banner773

CHP’li Çakırözer: “RTÜK’ün görevi özgür basını susturmak değildir”

CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer’in hazırladığı Haziran ayına ait Basın Özgürlüğü Raporu’nda, haberi, yazısı ve ifadesi nedeniyle gazetecilere tehdit ve soruşturmalar ile RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun gazete ve haber sitelerine ilan ambargosu ve televizyon kanallarını karartan cezaları yine damgasını vurdu.

Vekil Haberleri 03.07.2020, 14:25
CHP’li Çakırözer: “RTÜK’ün görevi özgür basını susturmak değildir”

Çakırözer, “Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu’nun Halk Tv ve Tele1 kanallarına örneği olmayan bir biçimde 5’er gün ekran karartma cezası vermesi basın özgürlüğümüze darbedir. Halkın haber alma hakkını devlet eliyle engellemek demektir. RTÜK eliyle televizyonların, Basın İlan Kurumu eliyle gazetelerin sansür edilmesi, gözdağı verilmesi susturulmak istenmesi kabul edilemez. RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun görevi tek adam yönetiminin sopası olmak, özgür basını susturmak değildir. Tam tersine görevleri halkın haber alma hakkını korumak, basın organlarının ve gazetecilerin özgürce görevini yürütmesi için tarafsızca çalışmaktır” dedi. Haberi, yazısı, paylaşımı nedeniyle gazetecilerin tutukluluğunun devam etmesinin Türkiye’ye yapılan ün büyük kötülük olarak değerlendiren Çakırözer, iktidarın sosyal medyayı kapatmaya yönelik girişimlerine de tepki gösterdi.

Ekranlara karartma, gazetelere ambargo, gazeteciye hapis ve tehdit..

CHP’li Çakırözer, her ay olduğu gibi Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü Haziran ayı karnesine ilişkin hazırladığı raporu Meclis’te düzenlediği basın açıklaması ile kamuoyuyla paylaştı. Rapora göre; gözaltına alınan gazetecilerden 3’ü tutuklandı. 1 habere erişim engeli getirildi. 1 radyo, 1 internet sitesi kapatıldı. RTÜK 2 televizyon kanalına idari ceza verirken, 2 televizyon kanalına 5 günlük ekran karartma cezası verdi. Basın İlan Kurumu Evrensel Gazetesi’ne toplamda 45 günlük ilan kesme cezası verdi. Gazeteciler haberleri nedeniyle tehdit edildi, 4 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. Adliyelerde duruşmaların başlamasıyla 14 günde 28 gazeteci hakim karşısına çıktı.

“RTÜK’ÜN GÖREVİ ÖZGÜR BASINI SUSTURMAK DEĞİLDİR”

Çakırözer, açıklamasında RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun televizyon ve gazetelere yönelik ilan kesme cezalarını eleştirerek, Halk Tv ve TELE1’e verilen 5 günlük ekran karartma cezasının basın özgürlüğüne büyük darbe olduğun söyleyerek, şu eleştirilerde bulundu:

“Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun Halk TV ve Tele1 kanallarına örneği olmayan bir biçimde 5 er gün ekran karartma cezası vermesi basın özgürlüğümüze darbedir. Halkın haber alma hakkını devlet eliyle engellemek demektir. RTÜK eliyle televizyonların, Basın İlan Kurumu eliyle gazetelerin sansür edilmesi, gözdağı verilmesi susturulmak istenmesi kabul edilemez. RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun görevi tek adam yönetiminin sopası olmak, özgür basını susturmak değildir. Tam tersine görevleri halkın haber alma hakkını korumak, basın organlarının ve gazetecilerin özgürce görevini yürütmesi için tarafsızca çalışmaktır. Medyanın yüzde 95’ini ele geçirmiş bu tek adam yönetiminin şimdi kalan yüzde 5’i susturmak istemesi çaresizliğinin tükenmişliğinin de kanıtıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar halk tv halkındır tele 1 haber alma hakkımızın savunucusudur. Hedefinizdeki tüm gazete ve kanalların tek gayreti gazetecilik yapmak, halkı gereklerden haberdar etmektir. Türkiye’de her sorunumuzun çözümü için ihtiyaç özgür basındır. Gazetecinin özgürlüğü, toplumun özgürlüğü demektir. RTÜK ve Basın İlan Kurumu sansürden, ekran karatmaktan, ilan ambargolarından vazgeçmeli, Anayasaya, basın ve ifade özgürlüğüne saygılı olmalıdır.”

