız patateste dahi, 25 ilde karantina uygulanıyor. İthal tarım ilaçları ve ithal gübrenin ülkemizin topraklarına verdiği zararlar ortada. Diğer taraftan 2017 yılında 371 milyon 377 bin 893 dolar tutarında 56 milyon 703 bin kg tarım ilacı ithal edildi. 2013 ve 2018 yıllara ırasında 568 bin 773 ton tohum ithalatı yapıldı. Bunlar gösteriyor ki tohum, gübre ve ilaçta dışa bağımlılık devam ediyor ve bu uygulamada sadece çiftçiliğin değil, toprakların da yok olmasına neden oluyor” diye konuştu.

 

AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ 45 İLDE ETKİLİ OLDU

 

Son yıllarda Akdeniz Bölgesinde ortaya çıkan ve geçen yıl da Anadolu kentlerinde de etkisini gösteren Akdeniz Meyve Sineği hastalığının da yayılmaya başladığını belirten Gürer, bu konuda 45 ilde takip başlatılmasının, zararlının giderek yayıldığının bir göstergesi olduğunu vurguladı. Gürer, ciddi oranda üretim kaybına neden olan bu hastalıkla ilgili olarak münferit mücadeleden sonuç alınamadığını, tuzaklama ve ilaçlama konusunda toplu mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.

 

TANZİM SATIŞ NOKTALARIYLA ALGI YÜRÜTÜYORLAR

 

 Artış gösteren sebze ve meyve fiyatlarının aşağı çekilmesi için belediyelerin tanzim satış noktaları açmasını da değerlendiren Gürer, “Bu uygulama CHP’nin uyguladığı bir sistemdi. AKP döneminde ‘Devlet bakkallık yapmaz’ denilerek bu sistemden vazgeçildi. Ancak gelinen noktada devlet tablacılığa döndü. Çadırlarda ve tabla değimiz araçlarda sebze satışı yapılıyor. Bir yetkili bu sistemin 2.5 ay devam edeceğini açıkladı. Anlaşılan o ki seçime kadar fiyatların düşürülmesi sağlanacak. Ancak 2.5 ay sonra sebze ve meyve fiyatları ucuzlayacak mı? Hayır. Fiyatlar rakamsal olarak ayağı çekildi ama ucuzlamadı. Ürünlerin girdi maliyetlerinin bir kısmını belediyeler karşılıyor. Dolaylı yoldan bizden aldığı vergiler üzerinden güya belediye bizi iyilik yapmış oluyor. Girdi fiyatları düşmeden, nakliye fiyatları, elektrik, mazot, gübre fiyatları aşağı çekilmeden, doğru destekleme sağlanmadan bu işten sonuç alınması olası görünmüyor” diye konuştu.

 

SEÇİME KADAR…

 

Bir gazetecinin “ tanzim satış noktaları açıldıktan sonra sebze ve meyve fiyatlarının düştüğü söyleniyor. İktidar bunu bir başarı öyküsü gibi gösteriyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?” şeklindeki sorusuna da yanıt veren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Kurumlar açıklama yapmadan önce bakanlar açıklama yapıyor. Poşetlerin marketlerde parayla satılmaya başlandığı gün bir Bakan poşet kullanımının yüzde 50 oranında düştüğünü açıkladı. Bunlar müthiş ölçümcüdür. Çıkalım bakalım, marketleri gezelim; bunların söylediği gibi mi değil mi? 2.5 ay sonra hangi ürün çıkacak da ürün artışıyla ilgili fiyat düşmesi olacak? 2.5 ay sonra da ürünler seradaki ürünlerden olacak. Bu anlayışla sorun çözülmez. Seçime kadar sürecek uygulamalarla vatandaşa pembe tablo çizebilirler. Tarım alanlarındaki azalma, girdi fiyatlarının artması varken nasıl olacak da ürün fiyatları düşecek? Bunun bilimsel bir verisi, temel bir dayanağı yok. Nasıl bir ölçüm yapıldı da tanzim noktaları açılınca ürün fiyatları azaldı, bunu da bilen yok. Kooperatifçiliği sağlamadan, ürün girdi fiyatlarını düşürmeden, maliyetleri aşağı çekmeden, çiftçiye destek ve teşvik sağlamadan, sorunları birden bire çözmek yalnızca hayal görenler için geçerlidir. Halk bunları inandırıcı bulmuyor. 50 tane tanzim satış noktası açmakla 82 milyon insanın gıda ile ilgili sorunlarını çözmek hayalperestliktir” şeklinde konuştu.

 

AKP’YE YAKIN MARKETÇİLER VE ARACILAR PARTİYE ZARAR MI VERMEK İSTİYOR?

