Dr. Gergerlioğlu, Evim Mağdurları Platformu adına Ali Kaya ve iş kazasına uğrayan Menderes Kış’ı ÖFG TV'de konuk etti!

HDP Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, ÖFG TV’de, Evim Mağdurları Platformu adına Ali Kaya, iş kazasına uğrayan Menderes Kış’ı konuk etti!

Vekil Haberleri 13.10.2021, 12:13
Dr. Gergerlioğlu, Evim Mağdurları Platformu adına Ali Kaya ve iş kazasına uğrayan Menderes Kış’ı ÖFG TV'de konuk etti!
Herkese merhaba. Değerli izleyenler ÖFG TV başlıyor. Her hafta salı günü saat 21.00’de size sunduğumuz haftanın önemli konuları ve konukları ile sizlerin beğenisine sunduğumuz ÖFG TV programımız başlıyor.
 
54 bin Evim mağduru var!
İlk olarak Evim Mağdurları Platformu adına Ali Kaya beye bağlanıyoruz.
Ali Kaya: İyi yayınlar Ömer bey.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Hoşgeldiniz, teşekkür ederim Ali bey. Evim Mağdurları Platformu adına sizi davet ettik, siz de takip ediyorsunuz. Ayrıntılı bir şekilde sizi bugün dinleyeceğiz, sesinizi duyurmaya çalışıyorsunuz görüyorum, takip ediyorum, elimden geldiği şekilde destek veriyorum ama bugün sizi böyle canlı olarak tüm 54 bin mağdur adına ve mağdurların yüzbinlerce yakını adına davet ettik ve ayrıntılı bir şekilde bu konuyu kamuoyuna iletmenizi istedik. Ali bey nedir mağduriyet? Evim mağdurları platformu neden kuruldu? Sözü size bırakalım.
 
Ali Kaya:Teşekkür ediyorum Ömer bey. Biz Evim mağdurları platformu olarak örgütlenmeye gittik sesimizi duyurmak adına, siz de bu yayında sesimiz olacağınız için, imkanı sağladığınız için teşekkür ediyorum. Bizim Twiter hesabımız, İnstagram hesabımız evim mağdurları adına 81 ilde whatsapp gruplarımız var biz orada kendi aramızda kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Günün belirli, haftanın belirli günlerdinde Twitter ve diğer platformlarda gündem oluşturmaya, kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz.
 
BDDK bu firmaları usulsüzlük yapmamaları için, kontrol altında tutabilmek için bir dizi kurallar getirmişti
Ben bu sektörde daha önce çalışan olarakta bulundum, kendim başvurup arabamı bu sektörden bir firmadan aldım, daha sonra o sektörde masa başı çalışmaya da başladım bir dönem. Tasfiye sürecinden önce ayrılmıştım ama benim süreci özetleyecek olursam BDDK bu firmaları usulsüzlük yapmamaları için, kontrol altında tutabilmek için bir dizi kurallar getirmişti, önlemler getirmişti. Kendilerine de 6 aylık bir süreç vermişti, bu sürece uyum sağlamak adına.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Ali bey bu firmalar çeşitli özel firmalar, bu alanda var yıllardır. Şimdi bu firmalar var, bunlarla ilgili öncesinden bir önlem alınmış mıydı? Yoksa son zamanlarda mı BDDK devreye girdi, ne oldu? Uzun bir müddet sanki kendi başlarına bırakıldı daha sonra şikayetlerin üzerine bazı önlemler alındı mı?
 
BDDK, TMSF ayrı konuşuyor
Ali Kaya: İrili, ufaklı çok küçük şubeler kuruldu, bu sayı 40’a kadar çıktı. Hiç önlem alınmadığı için, sadece oraya başvuran insanlardan her türlü vergi kesintisi yapılıp ÖTV, KDV vergisi alınıp başvurular alınabiliyordu. İnsanlar ruhsat alıp bu sektöre girebiliyorlardı çok kolay bir şekilde. Bunun önüne geçilmedi, önce yaygınlaşıldı daha sonra neşter atıldı tabir-i caizse. Kendilerine verilen 6 aylık bir dönem vardı ve kendilerinden istenen yüz milyonlarca TL tutarında teminatlar vardı, firmalar bu teminatları yerine getirmek için görüşmeler yaptı, ortaklıklar düşünüyorlardı fakat bunların hiçbirine fırsat verilmeden hem firma sahipleri mağdur edildi varsa kötü niyetli olan denetimsizlikten, usulsüzlük yapan varsa onları bahane ederek kurunun yanında yaşta yandı. Şu an biz bu platformu neden kurduk? Çünkü bu sektörde biz araba aldık diyelim, bizden yakınlarımızı davet etmemizi istiyorlar, öyle olduğu zaman bize de komisyon veriyorlar yardımcı oluyorlar. Bu şekilde akrabalarını, diğer fertleri bu sektöre başvurdurdu. Özetledikleri zaman da altın günü sistemi olarak bu sistemi özetliyorlar. Siz mahallenizde 5-10 kişiyi bir araya toparlayamazsınız ama biz sizi burada 200 kişiyi bir araya toparladık, evinizi, arabanızı yardımlaşarak almanızı sağlıyoruz dediler. Böyle olduğu için arkadaşlarını, akrabalarını davet eden insanlar bir bakıma sorumlu, günah keçisi oldular, onlar da iyi niyetli olarak arkadaşlarını ev, araba almak için davet ediyorlardı. Firma sahipleri de bu sektörü faize alternatif olduğu için, kendilerini: “Biz hükümet tarafından da destekleniyoruz. Biz sadece alternatif olduğumuz için hükümetin politikaları gereği destekleniyoruz, yakında BDDK güvencesi geliyor, paranız güvence altındadır. Çekinmenize gerek yok, iktidar da bizim destekçimiz.” diyerek güven veriyorlardı. Şu an gelinen noktada akrabalarını, arkadaşlarını davet eden insanlar sorumlu oldular, öyle olunca biz kendi aramızda platform kurmaya, insanların mağduriyetini duyurmak için kamuoyu oluşturmaya, birlik olmaya mecbur kaldık. İçeride 100 bin, 600 bin TL’si olan da var. Bunun yanında varını, yoğunu yatırdığı için şu an evinden ev sahibi tarafından kovulmak zorunda olan, ailesini geçindiremeyen, kredi çekip ödeyemediği için ticareti bozulan haczedilen, intiharın eşiğinde olan insanlar var. Ne yazık ki sesimiz kamuoyunda yeteri kadar karşılık bulmuyor. Bizim sayımız 54 bin mağdur. Evim sektörünün 54 bin mağduru var Ömer bey. Kendilerinin tasfiye ettiği şirket sayısı 21, daha sonra 8 şirkette kendi tasfiyesini istedi 29 şirketin toplam mağdur sayısı 54 bin ve bizim en büyük şu an sıkıntımız bilgi kirliliği. BDDK, TMSF ayrı konuşuyor, yetkililerle arayıp görüştüğümüzde telefonları neredeyse aynı şeyi söyleyip yüzümüze kapattıkları oluyor. Bir muhatap bulamıyoruz.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Başta bir kontrolsüzlük, denetimsizlik vardı, firmalar açıldı ve yanlış işler yapmaya başladıkları zaman da yaşla, kuru birbirine karıştırıldı. Ne kadar süredir?
 
