CHP'Lİ SERKAN TOPAL: EĞİTİMDE ÜÇ KUŞAK HEBA EDİLDİ.

CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal Eğitimin sorunlarını bir kez daha gündeme taşıdı. TBMM’de Basın toplantısı düzenleyen Topal, Hükümetin yanlışları yüzünden eğitimde üç en az üç kuşak heba edildi, dedi.

Vekil Haberleri 03.01.2019, 14:24 03.01.2019, 14:24
CHP'Lİ SERKAN TOPAL: EĞİTİMDE ÜÇ KUŞAK HEBA EDİLDİ.

TkMM’nin Aralık 2018 Eğitim Raporunu değerlendiren Serkan Topal, Eğitim tek başına İktidarın çözebileceği bir sorun değil, mutlaka toplumsal mutabakat aranmalıdır, ifadesini kullandı. Serkan Topal’ın açıklaması şöyle :

“Bildiğiniz üzere, Türkiye küçük Millet Meclisleri, toplumsal sorunlar konusunda, çalışmalar yapan sivil bir kuruluştur. Aralık 2018 ayında Eğitim konusunu ele aldılar ve bu çalışmanın sonucu bir rapor halinde kamuoyuna sunuldu.

Raporu incelediğimizde katılımcıların ortak paydası olarak 3 ana başlık ortaya çıkmaktadır.

Bunlar:

  1. Türkiye eğitim sisteminin geçmişten gelen ve çözüm bulunamayan yapısal sorunları var. Bu güne kadar üretilen çözümler (!) sistemi yazboz tahtasına çevirdi.
  2. Eğitim politikasının oluşturulmasında mümkün mertebe toplumsal ve politik uzlaşma / mutabakat aranmalı.
  3. MEB 2023 Vizyonu Belgesi, kamuoyunda, sorunun büyüklüğüne eşdeğer bir ilgi ve tartışma yaratmadı.

Bu raporu incelediğimizde ortaya çıkan temel eksikliğin ortak aklın eğitim politikalarına yansımadığı gerçeği ile bir kez daha karşılaşmaktayız.

EĞİTİMDE KAOS DEVAM EDİYOR

Eğitimin sorunları sadece hedefler açıklayarak, bürokrasiye siparişler vererek çözülemez. Kuşkusuz ki Milli Eğitim Bakanlığımızda iyi yetişmiş, konunun uzmanı olan ve sorunları yakından bilen Bürokratlarımız vardır. Ancak bu raporda dahil,  bu güne kadar edindiğimiz deneyimlerde gördük ki, eğitim meselesi bürokrasinin çözemeyeceği kadar büyük, kapsamlı ve toplumsal mutabakatı zorunlu kılan bir sorundur. Bu bakımdan toplumun bütün dinamikleri, eğitimin bütün bileşenleri işin içine dahil edilmeden, onların görüşleri doğrultusunda asgari mutabakat sağlanmadan sadece siyasi kaygılar göz önüne alınarak, siyasi hedeflerle getirilen her sistem, eğitimi düzeltmek yerine yeni bir kaosun içerisine sürükler.

Sizler ve tüm Türkiye kamuoyu 16 yıldır bu kaotik ortamı yakından takip etti ve acı sonuçları ne yazık ki yine bizzat toplumun kendisi yaşadı.

Bu kaotik ortama, en az 3 kuşağı eğitim açısından heba ettik. Çünkü Eğitimin “Milli” olduğunu unuttuk. AK Parti anlayışı, eğitimi siyasallaştırmakla yetinmeyerek ideolojik bir eğitim anlayışı topluma dayatmıştır.

EĞİTİM İDEOLOJİK DEĞİL BİLİMSEL OLMALIDIR

Oysaki eğitim ideolojik değil bilimsel olmalıdır. Toplumun talebi de bu yöndedir.

Sayın Milli Eğitim Bakanının 2023 Vizyon Belgesi diye sunduğu proje, başlığı itibariyle toplumda bir heyecan yaratmasına karşın, içeriği itibariyle hayal kırıklığı yaratmıştır. 

Toplumsal ihtiyaçları karşılamak yerine temenniler bildirgesi niteliğini taşıyan bu projenin ve 100 günlük eylem planında açıklanan hedeflerin bu güne kadar hiçbir bir somut örneğine tanık olmadığımızı üzülerek ifade etmek isterim.