 

AKP iktidarının, sebze ve meyve fiyatlarındaki artışta marketleri ve aracıları suçladığını anımsatan Gürer, “Bugün pek çok ilde şubesi bulunan büyük marketlerden birinin sahibi şu anda AKP milletvekilidir. Bu arkadaşı çağırıp sordular mı; fiyatları marketçiler mi artırıyor diye? Mahalle bakkalı, esnafını yok eden büyük marketlerin önemli bölümünün sahipleri ve aracılar AKP’ye yakın isimlerden oluşuyor. Yoksa, AKP’ye karşı tarım alanındaki kendi üyeleri harekete geçti de partiye zarar mı vermek istiyor? Bunun bilinmesi lazım. Seçim sürecinde çoğu AKP’ye üye aracı ve marketçiler iktidarı devirmek için mi harekete geçti?” diye sordu.

 

SAYIŞTAY RAPORU: IPARD’TA HEDEFTEN UZAKLAŞILDI

 

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde 42 ilde uygulanan Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Hibe Destek Projesi’nin (IPARD) Niğde gibi illerde uygulanmamasının bu bölgedeki çiftçiler açısından bir dezavantaj olduğuna da değindi. IPAR uygulamasıyla ilgili olarak Sayıştay raporundan bir bölüm okuyan Gürer, “Bu uygulamanın ana hedef kitlesi kırsal alanda yaşayanlar olmasına rağmen faydalanıcılar olarak bu hedef kitlesine yeterince ulaşılamadığı değerlendiriliyor. Yani ana hedef kitlesine ulaşılamamış. Kırsal alanda ekonomik kalkınmaya katkı sağlamak, kırsal nüfusun azalmasını tersine çevirmek için hayata geçirilen uygulamadan, kırsal kesimde olanlar yeterince faydalanamıyor. Planlı bir sistem yok. Daha çok katılımcı sağlanması için sistemde bir değişiklik yapılabilir. Bir puanlama sistemi hayata geçirilerek, kırsal alanlarda yaşayanlar daha çok bu uygulamadan faydalanabilir. İşte yaşadığımız temel sorunlardan biri de bu. Teşvikler doğru yere gitmiyor. İthalata dayılı bir tarım politikası var. Üreticinin girdi maliyetleri geri çekilemiyor. Geçen yıl aldığı ilacı, tohumu, gübreyi bu yıl iki katına almak zorunda kalan üretici artık üretim yapmak istemiyor. Kent çevrelerindeki tarım alanları imara açıldı. Plansızlık, bilimsellikten uzak uygulamalar, her bakan değiştiğinde getirilen yeni sistem sorunları katlıyor. Tarımda bir an önce sözden öte icraata geçilmelidir. Planlı tarım ile aile tipi işletmelere dönüş sağlanmalıdır” dedi.

 

BİNLERCE ÇİFTÇİ İCRALIK

 

Bugün 7 bin 531 çiftçinin tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarından dolayı icralık olduğunu belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımda sıkıntıların bundan sonra daha da artacağının görüldüğünü vurguladı.  Gürer, “Önümüzdeki yıl ekim alanları daha çok daralacak. Üretici sayısı azalacak. Maliyet girdileri nedeniyle halkın alım gücü azalacağı için üretici de ekim yapmayacak” dedi.

 

TÜRKİYE’DE TARIMI BİTİRDİLER, SUDAN’A GİDİYORLAR…

 

Gürer, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM) Sudan’da çiftlik kiralayıp, Türkiye’den yatırımcı götürüp bu ülkede üretim yaptırarak, ürünleri de Türkiye dahil diğer ülkelere satacak olmasını da eleştirdi. Gürer, “Kendi çiftliklerini işletemediği için kiraya veren TİGEM, Sudan’da 12 bin 500 hektar alanda işletme kurup, burada Türk müteşebbislere tarım yatırımı yaptırıyor. Tarla bitkileri, pamuk, soya, ayçiçeği, mısır, bakla, yonca, bahçe ve sera bitkileri, narenciye, muz, mango, hurma üretecek. Domates, hıyar ve diğer yeşil sebzeleri üretip, Türkiye ve diğer ülkelere pazarlayacaklar. Türkiye’de tarımı bitirdiler, Sudan tarımını kalkındırıp orada yetiştireceği domatesi, hıyarı Türkiye’ye getirip satacaklar. Ülkemizde topraklarımız üzerinde bilimsel tarım uygulamaları yapmamız daha doğru olur. Ekilemeyen arazilerimizi ekelim. Üretimden uzaklaşan çiftçilerimizi yeniden üretime çekelim. Ülke değerlerine sahip çıkalım. Türkiye’deki araziler bize yeter. Bunların yaptığının açıklanabilir bir mantığı yok.  Tarım arazilerimiz farklı nedenlerle yok ediliyor. Kullanılan gübre, tohum, ilaçlar tarım arazilerine zarar veriyor. Gidişat iyi değil. Günü kurtarma politikalarıyla üreticileri terörist gibi görmekle sorunları aşamadığımız gibi daha büyük sorunlar yaşarız” dedi.

 

Yorumlar (0)