Temmuz ayından bugüne 3-4 aydır bu mağduriyet var ve biz muhatap bulamamış durumdayız.
Ali Kaya: Temmuz’un 1’inde tasfiye edildi bu şirketler ve resmi hesapları TMSF hesaplarını takip edin, bilgi almaya çalışın denildi ama öncelikle telefonlara kimse bakmadı. TMSF’den de açıklamalar çok geç geldi ve üstün körü yazılmış, geçiştirilmiş yazılar. Arayıp görüştüğümüzde de kimisi: “Ödemeleriniz devlet güvencesinde değildir.” Kimisi: “Paranızı son kuruşunuza kadar alacaksınız.”deniliyor. Temmuz ayından bugüne 3-4 aydır bu mağduriyet var ve biz muhatap bulamamış durumdayız.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Firmaları arıyorsunuz onlar size TMSF’ye devredildi, bir şey diyemeyiz alacağınızı alacaksınız deniliyor.
 
Deniliyor ki: “Cumhurbaşkanımızın damadı Berat Bey Albayrak firması altında bu sektöre giriyormuş, onların önü açılsın diye diğer firmalar tasfiye edilmiş.”
Ali Kaya: Bazı firma sahipleri ilk günden mağdurlarla iletişim halinde olup bilgilendirmeye çalışıyorlar, bazı firma sahipleri ise müşterileri ile hiç görüşmeyip ilgilenmeyip onları kendi hallerine bırakmış durumda. Hala bilgilendirme yapmayan firma sahipleri var çünkü 1 Temmuz itibariyle tasfiye edildiğinde firma sahiplerinin ortaklarının bütün mallarına ipotek rehin konmuş durumda. Bize denilen: “Biz de mağduruz, uzlaşmaya çalışıyoruz, TMSF ile uzlaşırsak tekrardan firmayı açmaya çalışacağız ya da TMSF ile uzlaşırsak biz herkesin parasını vermeye hazırız ama onlar işi ağırdan götürüyorlar.” Bilgi kirliliği olduğu zaman biz çok çeşitli, değişik bilgiler geliyor. Deniliyor ki: “Bir firma bankayı bile dolandırmış.” Deniliyor ki:” Cumhurbaşkanımızın damadı Berat bey Albayrak firması altında bu sektöre giriyormuş, onların önü açılsın diye diğer firmalar tasfiye edilmiş.” Deniliyor ki: “Bu sektörü kendilerine yakın olan, İskenderpaşa cemaatinden olan, biri İsmailağa cemaatinden olan Emin evim, Fuzul ev gibi derneklerin önlerini açtılar, onları tekelleştirmek istediler, diğer firma sahipleri kabul edilemedi.” Deniliyor. Daha ilerisi olmamış bir şey değil. Doğan medya grubunun başına gelen faaliyette olan Evim firmalarının da başına gelebilir. 29 şirket tasfiye edilmişken kimsenin kimsenin sesi çıkmıyorken, kamuoyunda hiçbir karşılığı yokken 3-4 firma eğer Doğan Medya Grubu’nun başına gelen kendi başlarına gelirse şaşırmasınlar çünkü şu an hukuksuz bir süreç işleniyor. Bizim sözleşmelerimiz var, sözleşmeler yaptık, teminatlar verdiler, senetler verdiler. Kimisi senetlerimizi kaybetti. Ortada hukuksuzluk var, şu an faaliyete devam eden firmalar diğer firmaları kötüleyebiliyorlar. “Onlar usulsüzlük yaptığı, dolandırıcı olduğu için.” Deniliyor. Ben öyle olduğunu düşünmüyorum, bu firmalardan işini çok doğru yapanlar var, tasarruf evim gibi, ikizler evim gibi müşterileri ile barışık olan işini düzgün yapanlar var ama süreç hukuksuz ilerliyor.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Bu sıkıntılar temmuz ayından itibaren bize yansımaya başladı, TMSF’ye devir oldu sonrasında belirsizlik süreci yaşandı ama öncesinde de sanırım bir müddettir sıkıntı vardı. Öncesinde ne yaşandı? Belli müddettir sanki temmuz ayının geleceği belliydi, devir olacağı belliydi neler yaşandı öncesinde?
 
Bazı firmaların faizsiz sektör diye geçmesine rağmen gidip faizle kredi bulup teminatı yatırmaya çalıştığı, tasfiyeden gelecek olan sıkıntıdan korunmaya çalıştığı dolanıyordu.
Ali Kaya: Öncesinde benim de çalıştığım dönemde müşterilerin teslimatlarını firmalar geciktirmek zorunda kalıyorlardı. Bir kısmı pandemiyi bahane ediyorlardı, pandemiden kaynaklı kapanmaların, 15 günlük yasakların kendilerini kötü etkilediğini, BDDK’nın kendilerine böyle bir hak verdiğini, teslimatları öteleyebileceklerini söylüyorlardı. Şimdi doğruluğunu da araştıramıyorsunuz. Öyle söylüyorlardı ama Mart, Nisan ayından itibaren kendilerine 6 aylık süreç verilmesinden itibaren sanki firmalar bu söz verdikleri yatırmaları gereken 100 milyon TL teminatı bulabilmek için bizim gibi pazarlama pozisyonunda olan çalışanlara müşteri bulmaları için aşırı baskı yapıyorlardı. Teslimat günü gelen müşterilere ise teslimatlarını ertelemek için mesela Nisan’dakini Temmuz, Haziran’a, Haziran’dakini Ekim-Kasım’a erteleyebiliyorlardı. Bazı firmaların faizsiz sektör diye geçmesine rağmen gidip faizle kredi bulup teminatı yatırmaya çalıştığı, tasfiyeden gelecek olan sıkıntıdan korunmaya çalıştığı dolanıyordu. Öncesinde teslimatları gelipte Temmuz ayında bile teslimatını alamadan mağdur olan insanlar da var.
 
Bu firmalar kendi haline bırakıldı
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Bu firmalar anlaşılan insanlar ev almak istiyor, faizsiz ev almak istiyor. Bir şekilde hassasiyetleri olan insanlar bu firmalara gidiyor ve bu firmalar da son zamanlarda çok arttı gördüğüm kadarıyla. Bu işte kar var diye girdiler ama belli ki bir denetimsizlik vardı, bu firmalar kendi haline bırakıldı demek. Altında kaldılar şimdi, istismar ettiler. Verdikleri sözde duramayınca sıkıntılar başladı, bunu da siz devlet kusuru olarak neyi görüyorsunuz. Bu firmalar vatandaşlara vaatlerde bulunmuş, binlerce insan firmalara girmiş, bir sözleşme yapmış ama sonrasında belli ki bir şeyler yanlış yapıldığı, çürük bırakıldığı için bu sıkıntılar başlamış, buradaki neden nedir? Ne oldu da bu konuda bir denetimsizlik oldu, devlet kurumları bu firmaları istismar yapabilecek halde, kendi halinde kontrolsüz bir şekilde bıraktı da bu büyük mağduriyet yaşanıyor?
 
