CHP'li Yıldırım Kaya : Sözleşmeli Sözleşmesiz Öğretmen Ayrımına Son Verilmeli!..

Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili olarak 24 Haziran seçimlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giren Yıldırım Kaya, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım'ın başkanlığında toplanan ilk meclis oturumunda söz alarak yeni kabinenin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un açıklamalarından sarf ettiği ''sözleşmeli-sözleşmesiz öğretmen'' ayrımı sözlerini meclis gündemine getirdi.

Vekil Haberleri 13.07.2018, 19:45 13.07.2018, 19:45
CHP'li Yıldırım Kaya : Sözleşmeli Sözleşmesiz Öğretmen Ayrımına Son Verilmeli!..

Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili olarak 24 Haziran seçimlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giren Yıldırım Kaya, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım'ın başkanlığında toplanan ilk meclis oturumunda söz alarak yeni kabinenin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un açıklamalarından sarf ettiği ''sözleşmeli-sözleşmesiz öğretmen'' ayrımı sözlerini meclis gündemine getirdi.

Yıldırım Kaya, Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili olarak yerinden söz alan Meclis çatısı altında göreve başlayan herkese teşekkür ederek sözlerine başladı ve şunları söyledi; 

''Yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk görev tesliminde yapttığı yaptığı açıklamalarda - bir milyon öğretmenin temsilcisiyim, her öğretmenin kendini bakanlık koltuğunda hissetmesi gerektiğini - söyledi ancak hemen ardından sözleşmeli öğretmen, sözleşmesiz öğretmen diye bir ayrıma giderek öğretmenlerin yazılı sınavda aldığı 90 puan alan öğretmene 40 puan verek öğretmenlerin elenmesini sağlayan bir adım attı.Bu adımlar Türkiye'nin 21. Yüzyılda öğretmene ve eğitime en çok ihtiyaç olduğu bir dönemde atılması gerçekten içler acısı, sözleşmeli öğretmen sözleşmesiz öğretmen ayrımına bir son verilmesi gerekiyor.Öğretmenlerin mülakatla elde ettiği başarının yazılı sınavda yok sayılmasının anlaşılır bir yanı olmadığını belirtmek istiyorum.

Bir de üniversitedeki öğretim üyelerinin sadece barış istedikleri için görevine son verilen, üniversite hocalarının, akademisyenlerin ve profesörlerin odalarındaki dosyayı toplamaya müsaade etmeyen, izin vermeyen rektörü ve İzmir Valisini görev ve sorumluluğa davet ediyorum. Öğretim üyeleri bu toplumda asla dışlanamaz, terör örgütü muamelesi gösterilemez. Bilim yuvasına sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur.  Eğer 15 Temmuz'la hesaplaşacaksak Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele etmiş bu insanlara sahip çıkarak mücadele edebiliriz.Aksi takdirde kendimizi kandırmış oluruz.''

Yorumlar (0)