banner754

Emine Şenyaşar: "Torunlarımın yetim kaldı. Katiller Suruç’ta gözümüzün önünden geçip gidiyorlar.''

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu ÖFG TV de Şenyaşar Davasını Masaya Yatırmıştır. Programda Ferit Şenyaşar, Anne Emine Şenyaşar ve Ailenin Avukatı Bülent Duran’ı konuk etmiştir.

Vekil Haberleri 21.09.2020, 10:04
Emine Şenyaşar: "Torunlarımın yetim kaldı. Katiller Suruç’ta gözümüzün önünden geçip gidiyorlar.''

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Bugün ekstra bir programımız var çünkü bizi Urfa Suruç’dan kalkıp ziyaret eden Şenyaşar ailesi yanımızda. Avukat Bülent Duran yanımızda. Anne Emine Şenyaşar aramızda, evladı Ferit Şenyaşar aramızda ve biz 2 yıl 3 ayı bulan Urfa Suruç’da ki bu katliam ile ilgili son durumu beraber konuşacağız.

Şenyaşar ailesi Ankara’da çeşitli temaslarda bulunuyorlar, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na gittiler, Halkların Demokratik Partisi’nin misafiri olarak Ankara’dalar, Cumhuriyet Halk Partisi’ni ziyaret ettiler aynı zamanda konuyu yakından yıllardır takip eden benim de misafirim oldular ve biz de kendileri ile hem konuştuk hem de kamuoyunun da son durumu bilmesi için böyle bir programımızla aktaralım istedik. Biliyorsunuz Şenyaşar ailesi ile son programımızı Malatya’da ki ilk duruşmada yapmıştık. Hatta bizim canlı yayınımız engellenmeye çalışılmıştı, daha sonra bu programı yapmıştık ve ailenin dediklerini kamuoyuna aktarmıştık. Büyük bir ilgi ile de izlenmişti. 2 yıl 3 ay oldu, dava nereye gidiyor, gerçek anlamda adalet sağlanacak mı? Bunlar çok önemli sorular, ben sözü uzatmadan ilk olarak Ferit Şenyaşar’a sözü vereyim. Ferit Bey olayı hiç bilmeyen vatandaşlarımız için çok kısaca özetler misiniz? Ne oldu? Ne bitti? 14 Haziran 2018’de Urfa Suruç’ta çarşı içinde merkezde dükkanınızın önünde, hastanede neler yaşandı? Ve sonrasında neler oldu? Bize kısaca özetler misiniz?

Vefat eden Adil kardeşime olay yerinde 3 el ateş ediyorlar, otopsi raporu yanımızda vücudunda 17 tane mermi izi çıkıyor. Bunun 3 tanesi iş yerinde ateş edilmiş, 14 tanesi de devlet hastanesinin içinde ateş ediliyor.