Bazıları için küçük paralar olabilir ama biz mağdurlar için bunlar çok büyük paralar. Asgari ücretle çalışıyoruz, bunlar çok büyük paralar.
Ali Kaya: Bu sektör bakıldığı zaman dışarıdan saadet zinciri gibi görülebilir ama öyle değil. Firma kimseye ev araba sahibi yapmıyor. Tamamen oluşturduğu organizasyon ile müşterileri bir araya getirip onlardan birbirlerine ev araba almalarını sağlıyor. Kendileri de belli bir katılım ücreti alıyorlar, organizasyon ücreti alıyorlar. Usulen bu firmaların müşterilerden topladıkları parayı ayrı bir havuzda kendi sermayelerini organizasyon bedeli olarak aldıkları karı ayrı bir havuzda toplayıp kendi ihtiyaçları için kendi karlarını ya da sermayelerini kullanmaları gerekir. Müşterilerin aydan aya yatırdığı fona hiçbir şekilde dokunamamaları gerekir. BDDK’da böyle bir sistem kurmak istiyordu, olması gereken buydu. Denetimsizlik olduğu için yeteri kadar sermayesi olmadan giren firmalar müşterilerden topladıkları ile çalışanlarının maaşı ve primlerini ödeyip 0’ı tüketmiş vaziyette gelebiliyorlardı. Bunun önlemini almak güzel bir şey. Şu an 54 bin mağdur var belki bunun önlemi alınmasaydı belki bu 500 bin olurdu çünkü bir kişi mahallesinde bu sektörden araba alınca komşular katılmak istiyor ama bu böyle mi yapılmalıydı. 54 bin insan aileleri ile 250 bin insan yapar, kiminin 100, 150 bin. Bazıları için küçük paralar olabilir ama biz mağdurlar için bunlar çok büyük paralar. Asgari ücretle çalışıyoruz, bunlar çok büyük paralar. Bu şekilde biz bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz, dediğiniz gibi bu sektör başında denetlenmediği için sadece vergileri alınıp, üstün körü ruhsat verildiği için böylesi bir mağduriyet doğdu. Şu an faaliyette olan firmalar acaba ne kadar denetleniyorlar? Diğer firmaların yaptığı mağduriyetleri yapmıyorlar mı? Müşterilerden aldıkları ödemelerle gerçekten sadece onların ihtiyaçlarını mı görmeye çalışıyorlar yoksa şubeleşmek için, başka inşaat sektörlerine girmek için mi kullanıyorlar? Bunların denetlendiğinden de şüpheliyiz. Sanki o belli başlı şubeleri tekelleştirmek, onların önünü açmak için bu firmalar tasfiye edilmiş gibi, önlem almak için değil de sektör tekelleşsin diye böyle bir şey yapılmış gibi.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Şu anda faaliyette olan evim firmaları da var.
 
Bizim yetkililerden istediğimiz bu firmalardan geri dönmek isteyen varsa, sermayesi uygun olan varsa mağdurların paralarını dağıtsınlar.
Ali Kaya: Eminevim, Fuzul ev, Bir evim şirketleri hala faaliyetteler ve bunlar en çok nette bakıldığı zaman en çok şikâyet alınan firmalar. Bir evim benim müşterilerini 6-7 ay teslimatlarını öteliyor. Hiçbir bahane göstermeksizin, isterseniz iptal edebilirsiniz diyorlar. Sözleşmenizde yazan maddelerden dolayı gizli hakkımız var diyorlar. Onların ayakta kalıp, işini düzgün yapan firmaların tasfiye olması büyük bir soru işareti. Bizim yetkililerden istediğimiz bu firmalardan geri dönmek isteyen varsa, sermayesi uygun olan varsa mağdurların paralarını dağıtsınlar. Geri dönmek isteyen dönsün, başvuranlar geri başvursun. Firma sahipleri kendilerinin bu mağduriyeti çözebileceğini TMSF ve BDDK’nın bu işi çok ağırdan aldıklarını söylüyorlar sanki çözülmemesi için uğraşılıyor gibi, çözülmemesi için çok adım var çünkü aylar olmasına rağmen henüz bir TMSF’den bir bildiri yayınlanmış değil. CİMER’e yazıyoruz, CİMER ilgili makamların açıklamalarını takip edin diyorlar.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Demek istiyorsunuz ki; bir mağduriyet var, TMSF’de bazı firmalar alındı fakat burada iyi niyetli olmayan bazı durumlar da var. Bazı firmalar TMSF’ye dahil edilmedi, faaliyetlerini yürütüyor, bazı firmalar TMSF’ye alındı ama bu firmalardan kimisi iyi niyetli ama onlara da fırsat verilmiyor böylece bir tekelciliğe gitti diyorsunuz. Bu önemli bir iddia, sıkıntılı bir durum demek ki var ortada. Mağduriyeti de şu anda yaşayan 54 bin kişi var değil mi?
 
250 kişilik grubun 15-20 tanesi gerçek müşteri ise gerisi tamamen fake müşteri.
Ali Kaya: Yetkililer bu firmaların sistemini tamamen hakimler. BDDK yetkilileri bu firmaların işleyişini tamamen biliyorlar. Ben orada çalışmaya, o firmalardan birinde çalışmaya başladıktan sonra öğrendiğim ayrıntıda; müşteriler başvurdukları zaman derler ki: “Biz size 250 kişilik bir çekiliş grubuna davet ettik, her ay çekiliş olmakta, her ay bir kişi erkenden ev araba sahibi olmakta fakat sizin çekiliş çıkmadığı taktirde 3 yıl sonra evinizi alacaksınız.” Şimdi bu 250 kişi normalde başvuran kişi ne diyebiliyor? 250 başvuran müşteri arasında bende çekilişten çıkabilirim diye düşünüyor halbu ki o 250 kişilik grubun 10-15-20 tanesi gerçek müşteri ise gerisi tamamen fake müşteri. Bir çekiliş yapılıyor noter huzurunda ama çekilişte 10-15 kişinin dışına çıkanlar yine firmaya kalıyor. Sektörde bu böyle. İlginç olan BDDK’nın getirdiği kurallarda “Böyle yapamazsınız.” Denmiyor, deniyor ki: “250 kişiden 10-15 ekliyorsunuz ama 250 kişiden 50-60 kişi %20-%30 gerçek müşteri olsun diye kota getiriyorlar.” Oradaki 250 kişinin %90’ı fake, firma kazanıyor. Ben bunu öğrendiğimde şok olmuştum.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: o 250 kişiden 1’inin bile fake müşteri olmaması lazım.
Ali Kaya:Müşteriler kandırılıyor.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: %90’ı fake müşteri BDDK’da bunu kontrol ederken “%20’ye insin en azından.” Bir anlaşma oldu. Olacak bir iş değil.
 
Müşteri çekilişte gördüğü isimlerin hepsinin gerçek olduğunu sanarken, Adana’dan Ahmet Bey kazandı dendiği zaman halbuki orada firma kazanmış oluyor orada öyle bir müşteri yok.
Ali Kaya: Müşteri çekilişte gördüğü isimlerin hepsinin gerçek olduğunu sanarken, Adana’dan Ahmet Bey kazandı dendiği zaman halbuki orada firma kazanmış oluyor orada öyle bir müşteri yok. Bu usulsüzlüğü BDDK’da görüp buna kota getiriyor. Diyebilir ki: “Böyle olmasın, gerçek olsun.” Dediklerinde firmalar bunu uymayacak değil. Düzenleme yaptılar da firmalar uymadı değil, bu firmaların hiçbiri tasfiye olmak istemez, sorun baştan aşağı denetimsizlik.
 