Eğitim yılı başlangıcından bu güne kadar geçen süre içerisinde eğitim camiasının beklentisi olan; Ücretli öğretmenlerimizin sorunları çözülmedi. Sözleşmeli öğretmenlerimizin aile birliği sağlanmadı. Meslek dersleri öğretmenlerimize usta öğretici kadrosu dahi çok görüldü. Öğrencilerimizin çoğu istemedikleri okullarda öğrenim görmeye mecbur edildi. Okullaşma oranı sürekli düşme eğiliminde olmaya devam ediyor. Tam gün öğretimde istenilen oran ne yazık ki yakalanamadı. Okul öncesi eğitimde hala çok gerilerdeyiz. Taşımalı eğitim, her gün yeni sorunları birlikte getiriyor.  Üniversitelerimiz gereksiz yere sürekli bölünüyor. Uluslararası akademik başarımız içler acısı. İlk 500 de üniversitemiz yok.

MEB EĞİTİMİ TEK BAŞINA ÇÖZEMEZ

Milli Eğitim Bakanlığı; Eğitim sorununu tek başına çözme inadından vazgeçmelidir.

Sayın Bakan; Ya Eğitimin Milli olduğu gerçeğini dikkate alarak, tüm kesimleri kapsayacak şekilde bir Milli Eğitim Şurasını toplayın yada, Bakanlığın adından “Milli kelimesini çıkararak göreve gelen her Bakanın adını koyun.  Eğitim kamusal bir alandır, Okullarımız ticari şirkete dönüştürülmemelidir.  Bu ticarileşmenin önüne geçecek somut adımlar atılmalı ve yaşama geçirilmelidir. Dershaneden devşirme, apartman katlarında ofis düzeni ile eğitim veren kurumlar ne derece sağlıklı olur? Okulun sadece test merkezi olmadığı gerçeğini bilerek, öğrencilerimizin bedensel ve zihinsel eğitimine uygun fiziki yapılarda eğitimin verilmesine özen gösterilmelidir. Vakıf, dernek gibi oluşumların okullarımızda her ne adla olursa olsun eğitim vermelerinin önüne geçilmelidir. Türkiye yakın geçmişte bu tür vakıf, dernek ve benzeri yapılanmalardan çok acı  deneyimler edinmiş bir ülkedir. Bu deneyimleri asla unutmamalıdır. Adı ne olursa olsun çocuklarımız asla bu tür yapılanmalara emanet edilmemelidir. Devletimiz ve öğretmen kaynağımız ihtiyaçlarımızı fazlası ile karşılayacak sayı ve niteliğe sahiptir. Öğretmenlerimize vaad edilen 3600 ek gösterge ve yüksek lisans eğitimi mutlaka verilmelidir.

EĞİTİM GELİŞMEDEN SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ

Eğitim bir ülkenin gelişmişliğinin temel göstergesidir. Eğitim sorununu çözemeyen hiçbir ülke demokrasi sorununu, ekonomi sorununu ve sosyal sorunlarını çözemez. Çünkü sorunların çözümünde temel öge insan kaynağıdır. İnsanını yeterli ölçülerde eğitemeyen ve bilimsel donanımları veremeyen toplumların ekonomik ve politik kalkınması mümkün değildir. Bunun örneklerini gelişmiş toplumlarda yakında görmekteyiz.

Bakınız hepinizin bildiği gibi PISA sıralamasına göre; Türkiye 70 ülke arasında ; fende 51'inci, matematikte 48'inci, okumada 49'uncu sırada yer alıyor. Bu hiç birimizin kabul edebileceği bir durum değildir. Biran önce bu durumundan kurtulmamız gerekiyor. Türkiye, eğitimin bilimsel metotlarla yapılması konusunda toplumsal mutabakata sahip bir ülkedir. Sayın Bakandan, bu mutabakatı bir şans olarak görüp ve değerlendirmesini bekliyoruz.

Sayın Bakan gelin bu fırsatı heba etmeyelim. El birliği ile bu sorunu ülkemizin gündeminden çıkaralım.”

 

 

Yorumlar (0)