Ferit Şenyaşar: Öncelikle bu davada bizi yalnız bırakmayan herkese teşekkürlerimizi ve selamlarımızı sunuyoruz. Şanlıurfa Suruç’ta yaklaşık 30 yıldır esnaflık yapıyoruz. 14 Haziran 2018 tarihinde milletvekili Yıldız’ın akrabaları tarafından işyerimize yoğun bir saldırı yapıldı ve bu saldırı devlet hastanesinde devam ediyor. Yandaş medya ile iletişim haline geçerek AK Parti’ye saldırı oldu, merkezinde saldırı oldu şeklinde beyanlarda bulundular ama ilk duruşmadan sonra işyerimizin kamera görüntüleri bizim de paylaşıldı, bu görüntüler de 2 fotoğraf her şeyin özetidir. Şu an bizi işyerimizin ön tarafı milletvekili Yıldız işyerimize hiçbir darp olmadan işyerimizden ayrılıyor. İşyerimizden ayrıldıktan sonra etrafında ordu şeklinde oluşan akrabaları birçoğu silahlı ve yoğun bir şekilde işyerimize saldırıyorlar. Saldırırken de en önde bulunan ismi. Ateşli silahlarını çıkartıp işyerimize doğru kardeşime abime doğru doğrultarak ateş etmeye çalışıyor orada bulunan komşumuz araya giriyor ve dışarda ateş etmiyor ve bu o şekilde içeri geçiyor, içerde yoğun bir arkadan akrabaları tarafından bir saldırı var, Mehmet Yıldız vekilin abisidir. Mehmet Yıldız silahını çıkartıp bana doğrultuyor, Kenan Yıldız beni aşağı tarafta darp ediyor ve silahı ateş ediyor başımın üzerinden sıyırarak geçiyor. Bu olay katliamı yaptıktan sonra, kendilerini aklamak için Celal ve abimi Enver Yıldız ateşli silahlarla hem Celal’i vuruyorlar hem de vefat eden kardeşlerimi vuruyorlar. Burada ağır bir şekilde yaralanıyor ama vefat etmiyorlar. Olay olduktan sonra bizi devlet hastanesine götürüyorlar. Hepimiz ağır yaralıyız. Bende ağır yaralıyım. Celal ve üçümüz ağır yaralıyız, hastaneye getiriyorlar ve hastanede 2. Saldırı başlıyor. Hastanede 20 dakika sonra bizi alıyorlar, hastanede ambulanslar bizi içeri almadan kapı girişinde 2. Saldırı yapıyorlar, ambulansın içinden dışarı fırlatıyorlar beni ve ben bilincimi kaybediyorum ve bu şekilde saldırmaya başlıyorlar. İfade verirken yanımdaki emniyet görevlisi bana anlattı. Kamera görüntülerimizde var. Sizi içeri almışız ve içerde de yine ateşli silahlarla hepimize ateş ediyorlar. Vefat eden Adil kardeşim; bunları anlatmak gerçekten çok zor, iş yerinde 3 el ateş ediyorlar, otopsi raporu yanımızda vücudunda 17 tane mermi izi çıkıyor. Bunun 3 tanesi iş yerinde ateş edilmiş, 14 tanesi de devlet hastanesinin içinde ateş edilerek katlediyorlar. Aynı şekilde diğer abimin vücudunda otopsi raporuna göre 6 tane mermi izi çıkıyor, yarası çıkıyor ve babam sonradan olayı duyup iş yerinde babam yoktu olayı duyup hastaneye geliyor. Babamı da hastane girişinde linç ederek 4 sayfalık otopsi raporu var, anlatılmaz bir şekilde linç ederek babamı da hastane içinde katlediyorlar.

Savcı “Enver Yıldız’ı biz arıyoruz ama bulamıyoruz.” diyor. Telefon kayırları Savcının söylediklerini yalanlıyor. Enver Yıldız: “Ben işimi garantiye aldım sonra ifade vereceğim.” diyor. Savcı değişiyor yeni savcı geliyor ve büyük bir arkasında akraba kitlesini alarak, konvoy eşliğinde gelip Enver Yıldız teslim oluyor.

Bu olay yaşandıktan sonra yaklaşık 2 yıldan fazla mücadele veriyoruz. Annem ile beraber ikinci evimiz adliye oldu. Gidip geliyoruz, ne yapıyorsunuz, soruşturma nasıl gidiyor, her seferinde Başsavcı ve dosya savcısı bizi oyalıyor. Gidin biz çalışıyoruz, uğraşıyoruz. Bizi oyalayıp eve gönderiyorlar. Davaya baktığımızda Enver Yıldız’ın dosya bilgileri paylaşıldı, Enver Yıldız Mehmet İbrahim diye biriyle konuşuyor bu konuşmada; her savcıya gittiğimizde savcı biz 1,5 yıl aradan sonra savcı: “Biz arıyoruz ama bulamıyoruz.” diyor ve tapu kayıtlarında bu savcının söylediklerini yalanlıyor. Burada biriyle konuşurken ben evime gidip yatıyorum, telefonumda aynı. Savcının kendisinin söylediklerini yalanlıyor. Ben işimi garantiye aldım sonra ifade vereceğim. Savcı değişiyor yeni savcı geliyor ve büyük bir arkasında akraba kitlesini alarak, konvoy eşliğinde gelip Enver Yıldız teslim oluyor. 1,5 yıl sonra bizim zorla Adliye önünde bir oturma eylemi yaptıktan sonra Enver Yıldız gelip koruma ordusu ile beraber gelip, teslim oluyor.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Siz adliye önünde oturma eylemi yaptınız ve kamuoyuna birtakım bilgiler vermeye çalıştınız, sonrasında.