Çok ciddi bir sıkıntı ve benim anladığım BDDK’nın bir denetleme rolü var ama o da usulsüz ve hukuksuzlukla bu süreci yürütmüş.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: BDDK böyle apaçık bir hukuksuzluğa nasıl evet diyor. Arada kirli ilişkiler döndüğü iddiaları mı var? Firmalar ve BDDK arasında usulsüzlük nasıl yapılır? %15-20 fake müşteriyi kabul ediyorum nasıl diyebilirler? Çok ciddi bir sıkıntı ve benim anladığım BDDK’nın bir denetleme rolü var ama o da usulsüz ve hukuksuzlukla bu süreci yürütmüş, müşteriler ortada bırakılmış, firmaların insafına bırakılmış, firmalar aldıkları ev müracaat paralarını alıp yeni şirketler, şubeler açmaya harcamış ve iflas etmişler. Pandemi de hızlandırdı, işin altında kalmışlar, şu anda doğru dürüst cevapta yok, TMSF’de ne yapacağını bilemiyor ve büyük bir mağduriyet ortada duruyor, doğru dürüst bir muhatap da bulamıyorsunuz anladığım kadarıyla.
 
Evim mağdurları platformu olarak 26 Ekim’de TBMM’ye gideceğiz, sesimizi duyuracağız.
Ali Kaya: Biz muhatap bulamamaktan şikayetçiyiz. Evim mağdurları platformu olarak 26 Ekim’de TBMM’ye gideceğiz, sesimizi duyuracağız. Biz bir tek imzada birkaç şirketin on milyarlarca dolar vergisini silebilen insanlar bizi de duysunlar çünkü geldiğimiz süreçte eşi ile boşanma haline gelen insanlar var, boşanmış insanlar, intiharın eşiğine gelen, çocukların yüzüne bakamayan, evlerinden çıkarılmış aileler var. Lütfen bu insanların hepsi de faiz hassasiyeti olan, muhafazakar, belki de mağdur edildikleri siyasi iktidarın seçmen kitlesi. 54 bin kişi ailesiyle 250 bin akrabaları ile milyonlarca kişi aslında bir bakıma büyük çoğunluğu seçmen kitlesi de olabilir kendilerinin. Neden bu mağduriyetleri yaşatmak istiyorlar? Neden sürdürülmek istiyorlar? Faaliyetteki şirketlerle anlaşmalar mı var? Faaliyete devam eden şirketler tasfiye olanların hepsini dolandırıcılıkla itham ediyorlar, firmalardan işini düzgün yapanlar vardı. Onbinlerce kişi teslimat almıştı, ben bu firmalardan birinde araba teslimatımı aldım Tasarruf Evim’den çokta memnundum. Bir başka firmaya ev başvurusu yapmıştım ama oradan mağdur oldum, teslimat alamadım.
 
Hem de bu sıkıntı gelip de bir yerde patladığı zaman iktidarın tavrında bir yanlılık görüyorsunuz.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Hem süreç hukuki bir şekilde bir hukuk devletinde olacak şekilde yürütülmedi diyorsunuz BDDK’nın hataları, eksikleri vardı kontrollü denetim noktasında. Hem de bu sıkıntı gelipte bir yerde patladığı zaman iktidarın tavrında bir yanlılık görüyorsunuz. Bazı firmaların korunduğu ve bazı firmaların da çökertilmek istendiği ve mağdur olan on binlerin, yüzbinlerin umursanmadığını ve büyük sosyal felaketlerin yaşandığını söylüyorsunuz. Son olarak söylemek istediğiniz şeyler varsa birkaç cümle ile onları alalım.
 
29 şirket tasfiye olurken 1 şirketi kurtardıklarında mağdur sayısı yarı yarıya inebilirdi.
Ali Kaya: İyi niyet olsaydı eğer bu 54 bin mağdurdan yaklaşık 23 bin kişisi sadece bir firmanın mağdurları. Finans Evim mağdurları. Bu firma hakkında sadece düzenlemelere gidilseydi, tasfiye edilmeden kendilerinden belirli şartları yerine getirmeleri istenseydi bu 54 bin sayısı 34 binde kalırdı. 29 şirket tasfiye olurken 1 şirketi kurtardıklarında mağdur sayısı yarı yarıya inebilirdi. Burada bir iyi niyet görmüyoruz. Bizi takip eden mağdurlara lütfen sosyal medya platformlarından bizi takip etmelerini onların da seslerini duyurmalarını hesaplarımızı takip etmelerini ve onların da bu konuyu gündem yapmalarını istiyoruz, sessizce takip etmekle hiçbir yere varamayacağımız ortada, hak verilmez alınır demişler. Bu ülkede alınan haklar mücadelesi verilerek alınan haklar, size de geçmiş olsun demek istiyorum, önce vekillik, cezaevi, vekilliğinizin iade edilmesi ile geçmiş olsun diyorum ve teşekkür ediyorum.
 
Türkiye’de mağdurların kendisi bile mağduriyeti ile ilgili uğraşmıyor, bırakıyor başkası kendisi adına bu işi halletsin diye bekliyor
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Değerli izleyenler Evim Mağdurları Platformu adına Ali Kaya beyle görüştük, konuyu takip ediyoruz, daha da bilgi sahibi olduk. Konunun peşini bırakmayacağız, Meclis’i ziyaret etmek istiyorlar, o zaman da bekleriz. Kendilerini de bizzat dinlemek isteriz. Konuyu takip ettiğimizi bilsinler. Burada Ali beyin önemli uyarısı var, mağdurlara. Sadece 3-5 kişiye bırakmayın, bu mağduriyeti duyurmayı herkes bu mağduriyet noktasında sivil toplum bilinci ile hareket etsin ve gayret etsin, diyor. Biz de bunu destekliyoruz, maalesef ki öyle bir hal var ki Türkiye’de mağdurların kendisi bile mağduriyeti ile ilgili uğraşmıyor, bırakıyor başkası kendisi adına bu işi halletsin diye bekliyor, eğer böyle yaparsanız zalimlik yapan, zulmeden sizin paranızla birtakım oyunlar çeviren firmalar ve iktidar yetkililerini gayet rahat bir şekilde bırakmış olursunuz. Teşekkür ederiz Ali Bey, sonuna kadar bu mağduriyet konusunu takip edeceğiz ve bu mağduriyetlerin giderilmesine çalışacağız.
 
