CHP'li Gürer: Veremle Mücadele İhmale Gelmez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Sağlık Bakanlığına yönelttiği yazılı soru önergesinde ülkemizdeki verem savaş dispanseri ve buralarda görev yapan personel sayısının açıklanmasını istedi. Gürer, ayrıca verem savaş dispanserlerinin denetim ve kontrolünün hangi sıklıkla yapıldığını, denetimlerde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için nasıl bir yol izlediğini sordu. 

Gürer’in önergesine yanıt veren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ülkemizde tüm il ve ilçelerde verem hizmetlerinin sunulduğunu belirterek, verem savaş dispanseri şeklinde özelleşmiş verem savaş birimi sayısının 173, burada görev yapan personel sayısının ise 1640 olduğunu açıkladı. 

Verem savaşı dispanserlerine yönelik denetim ve kalite kontrol faaliyetlerinin, İl Sağlık Müdürlükleri, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Tüberküloz Daire Başkanlığı ve Denetim Hizmetleri Başkanlığınca yürütülmekte olduğunu belirten Bakan Koca, denetimlerin aylım ve 3 aylık denetimler halinde yapıldığını belirtti. 

Tüberküloz saha timlerince, yıllık çalışma takvimi kapsamında belirlenen illerdeki tüm verem savaşı birimleri, hastaneler, laboratuvarlar ve tüberküloz hastaları ziyaret edilerek yerinde izleme ve değerlendirme yapıldığını ifade eden Bakan Fahrettin Koca, tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için sistemsel iyileştirmeler yapıldığını, tüberküloz saha timleri ziyaretleri kapsamında belirlenen eksik hususların ise il sağlık müdürlükleri tarafından giderildiğini kaydetti. 

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, uzmanlarca tedavi edilmediği ya da yanlış tedavi uygulandığında ölümcül olabilen verem hastalığıyla ilgili mücadelenin daha geniş bir perspektifte yapılması gerektiğini söyledi.

Günümüzde modern tedavi yöntemleriyle yüzde yüze varan oranlarda iyileşme sağlanabilen verem hastalığının solunum yoluyla bulaşabildiğine dikkat çeken Gürer, bu konuda tedbirlerin yanı sıra toplum bilinçlendirmesinin de önemine değindi.

Gürer, ülkemizde ciddi mücadele ile yok olan ya da gerileyen hastalıkların ekonomik sorunların artması ile oluşan yokluk ve yoksullukla yetersiz beslenme sonucu yeniden artma olasılığı karşısında mevcut her koşulun dikkate  alınmasının şart olduğunu ifade etti.