Ferit Şenyaşar: olayda kendilerini aklamak için bize anlatılmaz şekilde iftira attılar. Bunlar bize terörist dediler. Savcı da bunların iddialarını dikkate alarak ayrı bir araştırma yaptı, 2 yıllık bir araştırma yapıyorlar saldırının fotoğrafını hazırlayıp medyaya verdiler ve o davadan dava sonucu beraat verildi.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Sizi sürekli PKK ile özdeş gibi göstermeye çalıştılar ama o konuda bir araştırma yapıldı, örgütle bir bağlantısı olmadığı ortaya çıktı.

5 yıllık bizim tüm HTS kayıtlarımız, kiminle görüşmüşüz hepsi dökülmüş. Savcı “Bu ailenin olay öncesi ve olay sonrası herhangi bir örgütle bağlantısı tespit edilememiş.” diyor!

Ferit Şenyaşar: 5 yıllık bizim aile geçmişimizi araştırmışlar, telefon kayıtlarımızı incelemişler, sosyal medyayı incelemişler, bu inceleme sonucunda yine savcı bu ailenin olay öncesi ve olay sonrası herhangi bir örgütle bağlantısı tespit edilememiş diyor. Bu da 5 yıllık bizim tüm HTS kayıtlarımız, kiminle görüşmüşüz hepsi dökülmüş. Son olarak buraya gelmeden önce, Ankara’ya gelmeden önce dosyanın genel durumunu öğrenmek için dosya savcısı Enver ile görüştük, dosya üzerinden 2 yıl 3 ay geçmesine rağmen savcıya soruyoruz savcı diyor ki : “Hastane ile ilgili herhangi bir delil bulunmadığından.” Dosya açılmamış. Ne zaman açılacak diye sorduğumuzda savcı diyor ki: “Hastane ile ilgili şüpheli bir durum yok.” Diyor o yüzden bu dosya açılmıyor.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Orada bir sürü insan ölmüş şüpheli bir durum yok diyor.

Hastanede bir insanlık suçu işlenmiş. Savaşlarda bile hastanelere ve ambulanslara dokunulmaz. Burada bizi taşıyan ambulanslar ön camlar, yan camlar darp edilmiş, lastiklerine kurşun sıkılmış ve bu şekilde zar zor bizi dışarı çıkartıp ikinci bir ambulansa bindirip Gaziantep’e taşıyorlar.

Ferit Şenyaşar: Hastanede bir insanlık suçu işlenmiş. Savaşlarda bile hastanelere ve ambulanslara dokunulmaz. Burada bizi taşıyan ambulanslar ön camlar, yan camlar darp edilmiş, lastiklerine kurşun sıkılmış ve bu şekilde zar zor bizi dışarı çıkartıp ikinci bir ambulansa bindirip Gaziantep’e taşıyorlar. Hastaneden bizi çıkartırken bir tane hastane ATT çalışanı, sağlık çalışanı orada bir rapor vermiş, ambulansın içinde bizi taşırken o raporu da okumak istiyorum. ATT çalışanı benden bahsederek, ambulansın içinde ve şu şekilde bir rapor vermiş. Hasta da ciddi kafa travması var, nörolojik hasarı var. Hastayı almaya gittiğimizde hastanede bulunan sivil vatandaşlar, yani Yıldız’ları kastederek hastayı almamıza izin vermedi, yani yerde kalsın ölsün. Başımda kanamam var. Hastayı almamıza izin vermedi, Çevik Kuvvet’in desteği ile hastayı alıyoruz ve hastanenin dış kapısına vardığımızda dışarda bulunan diğer vatandaşlar yine Yıldız ailesinden bahsediyor, diğer vatandaşlar tarafından ambulansa saldırı oldu, ambulansımızın ön dış camı ve yan kapı camı kırıldı. Çevik Kuvvet’in desteği ile havaya ateş ederek zar zor Suruç’un dışına çıktık, ambulans değiştirip hastayı yeni bir ambulansa sevk ederek o şekilde hastaneye götürdük.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Yıldız ailesinden bir başka tutuklu var mı? Genel olarak böyle.

