CHP'li Çakırözer'den Basın Kartı Yönetmeliği değişikliğine tepki

Dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yeni Basın Kartları Yönetmeliği demokrasinin olmazsa olmazı olan basın özgürlüğünü, halkın haber alma hakkını ve basın emekçilerinin mesleklerini özgürce yapabilme hakkını ortadan kaldırmaktadır. 14. Kez çıkartılan bu yönetmelik bugüne kadar çıkan tüm yönetmeliklerin gerisinde kalmıştır.

Vekil Haberleri 15.12.2018, 14:24 15.12.2018, 14:24
CHP'li Çakırözer'den Basın Kartı Yönetmeliği değişikliğine tepki

Dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yeni Basın Kartları Yönetmeliği demokrasinin olmazsa olmazı olan basın özgürlüğünü, halkın haber alma hakkını ve basın emekçilerinin mesleklerini özgürce yapabilme hakkını ortadan kaldırmaktadır.  14. Kez çıkartılan bu yönetmelik bugüne kadar çıkan tüm yönetmeliklerin gerisinde kalmıştır.

Bu yönetmelikle;

•             6’ıncı maddede basın kartı verilecek kişilerde aranan şartlar arasına belli suçlardan hüküm giymemiş olma koşulu getirilmiştir. Yönetmeliğin 29’uncu maddesinde de “mili güvenlik ya da kamu düzenine aykırı davranışlarda bulunması veya bu tür davranışları alışkanlık edinmesi” halinde basın kartının iptal edileceği düzenlemesi getirilmektedir. Türkiye’de güçler ayrılığının ortadan kalktığı, tek adam yönetiminin hakim olduğu ve yargının tarafsız ve bağımsızlığının tartışıldığı bugünkü ortamda en temel gazetecilik faaliyetleri bile “teröre destek”, “anayasal düzene, milli savunmaya ve devlete karşı suç”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “suç ve suçluyu övme” ve bunun gibi suçlar kapsamına sokulabilmektedir. Türkiye’de gazeteciler her dönemde düşünceleri, haberleri ve yorumları nedeniyle yani tamamen gazetecilik faaliyetleri sebebiyle yargılanmakta, gözaltına alınmakta, tutuklanmakta, hatta ağır hapis cezalarına çarptırılmaktadır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde bu konu öyle boyutlara ulaştı ki Türkiye basın özgürlüğü ve tutuklu gazeteciler konularında “dünyanın en büyük hapishanesi” olarak anılır hale geldi. Tüm uluslararası kuruluşlar Türkiye’yi basın özgürlüğünün bulunmadığı ülke olarak niteler durumda. Yönetmelik bu haliyle gazetecilerin büyük bir bölümünün basın kartının iptaline ve hatta ömür boyu bir daha bu haktan yararlanamamasına neden olacaktır. Dolayısıyla yüzlerce gazeteci mesleğini yapamaz hale gelecektir.

Gazeteciliği “terör faaliyeti” ile eş tutan bu anlayış, gazetecilik mesleği, basın emekçileri ve halkımızın haber alma hakkı açısından kaygı vericidir.

•             Yeni yönetmelikte, basın kartı komisyonunun yapısına ilişkin de kaygı verici değişiklikler yer almakta. Basın kartı komisyonunda basın meslek örgütleri ve sendikaların temsiliyeti kısıtlanırken, katılacak sınırlı sayıda örgüt ve sendikanın belirlenmesi de sadece Saray’ın inisiyatifine bırakılmıştır. Bunu son derece antidemokratik ve basın üzerinde yeni baskı ve kısıtlamalar kurmaya yönelik bir adım olarak görüyoruz.

YÖNETMELİK İPTAL EDİLMELİ, KARTLARI BASIN ÖRGÜTLERİ VERMELİ

Basın kartlarının artık sadece iktidara yakın gazetecilere verileceğinin ilanı olan bu yönetmelik sonrasında kamuoyunun yakından takip ettiği araştırmacı gazetecilik örneklerini veren Türkiye’nin yüzakı gazeteciler basın kartlarını kaybetme ve mesleklerini yapamama tehlikesi karşı karşıya kalacak.

Sözcü, Cumhuriyet, Evrensel, Birgün gazetelerinde haklarında dava ve soruşturma açılan yazar ve muhabirler hakkında kesin hüküm verilmesi halinde basın kartları iptal edilecek. Türkiye’nin önde gelen gazeteci ve yazarları Emin Çölaşan, Necati Doğru, Metin Yılmaz, Gökmen Ulu, Hasan Cemal, Nurcan Gökdemir, Onur Erem, Barış İnce, Can Uğur, Berkant Gültekin, Alican Uludağ, Pelin Ünker, Çağrı Sarı, Fatih Polat, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Musa Kart, Tuğrul Eryılmaz, Faruk Eren ve daha birçok isim bu yönetmelik sonrasında basın kartlarının iptali ve bir daha alamama tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. 

Bu yönetmelik bu haliyle basın özgürlüğünü daha da kısıtlamakta, eleştirel haber ve görüşlerin ifadesini zorlaştırmakta. Halkın haber alma ve gerçeklerini öğrenme hakkını elinde almakta ve demokrasiyi derinden yaralamaktadır.

Demokrasilerin olmazsa olmazlarından birisi de basın özgürlüğüdür. Basın özgürlüğü için gazeteciler rahatlıkla yazabilmeli, çizebilmeli ve düşüncelerini ifade edebilmelidir. Bunun için basın kartlarını devlet değil gazetecilerin bağlı oldukları meslek örgütleri ve sendikalardan oluşan bir komisyon vermelidir. Eğer bu yapılmayacaksa basın örgütlerinin de çağrıları doğrultusunda bu yönetmelik iptal edilmeli, meslek örgütlerinin önerileri doğrultusunda basın kartı uygulaması gazeteciyi, basın özgürlüğünü ve demokrasiyi koruyan bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Yorumlar (0)