3 BİN HABER YAYINDAN KALDIRILDI

İktidarın sosyal medyaya yönelik sansür girişimlerine yönelik açıklamalara da değinerek, bu girişimlerin Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünü geri getirmekten başka bir işe yarayamayacağını söyledi. Çakırözer, “Sosyal medya aracılığıyla kişilere yönelik ağır hakaretler asla kabul edilemez. Ama bunu gerekçe göstererek sosyal medyayı tamamen kapatmak, insanların düşünce ve ifade özgürlüğüne darbe vurmak demektir. Türkiye twittere yapılan şikayetlerde açık ara birinci sırada. İfade özgürlüğü derneğinin yeni yayınladığı rapora göre geçen yıl Türkiye’den 408 bin 494 internet sitesi erişime engellendi. Yine 130 bin url adresine, 7 bin twitter hesabına, 40 bin tweet’e, erişim engellendi. 888 farklı kararla 5 bin 599 haber adresine erişim engellendi. Bunlardan 3 bin 528 tanesi haber siteleri (içerik sağlayıcıları) tarafından erişim engeli kararı sonrasında yayından kaldırıldı.” dedi. Çakırözer Haziran ayında Gaziahtep’te bir fabrikada çalışan işçilerde covid 19 rastlandı haberlerine itibar zedelendi denilerek erişim engeli konuldu, onlarca gazete ve haber sitelerinden bu haberler kaldırıldı” dedi.

GAZETECİLERİ ZİNDANDA TUTMAK TÜRKİYE’YE EN BÜYÜK KÖTÜLÜK

Haziran ayında 2 gazetecinin gözaltına alındığını, 3 gazetecinin da tutuklandığını söyleyen Çakırözer, Libya’da şehit düşen MİT mensubunun haberleri nedeniyle tutuklanan 6 gazeteciden, 3’ün tutukluluğuna devam edilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Çakırözer, “Türkiye’de onlarca gazeteci tutuklu. Bunlardan 3’ü Libya’da şehit düşen MİT görevlisinin haberlerini yaptığı nedeniyle tutuklu. Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’e özgürlük ve adalet talep ediyorum. Gazeteci Müyesser Yıldız 21 gündür Sincan Cezaevi’nde haksız, hukuksuz tutuklu. Gazeteciler hapiste tutuldukça Türkiye maalesef dünyanın gazetecileri tutuklayan ülkesi olarak anılmaya devam edecek. Gazeteciler özgür bırakılmadıkça bu durum Türkiye’ye yapılan en büyük kötülük olarak devam edecek” ifadelerini kullandı.

GAZETECİLERE TEHDİT, ELEŞTİREL MİZAHA SORUŞTURMA

Çakırözer raporunda haberi, yazısı nedeniyle gazetecilere yönelik tehdit ve soruşturmaların devam ettiğine dikkat çekti. Raporda Sözcü Gazetesi Yazarı Saygı Öztürk’ün haberi nedeniyle İçişleri Bakanı tarafından sosyal medya aracılığıyla hedef gösterildiği belirtildi. Öte yandan Yeniçağ Yazarı Selim Yavuz Demirağ’ın posta kutusuna bırakılan mermiye dikkat çekilirken, Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Seyfettin Mete ve Gazeteci Elvan Yılmaz haberleri nedeniyle bir milletvekili tarafından mahkemeye verilmekle tehdit edildi. Eleştirel mizah haberleri de soruşturma nedeni oldu. Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi yönetici ve çalışanları AKP Sakarya Milletvekiline yönelik eleştirel mizah haberleri nedeniyle ifade verdi.

“MİLLETVEKİLLERİ ELEŞTİRİLEMEZ DEĞİLDİR”

Çakırözer gazetecilerin haberleri nedeniyle hedefe konulmasını, tehdit edilmesini eleştirerek, “Yıllardır gazetecilik yapan Saygı Öztürk Türkiye’nin en saygın, en namuslu gazetecilerindendir. Saygı Öztürk’ü yönelik bu itham asla kabul edilemez. Yeniçağ Yazarı Yavuz Selim Demirağ’ın posta kutusuna bırakılan mermiyle tehdit edilmesi kaygı verici. Aynı şekilde Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Seyfettin Mete ve Gazeteci Elvan Yılmaz ile Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi yönetici ve çalışanları AKP Milletvekillerine yönelik haberleri nedeniyle tehdit edilip, ifadeye çağırılması basın özgürlüğüne darbedir. İktidar milletvekilleri de, muhalefet milletvekilleri de eleştirilemez değildir. Gerçeklerin yazılmasını tehditle, soruşturmayla engellemek basın özgürlüğünün, halkın haber alma hakkı ihlalidir” dedi.

MECLİS KAPANMADAN GAZETECİLERİN YIPRANMA HAKKINI VERELİM

Çakırözer, raporunda gazetecilerin özlük haklarına yönelik yaşanan sıkıntılara da vurgu yaparak, gazetecilerin yıpranma haklarının bir an önce verilmesi çağışında bulundu. Çakırözer, “Gerekli yasa değişikliği teklifini Anayasa Mahkemesi kararının ardından aylar önce Meclis’e sunduk. Madem Temmuz ayında çalışacağız, bu süreçte Meclis’e gelecek torba yasalar ile basın emekçilerimizin hakkının iadesini sağlayabiliriz. Gerekirse iktidar kendi teklifini getirsin ama gazetecilerin yıpranma hakkını hayata geçirmeliyiz” dedi.

Yorumlar (0)