Ferit Şenyaşar: Mehmet Şahyıldız ile ilgili bir şey söyleyeyim. Kamera görüntülerini izleyince Mehmet Şahyıldız’ın ölümü kameralarla tespit ediliyor. Kendi elinde de silah var, o an kendisi de ateş ediyor, bu rapor da geçiyor ama Başsavcı taraf tuttuğu için ateş edilmiş diyor.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Gelinen nokta böyle. İlk duruşma Malatya’da yapıldı. Ben ve Urfa vekilimiz Ayşe Sürücü duruşmaya katılmak istedik, Malatya’ya gittik ama Korona önlemleri bahane edilerek duruşma salonuna alınmadık ama biz orada baştan sona davayı takip ettik. Şenyaşar ailesi ile konuştuk ve duruşma dava devam ediyor. Bu noktada davanın Şenyaşar ailesinin avukatı Sayın Gaziantep Barosu avukatı Sayın Bülent Duran yanımızda. Bu noktada hukuki olarak durum nedir? Kamuoyunu aydınlatır mısınız? Gelinen noktada çarpıcı durumlar nedir? Son durum nedir?

Burada bir vahşet yaşanıyor, bir katliam yaşanıyor bu yaşanan katliamın soruşturma makamları, adli makamları, kolluk makamları tarafından nasıl sabote edildiğini ve tek taraflı soruşturma yürütüldüğünü hem açılan iddianamede hem de yürütülen soruşturmada çok açık bir şekilde görüyoruz.

Ailenin Av. Bülent Duran: Bizi ağırladığınız ve hem duruşmada hem burada sesimizi ses olduğunuz için teşekkür ederiz. Biz burada hukuk ve vicdan ve adalet mücadelesi yapıyoruz. Her kesiminde buna katkı sunmasını bekliyoruz. Bir avukat olarak takip ediyoruz. Burada bir vahşet yaşanıyor, bir katliam yaşanıyor bu yaşanan katliamın soruşturma makamları, adli makamları, kolluk makamları tarafından nasıl sabote edildiğini ve tek taraflı soruşturma yürütüldüğünü hem açılan iddianamede hem de yürütülen soruşturmada çok açık bir şekilde görüyoruz. Sayın vekilim 6. ayın 2018 de bu katliam yapıldıktan 1 gün sonra kolluk kuvvetleri gidiyor, bu görüntüler ellerinde olmasına rağmen faillerin olmasına rağmen, tanıklar olmasına rağmen, görüntü kayıtları tespit edilmemiştir diyor ve hiçbir tanık olmadığı tespit edilmiştir diyor. Ondan sonra olay mahalline hiçbir adım atmıyor. Katliamdan dolayı kapalı devamında hiçbir kolluk gitmiyor sonrasında ayın 18’i itibariyle diyorlar, bu cenazeyi nereyi gömmüştü? Kolluğun ilk yaptığı şey; iddia makamının iddianamesinde de evet bu bir seçim ziyaretidir, rutindir, burada bir örgütsel durum vardır deyip yasa dışı bir örgüt ile bağlantı kurma gibi yoğun bir çaba içerisine giriyor ama hiçbir netice bulamıyor. O konuya yoğunlaşıyor mahkeme, tabi HTS kayıtlarına bakıyor herhangi bir şey tespit edilemiyor. Yeni bir fotomontaj olduğu belli oluyor, örgütsel durum olmuyor, tek taraflı soruşturma yürütülüyor, Şenyaşar ailesinden 3 kişi katlediliyor.

Enver Yıldız: “Ben evimdeyim oturuyorum, telefonum aynı yerim belli” diyor. Baz kayıtlarından evinden belli, kolluk kuvvetleri gidiyor, ikamette kimse bulunmadı, Enver Yıldız’ı kimse tanımıyor diye tutanak tutup bir süre gözaltına almıyorlar!

