CHP'li Tuncay Özkan'dan engelli çocuklar için kanun teklifi

İlgili kanun teklifinin gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:

“Eğitim, temel bir insan hakkı olarak evrensel ölçekte kabul görmektedir. Eğitim hakkı, Birleşmiş Milletler Örgütü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi örgütlerce kabul edilen belgelerde tanımlanmış, bildirge, sözleşme, tavsiye, karar, ilke, vb. nitelikte çok sayıda uluslararası ve bölgesel insan hakları belgesinde güvenceye alınmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine 2. maddesinde eğitim hakkı; ‘‘hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerinin yerine getirilmesinde, anne ve babaların çocuklarına, kendi dini ve felsefi inançlarına uygun olan bir eğitim ve öğretim verilmesini isteme haklarına saygı gösterir’’ şeklinde düzenlenmiştir.

Anayasamızın 42 nci maddesinde “Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz…” denmektedir.

Ayrıca, 5378 sayılı Kanunun 2 nci bölümünde engellilerin eğitim ve öğretim hakları düzenlenmiştir. 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun 15 nci maddesinde özetle “…hiçbir gerekçe ile engellilerin eğitim alması engellenemez. Engelliler, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, yaşadıkları çevrede bütünleştirilmiş ortamlarda, eşitlik temelinde, hayat boyu eğitim imkânından ayrımcılık yapılmaksızın yararlandırılır. Genel eğitim sistemi içinde engellilerin her seviyede eğitim almasını sağlayacak bütünleştirici planlamalara yer verilir” ifadelerine yer verilmiştir.

Tüm bu düzenlemelere rağmen ülkemizde engelli yurttaşlarımıza sağlıklı eğitim olanakları sunulamamaktadır. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel müdürlüğü bünyesinde toplam 1395 okulda 353 bin 610 öğrenciye eğitim hizmeti verilmektedir.

Aile Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre, ülke nüfusumuzun yaklaşık %6,9’unu engelli yurttaşlarımız oluşturmaktadır. Nüfusumuza oranlandığında yaklaşık 6 milyona yakın yurttaşımızın engelli olduğu ortaya çıkmaktadır. Zorunlu eğitim kapsamında 17 milyon 885 bin öğrenci bulunmaktadır. Ayrıca zorunlu eğitim yaş çağında yaklaşık 1 milyon 240 bin engelli öğrencimiz olduğu tahmin edilmektedir. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel müdürlüğü bünyesinde toplam 1395 okulda 353 bin 610 öğrenciye eğitim hizmeti sunulmaktadır. Nüfusumuzun yaklaşık %6,9’unu engellilerin oluşturduğu varsayıldığında, eğitim öğretim hizmeti sunulan öğrenci sayısının %1,97’de kalması, yüzbinlerce engelli öğrencinin eğitim öğretim hizmetinden yararlanamadığını ortaya koymuştur.

Bunun yanı sıra, engelli öğrenci ve aileleri, servis, bakım, fizik tedavi, rehabilitasyon vb. temel hizmetlerden yararlanma imkanına erişimde büyük güçlükler yaşamaktadır. Mevzuatta çeşitli düzenlemeler yapılmasına rağmen, uygulamada engelli bireylere hizmet sunumunda birçok aksaklık ve eksiklik yaşandığı bilinmektedir.

Okul sayılarının yetersizliği, ağır düzeyde engelli öğrencilerin örgün eğitim imkanına erişememesi, sağlık hizmetinin sunulamaması, bakıcı hizmetlerindeki aksaklıklar vb. ailelerin ve yurttaşlarımızın yaşadığı diğer sorunlardan bazılarıdır.

Engelli yurttaşlarımızın en baskın yaşadıkları sorun, eğitim olanaklarına ulaşamamaktır. Kimi engel gruplarında çocuklarımızın tekerlekli sandalye ya da özel dizayn edilmiş servis araçları ile okula gitmeleri gerekirken bu olanaklar yerine getirilememiştir. Bu şekilde engel gruplarına göre hazırlanmış servis araçlarının ve personelinin eksikliğinden kaynaklı sorunlar engelli çocuklarımızı eğitim sistemi dışına itmektedir.

Ayrıca engel gruplarına uygun okulların yapılmadığı diğer tespitler arasındadır. Örneğin Serebral Palsi nedeniyle çok çeşitli engel taşıyan çocuklarımız için ülkemizde bir okulumuz bulunmaktadır. Kontenjanları kısıtlı olan bu okula, Ankara’da oturan çocuklarımızın bir kısmı erişebilse de, geriye kalan 80 ilimizde ki çocuklarımızın erişmesi mümkün olmamıştır. Spinal Müsküler Atrofi (SMA hastalığı) nedeniyle binlerce yurttaşımızın da güçlükler yaşadığı bilinmektedir.

Engelli yurttaşlarımızın eğitim sorunlarının çözümü sosyal hukuk devleti olmanın gereğidir.

Atatürk’ün “kimsesizlerin kimsesi” olarak tanımladığı ve gençlere emanet ettiği Cumhuriyetin eğitim sistemi, 16 yıldır gençleri hızla “kimsesizliğe” sürüklemiştir. Bunun yerine, iktidar seçkinlerini yetiştirmeyi ve eğitimi siyasetin ana unsuru yapmayı kendine ana amaç haline getirmiş bir politika yürütülmeye başlanmıştır.  Eğitim hakkı, siyaset dışında tutularak tüm yurttaşlarımızın bu hakkı kullanmasına imkan sağlanmalıdır.

Teklifimizle engelli yurttaşlarımızın eğitim olanaklarına daha kolay erişmeleri hedeflenmiştir.”