İş kazası mağduru Menderes Kış ÖFG TV’de…
Değerli izleyenler bugün ikinci konuğumuz bir iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili çok önemli konu, biz bu konuyu çok önemli görüyoruz, defalarca gündem ettik. Maalesef Avrupa’da birinci ve dünyada ikinci durumda işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili kazalar, ölümler, yaralanmalar arasında Türkiye çok sabıkalı bir yerde. Bu konuda çok mağduriyetler geliyor ve maalesef ki Çalışma Bakanlığı bu konuda yeterli müdahilliği sergilemiyor, insanlar mağdur oluyor ve maalesef ki mazlum, mağdur insanlar hem işlerinden oluyor hem ayaklarından olabiliyor. Sağlıklarından olabiliyor, gelirlerinden olabiliyor. İşte onlardan birisi Menderes Kış; bize başvuru yaptı. Biz onunla ilgili soru önergeleri ile gereken işlemleri yaptık ve Bakanlık’tan bu konuda cevap bekliyoruz. Binlerce başvuru alıyoruz ve o konularda gereken tüm işlemleri yapıyoruz ve cevaplar gecikse, cevaplar verilmese de biz vatandaşlarımızı canlı olarak programlarınıza alarak onlardan da bu mağduriyetleri dinlemek istiyoruz.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Menderes bey hoşgeldiniz.
Menderes Kış: Hoşbulduk sayın vekilim iyi yayınlar.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Teşekkürler. Biz hemen sözü size bırakalım, Menderes Bey bize başvurdunuz, oldukça sıkıntılarınız var biliyoruz ama izleyenlerimiz bilmiyor. Ne yaşadınız? Ne oldu? Ne bitti? Baştan sona söz sizde anlatın.
 
Kazakistan Fettah Tamince’nin sahip olduğu Sembol İnşaat’ın Kervansaray projesinde çalıştırılmak için gönderildik
Menderes Kış: Öncelikle çok teşekkür ederim, bu imkanı sunduğun için sizlere de çok geçmiş olsun diyorum. Yaşamış olduğunuz mağduriyetten dolayı. 14/10/2020 tarihinden Türkiye’de iki taşeron firma tarafından Van Çaldıran’lı TEKA inşaat otel turizm Yönetim Kurulu Başkanı Baran İlkhanı tarafından organize edilerek önce bizi Kazakistan Fettah Tamince’nin sahip olduğu Sembol İnşaat’ın Kervansaray projesinde çalıştırılmak için gönderildik, gönderilmeden 10 gün önce kimlik ve pasaportlarımız bizden alındı, çalışma izni ve sigorta, kalacak izinler evraklar yapılacağını söylediler. 10 gün sonra biletlerin geldiğini söylediler, bizleri Kazakistan’a gönderdiler. Orada havaalanından indiğimizde Fettah Tamince’nin sahibi olduğu Şembol İnşaat’ın yetkilileri tarafından havaalanında pasaportlarımızı aldılar. Nedenini sorduğumuzda burada konsolosluk aracılığı ile oturma izniniz, hayat sigortanız işlemleri yapılacağını söylediler. Pasaportların bizde kalması gerektiğini söylediler ve orada çalışmaya başladık. arada soruyorduk, sigortalarımız var mı? Bir de bize verilen vaatler, sözler tutulmuyordu neden böyle olumsuz şeyler yaşanıyor? Diyorlardı ki: “Sigortalarınız var, çalışma izinlerinizi aldık, olumsuzluk, problem yok.” Aradan 1 ay geçince ödemelerde aksilik oldu, ödemeler yapılmayınca biz anladık ki işin işinde farklı olumsuz şeyler olduğunu Türkiye’ye gitmek istedik. Bizim pasaportlarımızı verin Türkiye’ye gönderin dedik.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Maaşlarınızı alabiliyor muydunuz?
 
“Davacıyım, iş kazasıdır, resmî kurumlara bildirin, polis gelsin tutanak tutulsun.” dedim.
Menderes Kış: Maaşlarımızı alamıyorduk, avansta yoktu. Sabah 06.00’da işe götürüyorlardı, akşam 19.00’da bizi kaldığımız konteynırlara getiriyorlardı. Pasaportlarımızı istedik, verilen sözler tutulmuyor, bu şartlarla anlaşmamıştık, böyle çalışmak istemiyoruz dedik. Bize verilen cevaplar: “Size çalışma izniniz 3 aylığına alınmış, sigortalarınız Türkiye’de 3 aylığına yatırılacak. Giderseniz 6 Bin TL masrafınız var, parayı verin, biletinizi kesin gelin ofisinize pasaportunuzu alın gidin. 3 ay dolmadan gidemezsiniz.” dediler bize. Orada esir konumundaydık adeta. Orada kapanmak zorundaydık, yapacak çok bir şey yoktu, sesimizi duyurmaya çalıştık ama duyuramadık. 67 gün sonunda dış cephe iskeleden düştüm. Her iki ayağımda da kırıklar oluştu, topuklarda dağılma var. İnşaat sahası içinde doktorlar müdahale ettiler, yapılan müdahaleden sonra kendime gelemedim, baygınlık geçirdim. Orada Ahmet Yasevi hoca Türkiye- Kazak Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırdılar, ilk müdahaleden sonra ameliyat olmama gerektiğini söylediler. Ben orada davacı olduğumu söyledim, iş kazasıdır, resmi kurumlara bildirsinler dedim. Ne gerekiyorsa yapın dedim. Fettah Tahmince’nin kuzeni Cengiz Tahmince ve oranın proje müdürü Taylan bey adındaki kişi de vardı ve orada hemen müdahale ettiler “Biz hastamızı bugün bu akşam en geç yarın Türkiye’ye göndereceğiz, tedavisini orada yaptıracağız.” Dediler. Ben de tekerlekli sandalyede doktorun yanında. Rapor tutulmasını talep ediyordum, onlar beni tekerlekli sandalye ile hastanenin arka kapısından çıkarmaya çalıştılar, ben direndim. “Davacıyım, iş kazasıdır, resmî kurumlara bildirin, polis gelsin tutanak tutulsun.” dedim. Tutanak tutulmuyor gidiyoruz dedi. Beni hastanenin arka kapısından çıkarıp konteynıra götürdüler, orada 5 gün boyunca yaralı bir halde beklettiler. Hiç müdahale etmeden. Acılar içindeydim, 5 gün boyunca bekledim 5 günün sonunda beni 3 refakatçiyle Türkiye’ye gönderdiler. Türkiye’ye geldiğimde bizleri organize edip gönderen Van Çaldıran’lı iş adamı TEKA İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Baran İlkhanı tarafından ve ortağı ile İstanbul’da karşılandım. Ben orada devlet hastanesine gitmek istedim, dediler ki: “Türkiye’de pandemi, covid hastaları çok var, hastaneler çok ağır işliyor, doktorlar iyi değil. Bizim tanıdık doktorlar var seni oraya götüreceğiz, bize verilen bilgiye göre durumun çok ağırdır hemen tedavi yapılması gerekiyor, hastanede sakat kalma riski ile karşı karşıyasın.” Dediler. Beni özel İstanbul Zeytinburnu Özel Avrasya Hastanesi’ne götürdüler. Acilde girişte 20 dakika kadar bekletildim. “Neden bekliyorum?” deyince; Baran İlkhanı: “Tanıdık doktor var. O gelsin ondan sonra ” Dedi, kadın doktor geldi yanıma. “Neyin var?” deyince ben de “İş kazası olduğumu söyledim, iş kazasından, yurtdışındaydım ilk buraya geldim. Sizden tek ricam resmi kurumlara bildirim, şikayetçiyim.” “Tabi ki resmi kurumlara bildireceğiz, iş kazası olarak bildireceğiz.” Kadın doktor gitti, Mehmet adında bir doktor geldi, filmlerimi çektiler. Odalarına aldılar beni. Bir ayağımın mutlaka ameliyat olması gerektiğini, bir ayağımda da ameliyat sınırında olduğunu söylediler fakat bunu Prof. Dr. Arkadaşlarla oturup heyet olup öyle karar vereceğiz ve bunu 10 gün sonra yapacağız dediler. Orada iş verenler araya girdiler. Sembol İnşaat Fettah Tahmince’nin sorumluları, yetkili kişiler dediler ki: “Biz hastamızı Ağrı’ya göndereceğiz, evine göndereceğiz. Ameliyata 1-2 gün kala getirip tedavisini yaptıracağız.” Dediler. Orada ki tedavi masraflarımı da onlar yatırdılar, biletlerimi kestiler, beni refakatçilerimle birlikte beni karşılamaya gelen akrabalarım ile beraber 10-12 kişilik vardı. Onlarla birlikte eve gönderdiler. 2 gün kala beni tekrar İstanbul’a getirip ameliyat yaptıracakları sözünü verdiler. Eve geldikten sonra ameliyata 2 gün kala aradım cevap vermediler. Muhatap bulamadım, ameliyat olmak istedim, hiçbir sağlık güvencem yoktu. Platin parası için 45 Bin TL istiyorlardı. O parayı da karşılayamadığım için durumum müsait olmadığı için tedavi ve ameliyat olamadım, sakat kaldım, o gün bugündür muhatap bulamıyorum. Sonrasında sizler aracılığı ile size başvurdum, arkadaşlar haber yaptılar ve başka sendikalar aracılığı ile biraz sesimi duydular ve Sembol İnşaat Fettah Tahmince’nin yetkilileri bana ulaştılar. Davadan vazgeçmemi istediler, davadan vazgeçmem için bende var olan engelli özürlü programı istediler, hastaneye gitsin engelli oranı varsa alsın dediler. Ona göre avukatlar hesaplama yapsınlar varsa bi hakkım engelli ya da tazminat hakkım hesaplamayı yapıp davadan vazgeçmemi istediler. Tabi bunun yanında tehditte ediyorlardı. Ben bir şekilde borç ederek Eğitim Araştırma Hastanesine gittim. Özürlülük oranı istedim. Muayene ettiler, 10 gün sonrasında rapor geldi. Ayaklarımda %20’ye yakın engelli oranı olmuştu ve bunun hesaplarını yaptılar, sonrasında dediler ki: “Burada çok para çıkıyor biz bunu karşılayamayız, 70 bin TL  vereceğiz sana, mağdursun. Kabul etmek zorundasın, bunu kabul et.” yardım ediyorlarmış bir algı içerisine girdiler. 1 yıldır yatalağım, mağduriyetim ne olacak? Kabul edemedim. Tedavimi de yaptıramadım, o gün bugündür muhatap bulamıyorum. Arada Fettah Tahmince’nin haberi var mı yok mu onu bilmiyorum. Uluslararası büyük bir firma, nam salmış bir kişi böyle alay edercesine evime geliyorlar, 45 Bin TL bazen 70 Bin TL teklifte bulunuyor. Kabul edecek, kabul etmeyince de olmayan bir suçtan içeri atacaklarını ve bütün mahkemelerini satın alacaklarını söylüyorlar. Çok farklı tehditlerle geliyorlar, evime aracı gönderen kişilerle söyletiyorlar. En az 10 kişi evime gönderiyorlar, “Eğer bu teklifimizi kabul etmezsen, tüm davaları satın alırız. Aksi halde olmayan bir suçta da içeri atacaklarını.” Söylüyorlar. Şu anki durumum budur.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Menderes bey bu kazayı hangi tarihte geçirdiniz?
Menderes Kış:25/12/2020 tarihinde geçirdim.
 