Devamında Yıldız ailesi ile ilgili bu kadar kamera görüntüleri olmasına rağmen, sopa, silahı olan, silahla ateş edenler hepsi ortadayken, soruşturma makamlarında varken, soruşturma makamları 1,5 yıl boyunca hiçbir gözaltı, hiçbir yakalama, hiçbir ifade Yıldız ailesinden almıyor. Ta ki 2019 Eylül ayına kadar. 2019 Eylül ayına gelene kadar da az önce tape kayıtlarından yansıyan Enver Yıldız; ben evimdeyim oturuyorum, telefonum aynı diyor. yerim belli diyor. Baz kayıtlarından evinden belli, kolluk kuvvetleri gidiyor, ikamette kimse bulunmadı, Enver Yıldız’ı kimse tanımıyor diye tutanak tutup bir süre gözaltına almıyorlar.

Enver Yıldız: “ İbrahim Halil Yıldız devreye girecek savcı değişecek, işi garantiye aldıktan sonra adliye makamlarına ifadeyi gelip vereceğiz.” diyor.

1,5 yıl sonra tape kayıtlarından da anlaşıldığı üzere İbrahim Halil Yıldız devreye girecek savcı değişecek, işi garantiye aldıktan sonra adliye makamlarına ifadeyi gelip vereceğiz dedikten sonra 1.5 yıl sonra adliyeye toplu bir şekilde gidiliyor, bütünüyle Yıldız ailesi olarak ifade veriliyor, Enver Yıldız tutuklanıyor diğerleri bırakılıyor.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Vahim bir durum var. 1,5 yıl boyunca siz savcılığın yanlı bir soruşturma yaptığını düşünüyorsunuz değil mi?

İbrahim Halil Yıldız’ın silahla ateş ettiği görüntüleri var, Enver Yıldız’ın, Kenan Yıldız’ın, diğerlerinin sopalarla hayati saldırıları var. Adam öldürmeye kasttır ve adam öldürmeye teşebbüstür, bu faillerin belli olmasına rağmen yakalanmadılar, tutuklanmadılar ve gözaltı işlemleri yapılmadı!

Ailenin Av. Bülent Duran: Yıldız ailesinden 1 kişi yakalanmıyor, 1 kişiden ifade alınmıyor, 1 kişi şüpheli olmuyor. İbrahim Halil Yıldız’ın silahla ateş ettiği görüntüleri var, Enver Yıldız’ın, Kenan Yıldız’ın, diğerlerinin sopalarla hayati tehlike geçirecek, adam öldürmeye kasttır ve adam öldürmeye teşebbüstür, bu faillerin belli olmasına rağmen yakalanmadılar, tutuklanmadılar ve gözaltı işlemleri yapılmadı ve mağdur olarak müşteki olarak da bu dosyaya yansıyor. En vahim tablo da şu: Ferit az önce belirtti, burada 2 ayrı olay yok, tek olay var. Adil, Ferit, Fadıl hepsi ortada yaşıyorlar, hastaneye götürüyorlar, klinik anlamda 2 ayrı fiil yokken hastane boyutunu ayrı değinenler, dükkân boyutunu ayrı değiniyorlar. Hastane boyutunda o katliamı faili meçhul olarak bu dosyayı buraya getirdiler ve orada da Ferit’in söylediği gibi o kadar tanık var, doktor var, hemşiresi var, o kadar insan var, görüntüler var, bu dosyada olduğu gibi bir tane şüpheli bir durum yok, bir tane şüpheli kişi de yoktur deyip biz ulaşamadık, erişemedik deyip dosyayı sürüncemede bırakıyor. Biz ilk dosyada da söyledik, 2 ayrı fiil yok dolayısıyla bu iddianamelerin kabul edilmesi gerekli çünkü aynı failler dükkâna silah sıkıyorlar orada da silah sıkıyorlar, Fadıl’ın silahını alarak Fadıl’ın silahıyla da ateş ediyorlar. Celal’e sıkılan mermilere, Adil’e sıkılan tam omuz kısmından mermi girişi var. Bu hastanede sıkılıyor.

İnsanlar hiçbir örgütsel bağlantıları yokken, işi terörize edip siyaseten rant elde etmeye yönelik bu ailenin üzerinden oyun oynamak suretiyle canlarını alıp devamlılığında müdahale ile bu soruşturma ve kovuşturma karartılmak isteniyor, bizim hassasiyetimiz bu!

