CHP'li Şevkin:“Bırakın baroları, kıdem tazminatını, 7 şiddetindeki depremi tartışalım”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’nin deprem fay hatlarını konuşması gerekirken baroların bölünmesi, kıdem tazminatlarının kaldırılması, mesleki kuruluşların yok edilmesi gibi gündemlerle meşgul edildiğini vurguladı.

Vekil Haberleri 02.07.2020, 09:55
CHP'li Şevkin:“Bırakın baroları, kıdem tazminatını, 7 şiddetindeki depremi tartışalım”

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ‘Deprem Gerçeği ve Fay Hatları’ konulu gündem dışı konuşma yapan Dr. Şevkin, Türkiye'nin coğrafya olarak yüzde 92'sinin fay hattı üzerinde olduğuna dikkati çekti. Şevkin, "Deprem, fay hatlarının yanında siyasi fay hatları oluşturuluyor. Deprem fay hatlarını konuşmamız gerekirken baroların bölünmesi, mesleki kuruluşların yok edilmesi ve kıdem tazminatlarının kaldırılması gibi sanal gündemler konuşuluyor" diye konuştu.

2020’nin Ocak ayından itibaren 5 şiddetinin üzerinde 15 deprem olduğuna dikkat çeken Dr. Şevkin, 52 vatandaşın hayatını kaybettiğini, bin 700 kişinin yaralandığını ve 20 bini aşkın bina ve iş yerinin hasar gördüğünü söyledi.

BIRAKIN BAROLARI BÖLMEYİ, DEPREMİ TARTIŞALIM!

Uzmanların ve ilgili birimlerin sürekli "7 şiddetinin üzerinde bir deprem geliyor" uyarısında bulunduğunu hatırlatan Dr. Şevkin, "Biz bu konuyu tartışamıyoruz. Bırakın baroları bölmeyi, bırakın kıdem tazminatlarını ortadan kaldırmayı, gelin olası bu depremi tartışalım” dedi.

Pandemi nedeniyle bir kurul oluşturulduğunu ancak neredeyse her gün deprem olmasına karşın bir deprem kurulunun kurulmadığını ifade eden Dr. Şevkin, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) deprem konusunda üzerine düşeni yapmadığını ve atamalarda liyakatı esas almadığını vurguladı.

17 Haziran 2020'de 217 sıra sayılı Kanun Teklifi'nde yapmış olduğu konuşma ve uyarılardan sonra iki hafta geçmeden, Manisa ve Muğla'da art arda 5 büyüklüğün üzerinde depremler yaşandığını hatırlatan Dr. Şevkin, yine, son günlerde sel afetinden İstanbul'da 1 ve Bursa'da 6 olmak üzere 7 vatandaşın hayatını kaybettiğini, çığ afeti altından 5 vatandaşın kurtarılmaya çalışılırken liyakatsiz yöneticiler ne yazık ki 41 vatandaşın çığ altında yaşamını yitirdiğini belirtti.

6 AYDA 99 CAN!

Ocak-Haziran tarihleri arasında çığ, heyelan ve sel afetlerinden dolayı toplam 99 vatandaşın hayatını yitirdiğini, bunu rakam olarak ifade etmekten de utanç duyduğunu vurgulayan Dr. Şevkin, “Ölen insanların anısı önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.

Türkiye’de 2020 yılı içerisinde deprem, sel, çığ düşmesi ve heyelan gibi afetler nedeniyle 7 milyar lira hasar zararı oluştuğunu, tüm bu yaşananların hükûmet tarafından tartışılmadığını belirten Dr. Şevkin, şunları söyledi:

“18 ilimizin ve 80'i aşkın ilçemizin, 502'yi geçen mahalle ve köyümüzün doğrudan 5,5 ve üzeri deprem oluşturacak fay hattı üzerinde olduğunu bilmemize rağmen, bütün bilim adamlarının ve Jeoloji Mühendisleri Odasının defalarca "7 büyüklüğünde ve üzerinde bir deprem geliyor" diye uyarmalarına rağmen bu konuda tek bir çözüm sunulmadı ve bunu burada hâlâ tartışmıyoruz. Bu, çok önemli bir handikaptır. Bırakın artık bu baroları, bırakın TMMOB'u, bırakın kıdem tazminatıyla uğraşmayı.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve İmar Kanunu'yla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, mevzuat gereği afet bölgelerinde yapılması gereken önlemlere ilişkin hâlâ bir çözüm önerisi getirmiyor. Kentsel dönüşüm rantsal dönüşümden çevrilemedi. İmar planlarına esas jeolojik ve jeoteknik etütler hâlâ imar planlarına işlenmiyor, kent bilgi sistemine işlenmiyor.

AFAD ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMIYOR!

"İmar barışı" adı altında çıkardığınız imar affı, fırsatçıları koruyup kolladı, kanuna nizama uyan insanları bir bakıma cezalandırdı. Ne yazık ki kurala uyanlar ötekileştirildi, kurala uymayanlar ise ödüllendirildi. Bununla ilgili hâlâ bir önlem alınıyor mu? Hayır.

Peki, birinci derecede sorumlu İçişleri Bakanlığı ve AFAD üzerine düşeni yapıyor mu? Yine kocaman bir hayır. Ne yazık ki kaya düşmesi, heyelan, deprem, sel baskını ve benzeri gibi afetlere dönük AFAD üzerine düşeni yapması gerekirken liyakati olmayan, bu konuda bilgisi olmayan çeşitli meslek disiplinlerinden insanları -bir araştırın lütfen- ne yazık ki AFAD'a atamıştır. Dolayısıyla çığ felaketinde yaşanan aymazlık gibi olaylar yaşıyoruz.

Meclis, siyasi saiklerden ayrı 83 milyonun canını ilgilendiren bir deprem gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu bilmelidir. Bakın, sağlıkta nasıl pandemiyle ilgili bir sağlık kurulu oluşturulduysa derhâl bir deprem kurulunun oluşturulması gerekiyor. Sadece enkaz altından çıkarmak marifet değil, önemli olan enkaz altında insanların ölmemesini sağlamak.

DEPREM UNUTMAZ!

Bu kürsüden bir kez daha çağrı yapıyorum: Hükûmetin sorumluluğu taşıması gerekiyor, MHP'li milletvekilerine de sesleniyorum. Yüz binlerce insanın canının sorumluluğunu taşıyoruz. Hep beraber, bu ülkenin kanayan yaralarından biri olan ve 550 aktif fay hattı üzerinde yaşayan yüzbinlerce insanımız için fay yasasını gelin, çıkaralım. Afetler gibi ulusal bir sorunu birlikte ele alalım, afetlerden sorumlu kurumlara liyakatli kişileri atayalım. Kaynakları ve önceliği Kanal İstanbul gibi uçuk projelere değil; kentlerin, depreme hazır kentler olmasına hazırlayalım. Unutmayalım, insan yaşamı çok önemli, kaç insanın ölmesini daha bekleyeceğiz. Biz unutsak da deprem unutmuyor.”

Yorumlar (0)