Türkiye’de de abuk sabuk işler yapıldı. “Devlete değil özele götürelim.” dediler
Ömer Faruk Gergerlioğlu: 10 ay oldu. Öncelikle sağlığınızı konuşalım. Siz 10 ay önce kaza geçirmiş bir insansınız, aylarca tedavi edilemediniz. Herkes sizi sağa sola gönderdi ortalıkta kaldınız, hastanelerde perişan oldunuz. Oradan Türkiye’ye geldiniz, Türkiye’de de abuk subuk işler yapıldı. “Devlete değil özele götürelim.” dediler, sigortanız olmadığı için birileri işin üstünü örtmeye çalıştı. Derken siz ameliyat olamadınız. İşin para, iş kısmı ayrı bir şey. Ben doktorum en başta ona bakarım, siz şimdi ameliyat olamamışsınız. Engelli kalmışsınız, belli bir gecikme olsa da bu noktada bir operasyon yapalım diyenler çıkmadı mı? Ne oldu o sağlık sürecini anlatın.
 
Ameliyat olamıyordum çünkü sağlık güvencem yoktu, bunu karşılayacak durumum da yoktu, ameliyat olamadım.
Menderes Kış: Muhatap bulamadığım için ilgilenen olmadı, kendi imkanlarımla hastaneye gittim. Orada kırıklar vardı. Bir ayağımda kreçlenme, kemik erimesi ve iltihaplanma var dediler. Ameliyat olmamı önerdiler. Ameliyat olamıyordum çünkü sağlık güvencem yoktu, bunu karşılayacak durumum da yoktu, ameliyat olamadım. Sonrasında fiziğe gidip geliyordum, bir ayağımda da maalesef duruyor. Orada aslında gerçek anlamda ben yine davacı olacaktım her halükarda, polis çağıracaktım fakat Sembol İnşaat’ın yetkilileri tarafından şöyle bir tehdit aldım şahitlerim var. “Problem çıkarırsan Türkiye’deki kurumlara bildirirsen, şikayetçi olursan biz seni bu Covid’den dolayı seni hastanede yatıracağız 2 hafta ve sonrasında bir iğne ile seni felçli bir şekilde ailene, çocuklarına göndereceğiz. Kendini ifade etmeyecek bir şekilde seni göndereceğiz.” Dediler ve benim dışımda da birçok arkadaşlarım orada iş kazası geçirdiler, durumları benim kadar ağır değillerdi ama hiç kimse hiç bir şekilde bırakmıyorlardı. Resmi evraklar tutulmuyordu, resmi kurumlara bildirilmiyordu, tehditle ya da az bir para ile davayı kapatıyorlardı.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Çok ciddi iddialarınız var, biz bunları gündeme getirdik ama kamuoyuna tekrar yansıtmanız açısından bu programı yapıyoruz. Şu anda sağlık durumunuz nedir? Yürüyebiliyor musunuz? Günlük yaşamınız nasıl sürüyor?
 
Koşmam kesinlikle yok, hiçbir şekilde ayak uçlarıma basamıyorum.
Menderes Kış: Ben egzersiz, hareket yaptığım zaman bir gün ayakta gezebiliyorum fakat bir gün sonunda mümkün değil yürüyemiyorum. Ağrılar oluşuyor. Koşmam kesinlikle yok, hiçbir şekilde ayak uçlarıma basamıyorum. Yürüyünce de yarı felç şekilde titreyerek yürüyebiliyorum.
Ömer Faruk Gergerlioğlu:Herhangi bir iş yapamıyorsunuz şu anda.
Menderes Kış:Hiçbir ağırlık kaldıramıyorum, zar zor gidip geliyorum kendi ihtiyaçlarımı giderebiliyorum.
Ömer Faruk Gergerlioğlu:Evlisiniz, çoluk çocuk var.
 
