CHP'li Burak Erbay: Halkın sağlığı sizin saraylarınızdan daha önemli

CHP’li Erbay, “AKP’nin sağlık alanındaki yıkımı bu yasayla katlanarak artmıştır. Bu yasayla hastalar doktorsuz, doktorlar hastanesiz bırakılmaktadır. Muayene katılım ücretlerine, ilaç katılım paylarına, aylar sonraya verilen randevulara, yandaşlara yaptırılan hasta garantili hastanelere ve en temel insan hakkı olan sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılmasına bakıldığında sağlıkta devrim yaptığını iddia eden AKP’nin nasıl bir yıkım getirdiği açık bir şekilde görülmektedir.” dedi.

Vekil Haberleri 20.11.2018, 13:12 20.11.2018, 13:12
CHP'li Burak Erbay: Halkın sağlığı sizin saraylarınızdan daha önemli

AKP tarafından sağlık alanında yeni düzenlemeler getiren Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile ilgili TBMM Genel Kurulu’nda söz alan CHP Muğla Milletvekili ve AB Uyum Komisyonu üyesi Av. Burak Erbay, sağlıkta yaşanan şiddet olaylarını önlenmesi için gündeme getirilen bu yasada şiddetin önlenmesine dair bir madde olmadığını belirterek Türkiye’de ve Muğla’da yaşanan sağlık sorunlarını gündeme getirdi.

“Sağlıkta devrim yaptığını söyleyen AKP, dönüp Muğla’ya bakarsa aslında bir devrim değil yıkım yaşandığını çok açık bir şekilde görebilecektir. Çünkü Muğla’da kanser hastaları için ışın tedavisi uygulanacak bir ünitesi ve kalp hastaları için anjiyo bölümü bulunmayan hastanelerle karşılaşacaktır.” ifadelerini kullanan Erbay şunları söyledi;

“Bu yasa doktorları ölüme terk ediyor”

Bu yasanın birçok yerinde ciddi sıkıntılar var ama en önemlisi doktorları ölüme terk eden 5. Maddedir. Bu madde ile keyfi bir şekilde işlerinden atılan doktorlar kamu hastanelerine dönemedikleri gibi SGK ile anlaşması olan özel hastanelerde de çalışamayacaklardı. Ancak gösterdiğimiz ciddi muhalefet ve toplumsal tepki sonucunda AKP geri adım atmak zorunda kalmış ve doktorların SGK ile anlaşması olan özel hastanelerde çalışmasının önü açılmıştır.  Fakat görevinden uzaklaştırılan ya da göreve alınmama kararı verilen doktorlar için 450 gün bekleme süresi getirilmiştir. Böylelikle keyfi gerekçelerle görevinden uzaklaştırılan ya da sadece AKP’li olmadığı için olumsuz sicil verilerek göreve atanmayan doktorlar 450 gün boyunca hiçbir hastanede görev yapamayacak. Bu uygulama hastaları doktorsuz, doktorları da hastanesiz bırakılmaktadır. Bu kadar doktor açığı varken, AKP’nin bu uygulaması yandaş doktor üretmek için halkın sağlık hakkını engellemektir.

“Tek adam rejiminin hukuksuzluğu devam ediyor”

Soyut gerekçelerle ve hiçbir mahkeme kararı olmadan idarenin keyfine bırakılmış bir şekilde insanlar ‘irtibatlı veya iltisaklı’ olarak değerlendirilerek işlerinden atılmakta ve bir daha herhangi bir kamu görevinde çalışamamaktadır. AKP Türkiye’sinde kimin suçlu olduğuna mahkemeler değil AKP karar vermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nde ve genel olarak hukuk devletlerinde kanunları parlamentolar yapar ama o kanunları uygulayanlar mahkemelerdir. 16 yıllık AKP iktidarı boyunca yaşanan hukuksuzluklar şimdi kurmaya çalıştıkları tek adam rejimiyle en üst seviyeye ulaşmıştır. Artık ne kanunları TBMM yapmakta ne de mahkemeler kanunları uygulamaktadır. Kanun teklifleri saraydan gönderilmekte ve AKP Milletvekilleri sadece parmak kaldırmaktadırlar. Yıllarca emek vererek yetişen doktorlar hiçbir mahkeme kararı olmadan, hiçbir hukuki gerekçe olmadan işlerinden atılmakta ve  ‘sosyal ölüme’ mahkum edilmektedir. Bu durum aynı zamanda Türkiye’de artık hukuk sisteminin geldiği noktayı da göstermektedir.

 

 

“Muğla’da sağlık hizmetleri yetersiz”

Sağlık alanında yaşanan sorunları görmeniz için herhangi bir doktor, hemşire, teknisyen ya da memura dokunmanız yeterlidir. Maalesef bu çalışanlarını hiçbiri kendini güvende hissetmemekte ve en acısı da yaptığı işten mutlu olmamaktadır.

