CHP'Lİ TANRIKULU: 1954 BASIN KARTI İPTAL EDİLDİ

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle mesaj yayınladı. Mesajında Freedom House 2018 Özgürlükler Raporu ve Özgür Gazeteciler İnisiyatifi'nin 2018 raporuna atıfta bulundu. "Ne yazık ki bu basın açıklamamı bile haberleştirebilecek gazetecilerin çoğu, AKP’nin siyasi ve polisiye engellemeleri yüzünden artık çalışamıyor" diyen Tanrıkulu, "Çünkü 2013 yılından itibaren AKP’ye biat etmeyen, iktidarın propagandasını yapmayı reddeden yüzlerce, hatta binlerce gazeteci işsiz bırakıldı. AKP, kendisine biat etmeyen gazetecileri işsiz bırakmak için öncelikle onların çalıştığı kurumları kapattı" ifadelerini kullandı.

Vekil Haberleri 10.01.2019, 13:12 10.01.2019, 13:12
CHP'Lİ TANRIKULU: 1954 BASIN KARTI İPTAL EDİLDİ

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle mesaj yayınladı. Mesajında Freedom House 2018 Özgürlükler Raporu ve Özgür Gazeteciler İnisiyatifi'nin 2018 raporuna atıfta bulundu. "Ne yazık ki bu basın açıklamamı bile haberleştirebilecek gazetecilerin çoğu, AKP’nin siyasi ve polisiye engellemeleri yüzünden artık çalışamıyor" diyen Tanrıkulu, "Çünkü 2013 yılından itibaren AKP’ye biat etmeyen, iktidarın propagandasını yapmayı reddeden yüzlerce, hatta binlerce gazeteci işsiz bırakıldı. AKP, kendisine biat etmeyen gazetecileri işsiz bırakmak için öncelikle onların çalıştığı kurumları kapattı" ifadelerini kullandı.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle mesaj yayınlayan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Ne yazık ki bu basın açıklamamı bile haberleştirebilecek gazetecilerin çoğu, AKP’nin siyasi ve polisiye engellemeleri yüzünden artık çalışamıyor" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle mesaj yayınladı. Mesajında Freedom House 2018 Özgürlükler Raporu ve Özgür Gazeteciler İnisiyatifi'nin 2018 raporuna atıfta bulundu. "Ne yazık ki bu basın açıklamamı bile haberleştirebilecek gazetecilerin çoğu, AKP’nin siyasi ve polisiye engellemeleri yüzünden artık çalışamıyor" diyen Tanrıkulu, "Çünkü 2013 yılından itibaren AKP’ye biat etmeyen, iktidarın propagandasını yapmayı reddeden yüzlerce, hatta binlerce gazeteci işsiz bırakıldı. AKP, kendisine biat etmeyen gazetecileri işsiz bırakmak için öncelikle onların çalıştığı kurumları kapattı" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Son 16 yılda ülkemiz genelinde hayata geçirilen reformlar, Türk basınının zenginleşmesine, çeşitlenmesine, daha demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşmasına vesile olmuştur” sözlerini hatırlatan Tanrıkulu, bu sözlere "akıl alır gibi değil" ifadesini kullanırken, "Ulusal ve uluslararası kuruluşların tamamı açısından Türkiye’de basın özgürlüğünün ortadan kalktığı gerçeği artık üzerinde tartışılmaya bile gerek duyulmayacak kadar sabittir" diye ekledi.

GİTTİKÇE KÖTÜLEŞİYOR

Tanrıkulu, Freedom House 2018 Özgürlükler Raporu’na atıfla "Türkiye’de 'özgür olmayan' bir ülke. 2018 yılı itibariyle 180 ülke arasında 157. sırada. Aynı örgüte göre Türkiye son üç yılda üst üste en fazla gazeteciyi hapseden ülke. Türkiye, tutuklu gazeteci sayısı bakımından, Gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı hunharca katleden Suudi Arabistan’ı bile geçmiş durumda" dedi. Tanrıkulu  mesajında Özgür Gazeteciler İnisiyatifi tarafından hazırlanan 2018 Rapordaki verilere de yer verdi ve şunları belirtti: "141 gazeteci gözaltına alındı. 64 gazeteci tutuklandı.7 gazeteciye soruşturma açıldı. 71 gazeteciye dava açıldı. 521 gazeteci yargılandı 121 gazeteciye hapis ve para cezası verildi (112 gazeteciye toplam 546 yıl 9 ay 20 gün hapis cezası verildi. 3 gazeteciye muebet hapis cezası verildi. 6 gazeteciye ise toplam 40 bin tl para cezası verildi). 2 televizyona 1 milyon 80 bin TL para cezası, 1 TV’ye 5 program cezası, 1 TV’ye ise reklam cezası verildi. 