Evliyim, sorumlu olduğum ailem ve 5 çocuklarım var.
Menderes Kış: Evet hocam evliyim, sorumlu olduğum ailem ve 5 çocuklarım var.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Ne yapıyorsunuz? Maddi geliriniz yok, çocuklar mı sağlıyor bu noktada geçimi? Çok büyük bir sıkıntıya düşmüşsünüz hem hukuki hem maddi mağduriyetler, manevi mağduriyetler nedir son durumunuz? Nasıl yaşıyorsunuz?
 
Evime gönderen kişilere demişler ki: “Dava açtığı için biz vermiyoruz, gitsin dava ile alsın alabiliyorsa.”
Menderes Kış: Ben orada çalışmış olduğum 3 aya yakın süre mesailerimle birlikte gece geç saatlere kadar onlara da hesaplarsak 3 aya yakın süre çalıştım, çalışmış olduğum aylık yevmiyelerimi de alamadım. İş verenlerden istedim vermediler. Evime gönderen kişilere demişler ki: “Dava açtığı için biz vermiyoruz, gitsin dava ile alsın alabiliyorsa.” Beni en çok zor durumda bırakan özellikle bu oldu ve benim sorunlu olduğum ailem ve çocuklarım var, geçinemiyorum, yardımlarla bir şekilde kendimi ayakta tutmaya çalışıyorum. Günübirlik geçinebiliyorum, herhangi bir gelirim yok. Bekliyorum. Yapacak çok bir şey yok.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Şu anda son durum nedir hukuki olarak?
 
İstanbul SGK bir üst kurula gönderdi, üst kurul tekrardan iş kazası olduğuna kanaat getirdi.
Menderes Kış: Ben SGK’ya şikayet dilekçesi verdim. Savcılığa da suç duyurusunda bulundum iş verenler için. İstanbul SGK iş kazası olduğuna dair karar verdi. İş verenler itiraz etti, adı geçen kişi bizimle çalışmamıştır dedi. İstanbul SGK bir üst kurula gönderdi, üst kurul tekrardan iş kazası olduğuna kanaat getirdi. 8 tane de şahitlerim vardı.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Firma: “Biz de sigortası görünmüyor, biz de çalışmıyor.” Diye cevap verdi öyle mi?
Menderes Kış:Biz de sigortası görünmüyor, biz de çalışmamıştır dedi.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Bunu diyen taşeron firma mı?
 
Antalya SGK 3 aydır bekletiyor, olumlu olumsuz cevap veremedi. 10 gün önce telefonla beni arayarak: “Burada bu şirketin ismi geçiyor davacı olduğuna dair, bir şirketin ismini kullanman gerekiyor.
Menderes Kış: Fettah Tahmince’nin sahip olduğu Sembol İnşaat. Bizleri buraya gönderen taşeron firmaydı biz Kazakistan’da Sembol İnşaat’a çalışıyorduk, ana firmaya çalışıyorduk ve İstanbul SGK iş kazası olduğuna karar verdi, iş verenin adresi Antalya olduğu için Antalya SGK’ya gönderdi, Antalya SGK 3 aydır bekletiyor, olumlu olumsuz cevap veremedi. 10 gün önce telefonla beni arayarak: “Burada bu şirketin ismi geçiyor davacı olduğuna dair, bir şirketin ismini kullanman gerekiyor. Dolayısıyla biz Sembol İnşaat’ı ana firmayı araştırdık, 300’e yakın sigortalı çalışan var sizin orada sigortasız çalıştırmaları mümkün değil. Taşeron firmanın ismini ya da kime çalıştıysanız ona söyleyin.” Ben de durumu sözlü bir şekilde anlattım. Bizleri Türkiye’den gönderen TEKA İnşaat’tır. Baran İlkhanı ve ortağı ile biz orada Sembol’a çalıştık, orada kaza geçirince Sembol beni Türkiye’ye gönderdi, tekrar organize edip gönderen kişiler karşılandılar. Durumu olduğu gibi söyledim fakat maalesef bağlı bulunduğum ile Ağrı’ya yazılı kağıt göndereceklerini, orada tekrar ifadeye gitmem gerektiğini söylediler. 15 gündür daha ifadeye çağırmadıkları için bekliyorum.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Hem bir ceza davasını kazanmanız gerekiyor gördüğüm kadarıyla, hem de bir tazminat davası açmanız gerekiyor. Buradan uğradığınız büyük mağduriyet için en azından bir karşığın size verilmesi gerekiyor, biz de ayrıca Çalışma Bakanlığı düzeyinde soru önergeleri biz de takibimizi yapıyoruz, öncesinde sunduk, basın toplantılarımızda andık, çok ciddi iddialarınız var, bunları kamuoyu ve medyada gündeme getirecek çünkü birtakım tehditler alıyorsunuz, bunlar çok ciddi iddialar. Oldukça önemli tehditler aldığınızı çok ciddi mağduriyetler yaşamınıza rağmen tehditler aldığınızı söylüyorsunuz, halen oldukça zorlu bir hayat yaşıyorsunuz, madden sağlık açısından manevi olarak ve hukuki olarakta halen haklarınız iade edilmemiş. Biz bunları gündeme getirilmesi ve hakkınızın iade edilmesi için yoğun bir gayret göstereceğiz inşallah. Bu konuyu takip edeceğiz Menderes bey. Son olarak izleyenlerimize söylemek istediğiniz hususlar varsa onları da alarak programı bitirelim.
 
Avans alamıyorlar 3 ay dolmayana kadar gönderilmiyor, %70, %80’i Sembol İnşaat’ta kaçak çalıştırılıp, esir konumdalar.
Menderes Kış: Topuklarımın dağılma nedeni de oradaki doktor arkadaşlara ben iş kazası geçirip gittiğimde eski spor ayakkabı vardı ayağımda, orada bizlere koruyu iş ayakkabı vermiyorlardı. Para ile dağıtıyorlardı 320 TL diyorlardı. Biz de çok pahalı normalde firmalara ait olması gerektiğini söylüyorduk onların. Biz bunu alamayız diyorduk, bize avans verin biz daha iyi ayakkabı alalım diyorduk. Avans vermiyorlardı. “Ya bunu alacaksın ya da ayakkabısız bir şekilde çalışacaksın.” Diyorlardı ve orada az önce belirtiğim gibi gerçek anlamda bir araştırma yapılırsa Sembol İnşaat’ın Kazakistan’ın Kervansaray projesinde çalışan işçi arkadaşlarımızın %70’i %80’i kaçak çalıştırılıyor, çoğu orada esir konumdalar, Türkiye’ye gelmek istiyorlar, gelemiyorlar, seslerini duyurmak istiyorlar, engelleniyor. Paralarını alamıyorlar, sağlık güvenceleri yok, Türkiye’de sigortaları yok, orada çalışma izinleri yok. Avans alamıyorlar 3 ay dolmayana kadar gönderilmiyor, %70, %80’i Sembol İnşaat’ta kaçak çalıştırılıp, esir konumdalar.
 