Muğla ilinin hangi ilçesinde olursa olsun, Marmaris, Köyceğiz, Ortaca, Dalaman, Fethiye, Bodrum’da hastaneleri ziyaret ettiğinizde sağlık çalışanı sayısının ve ekipmanların yetersiz olduğu görülecektir. İlçelere doktor atanmakta fakat doktorlar uzun süre ilçelerde kalmayı tercih etmemektedir.

Yeni açılan Tıp Fakültesi dahil ilçelerdeki yatak kapasitesi maalesef yetersizdir. Hastalar Denizli, Aydın ve İzmir gibi civar illere sevk edilmektedir.

Muğla ilimizde çalışan diğer sağlık emekçileri ile ilgili de büyük sıkıntılar vardır. Hemşire ve ebe gibi personel, özellikle AKP’ye yakın olanlar kendi alanlarında çalıştırılmak yerine idari personel olarak görevlendirilmekte ve bu durum personel açığına neden olmaktadır. Ancak resmi kayıtlarda yeterli personel göründüğü için bu konuyla ilgili soru sorulduğunda yeterli personel var cevabı verilmektedir.

Muğla'da kamuya ait hiçbir hastanede radyasyon onkolojisi ve radyoterapi yani kanser ışın tedavisi uygulanmamaktadır. Bir üniversite hastanesinde böyle bir bölümün olmaması kabul edilemez bir durumdur. Diğer yandan Muğla sınırları içinde hiçbir kamu hastanesinde anjiyo ünitesi bulunmamaktadır. Muğla’da anjiyo yapılamıyor, stent takılamıyor. Kardiyoloji bölümlerinde deneyimli uzman doktorlar olmasına rağmen, anjiyo merkezinin olmaması nedeniyle hastalar ya il dışına sevk edilmekte ya da özel hastanelerde tedavi olmak zorunda kalmaktadırlar.

Personel eksikliği nedeniyle Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma hastanesinin 15 ameliyathanesinin 2 tanesi tüm cihazları ve ekipmanı tam olduğu halde kullanılmamaktadır.

Köyceğiz’de ve Ortaca’da iki hastane yapıldı ancak iki ayrı hastane yerine Ortaca-Köyceğiz ve Dalaman ilçelerimizi kapsayacak bir bölge hastanesi yapılsaydı hastalar daha fazla yatak kapasitesine sahip, daha donanımlı ve uzman doktorları olan bir hastanede tedavi görme şansı yakalayacaktı, fakat bu yapılmadı. Şu an durum iki ilçede donanımı yetersiz, uzman doktoru ve yeterli personeli bulunmayan iki hastane var. Ve gelen hastalar gerekli ekipman ve personel bulunmadığından merkeze ya da diğer il hastanelerine sevk edilmektedir.

Muğla ilimizin yaz sezonunda nüfusu 10 milyona yaklaşmaktadır. Bu dönemlerde nüfus yoğunluğu artan Köyceğiz Ekincik  Koyu – Fethiye Göcek – Marmaris Turunç, Bozburun- Selimiye gibi turistik bölgelerimizde yaşanan sağlık sorunlarına müdahale edilebilecek yeterli personel ve ekipman bulunmamaktadır.

 

 

“Sağlık emekçilerinin sorunları bir an önce giderilmelidir”

Sağlık emekçilerinin Fiili Hizmet Süresi talepleri karşılanmamıştır. Bu süre geçmiş çalışma yıllarını kapsamamakta, fiilen çalışılan gün üzerinden hesaplanmakta, tüm sağlık emekçilerini kapsamamaktadır. Örneğin Emniyet güçleri 5 yıla 1 yıl yıpranma payı alırken sağlık emekçileri 9-10 yıla 1 yıl alabilmektedir.

Ek ödeme adı altında verilen döner sermaye ödemeleri emekliliğe ve emekli ikramiyesine dahil edilmeyerek mağduriyet yaratılmakta düşük emekli maaşları bağlanmasına neden olmaktadır. Ek gösterge adaletsizliği devam etmekte AKP tarafından söz verilen 3600 ek gösterge düzenlemesi halen yerine getirilmemiştir.

Sağlık emekçilerine yönelik artan sözlü ve fiili şiddette karşı derhal önlem alınmalıdır. Sağlıkta şiddet yasası adıyla hazırlanan torba yasada şiddeti caydırıcı hiçbir düzenleme yoktur.

“Saray yapmayı bırakın hastane yapın”

Muğla ilimizde sağlık alanında durum bu kadar vahimken Marmaris Otluk koyunda onbinlerce ağaç kesilerek milyonlarca lira harcanarak 300 odalı yazlık saray yapmak reva mıdır?  AKP Genel Başkanına sesleniyorum,  bu sevdadan vazgeçin.

Gelin Marmaris’e yapılacak yazlık saray bütçesini Muğla’da anjiyo ve ışın tedavisi merkezi açılması için kullanalım. İnsanların hayatını kurtaralım. Bunu da kabul etmiyorsanız yazlık sarayı Sağlık Bakanlığı’na devredelim. Rehabilitasyon Merkezi yapalım. İnanın Allah katında çok daha makbul olacaktır.

 

Yorumlar (0)