CHP'li Yıldırım Kaya: Kars'ta Doğanlar, Kars'ta Doyamıyor!

Kars, tarihi 5000 bin yıl öncesine dayanan bir kadim şehrimiz. Kars’ta olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Diğer yandan da çok sayıda medeniyete beşiklik etmiş, tarihe kapı açmış Kars’ın, hak ettiği şekilde değerlendirilmemiş olmasının üzüntüsünü yaşıyorum.

Vekil Haberleri 02.10.2019, 12:18
CHP'li Yıldırım Kaya: Kars'ta Doğanlar, Kars'ta Doyamıyor!

Kars, Osmanlı, Rus, Ermeni tarihinin ve mimarisinin iç içe geçtiği bir şehir.  Böylesine tarihi bir dokuya sahip şehrimizin açık hava müzesi haline dönüştürülüp dünya mirasları arasında yer alması gerekirdi.

Ancak tarihimize değer vermediğimizin acı gerçeği Kars’ta da yüzümüze çarpıyor. Sadece turizm gelirleriyle kalkınabilecek bir şehrin, tarihi mirasını değerlendirememiş olması büyük kayıp.

Kars’a elindeki imkanları değerlendirmesi için gerekli yatırımlar da maalesef yapılmamış. Ekonomik olarak en geri kalmış illerimizden biri durumuna düşmüş. İşsizliğin kol gezdiği, en fazla göç veren illerimizden biri olmuş. 

2017 Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’in verilerine göre, Türkiye’de yaşayan Kars nüfusuna kayıtlı kişi sayısı 950 bin, ancak Kars’ta yaşayanların sayısı sadece 288 bin kişi.

Bu sayılar Kars’ta doğanların, Kars’ta doyamadıklarının en çarpıcı sonucu. En fazla da genç nüfuz, hatta çocuk denecek yaşta olanların göç etmesi çok acı bir tablo. Liseyi bitiren gençlerimiz işsizlikten, başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlere göç ediyor.

Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan Kars son dönemde yaşanan ekonomik krizden en fazla etkilenen illerimizden biri... İklim koşullarının zorluğundan kaynaklı tarımın sınırlı yapıldığını biliyoruz. En önemli geçim kaynağı olan hayvan yetiştiriciliği ve ihracatı da maliyetlerin yüksekliğinden kaynaklı bitme noktasına gelmiş. Yetiştirdiği hayvanları Kurban Bayramında büyükşehirlere getiren üretici ekonomik krizden dolayı çoğunu satamayarak geri getirmek zorunda kaldı.

Dünyaya hayvan ihracatı yapması gereken Kars, yanlış ekonomik politikanın kurbanı olmuş. Ekonomi bilmeyenlerin Türkiye’yi yönetmesinin bedelini; canlı hayvan, patates, soğan, saman ithal ederek ödüyoruz.

Hazine ve Maliye Bakanı “Sosyete Damat” her ay yeni bir ekonomik paket açıklıyor. Ancak ekonominin, sadece ekonomik paket açıklanarak yönetilemeyeceğinin farkında değil.

Tarım ve hayvancılık yapmaya uygun iklimi olan bir ülkenin, hayvan ithal etmesi, gelinen durumun vahametini gösteriyor.

Türkiye’nin her bölgesinde yetişen patatesi, iç savaşın olduğu Suriye’den ithal etmemiz ne acı bir durum. Bundan daha kötü bir ekonomi yönetimi olur mu? Bunun adı ekonomik kriz değil de nedir?

AKP şimdi işini gücünü bir kenara bırakmış iç çekişmelerle, bölünmelerle uğraşıyor. Her geçen gün kötüye giden ekonomik veriler umurlarında değil. AKP Genel Başkanı yeniden “Cumhurbaşkanı” seçilmenin formüllerini arıyor.

Muhalefetten, soldan ve de CHP'den bir daha Cumhurbaşkanı seçilemesin diye getirdikleri 50+1 formülü ayaklarına dolandı. Kazdıkları kuyuya kendileri düştü! Artık bundan sonra, Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 50+1’i alması da, yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi de hayal oldu.

Kim ki halkın iradesini yok sayar, demokrasiye darbe vurmaya kalkarsa; eninde sonunda bedelini ödüyor. AKP’de halkın verdiği desteği diktatörlük kurmak, rejimi değiştirmek için kullandı. Şimdi yaşadıkları bunun bir bedelidir.

Türkiye AKP sayfası kapanıyor.

Ne diktatörlük, ne tek adam rejimi…

Tam bağımsız, güçlendirilmiş parlamenter sistem…

Yorumlar (0)