CHP'li Yıldırım Kaya: KİBİR İTTİFAKININ BÜTÇESİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM’de yaptığı basın toplantısında 2019 Merkezi Yönetim Bütçesini değerlendirdi. 2019 Merkezi Yönetim Bütçesinin formalite gereği TBMM Genel Kurulu’nda kibir ittifakı tarafından kabul edildiğini söyleyen Kaya, “Hazine ve Maliye Bakanı ‘sosyete damat’ Berat Albayrak’ta 2019 Bütçesinin ‘tasarruf bütçesi’ olduğunu açıkladı.” dedi.

Vekil Haberleri 26.12.2018, 15:06 26.12.2018, 15:06
CHP'li Yıldırım Kaya: KİBİR İTTİFAKININ BÜTÇESİ

Kaya, “Bütçeyi incelediğimizde tasarrufu yine dar gelirlinin, asgari ücretlinin, emeklinin, işçinin, memurun yapacağını görüyoruz. Şimdi herkes kemerleri sıksın diyorlar, iyi güzel de dolar karşısında eriyip pula dönen, daha dün 2020 lira olarak açıkladığınız asgari ücretli nasıl kemer sıkacak. Açlık sınırının bin 943, yoksulluk sınırın ise 6 bin 328 olduğu bir ülkede 2020 lira alan asgari ücretli nasıl tasarruf yapacak.” diye sordu.  

“AKP 2002’de iktidara geldiğinde Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay %17,18 iken, 2019 yılında bu oran % 4,88’e düştü.” diyen Kaya, “2019 bütçesi eğitimin hiçbir sorununa derman olmuyor. Üzülerek söylemeliyiz ki 2019 bütçesinde eğitim sorunlarını çözecek artı bir kuruş dahi ayrılmamıştır.” ifadelerini kullandı.

Kaya, “Gerçekten merak ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı, Diyanet, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bütçeleri artırılırken, eğitim yatırımları bütçesi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçeleri neden azaltıldı? Diyanet İşleri Başkanlığına, TÜBİTAK'a ayrılan bütçenin 3 katından fazla bütçe ayrılmasının bilimsel gerekçeleri nelerdir?” diye sordu.

Kaya, “Türkiye’nin kalkınmasın tek yolu; çağdaş, laik, demokratik ve bilimsel eğitimden geçmektedir… Erdoğan damadını düşünüyor biz de bu ülkenin çocuklarını düşünmek zorundayız.” dedi.

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın konuşması şöyle:

Değerli Basın Emekçileri;

2018 yılının son basın toplantısını gerçekleştiriyoruz. Umarım 2019, daha mutlu, daha huzurlu ve daha özgür olacağımız bir yıl olur.   

Sarayın hazırladığı 2019 Merkezi Yönetim Bütçesi formalite gereği TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek, “kibir ittifakı” tarafından kabul edildi.

Hazine ve Maliye Bakanı “sosyete damat” Berat Albayrak’ta 2019 Bütçesinin “tasarruf bütçesi” olduğunu açıkladı.

Bütçeyi incelediğimizde tasarrufu yine dar gelirlinin, asgari ücretlinin, emeklinin, işçinin, memurun yapacağını görüyoruz.

Şimdi herkes kemerleri sıksın diyorlar, iyi güzel de dolar karşısında eriyip pula dönen, daha dün 2020 lira olarak açıkladığınız asgari ücretli nasıl kemer sıkacak.

Açlık sınırının bin 943, yoksulluk sınırın ise 6 bin 328 olduğu bir ülkede 2020 lira alan asgari ücretli nasıl tasarruf yapacak.  

Bir sene önce açıklanan 1603 liralık asgari ücretle 425 dolar alınabilirken, şimdi açıklanan 2020 liralık zamlı asgari ücretle 381 dolar alınabiliyor.

Bir de bizi kıskanan ülkelerin aylık bazda asgari ücretlerine bir göz atalım:

• Avustralya: 12 bin 700 TL.

• Lüksemburg: 12 bin 300 TL.

• Birleşik Krallık: 9 bin 700 TL.

• Hollanda: 9 bin 500 TL.

• Almanya: 9 bin TL.

• Fransa: 8 bin 800 TL.

• İsrail: 8 bin TL.

• ABD: 7 bin TL.

• Japonya: 6 bin TL.

• Türkiye:  2020 TL

 Ama bizim iktidarda olduğumuz ve kazanacağımız tüm CHP’li belediyelerde 1 Ocak 2019’dan itibaren asgari ücret 2200 TL olacak.

2019 YILI BÜTÇESİNDE MİLLİ EĞİTİME AYRILAN PAY AZALDI

• 2018 yılında 92 milyar 529 milyon olan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, 2019 yılı bütçesinde 113 milyar 813 milyon lira olarak belirlendi.

• AKP 2002’de iktidara geldiğinde Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay %17,18 iken, 2019 yılında bu oran % 4,88’e düştü.

• Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün Bütçesi %23,81 oranında artarken, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün bütçesi %30,83 oranında arttı.  

2019 BÜTÇESİ EĞİTİMİN SORUNLARINI ÇÖZMÜYOR

2019 bütçesi eğitimin hiçbir sorununa derman olmuyor. Üzülerek söylemeliyiz ki 2019 bütçesinde eğitim sorunlarını çözecek artı bir kuruş dahi ayrılmamıştır.

İkili eğitimi kaldırmak için bütçe ayrılmadı: İkili eğitimden tekli eğitime geçişte 24 kişilik sınıflar için ortalama 163 bin dersliğe ihtiyaç var. Ama bütçede pay yok.

Taşımalı eğitimi sonlandırmak için bütçe ayrılmadı: 150 bin kadrolu öğretmen alınarak taşımalı eğitim sonlandırılabilir. Yaptığımız hesaplamalarda; 150 bin kadrolu öğretmenin yıllık maliyeti; 7 milyar 229 milyon 700 bin lira. Taşımalı eğitimin yıllık maliyeti ise; 7 milyar 811 milyon 310 bin lira.

• Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin kadroya alınması için bütçeden pay ayrılmadı.  Öğretmenler ve aileleri perişan.

Engelli öğretmenlere yeterli atama yok: 3 binden fazla engelli öğretmen atama beklerken, Milli Eğitim Bakanlığı 2019’da 500 öğretmen ataması yapacağını açıkladı. Atama hayali kuran engelli öğretmenlerin hayalleri yıkıldı.

Öğretmen açığını kapatmak için bütçeden pay ayrılmadı: Sayıştay’ın 153 bin 640 öğretmen açığı olduğu tespitinden sonra, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da 117 bin öğretmen açığı olduğunu açıklamasına rağmen,  bu açığı kapatmak için bile bütçeden pay ayrılmadı.

• 3600 ek gösterge verilmesi için bütçeden pay ayrılmadı: Seçim dönemlerinde tüm partilerin sözünü verdiği, öğretmenler, hemşireler, din görevlileri, emniyet görevlileri ile bazı yöneticilerin ek gösterge rakamlarının 3600’e yükseltilmesi için bütçeden pay ayrılmadı

Sayın Milli Eğitim Bakan Selçuk, 2019 bütçesinden taşımalı eğitime ayrılan kaynağın 4 milyar 156 milyon olduğunu söyledi. Sayın Bakan taşıma suyuyla değirmen dönmez. Çocuklarımıza eziyet etmekten vazgeçin. Yetişmiş insan gücümüz var, yüzbinlerce öğretmenimiz görev aşkıyla bekliyor… Atanmayan öğretmenlerimizi kadroya alın. Hem taşımalı eğitim sorununu çözün, hem de öğretmenlerimizi öğrencilerine kavuşturun. Öğretmensiz köy kalmasın.

CUMHURBAŞKANLIĞI VE DİYANETİN BÜTÇESİ ARTTI

2019    “Tasarruf Bütçesinde” kimi kurumların bütçelerinde artışlar var:

En büyük artış Cumhurbaşkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinde yapıldı.

• Cumhurbaşkanlığının 2019 yılı bütçesi 3,3 kat artarak 845 milyon liradan, 2 milyar 819 milyon liraya yükseldi.

• Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi ise 2018 yılına göre yüzde 34 oranında artarak, 7,7 milyar liradan 10,5 milyar liraya yükseldi.

2019    “Tasarruf Bütçesinde” kimi kurumların bütçelerinde düşüşler  var:

• Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçesi ise 2019`da yüzde 4 oranında azalarak, 8 milyar 141 milyon liradan, 7 milyar 784 milyon liraya düştü.

• TÜBİTAK'a ise 3 milyar lira bütçe ayrıldı

Gerçekten merak ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı, Diyanet, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bütçeleri artırılırken, eğitim yatırımları bütçesi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçeleri neden azaltıldı? Diyanet İşleri Başkanlığına, TÜBİTAK'a ayrılan bütçenin 3 katından fazla bütçe ayrılmasının bilimsel gerekçeleri nelerdir?

2019 BÜTÇESİNDE VERGİ YÜKÜ DAR GELİRLİNİN SIRTINDA

2019 yılında yüzde 24,7 oranında daha fazla vergi ödeyeceğiz. 2019 bütçesine göre 756,5 milyar TL vergi toplanacak.

• Katma değer vergisi: 318 milyar TL

• Gelir Vergisi: 176,7 milyar TL

• Özel Tüketim Vergisi: 164 milyar TL

• Kurumlar Vergisi: 81 Milyar TL

En büyük vergi yükü KDV, ÖTV ve Gelir Vergisinden oluşuyor. Bu tabloya göre vergiler işçinin, memurun, emeklinin, asgari ücretlinin ve dar gelirlinin sırtında.

