banner773

Engin Özkoç, Soylu'nun istifasını istedi

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk’ü tehdit ederek, hedef gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifasını istedi. Özkoç, “Bir bakan, üstelik polisi, jandarmayı, tüm güvenlik güçlerini elinde bulunduran bir bakan, gazeteci (saygı öztürk) tehdit edemez. Soylu, istifa etmelidir. Bu sefer istifa edermiş gibi yapmasın, görevi bırakmalı!” dedi.

Vekil Haberleri 18.06.2020, 17:20
Engin Özkoç, Soylu'nun istifasını istedi

Engin Özkoç, TBMM’de yaptığı basın toplantısında, Şırnak’ın Silopi ilçesinde işçileri taşıyan pikapın geçişi esnasında düzenlenen hain terör saldırısında yaşamını yitiren 4 işçiye Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diledi.

Özkoç, bugün Cumhuriyet Halk Partisi Meclis grubunda seçimlerin gerçekleştirildiğini belirterek, sonuçlara ilişkin bilgi verdi; Meclis Başkanvekilliği görevine seçilen Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, Meclis İdare Amirliği görevine seçilen Burdur Milletvekili Mehmet Göker, katip üyelik görevlerine seçilen İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Giresun Milletvekili Necati Tığlı ve Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere’yi tebrik ederek, görevlerinde başarılar diledi.

Engin Özkoç ayrıca BM 75. Genel Kurulu Başkanlığına seçilen Volkan Bozkır’ı da tebrik ederek, bu önemli görevde başarı temennisini dile getirdi.

“SON ATAMALAR, İNSANLARA ‘YETTİ ARTIK’ DEDİRTİYOR”

Özkoç, Saray ile halkın, Saray gündemi ile ülke gündeminin birbirinden kopuk bir hale geldiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Saray’ın işsizlik diye bir derdi yok. Sarayın gündeminde yoksulluk yok. Saray sosyetesinde gelecek endişesi yok. Saray sosyetesinde, hak, hukuk, adalet yok. Hep bana olsun, yandaşlarımın olsun anlayışı devam ediyor. Saray sosyetesi, devleti soyulacak bir yapı olarak görüyor. Devlete yapılan bütün atamalar da bu mantıkla; liyakate göre değil, yandaşımı nasıl bir yere yerleştiririm anlayışıyla yapılıyor. Son atamalar artık insanlara yetti artık dedirtiyor. Hali hazırda belediye başkanı, üstelik de büyükşehir belediye başkanlığı görevini yapan kişiyi, yönetim kurulu üyesi yapıyorsunuz! Kendi yandaşlarıyla ilgili ahlaki hiçbir çözümleri yok, atadıkları son yönetim kurulu üyelikleri bu anlayışla gerçekleştiriliyor Bu anlayışla zaten büyükelçileri de atadılar. Onların vatana karşı yaptıkları suçları, kendi bakanlıkları döneminde Türkiye Cumhuriyeti’nin birikimini kendi çıkarları doğrultusunda nasıl heba ettiklerini, milletimizin değerleriyle nasıl dalga geçtiklerine bakmaksızın büyükelçi olarak atıyorlar.

“SOYLU GÖSTERMELİK DEĞİL, GERÇEKTEN İSTİFA ETMELİ”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, tehdit eden, hedef gösteren tavrını da eleştiren Özkoç, en son bugün Sözcü Gazetesi Yazarı Saygı Öztürk’ü hedefe yerleştirdiğine işaret ederek, artık bakan koltuğunda oturmaması gerektiğini söyledi. Özkoç, özetle şunları kaydetti:

