CHP'li Özgür Özel:Türkiye'de gazeteciler en hafifiyle işsizleştirme tehdidiyle karşı karşıya

"Bugün 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü. Gazetecilere önemli haklar veren 212 sayılı Basın İş Kanunu’nun yasalaşmasının 58’inci yıldönümü. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, gazetecinin sorumluluğunu, “Gazeteci, basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve otosansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir” ifadesiyle tanımlamaktadır."

Vekil Haberleri 10.01.2019, 10:47 10.01.2019, 10:47
CHP'li Özgür Özel:Türkiye'de gazeteciler en hafifiyle işsizleştirme tehdidiyle karşı karşıya

Bugün 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü. Gazetecilere önemli haklar veren 212 sayılı Basın İş Kanunu’nun yasalaşmasının 58’inci yıldönümü. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, gazetecinin sorumluluğunu, “Gazeteci, basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve otosansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir” ifadesiyle tanımlamaktadır.

Bugün Türkiye’de gazetecilik, tarihinin en ağır şartlarını yaşamaktadır. Gazete ve televizyonların sahiplik yapısında son 10 yılda meydana gelen değişimler, çalışan gazetecilerin önemli bir bölümünün Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına yakın kurumlarda çalışmaya zorlamakta, bu da gazetecinin birinci sorumluluğu olan kamunun haber alma hakkını, iktidarın çıkarları doğrultusunda göz ardı edilmesi gibi bir sonucu doğurmaktadır. Çağdaş demokrasilerde medya yasama, yürütme ve yargı erklerini denetleyen bir 4’üncü güç olarak tanımlanmakta ve bu denetleme görevini vatandaşlar adına yapmaktadır. Ancak ne yazık ki Türkiye’de medya, bu erkleri denetleme işlevinden uzaklaşmış ve yürütme organının güdümünde davranmak ya da yok olmak tehdidi arasında sıkışmıştır. Halen bu işlevini unutmayan cesur gazeteciler ve medya organlarının varlığı ise hepimize güç vermektedir.

Türkiye’de gazeteciler en hafifiyle işsizleştirme tehdidiyle karşı karşıya kalmakta, ya da soruşturma ve cezaevi baskısıyla burun buruna görevlerini yapmaya çalışmaktadırlar. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye 180 ülke arasında 157’nci sırada bulunmaktadır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye, aynı endekste 99’uncu sırada bulunmaktaydı. Bu durum Adalet ve Kalkınma Partisi’nin basın özgürlüğünü ne kadar geriye götürdüğünü göstermektedir. Her ne kadar iktidar partisi, gazetecilerin gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklu olmadığını ileri sürse de merkezi New York’ta bulunan Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi Aralık 2018’de yayımladığı raporda, Türkiye’de 68 gazetecinin hapiste olduğunu göstermektedir. Aynı raporda, “sahte haber” temelli suçlamalarla hapsedilenlerin oranının yüzde 28 olduğuna dikkati çekilmektedir.

Bugün biliyoruz ki eğer gazeteciler görevlerini yapmasalardı Amerika Birleşik Devletleri’nin Vietnam Savaşı’nda halkı kandırdığına dair belgeler açığa çıkmayacaktı. Eğer gazeteciler görevlerini yapmasalardı, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Robert Nixon’ın istifasıyla sonuçlanan Watergate Skandalı açığa çıkmayacaktı. Eğer Uğur Mumcu görevini yapmasaydı Rabıta Skandalı ortaya çıkmazdı. Eğer Paradise Belgeleri yayınlanmasaydı TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın oğullarının off-shore hesapları kamuoyu tarafından bilinemeyecekti.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle her zaman doğruları yazmayı ilke edinmiş, cesur tüm gazetecilerimizin özgür ve tarafsız habercilik koşullarının sağlandığı ve meslek haklarına kavuştukları günlere kavuşmalarını diliyoruz.

Yorumlar (0)