2002 yılında lüks tüketimi vergilendirmek amacıyla getirilen, ÖTV’nin kapsamı o kadar genişletildi ki, artık zorunlu ihtiyaçlarımız da lüks sayılıyor. 2010 yılı bütçesinde 52,4 milyar TL olan ÖTV, 2019 bütçesinde 164 milyar TL’ye çıktı.

• Elektrikli ev eşyaları, buzdolabı, çamaşır makinası artık lüks.   2019 yılında elektrikli ev eşyası alanlar, 9,3 milyar ÖTV ödeyecekler.

• Petrol ve doğalgaz ürünleri kullanmakta lüks… Alternatif olarak tezek yakalım desek o da yok. Çünkü hayvancılığı da bitirdiler. 2019 yılında 68,7 milyar TL ÖTV ödeyeceğiz.

• Motorlu taşıtlar zaten lüks, 2019’da 24 milyar TL ÖTV ödeyeceğiz.

Ama 1100 odalı saray, 350 odalı yazlık saray, uçan saray, binlerce makam aracı, Cumhurbaşkanının yüzlerce araçlık konvoyu, beyaz çaylar, ejder meyveli smoothie lüks değil, zorunlu ihtiyaç…(!)

KİTAPTA KDV ORANI ARTIRILDI

AKP, okuyana, yazana, çizene, sanata, sanatçıya düşman… Tüm dünyada insanlar okusun diye kitaplardan alınan vergilerler sıfırlanırken, bizde akıl almaz oranlarda vergiler artırılıyor. E-kitapta yüzde 8 olan KDV oranı, yüzde 18’e çıkarıldı. E-gazete ve e-dergide ise yüzde 1 olan KDV oranı, yüzde 18 oldu.  Basılı kitaplarda ise KDV oranı yüzde 8 olarak uygulanıyor.

Gerçekten merak ediyoruz, e-kitaptaki vergi oranını %8’den, %18’e çıkartmaktaki amacınız nedir?  İnsanlar daha az okusunlar diye mi bunu yapıyorsunuz? Okuyan, yazan, çizen, düşünen insanlardan bu kadar mı korkuyorsunuz? Uykularınız mı kaçıyor? Afakanlar mı basıyor?

ÇOCUKLAR CEMAAT VE TARİKAT YURTLARINA MAHKUM EDİLİYOR

Devlet yurdu yapılmıyor, çocuklarımız, “Kamu Yararına Çalışan Vakıf” diye adlandırılan, cemaat ve tarikatların kurup, faaliyetlerini yürüttüğü, yurtlara yönlendirilmektedir. Bu yurtlarda kalan öğrencilerin yemek ve barınma bedelleri devlet tarafından ödenmektedir.

“Kamu Yararına Çalışan Vakıf” ne demek? Kamu yararına çalıştığına kim, nasıl karar veriyor? FETÖ’nün yurtları da bir zamanlar “altın nesiller” yetiştiren yurtlardı (!)  

AKP FETÖ’yü de böyle besleyip büyüttü.  “Ne istediniz de vermedik” dedi.   Şimdi de çocuklarımız başka cemaat ve tarikatların eline teslim ediliyor.

Buradan soruyorum devlet neden öğrencilerine yurt yapmıyor? Türkiye Cumhuriyeti’nin çocuklarına yurt yapacak parsı mı yok? Yoksa, çocuklarımızı cemaatlerin, tarikatların yurtlarına mahkum ederek, başka hesaplar peşinde misiniz?

TARİHİ LİSELERİMİZ CEMAATLERİN PENÇESİNDE

Tarihi liselerimizde yaşananlar bizleri endişelendiriyor. Daha önce bakanlık tarafından "proje okul" statüsüne alınıp öğretmenleri başka okullara dağıtılan, Kadıköy Anadolu Lisesinden cemaat ve tarikatların örgütlenme faaliyetleri yürüttüğünü görüyoruz. Cemaat ve tarikatlarla ilişkili kişiler "dini sohbete katılmaları" için öğrencileri baskı altına almaya çalışıyor. Ancak okulun gerçek sahibi olan “fikri hür vicdanı hür” çocuklarımız bu baskılara boyun eğmeyerek okullarına sahip çıkıyorlar.

Ancak okul Müdürü Ali Fuat Güney ve yönetimi, cemaat ve tarikat bağlantılı öğrenciler yerine buna karşı çıkan öğrenciler hakkında soruşturma başlatıyor. Biz bu öğrencilerimizin yanındayız. Cemaat ve tarikatların okullarımızda örgütlenmelerine asla izin vermeyeceğiz.  

Türkiye’nin kalkınmasın tek yolu; çağdaş, laik, demokratik ve bilimsel eğitimden geçmektedir…

Erdoğan damadını düşünüyor biz de bu ülkenin çocuklarını düşünmek zorundayız.

 

Yorumlar (0)