“Bir de devletin sopası var. Devletin sopası da Süleyman Soylu’nun elinde. İçişleri Bakanı olarak görev yapıyor ama sanki bir mafya babası edasıyla konuşuyor. İnsanları, siyasetçileri, gazetecileri, akademisyenleri hedef gösteriyor, onların söylemlerini ağza alırken, kendi ahlaki anlayışı içerisinde yorum yapıyor. CHP genel başkanını hedef gösteren kişi, Süleyman Soylu’dur, sehit cenazelerine CHP il başkanlarını almayın diyerek il başkanlarımızı hedef gösteren Süleyman Soylu’dur. Gazeteci Müyesser Yıldız’ı tehdit eden Süleyman Soylu’dur. Ve Müyesser Yıldız maalesef şimdi onun tehditleri ve hedef göstermesiyle cezaevinde. Bugün de Sözcü Gazetecisi’nin yazarı Saygı Öztürk’e saldırmıştır. Ancak gerçekten artık bir bakan koltuğunda oturan insan değil, kabadayı konumunda olan kişi bile bu sözleri söylemez. Saygı Öztürk için şöyle diyor; ‘İnsanlık görevimi yapıyorum, Saygı Öztürk’ü; bugünden sonra bu namus düşmanını kim muhatap alırsa, gözümde aynı namussuzluğun ortağıdır’ Sen kimsin? 4. Gücümüz dediğimiz basınla ilgili, sadece eleştiri hakkını kullanan saygı Öztürk ve diğer gazeteciler ile ilgili, siyasetçilerle ilgili nasıl bu sıfatları kullanabiliyorsun? İnsanları bizi dinledikleri zaman, aynı sıfatları bu şahısa kullandığımızda, ‘siyasetçiye yakışıyor mu’ diye soruyorlar. Bize yakışmıyor ama Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı, “Namussuzdur. Bununla ilişkisi olanları, artık ben takip edeceğim’ diyerek, bakan sıfatıyla; polis kendi emrinde, jandarma kendi emrinde, bütün güvenlik kendi emrinde, siyasetçileri, gazeteciyi tehdit ediyor ve hedef gösteriyor. Bunu nasıl yapabiliyorsun? Kesinlikle bunu kabul etmiyoruz. Süleyman Soylu her seferinde, yaptığı işlerden sonra, yarattığı kendi iktidarındaki hayal kırıklığı bir tarafta, milletin ‘illallah’ dediği, ‘böyle bakan olmaz’ dediği, ‘yetti artık’ dediği dönemlerde, istifa eder gibi yapıyor. Onurlu, gururlu bir bürokratın yapması gerekeni yapıyormuş gibi davranıyor ama gereğini yapmıyor. Sonuçta o koltuğa yapışıp duruyor. Bir bakan, bir siyasetçi, bir yazarla, gazeteciyle ilgili bu sözleri kullanamaz. Bu sözleri kullanan, tehdit eden, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını hedef olarak gösteren bir içişleri Bakanı, artık o koltukta oturmamalıdır. Numaradan istifa ediyormuş gibi yapmayı bırak! Türkiye Cumhuriyeti artık seni sırtında taşımak istemiyor. Türkiye’nin ayıbı olmaktan çık; istifa et.”

NEDİR BU AKP’NİN KATAR AŞKI!

AKP’nin derdinin, vatandaş olmadığını vurgulayan Özkoç, Katar’ı kastederek, “Onlar bir ülkeyle artık elele olmuşlar, gönül gönüle olmuşlar. Ama arkasında ne var, kimse bilmiyor” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın, Katar’ın büyük ortağı olduğu şirketten uçuş garantili ambulans uçaklar kiralamasını, peşkeşteki yeni bir safha olarak gören Özkoç, özetle şöyle konuştu:

“Geçiş garantili yollar, köprüler yaptırıyorlar. Bundan rant elde ediyorlar, bunu görüyoruz. Hasta garantili hastaneler yapıyorlar, bunu da biliyoruz ve yaşananları, şehir hastanelerinde bizim söylediğimiz noktaya nasıl geldiklerini gördük. Şimdi de uçuş garantili ambulans uçaklar kiralıyorlar. Nereden? Katar’dan! Nedir bu AKP’nin Katar aşkı. Katar emiri kendisine uçak hediye ediyor. Daha sonra askeri fabrikamızı, üstelik de Avrupa’nın en büyük entegre tank tesisi olan Tank Palet Fabrikamızı, Katar’a peşkeş çekiyoruz. Ne olacak? Onlar burada tank üretecekler ve yine bize satacaklar. Bizim askerimiz var mı? Var: Mühendisimiz var mı? Var. Biz burada tankla ilgili her şeyi üretiyor muyuz? Üretebiliyoruz. Obüs üreten biz miyiz? Biziz. Ne oluyor da Katar, bizim askeri tesisimizin yüzde 50 ortağı oluyor. Katar ordusu, kendi üretebileceğimiz tankı ve diğer teçhizatı bizim ordumuza satıyor ve kendisine rant sağlıyor. Eğer uçak hediye edersen AKP’nin genel başkanına, Türkiye’den ihale alıyorsun. Tank palet peşkeş çekiliyor. Eğer sen ona Hazine’de kalmamış parasıyla ilgili, olmayan parayı varmış gibi göstermesine destek olursan, Türkiye’nin arazileri Katarlılar’a peşkeş çekiliyor. Vatan toprağını satıyorlar. Sadece 5 yıl içinde ülkenin değerli alanlarından binlerce konutu Katar’a sattılar. Ben diyorum ki; Katar’la yapılan işlerde bu yüzde 49 alışkanlığı var ya; Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi, AKP Genel Başkanı madem bu kadar göbekten bağlandı, çağırsın Katar emirini; yüzde 49 söz sahibi ederek Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı yapsın. Orada otursunlar birlikte Türkiye’yi yönetsinler.”

Türkiye’nin tarihinin hiçbir döneminde bu kadar itibarsız hale getirilmediğini ifade eden Özkoç, CHP’nin, millet ittifakının, millet için iktidar olmak istediğini söyledi.

Özkoç, Türkiye’de her derdin çaresi bulunduğunu, israfın sona erdirilmesi ve kaynakların doğru kullanılması halinde ülkeyi aydınlık yarınlara taşımanın mümkün olduğunu vurguladı.

Engin Özkoç, “Soylu gibilerin tehditleri bizi yıldıramaz. Gazetecileri de yıldıramaz; yani kalemine sahip çıkan, kalemini satmayan, yalakalık yapmayan, milleti için, ülkesinin geleceği için gerçekleri yazarak, gazetecilik yapanları ürkütmez. Onlar zindanları göze almasalardı, bu görevi yapmazlardı” dedi.

Yorumlar (0)