Siz ayıramazsınız bunu, dolayısıyla buradaki bizim kaygımız mücadelemiz, hukuk mücadelemiz bu. Burada bir katliam var, burada bir insanlık suçu işlenmiş. İnsanlar hiçbir örgütsel bağlantıları yokken, işi terörize edip siyaseten rant elde etmeye yönelik bu ailenin üzerinden oyun oynamak suretiyle canlarını alıp devamlılığında müdahale ile bu soruşturma ve kovuşturma karartılmak isteniyor, bizim hassasiyetimiz bu. Yargı makamlarından siyasi kurumlarına, sivil toplum örgütlerine herkesten vicdan ve adalet bekliyoruz. Emine anneler gibi başka anneler de ağlamasın. Hukukun ve siyasetin emri budur kimse zarar görmesin zarar gören ve gösteren birisi varsa adil bir yargılama neticesinde hüküm kurulmak suretiyle adil bir yargılama yapılması talebimiz var. Biz hukuk mücadelesini yürüteceğiz. Birçok kurumla sivil toplum örgütü ile görüşeceğiz, o gün geldiniz teşekkür ederiz bundan sonra da takipçisi olun diyoruz ve bizim en büyük hassasiyetimiz savcılık soruşturmasına bu konuda gelin bize ses verin. Urfa savcılığı bu konuda görevini yerine getirmiyor, bugün bu katliama göz yumuyor ve bu katliamı karartacağına aydınlatılalım, ses verelim, bilen görgüsü olan, tanığı olan bizle de temas kursun, oradaydım bunu gördüm, vicdanen tanık olacağım, gördüklerimi anlatacağım desin bu soruşturmalara bir taraf olsun ve bize ses versin diyoruz.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: ortada vahim bir durum var. Urfa Suruç’ta 14 Haziran 2018’de bir çatışmalı ölümler olan bir katliam yaşanmış ve fakat sonrasında ne yapılması gerekiyor, adil bir şekilde konunun yargılanması gerekiyor ama devrede olan siyasiler var, iktidarın yargıya olan baskısı var, avukat Bülent bey doğru bir iddianame hazırlanmadığını mahkemenin 2’ye ayrıldığını söylüyor. Bunlar vahim iddialar gerçekten ve adaletin ortaya çıkartılmak istenmediğini sanık olan kişinin 1.5 yıl sonra ancak teslim olduğunu söylüyor ve baştan yargıya bir müdahale olduğunu soruşturmanın doğru yürütülmediğini ve bir kasti mantıkla mağdur olan kişilerin örgüt ile bir bağlantısının ortaya çıkarılmasına yönelik yoğun bir gayret içinde olunduğunu oradan yargının bir şey çıkaramadıktan sonra 1.5 yıl sonra kişinin tutuklandığını söylüyor ve hastanede ki olan olaylar ile ilgili 2. Bir mahkemenin olmasının da yanlış bir mahkeme olduğunu, iddianamenin bu şekilde 2 ye ayrılmaması gerektiğini söylüyor, önemli şeyler söylüyor sayın avukatımız. Biz burada sözü anne Emine Şenyaşar’a bırakmak istiyoruz. 2 yıldır ağlayan, 2 yıldır büyük acılar yaşayan bir ailenin en acılı ferdi anne Emine Şenyaşar kendisi Türkçe bilmiyor, Kürtçe olarak anlatacak, Ferit Şenyaşar tercüme edecek. Emine Şenyaşar son gelinen noktada neler yaşandı?

Ailemi yok ettiler. Torunlarımın hepsi yetim kaldı. Katiller Suruç’ta gözümüzün önünden serbestçe geçip gidiyorlar. Çocuklarımın kanı hastanenin duvarlarına sıçradı. O gece acilen boyattılar. Milletvekili Yıldız dışarı çıkıp akrabalarını alkışladı.

