CHP'li Nazlıaka: Eğer bir kadın “hayır” diyorsa hayırdır, artık bunu kabul edin!

24 Mayıs 2020’de katledilen üniversite öğrencisi Zeynep’in ailesine destek olmak ve davayı takip etmek amacıyla gelen Nazlıaka, şu açıklamayı yaptı:

Zeynep’in ölüm haberini bir bayram günü öğrendik. Bayram sevinci kursağımızda kaldı ve yine biz, bir kız kardeşimiz için yandık. Daha gencecik hayatının baharında bir öğretmen adayı… Katillerin savunmaları, tepkileri, dayanak noktaları ve iktidarlarını kadın bedeni ile hayatları üzerinden değerlendirmeleri ne kadar aynı değil mi? Eğer bir kadın “hayır” diyorsa hayırdır. Artık bunu kabul edin!

Sevgilisi, eşi, arkadaşı olmaya zorlamak, “ille de benim istediğim olacak” anlayışı ile hareket etmek bu toplumun üzerine ölü toprağı serpmekten başka bir şey değil. Bunu herkesin aklına yazması ve devlet mekanizmalarının da şiddeti önlemek için gereken tedbirleri hayata geçirmesi gerekiyor. Aksi takdirde hayatını kaybeden her bir kadının ardından “Vahlarla tühlerle” cümleler kurup, izlemekten geriye gitmeyecektir.

Mesela; koruma kararı alan bir kadını gerçekten korumak adına harekete geçin, kadını şiddet uygulayıcısı ile karakolda, adliyede, hastanede barıştırmaya çalışmayın. Hiçbir kadın şiddetle, zorla barışarak yaşamayı kabul etmek zorunda değil. Sizin yapmanız gereken kendisinden başkasını tanımayan zihniyeti, insan hakları ile eşitlik ile tanıştırmak ve barıştırmaktır. Yaşam yerine ölümü kutsayan bu anlayış ne yazık ki her geçen gün hepimizi zehirliyor.

Sosyal devletin en temel görevlerinden biri; vatandaşlarının yaşam hakkını garanti altına almaktır. Fakat ne yazık ki biz 21. yüzyılda bir adım ileri gidiyorsak üç adım geri adım atıyoruz. Hala aylarca İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmak zorunda kalıyoruz. Hala tarikatlar aracılığıyla medeni kanun tartışma konusu oluyor ve ikinci eş çağrıları yapılıyor. Bu çağrı bilimsel bilginin üretilmesi gereken üniversitelerden yapılıyor! Kadınlar hakkında konuşmaya gelince kükreyen yönetenleri, kadınların yaşamaları için de aynı çabayı göstermeye çağırıyoruz.

Ama bilinsin ki oturup yerimizde beklemeyeceğiz. Bu salonlardan adalet çıkana kadar, tek bir kadının “ah” demediği günleri getirene kadar adliye önlerini, sokakları, kadınlara dar edilen mekanları daha güçlü bir şekilde tutacağız, her yerde olacağız!

Her geçen gün dayanışmayla büyüttüğümüz bu yolu, şiddet sona erinceye kadar sürdüreceğiz ve emin olun o gün siz de hayatla barışacaksınız. Buradan Zeynep’i ve kaybettiğimiz tüm kız kardeşlerimizi sevgiyle anıyorum. Yüreğinde insan sevgisi olan herkesi ve tüm kadınları hayatları ve hakları için mücadeleye çağırıyorum.

NE OLMUŞTU?

24 Mayıs günü Zeynep Şenpınar, eski sevgilisi milli boksör Selim Ahmet Kemaloğlu tarafından önce dövülmüş sonra göğsüne bıçak darbesiyle yaralanmıştı. Kemaloğlu daha sonra sağlık ekiplerini arayarak yardım istemişti. Ardından Kemaloğlu, tedavisinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Boksör Kemaloğlu hakkında 'Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor.Kemaloğlu hakkında düzenlenen iddianamede; Kemaloğlu'nun 112'yi aradığı sırada Şenpınar'ın hayatta olduğu ancak ekipler geldiğinde şüphelinin engel olması nedeniyle genç kızın hayatını kaybettiği tespiti de yer aldı. Ayrıca Şenpınar'ın olay günü sabah saatlerinde evden kaçtığı ancak Kemaloğlu'nun yakalayıp, eve götürdüğü de belirtildi. Kemaloğlu'nun Şenpınar'ın vücudundaki kanları temizleyerek, iç çamaşırı dâhil tüm kıyafetlerini temizleriyle değiştirdiği de belirtildi.