1954 BASIN KARTI İPTAL EDİLDİ

14 ajans ve gazete internet siteleri BTK tarafından defalarca engellendi. 1 Ocak 2016 ile 29 Kasım 2018 tarihleri arasında 1954 sarı basın kartı iptal edildi. 4 basın yayın kurumu kapatıldı. 1 gazeteye ve bir matbaaya kayyum atandı. 1 gazeteci sınır dışı edildi. 4 basın kuruluşu polisler tarafından basıldı. 54 gazeteci işten atıldı (bazıları istifa etti) 1 gazeteci öldürüldü (Cemal Kaşıkçı). 42 gazeteci yıl içinde serbest bırakıldı. 31 Aralık 2018 itibariyle cezaevlerinde 171 gazeteci tutuklu ve hükümlü olarak bulunuyor”.

 

 

15 Temmuz darbe girişiminden çok öncesine dayanan tasfiye operasyonları, darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL’le birlikte ayyuka çıkmış, onlarca gazete, TV kanalı, ajans, radyo ve haber portalı siyasi talimatlar neticesinde kapatılmıştır.

 

 Bu kapatmalar neticesinde yüzlerce gazeteci işsiz kalmış, onlarca gazeteci gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Sayın Erdoğan’ın Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle yaptığı açıklama, gazetecilerle ve Türkiye’deki basının halini bilen dünyayla da alay etmektir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Son 16 yılda ülkemiz genelinde hayata geçirilen reformlar, Türk basınının zenginleşmesine, çeşitlenmesine, daha demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşmasına vesile olmuştur” sözleri akıl alır gibi değildir.


Ulusal ve uluslararası kuruluşların tamamı açısından Türkiye’de basın özgürlüğünün ortadan kalktığı gerçeği artık üzerinde tartışılmaya bile gerek duyulmayacak kadar sabittir. 


Freedom House 2018 Özgürlükler Raporu’na göre Türkiye’de “özgür olmayan” bir ülke. Sınır Tanımayan gazeteciler Örgütü”ne göre Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 2018 yılı itibariyle 180 ülke arasında 157. sırada. Aynı örgüte göre Türkiye son üç yılda üst üste en fazla gazeteciyi hapseten ülke. Türkiye, tutuklu gazeteci sayısı bakımından, Gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı hunharca katleden Suudi Arabistan’ı bile geçmiş durumda.

 

 

Şu anda 142 gazeteci tutuklu bulunuyor. OHAL ilanından itibaren 516, 2018 yılı içinde de 118 gazeteci yargılandı. Geçtiğimiz yıl 105 gazeteci hakim karşısına çıktı ve bunlardan 80’i çeşitli cezalardan toplamda 430 yıl hapis ve yüzbinlerce liralık tazminat cezalarına çarptırıldı.

 

 Türkiye’de iktidarın en tepesindeki kişi hemen her gün bir gazeteciyi tehdit ediyor veya hedef gösteriyor. Sarı Basın Kartı yönetmeliğinde yapılan değişiklikle gazetecilere devletin memuru gibi çalışmak dayatılıyor. 


Sonuç itibariyle AKP iktidarı, kendisinin propagandasını yapmayan gazeteciye çalışma hakkı tanımamak için her türlü baskıya başvuruyor. Ancak bu iktidar tüm bu kısıtlamalara, ana akım medyanın tümünü ele geçirmesine  rağmen herkesi kontrol edemediğinin farkında.

 

 Çünkü gazetecilik ahlakına sahip çıkan, bu mesleğin onurunu koruyanlar da var. Küçük, kısıtlı imkanlara rağmen halk yararına gerçekleri aktarmak için büyük özveriyle çalışan gazeteciler var. Halkın haber alma hakkı iktidara rağmen ve bu küçük çabalar sayesinde sağlanabiliyor.


Fakat gazetecilerin özgür bir ortamda çalışabilmesinin koşullarını yaratmanın biz siyasetçilerin boynunun borcu olduğunu unutmuyoruz. Bu vesileyle iktidarın propagandasını yapmayı reddedip gerçekleri aktarmaya çalışan tüm çalışan gazetecilerin gününü kutluyorum. 

 

Yorumlar (0)