Emine Şenyaşar (Anne): 2 yıldır bir adalet mücadelesi veriyoruz, şu an benim oğlumun 2 tane oğlumu öldürdüler, eşim hastanede gözümün önünde gitti, oğlum tek hücrede kaldı, bir an önce adalet ile çocuğumun beraat etmesini istiyorum. Ailemi yok ettiler. Torunlarımın hepsi yetim kaldı. Bir an önce cezaevindeki çocuğum çıksın. Çocuklarımın kanı hastanenin duvarlarına sıçradı. O gece acilen boyattılar. Milletvekili Yıldız dışarı çıkıp akrabalarını alkışladı. Milletvekilinin kardeşi Celal diyor: “Bende hastanedeydim, hiçbirisi sağ çıkmasın bu hastaneden hepsini öldürün kimse kalmasın.” diyor. Katiller serbest bir şekilde dolaşıyor. Karşı taraftakiler hala Suruç’ta gözümüzün önünden geçip gidiyorlar. Adalet istiyoruz. Aile paramparça oldu. 2 yıldır durmadan ağlıyorum! Gözlerim kurumuş ilaçlar ile tedavi oluyorum. Bizim ailenin geçmişini de araştırın onlarınkini de araştırın bizimki tertemiz onların ki kapkara. 30 yıldır Suruç’ta esnaflık yapıyoruz. Kıraathaneye bile gitmez, sabah işine akşam evine gelirlerdi. Üzerimizdeki bu zulüm artık kalksın, dayanacak gücümüz kalmadı! Tutuklu olan kardeşimin oğlu 2 yaşına gelmiş babam nerede diye soruyor? Babam ne zaman gelecek diyor? Bir an önce adaletin tecelli etmesini istiyorum. 6 insanımızı öldüresiye dövdüler. Fotoğraflarla hala bizi tehdit etmeye çalışıyor ama savcılık açıklama yapmış, herhangi bir örgütle ilgilimiz yok. Suruç’ta 30 yıldır esnafız ve kimseyle husumetimiz ve sorunumuz olmamıştır. Korkulardan dolayı kimse ifade vermiyor! Bir kişi ifade vermiş onu da tehdit ettiler! İşleri hep tefecilik, zorbalık ve insanlara zulüm yapmaktır. Tefecilerden vekil olmaz.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Şimdi teyzem sizi çok iyi anlıyoruz ben son olarak sayın avukatımıza tutuklu Fadıl Şenyaşar’ın durumunu sormak isterim. Uzun süredir tutukluluğu var bu tutukluluk hakkında ne dersiniz?

Fadıl Şenyaşar kanuna göre soruşturma aşmasında 2 yılı doldurup tahliye olacakken soruşturmayı 2 ye ayırarak Fadıl’ın tutukluluk halinin devamına yönelik böyle bir kurguyu yapıyorlar.

Ailenin Av. Bülent Duran: Az önce söylediğimiz gibi katliam yaşandıktan sonra Fadıl Şenyaşar Diyarbakır’da hemen gözaltı işlemi yapılıyor, tutuklanıyor. Diğerleri yakalanmıyor, failler belli, silahlar sıkılıyor. Onlar yakalanmadılar. Fadıl Şenyaşar hemen tutuklandı ve tek kişilik hücreye konuldu. Fadıl Şenyaşar’ın durumu oradaki tüm kamera görüntülerine bakıldığında meşru müdafaa kapsamına girer. Kardeşlerine silah ile sopalarla darp ediliyor, hayati tehlike arz edilecek durumda müdahale varken oradaki kimseye silahı yöneltmiyor sadece kardeşlerine saldırı yapanların birine onları bertaraf etme yönünde eylem varken hukuken meşru müdafaa hakkı iken ve hukuk bunu böyle kabul ederken şu an itibariyle Fadıl Şenyaşar tutuklu. Fadıl oradaki kast etse birçok insanı öldürürdü. İyi ki öldürmemiş ama bunu yapabilirdi. Öyle bir niyeti yok sadece mağdur olan ve saldırı altında olan yakınlarını kurtarmaya yönelik eylemi var, hukuk açısında tutukluluğu gerektirmeyecek bir durumdur ama tutuklu. Fadıl kanuna göre soruşturma aşmasında 2 yılı doldurup tahliye olacakken sırf soruşturmayı 2 ye ayırmanın bir nedeni de aslında tutuklanmaması gereken Fadıl’ın tutukluluk halinin devamına yönelik böyle bir kurguyu yapmak için soruşturma kısmı 2’ye ayrılıyor, dükkân ve hastane boyutu olarak. Dolayısıyla Fadıl yönünden tutukluluk gerektiren bir durum yok meşru müdafaa var. İddia makamı böyle yorumlamamış. Karşı tarafın Yıldız ailesinin dediği gibi iddianame hazırlanmış ve olabildiği kadar Fadıl hakkında ceza talep etmiş, iddiada bulunmuş. Bunu kabul etmek mümkün değildir, hukuk mücadelesine devam edeceğiz.