Sn. Ali Babacan KHK’lar çıkarken bakanların o kağıtların altına boş kağıtlara imza attığını, daha sonra idarecilerin bu kağıtları KHK’lar ile belli listelerle doldurduğunu söylüyor.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Biz buradan Menderes beyin söylediklerini Bakanlığa soralım, Bakanlık bizim sorularımıza cevap veremiyor, sümenaltı etmeye çalışıyor. Menderes Kış’ın söyledikleri ortada, kendisi büyük bir mağduriyet yaşamış; sağlık, hukuki açıdan hayatı alt üst olmuş. İnanılmaz bir mağduriyet var, kendisi dışında da yüzlerce işçinin şu anda bir esir konumunda çalıştırıldığını, Türkiye’ye gelemediklerini ve haklarının önemli şekilde ihlal edildiğini söylüyorsunuz. Biz de buradan Bakanlığa diyoruz: “Siz ne yapıyorsunuz? İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili konularda sadece uzaktan mı bakıyorsunuz? Bakanlık görevini yerine getirmek gibi göreviniz yok mu? Türkiye Cumhuriyeti iktidarının bakanlıkları olarak Sn. Ali Babacan’ın dediği gibi boş kağıdın altına imza atıp daha sonra: “Ey tepemizdeki insan, yöneticimiz bu altına imza attığımız kağıdın üstüne ne yazarsan yaz.” Demekten başka yapacağınız bir iş yok mu? Sayın bakanlar, bakanlıklar. Burada çok büyük bir mağduriyet var, aylardır devam ediyor. Kimse buna bir çözüm bulmuyor ama bakan olarak o koltuğa oturanlar maalesef ki Sn. Ali Babacan söyledi. Sn. Ali Babacan KHK’lar çıkarken bakanların o kağıtların altına boş kağıtlara imza attığını, daha sonra idarecilerin bu kağıtları KHK’lar ile belli listelerle doldurduğunu söylüyor. Böylesine bir bakanlık anlayışı var Türkiye’de, Çalışma Bakanlığı’nın anlayışları, bizim yüzlerce sorumuza cevap veremiyorlar, vermek istemiyorlar, sümenaltı etmek istiyorlar. Son vaka Menderes Kış çok büyük bir mağduriyet yaşamış, A’dan Z’ye bize anlattı. Biz konunun takipçisi olacağız. Menderes bey çok teşekkürler.
 
Burada tek talebim şudur: 1. Sağlık tedavimi yaptırsınlar donanımlı bir hastanede yatırılıp sağlığıma kavuşmak istiyorum, sağlığımı geri istiyorum. Mağduriyetimi gidersinler, sorumlu olduğum ailem ve çocuklarım var, ortada zulüm var.
Menderes Kış: Hocam Fettah beye buradan seslenmek istiyorum ve kuzeni olan Cengiz Tamince Kazakistan’da ben orada kaza geçirince orada kaldığım konteynıra gelirken: “Bu kişinin mağduriyeti giderilecek.” Dedi, bana orada namus sözü verdiler ve davacı olmamı da engellediler, korkuttular beni. Davacı olamadım. Cengiz Tamince oranın proje müdürü Taylan bey de vardı, sorumlu kişiler yanıma gelip namus sözü verdiler, “Hiçbir şekilde mağdur etmeyeceğiz, tedaviler yapılacak.” ve Fettah Tamince’nin taşeron firması tehditlerle bana geliyor. İstanbul Şile eski Dalaman oteli’ni 50 yıllığına kiraladığını söylüyor Van Çaldıran Baran İlkhanı TEKA İnşaat Yönetim Kurulu orada böyle bir söylemde bulunuyor sözlü olarak bunu söyledi ne kadar gerçek ben de bunu ciddiye almadım, bütün AKP bakanlar ve milletvekilinde İstanbul Şile eski Dalaman oteli’nde toplantı yaptıklarını söylüyorlar, çok samimi olduğunu söylüyor; “Eğer ki ben davamdan vazgeçmezsem rica ile mahkemeleri satın alacağını.” Söyledi ve olmayan bir suç ile beni içeri atacaklarını tehdit ediyorlar ve ortakları bizi Türkiye’ye gönderen kişi geçen telefonda da sözlü olarak bana söyledi, kayıtları da bende duruyor. Yetkililer bana ulaşırsa paylaşırım kendileri ile, saati dakikası ile bana: “Sembol İnşaat’ın avukatları bana yalancı şahitlik yapacaksın, olmayan bir suçla bunu içeri atacağız. Bu kişi Menderes bize dava açarsa olmayan bir suçla dava açacağını söylediler.” Bu tür tehditlerle geliyorlar, uzlaşmak için 70 Bin TL teklifinde bulundular. Bunu da iki taksitle 45 gün sonra böleceklerini söylüyorlar. Mağduriyetime karışmayacaklarını, sağlık giderlerini karşılamayacaklarını söylediler. Fettah Tamince’nin gerçek anlamda haberi var. Varsa neden böyle bir ciddiyetsizlik içerisindedir? Haberi yoksa da mutlaka izleyecektir, izletecektir birileri, burada tek talebim şudur: 1. Sağlık tedavimi yaptırsınlar donanımlı bir hastanede yatırılıp sağlığıma kavuşmak istiyorum, sağlığımı geri istiyorum. Mağduriyetimi gidersinler, sorumlu olduğum ailem ve çocuklarım var, ortada zulüm var. Bir haksızlık var, yetkililer bu zulme sessiz kalmamalı. Biz işçiler olmasak, iş verenler yoktur. Bunu da bilmelerini istiyorum. Bana bu imkanı verdiğiniz için teşekkür ediyorum, selamlarımı saygılarımı sunuyorum.
Ömer Faruk Gergerlioğlu: Çok geçmiş olsun Menderes bey, biz konuyu takip etmeye devam edeceğiz.
 
Sosyal felaketlere yol açan Evim Mağdurları ve bir insanın hayatını cehenneme çeviren Menderes Kış’ın hikayesini aktardık
Değerli izleyenler Menderes Kış’ın mağduriyeti çok büyük, çok büyük sıkıntı var gerçekten yürek yakan durumlar. 10 aydır hayatı alt üst olmuş bir insan var karşımızda ve idare yok, iktidar yok, bakanlıklar yok, hukuk yok, kendisi ile pazarlık eden firma yetkilileri var ve mağduriyeti gittikçe artan bir insan var karşımızda. Olacak bir şey değil! Gerçekten çok ağır bir durum. Devlet nerede? İktidar nerede? Diyerek haykırasımız geliyor. Kabul edilecek durum değil. Biz bütün bu mağduriyetleri gündem etmeye devam edeceğiz. Bugün iki konuğumuz oldu Evim Mağdurları Platformu adına Ali Kaya, iş kazasına uğrayan Menderes Kış oldukça önemliydi bu mağduriyetler. Sosyal felaketlere yol açan Evim Mağdurları ve bir insanın hayatını cehenneme çeviren Menderes Kış’ın hikayesini aktardık ve bu iki olayı takip etmeye devam edeceğiz. Haftaya Salı günü 21.00’de yine sizlerle birlikte olacağız. Hepinize hayırlı akşamlar.

Yorumlar (0)