Tüm vatandaşlar olarak yargıdan adalet bekliyoruz ama yargıda yapılan yanlışları eleştirmekte her sayın avukatımızın hem de biz milletvekili olarak bizim hakkımız, yargıda adalete ulaşma noktasında yanlışlıklar, eksiklikler, ihmaller, düzensizlikler ve kasıtlar varsa biz bunları eleştiririz, o yüzden Şenyaşar ailesi davasını takip ediyorum!

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Değerli izleyenler Şenyaşar ailesinin ve avukatları Bülent Duran’ı dinlediniz. Tabi ki biz burada bir mahkeme kurmuyoruz, böyle müessif bir olay yaşandı ve sonrasında konu yargıya taşındı. Tabi ki tüm vatandaşlar olarak yargıdan adalet bekliyoruz ama yargıda yapılan yanlışları eleştirmekte her sayın avukatımızın hem de biz milletvekili olarak bizim hakkımız, yargıda adalete ulaşma noktasında yanlışlıklar, eksiklikler, ihmaller, düzensizlikler ve kasıtlar varsa biz bunları eleştiririz, o yüzden Şenyaşar ailesi davasını takip ediyorum, en baştan itibaren duruşmalara katıldım ve şuanda da Ankara’ya geldiklerinde bizi ziyaret ettiler ve kendilerini hem dinledik hem de sesleri olduk, kamuoyuna sizlere mesajlarını iletmeye çalıştık ve kendileri Ankara’da temaslarda bulunacaklar. Bir sonraki duruşma tarihi ne zaman?

Ailenin Av. Bülent Duran: 2 Ekim Malatya’da herkesi duruşmaya davet ediyoruz. Duruşmaya gelip ses verirlerse bize katkıları olur. O konuda hassasiyetimiz var başta siz olmak üzere herkesi çağırıyoruz.

Şenyaşar ailesi davası Suruç davasını aydınlatmaya çalıştık, biz konuyu takip edeceğiz ve adaletin gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız, kendilerine de teşekkür ederiz programımıza konuk olduğu için.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Biz hassasiyetle takip ediyoruz insan hakları savunucuları olarak, bir katliam boyutuna dönmüştü, çok gaddarca bir tarzda kurşunlar yağdırılmıştı ve sonrasında adalet arayışında çok büyük eksiklikler olduğunu görüyoruz. Kabul edilmemesi gereken bir iddianamenin kabul edildiğini görüyoruz, şuandaki seyir çok iç açıcı değil ve sonuçta da avukat bey ve aile bu konuda adaletin tecelli etmesi için kurumda da ziyaret ediyor, kamuoyu oluşturmaya çalışıyor ve kamuoyunu da 2 Ekim de ki duruşmaya davet ediyor. Bizim bugün programımız burada bitiyor değerli izleyenler, Şenyaşar ailesi davası Suruç davasını aydınlatmaya çalıştık, biz konuyu takip edeceğiz ve adaletin gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız, kendilerine de teşekkür ederiz programımıza konuk olduğu için.

Emine Şenyaşar (Anne): Adalet tecelli edene kadar biz Ankara’da kalacağız, mücadelemizi sürdüreceğiz.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Anne Emine Şenyaşar son olarak diyor ki:” Adalet tecelli edene kadar biz Ankara’da kalacağız, sonuna kadar uğraş vereceğiz.” diyor. Değerli izleyenler hepinize iyi günler diliyorum hoşça kalın.

Yorumlar (0)